Ligler yavaş yavaş devrini alırken dikkat çekici bazı noktaları içeren bir ara yazı ile karşınızdayız sevgili voleybolseverler.
İstanbul BBSK’nin ikinci pas sorunu
Aynı şeyi geçen maç da gözlemlemiştik. İstanbul BBSK, zaman zaman öndeki pasörü çıkarıp yerine blok yükseltmek için bir orta ya da köşe oyuncusu alıyor. Bu durumda rakip hücuma yapılan defans, beraberinde bir kafa karışıklığını da getiriyor. Zira defanstan çıkan topta ikinci topu kimin alıp pası kimin atacağı belli değil. Günümüz voleybolunun üst düzey takımları, bu görevi liberoya vererek karmaşanın önüne geçebiliyor. Elbette liberolara ekstra pas antrenmanı (Parmak ve manşet) yaptırıp pas kalitesini yükseltmek suretiyle. Sahada libero yoksa veya defansı libero yaparsa pası kim atacak dediğinizi duyar gibiyim. O da takımın kendi rotasyonuna göre belirlenen ikinci bir oyuncu oluyor.
MHGK’nın işi zor
Geçen hafta sonu oynanan Galatasaray FXTCR-Beşiktaş maçını çok kötü yöneten Bülent Bozkurt, hangi kriter baz alındı bilinmez ama üç gün sonra oynanan ve çok daha zor geçeceği belli olan Fenerbahçe-İstanbul BBSK maçında da kuledeydi. Bu yanlış atama sonucunda oyuna katılanlar adeta çıldırdı. Maçın tamamını yazmaya yerimiz yetmediği için sadece kazananın belirleneceği tie break setindeki hataları bir daha değerlendirelim.
– Skor 3:3 iken Metin Toy’un 4 numara hücumunda top blok yapan Caner Pekşen’in elinden dışarı gitti ama Bozkurt sayıyı İstanbul BBSK’ye verdi. Yaklaşık 1.5 metre önündeki pozisyonu süzemeyen Bozkurt, set boyunca bu pozisyonun altında ezildi.
– 6:5’te Marcus Böhme’nin ortadan vurduğu top İBBSK defansından dışarı giderken Bozkurt doğrudan aut çaldı. Sonradan karar düzeltimi yapıldı ama kaos başını almış gidiyordu o anda.
– 8:8 iken İBBSK hücumunda top yere değdi ama çizgi hakemine bakmayan Bozkurt oyunu devam ettirdi. Bağırış çağırışlar arasında karar 6-7 saniye geç verildi ve güven sıfırlandı.
– Geçen sene yükselişte olan genç hakemlerden Erol Akbulut ise Ivan Miljkovic’in gözünün önünde fileye temas etmesini çalamadı ve maçın sonuna dek yaşanacak bir stresin temelini attı. Zira İBBSK oyuncularının ve kenar yönetiminin uyarısıyla file çalması, Akbulut’u Daniel Castellani’nin hedefi haline getirdi. Fenerbahçe’nin Arjantinli teknik direktörü o pozisyonda Akbulut’u ayak üstü haşlarken maçın sonuna dek verdiği her kararda ya üzerine yürüdü ya da sert bakışlarıyla genç hakemi rahatsız etti.
Anlaşılan o ki, takımlar açısından bu sene de zor geçecek. Zira milyonlar harcanarak getirilip Türk voleybolunun son yıllardaki gelişimine katkı sağlayan yabancı oyuncu ve teknik adamlar, bu tarz basit hatalar karşısında ciddiyetini yitirip verimini düşürüyor.
Hakemlik demişken
Ankara’da oynanan Şampiyonlar Kupası (Bunun anlamını da bir türlü çözemedim) maçında son kez düdük çalarak aktif hakemlik kariyerini noktalayan Bayram Dikmentepe, CEV tarafından kasım ve aralık aylarında oynanacak iki maçta görevlendirildi! Kasım ayının ikinci haftasında Kadınlar Şampiyonlar Ligi A grubunda oynanacak Dinamo Kazan-Agel Prostejov maçında yardımcı olarak tayin edilen Dikmentepe, aralığın üçüncü haftasında ise Erkekler Şampiyonlar Ligi A grubunda oynanacak Dragons Lugano-Copra Ardelia Piacenza maçında baş hakem olarak görevlendirildi.
Hani tek maç olsa, jübile olarak değerlendirilebilir. Ancak iki maç verilmesi, CEV’in Dikmentepe’nin durumundan haberdar olmadığı şüphesini doğuruyor. Bu durumda da iş ulusal federasyonumuza düşüyor.
Yaka kartları ne oldu?
