Fenerbahçe ile Maliye Piyango’yu karşı karşıya getiren çeyrek final serisinde ilk maç sonucunu detaylar belirledi. Takımların güç dengesi ve kırılganlıkları birbirine o kadar yakındı ki, maçı kazanacak taraf, kırılma anlarında daha az hata yapan olacaktı.
Hala çok kırılgan
Sarı-lacivertiler hiç kuşkusuz ikinci yarının en formda ve başarılı takımı. Ancak daha önceki yazılarımızda da belirttiğimiz üzere Fenerbahçe’nin kırılganlık eşiği öylesine yüksek ki, denge içerisinde geçen anlarda mutlaka rakibinin hata yapması gerekiyor. Mesela birinci sette Maliye Piyango 4 sayı önde iken oyuna giren Oğulcan Yatgın, gerek servis etkinliği, gerekse pas dağılımı ile takımını ayağa kaldıran ve seti kazandıran isim oldu. Ancak aynı Yatgın, dördüncü sette bir anda durdu ve grafiğinin uç noktalarını birbirinden oldukça uzaklaştırdı. Bir deneyim abidesi olan Ulaş Kıyak ise son derece tutuk başladığı maçta yaklaşık 2 set boyunca kenarda oturmasına rağmen final setinde oyuna dönüp takımını çok iyi bir düzende oynattı. Kadro derinliği anlamında olumlu gibi görünse de süreklilik anlamında takımı zayıf düşürebilecek bir durum.
Takıma katıldığı günden bu yana seviye atlatan Salvador Hidalgo ise hücumda standardını bulsa da servis ve manşet anlamında beklentilerin uzağında kaldı. Aslen Kübalı oyuncunun kötü servis attığını ya da manşet aldığını söyleyemeyiz. Ancak Hidalgo’nun izleyenlere bugüne dek gösterdiği performans, güçlü smaçör üzerindeki beklentilerin yüksek olmasına neden oluyor. Vasat bir oyun sergileyen Wouter Ter Maat ise sarı lacivertlilerin en önemli ikinci skor opsiyonu olduğundan bahse konu kırılganlığa doğrudan etki ediyor. Fenerbahçe’nin iyi manşet geldiğinde dahi çoğu zaman köşeleri kullanması ise kırılganlığa sebep olan başka bir faktör. Bugünkü maçta sadece %11.1 (14/126) ile ortadan hücum eden sarı kanaryalar, rakibin Maliye kadar hata yapmadığı bir günde bundan çok daha zor durumlarla karşılaşacaktır. Bunun ötesinde Oğuzhan Karasu beklentileri karşılayan isim olsa da takımın en önemli vurucu güç unsurlarından olan Emre Batur’un kötü bir gün geçirdiğini belirtmeliyiz.
Fenerbahçe’de beklentilerin üzerinde bir oyun sergileyen Kevin Klinkenberg ise yüksek bir yüzde ile top öldüremese de çok kritik anlarda yaptığı defans yapılması imkansıza yakın toplarla takımına büyük katkı sağladı. Belçikalı smaçörün servis çizgisinin gerisinde de çok önemli işler yaptığını ayrıca belirtelim.
Öyle bir anda oldu ki…
İkinci devre yaşadığı sakatlık problemleri nedeniyle istediği çizgiye gelmekte zorlanan Maliye Piyango ise tam kadro çıktığı maçta beklenmeyecek derecede hatalar yaptı. Blok ve hücumda çok iyi bir performans sergileyen Çağatay Durmaz final setinde çok müsait bir topu dışarı nişanladı. File önüne gelen manşetlerde takımını ışık hızında oynatan Georgi Seganov, takımı 8:5 önde iken Ter Maat’ı çok rahat yakalayabilecek bir pozisyonda kollarını aşağı indirdi. Kendisi dahi bloktan kaçabileceğine inanmayan bir vuruş yapan Hollandalı pasör çaprazı, topu dokunmak suretiyle Bulgar pasörün kafasına nişanladı ve sayıyı takımına kazandırdı. 9:5 olabilecek bir pozisyon 8:6’ya döndü. Akabinde Seganov’un Sabit Karaağaç’a attığı pas da filenin altında kalınca Fenerbahçe’nin galibiyetine giden yolda başka bir taş olarak yerini aldı. Takımın bu sezonki en önemli silahı olan ancak sakatlık sonrası istenilen düzeye ulaşamayan Jhon Wendt’in son topu dışarı vurması da “Bu anda yapılacak iş mi bu?” dedirten cinstendi. Bu pozisyonda Fransız pasör çaprazına çok kötü bir pas geldiğini de ayrıca belirtelim.
