Türk Telekom, bayan voleybol takımını Hüseyin Doğanyüz’e teslim etti. Cesur bir hamle. Cesur hamle derken, Doğanyüz’ün bu görevi hak etmediği sakın anlaşılmasın.
Büyük umutlar ve hedeflerle başlanan geçtiğimiz sezonu istediği gibi bitiremeyen, bu yıl için inanılmaz bir kadro kuran başkent ekibinde, antrenör sorumluluğu almak ya da bir yerli isme görev vermek, cesaret ister. Bunu da Türk Telekomspor yönetimi örnek bir davranışla gösterdi ve bir Türk antrenöre güvendi. Anlatmak istediğim sadece bu.
Artık yazılarımda daha yalın ve anlaşılır ifadeler kullanmaya özen gösteriyorum. Hatta yukarıda da olduğu gibi, açıklamalar yapıyorum. Çünkü ifadelerimi çarpıtanlar veya anlayamayanlar olabiliyor.
Tekrar Türk Telekom’a dönersek, böylesine güçlü bir kadroyu yerli çalıştırıcının kaldırıp kaldıramayacağını, doğrusunu söylemek gerekirse, merak ediyorum. Hüseyin hocanın kariyeri ortada. İyi takımlarda görevler yaptı. Ama bende yine de bir soru işareti oluşuyor.
Hüseyin Doğanyüz gibi genç antrenörlerin başarılı olması, sadece bağlı olduğu kulüp adına değil, milli takım adına da önemli olacak. Yazımın başlığındaki “Doğanyüz hak etti mi?” sorusu, 2008-2009 sezonunun sonunda cevabını bulacak.
İtalya’nın Foppapedretti Bergamo takımından orta oyuncu Maja Poljak, Volero Zürich’den smaçör Natalya Mammadova, Karşıyaka’dan Melis Hemşeri, İller Bankası’ndan Güldeniz Önal ve Olga Kubassevich’i renklerine katmış bir Telekom.. Ve kadrosunda hali hazırda bulunan Bahar, Aguero, Sinem Yıldız, Funda, Nilay Konar ve Nilay Benli.
Kadroya bakar mısınız?
Hayat bir tecrübe. Telekom yöneticileri de geçtiğimiz sezon önemli tecrübeler kazandılar. Tecrübe kazanırken, hatalar da yaptılar. Ancak bu noktada önemli olan, hatalardan ders çıkarabilmek. İşte yeni sezon öncesi yetkililer, transferde macera aramak yerine, bu kez doğru hamleler yapmayı tercih ettiler.
Murat TARHAN
murattarhan56@gmail.com
Comments are closed.