Sahi geçen sezonun yarısından sonra uygulanmaya başlanan bir yaka kartı uygulaması vardı. Ne oldu o uygulamaya?
– Hani antrenörlerin eline alelacele tutuşturularak maç boyunca takması istenen yaka kartları.
– Hakemlerin maç başında kontrol etmeyi unutup set ortasında oyunu durdurarak antrenörlere zorla taktırmaya çalıştıkları kartlar hani.
– Vakıfbank baş antrenörü Giovanni Guidetti ile Bursa B.Şehir Belediye yardımcı antrenörü arasında maçın hemen öncesinde yaşanan atışmaya konu olan kartlar.
– Guidetti’nin hakemlere sinirlenerek yerlere fırlattığı, protokol tribününe dönerek farklı lügatlarla konuşmak suretiyle havada gösterdiği yaka kartı.
– İtalyan teknik adamın lig sonuna dek göğsü yerine dalga geçercesine sırtında taşıdığı yaka kartı ne oldu?
Uygulama mı değişti, yoksa hakemler de uygulamayı protesto edip uygulamaktan mı vazgeçti? Bütün o tantana 6-7 haftalık bir gösteri miydi yoksa? Şu anki manzarayı Guidetti’ye nasıl anlatacak TVF ve MHGK yetkilileri İtalyan teknik adam sorduğunda?
Yine fikstür karmaşası
Erkekler ligi kadınlar ligine göre daha çekişmeli ve sert geçiyor. Dolayısıyla çekişmeli ve üst düzey maç sayısı daha fazla oluyor. Kadınlar liginde ise üst düzey maç sayısı iki elin parmaklarını geçmiyor. İşte bu maçlardan ikisini aynı gün ve yakın saatlerde oynatıyor TVF. Fikstüre baktığınızda 01 Kasım 2014 tarihinde (bu cumartesi) oynanacak Eczacıbaşı Vitra-Vakıfbank maçı Ayazağa’da 15.00’te başlarken Burhan Felek’te oynanacak Fenerbahçe Grundig-Galatasaray Daikin mücadelesi ise 17.30’da start alacak.
Bir alt paragrafta da değineceğimiz gibi voleybol maçlarının süresi gittikçe uzuyor. 3-0 biten bir maç 1.5 saatten az sürmüyor. Eğer maç 3-2 biterse 3 saati zorladığı oluyor. Yani ilk maça gittiniz diyelim, çıkmanız en erken 16.30. (Mucize bekliyoruz yani) İstanbul’u bilenler bir hesaplasın. Ayazağa’dan cumartesi günü o saatte çıkıp 17.30’da Burhan Felek’e yetişmek nasıl mümkün olabilir. Bu fikstürden çıkan mesaj şu;
“İki maça birden gitmeyin. Bir tanesi size yeter.”
Mevcut TVF yönetimi göreve geldiğinde en önemli önceliğinin salonlardaki seyirci sayısını artırmak olduğunu belirtmişti. Bu tarz bir uygulama ile seyirci ne denli artabilir? Elbette 3 büyükler diye tabir edilen kulüp takımlarının kendi taraftarları var. Ancak kendi takımları ezeli rakipleriyle oynarken salonu dolduran bu kitlenin tribünlerde nasıl bir davranış sergilediği herkesin malumu. Düşünülmesi gereken gerçek voleybolseverler ne olacak?
Voleybol daha büyük kitlelere yayılsın, bunun için de medya etkin bir şekilde kullanılsın diyoruz. Voleybolu takip eden medya, bir avuç gönüllü neferden oluşuyor. Bu kişiler maçlara kendi gidemezken voleybolu geniş kitlelere nasıl yayacak?
2 saat 23 dakika
Niteliği belirli bir seviyenin üzerinde olmayan boş salonlarda voleybol, eğlenceden çok ıstırabı çağrıştırıyor. İki farklı grubun atışarak tribünleri boşalttığı Fenerbahçe-İBBSK maçı tamı tamına 2 saat 23 dakika sürdü. Kadın maçı olsa 3 saati zorlaması işten değil. Voleybolu daha hızlı oynatarak daha izlenebilir kılmayı amaçlayan ralli point sistemi yokken de bu kadar sürüyordu maçlar. Salona gidip iki maç izlemek isteseniz, yaklaşık 5,5 saatinizi ayırmanız gerekiyor. Bu şartlar altında voleybolu geniş kitlelere yaymak güzel bir hayal gibi görünüyor.
Voleybolu hızlandırmak ve maç sürelerini kısaltmak şart. Aksi takdirde hazırlık maçı kıvamındaki boş salonlar hafızamızda daha çok yer edecek demektir.
Voleybol dolu günler dileğiyle,
Kayhan Kösem
kkayhan@hotmail.com
Comments are closed.