Maç boyunca çok ölümcül noktalara servis atan kaptan Halil İbrahim Yücel ise çok kritik anlarda hücum ve servis hatası yaparak takımının kırılganlığını arttırdı. Kendi standartlarına yakın bir oyun sergileyen Nicolas Bruno ise kritik anlarda gelen anlamsız hataları tolere edebilecek bir düzeyde değildi.
Sahada yer alan 3 liberonun da (Ahmet Karataş-Caner Dengin-Deniz İvgen) çok etkili servis ve hücumların gözlemlenmediği bir maçta formsuz bir oyun oynadıklarını belirterek bu analizi noktalayabiliriz.
İkinci maç
Bu iki takımın aralarında oynayacakları tüm maçlarda 6 ihtimalin de gerçekleşebileceğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Ancak Ankara’da oynanacak maçta elbette ev sahibi avantajı ile Maliye Piyango bir adım önde olacaktır. Ayrıca form düzeylerinin gittikçe yükselen bir doğrultuda olması Ankara ekibinin zamanla birlikte elde ettiği avantajlardan. Maliye Piyango bugün rakibine oranla ortayı çok daha fazla (%23.6) kullandı ve kullandıkça kazandı. Fenerbahçe ise sürekli kazanmasına rağmen sahada çokça gösterdiği kırılganlığı azaltmak ve ortayı çok daha fazla kullanmak zorunda.
Böylesi hatalar olmamalı
Bizim voleybolcular (siz onu ligimizde oynayan diye de okuyabilirsiniz) ile Dünya çapındaki oyuncular arasındaki en temel farklardan biri, onların bile bile lades dememeleridir. Mesela bugünkü maçta top filenin üzerinde yükselmiş ve karşıda blok yokken Çağatay Durmaz’ın topu öldürmek yerine topu oyuna sokması, Nicolas Bruno’nun vurulmayacak üçüncü pası karşıya adeta “alın istediğiniz gibi oyun kurun” dercesine atması, Halil Yücel’in aynı üçüncü pası ön pozisyonda bekleyen Oğulcan Yatgın’a “al şu pası bir vur da görelim” dercesine yollaması ve Yatgın’ın bu sayede takımına çok kolay bir sayı kazandırması gibi örnekler, aradaki farkın önemli bir bölümünü gözler önüne seriyor. Daha üst seviyede oynamak istiyorsak, bu tarz hatalara yer vermemeliyiz.
Nasıl bir fikstür?
Fenerbahçe-Maliye Piyango maçı saat 15.00’da başlayacak. Hemen arkasında yer alan Eczacıbaşı Vitra-Kameroğlu Beylikdüzü maçını saati ise 17.00 olarak belirlenmiş. 5 set süren ilk doğal olarak geç bitti. İkinci maç ise planlanandan tam 1 saat 15 dakika sonra (18.15) başladı. Takımlarını izlemek üzere İstanbul trafiğinin en kötü olduğu cumartesi günü yollara düşen Eczacıbaşı ve Beylikdüzü taraftarları 16.30 civarında Burhan Felek’e ulaştı. Ancak güvenlik görevlileri, kendilerine verilen talimat gereği bu seyircileri salona almadı. Yaklaşık 1 saat boyunca ayazda bekleyen izleyiciler, Fenerbahçe taraftarları salondan çıkartıldıktan sonra içeri alındı. Bizim de aklımıza aşağıdaki sorular geldi.
– İlk maç daha erken ya da ikinci maç daha geç planlanarak fikstür yazılamaz mıydı?
