Durursan düşersin

İki tekerlekli bisiklete ilk kez binmeyi öğrenenlere verilen en güzel öğüttür yazımızın başlığı. Tarih yazmaya hazırlanan Halkbank’ın mevcut durumunu da bisiklete binmeyi yeni öğrenen bir kişiye benzetebiliriz sevgili voleybol severler.

Bu kez farklı oldu

CEV Denizbank Şampiyonlar Ligi Erkekler grup maçlarında iki kez karşılaştığı Jastrzebski Wegiel, bir maçı kaybetmesine rağmen Halkbank’ı bir kez mağlup etmeyi başarmıştı. Bu iki maç Ankara ekibine çok şey öğretmiş. Zira son derece yavaş oynanan ligimizde yaptığı maçlar, Halkbank’ı bu denli hızlı oynayan bir takıma karşı hazırlayamazdı. Rakibinin tüm artılarını ezberleyen Radostin Stoytchev, set başlarında hıza direnemeyen öğrencilerini fiziksel ve mental olarak ayakta tutmayı başardı. İlerleyen bölümlerde fizik avantajını ortaya koyan Halkbank, önce etkili servislerle rakibin manşet düzenini bozdu, sonrasında da hızlı oyunu bir yaşam biçimi haline getiren Polonya ekibini yavaşlatarak oyundan düşürdü.

Emre Batur faktörü

Daha önce de söylediğimiz üzere Halkbank’ın bu seneki en büyük transferi Emre Batur. Fenerbahçe’de oynadığı dönemde Macar teknik direktör Györgi Demeter’in bir haftalık antrenmanla köşeden ortaya çektiği Batur, şu an Türkiye’nin en iyi orta oyuncusu konumunda. Türkiye’de köşe oyuncusu yetişmez iken fizik kapasite olarak yıllardır çektiğimiz smaçör hasretini dindireceğini sandığımız Batur yüzünden Demeter’e bir hayli çıkışmıştık o günlerde. Bugünkü maçı seyredenler, Demeter’e ne kadar teşekkür etse azdır diye düşünüyorum. Batur, şu an Türk oyuncular arasında dünya çapında 1. sınıf denilebilecek tek değerimiz. Alın koyun milli oyuncuyu Brezilya milli takımına sırıtmaz. Yarınki rakibimiz Belgorod’un dev adamı Dmitriy Muserskiy’nin çaprazına bırakın, “bu takımın oyuncusu değil” dedirtmez.

Bugün attığı mükemmel servislerle, delici hücumlarla takımının lokomotifi oldu Batur. Tebrikler.

Durmak düşmek derken…

Stoytchev’in bu geceki en büyük kabusu, takımının 24 saat içerisinde birbirinden tamamen zıt karakterli iki farklı rakibe karşı oynaması olacak. Elbette Bulgar antrenör bu rakiplere göre çeşitli oyun formasyonları çalışmıştır. Ancak ne kadar idman yaparsanız yapın, oyuncuları kafa olarak bir günde 180 derece zıt mantaliteye hazırlamak zordur. Kaldı ki, hızlı oynayan rakiplere karşı değişik taktiklerle tedbir alabilirsiniz, ancak yüksek kapasiteli takımlara karşı yapmanız gereken şey bellidir. Yaparsanız yener, aksarsanız yenilirsiniz. Tıpkı bisiklete binerken durmadan pedal çevirmeniz gerektiği gibi.

Ne yapmalı ne etmeli?

Bugünkü rakibe karşı hızlı oynamak elzem değildi. Ancak Belogorie Belgorod’a karşı oyunu mutlaka hızlandırmalıyız. Raphael Oliveira’nın atacağı paslar, antenin üzerine kesinlikle çıkmamalı. Gerek orta oyuncularımız, gerekse Osmany Juantorena-Matey Kaziyski ikilisi bu tarz paslara uyum sağlayabilen oyuncular. Tek sorun Mitar Tzourits. Onu da zorunlu kaldığımızda yüksek toplarla buluşturup rakip blokları kendi becerisiyle geçmesini beklemeliyiz. Özetle anahtar, Brezilyalı pasörde.

Muserskiy’i kilitlemeliyiz

Uygulamada mümkün olmasa da teorik olarak yapabiliriz bunu. Çok iyi servis kullanan Batur ve Kaziyski, geri çizgiye peş peşe gidiyorlar. Eğer Rus devinin önde olduğu pozsiyonlarda bu oyuncularımız servise yüklenirse, 2.19’luk jokerin topla olan bağını geçici de olsa kesebiliriz.

Grozer’e geç blok, açık defans

Patlayıcı gücü mükemmel olan Alman pasör çaprazı, karşısında ikili veya üçlü blok gördüğünde yüksekten blok auta zorluyor. Topa çok sert vurduğundan dolayı da sekenleri toplamak saha dışına düşüyor. Grozer hücum ederken geri çizgiyi kontrol eden oyuncularımızın saha dışında beklemeleri şart. Eğer Alman oyuncuyu pasifize edebilirsek ve Gennady Shipulin Muserskiy’i de kullanamaz ise, dev oyuncuyu pasör çaprazına çekip farklı bir varyasyon deneyebilir. Öyle bile olsa geç blok-açık defans sistemini terk etmemeliyiz.

Ya gerisi?

Shipulin, takım kaptanı Taras Khtey’den umudunu kesmiş, Alexander Kosarev’i ise arkada manşet alsın diye kullanıyor. Eğer yukarıda yazılanları uygulayabilir ve Muserskiy-Grozer ikilisini durdurabilirsek, bir varmış bir yokmuş Dmitriy Ilinykh ile kırkına merdiven dayayıp güçten düşmüş efsane Sergey Tetyukhin’i kontrol etmesi kolay. Yeterki ABC’yi doğru yapalım.

Salonda boş yer olmamalıydı

Ankara seyircisinin bu tarz turnuvalarda boş koltuk bırakmadığını hepimiz biliyoruz. Ancak Avrupa’nın kulüpler düzeyindeki en büyük organizasyonunun en prestijli turnuvasında fazlaca boş koltuk göze çarptı. Bakmayın siz istatistik kağıdında 7000 seyirci göründüğüne. Protokol tribününün dahi yarısına yakını boştu. Final maçında tek bir koltuk boş kalmamalı yarın akşam. Gerekirse sokaktan geçen adamı zorla salona getirmeliyiz. Zira sahadaki aslan yüreklilerin buna ihtiyacı olacak.

Voleybol dolu günler dileğiyle,

Kayhan Kösem
kkayhan@hotmail.com


Haberi Paylaş

Comments are closed.