-Bir maç bittikten sonra ikinci maç öncesi takımlara yaklaşık 45 dakika ısınma süresi veriliyor. Bu durumda ikinci maçın zamanında başlayabilmesi için ilk maçın 1 saat 15 dakika bitmesi gerekiyor. Bu sezon 1 saat 15 dakikada biten kaç tane maç oynandı?
– Ligi dördüncü ve beşinci bitiren takımlar oynarken maçın bu kadar kısa bir sürede biteceği nasıl hesaplandı?
– Erkenden salona gelerek motivasyonunu kaybeden oyunculara, hakemlere, soğukta dışarıda bekleyen ve bu yanlış planlama nedeniyle zaman yönetimini kendi inisiyatifiyle yapamayan taraftarlara yazık değil mi?
Maçtan koptu
Görüntülü Değerlendirme Sistemi (GDS) zorunlu olduğundan beri hakemlerinin işinin çok daha kolay olduğunu uzun zamandır belirtiyoruz. Buna rağmen GDS dışında kalan bölümde yapılan hatalar, oyunun kalitesini düşürüp katılımcıları isyan ettiriyor. Bugünkü maç, bu yaşanmasını hiç istemediğimiz bu duruma iyi bir örnek oldu. Yavuz Akdemir-Recep Karakoç ikilisi, aslen çok tartışma yaratmayacak pozisyonlarda maça fazlaca dahil olunca oyun çoğu zaman isyana sahne oldu. Özellikle Akdemir, üçüncü setin ortalarında maçtan tamamen koptu.
– Maçın hemen başında Ulaş Kıyak’ın attığı pasa “karşı sahadaki topa müdahale” çaldığında Maliye oyuncuları bile şaşkına döndü.
– Buna karşılık skor 24:22 iken bariz karşı sahadaki topa dokunan Salvador Hidalgo’ya düdük çalınmadı. Böylelikle Akdemir, kafasında kalan yanlış kararını başka bir yanlış ile telafi etmiş oldu.
– İkinci sette skor 11:15 iken aynı topa (yine bariz karşı sahada olmasına rağmen) bu kez Georgi Seganov dokundu. Düdük yine gelmedi. Böylece Akdemir iki yanlışı başka bir yanlışla düzeltmiş oldu. Dördüncü sette 12:18 iken aynı hatayı Çağatay Durmaz yaptı. Akdemir ödeşmenin bitmiş olduğunu düşünmüş olacak ki, çalmaz diye beklediğimiz anda doğru kararı vererek sayıyı Fenerbahçe’ye verdi.
– Üçüncü setin ilk rallisinde net bir pas atan Nicolas Bruno’ya çalınan taşıma kararı ise hiçbir şekilde savunulamayacak kadar kötüydü.
– Bu kararla adeta maçtan kopan Akdemir, Maliye hücumunda yere değen topa sayı vermedi ve oyunu devam ettirdi. Bazı Fenerbahçeli oyuncular durup giden sayıya yakınırken tesadüfen (siz refleks gereği diye okuyun) topa dokunan Hidalgo, sayıyı kutlayan Ankara ekibi oyuncularını şoke etmiş oldu. Parke yapan el ile topun düştüğü yer arasında 30 cm. varken sayıyı sarı lacivertli takıma veren Akdemir, adeta infiale neden oldu.
– Yine üçüncü sette 19:18 iken Hidalgo’nun vurduğu topa Deniz İvgen’in yaptığı defans, antenlerin arasından karşıya uçtu. Maliye Piyango oyuncuları koşarak topu geriye çevirdi, üçüncü topa da dokundu, ancak karşı sahaya atamadı. Fenerbahçeli oyuncu ve teknik heyet hala çalınmayan düdüğe isyan ederken sarı lacivertliler sayıyı tesadüfen almış oldu.
– Aynı pozisyon dördüncü sette 16:22 iken bir kez daha yaşandı. Çalınmayan düdük bir kez daha infiale neden olacaktı. Bunu sezen yarımı Karakoç duruma müdahale etti düdüğüne üfledi. Olası bir kriz önlenmiş oldu.
Voleybol dolu günler dileğiyle,
Kayhan Kösem
kkayhan@hotmail.com
Comments are closed.