Bildiğiniz gibi Aroma Voleybol Liglerinin ikinci yarısının başlamasıyla birlikte yeni bir uygulama yürürlüğe girdi. Her hafta oynanan maçlar sonucunda çeşitli kategorilerde en iyi oyuncular belirleniyor ve TVF resmi sitesinde ilan ediliyor. Daha önceki yazılarımda bu uygulama ile çekincelerimi kısaca belirtmiş ancak üzerinde detaylı olarak durmamıştım. Bununla beraber geçtiğimiz hafta gördüğüm en iyi oyuncu seçimleri, bu yanlış uygulama karşısında daha fazla beklemeden yazmam gerektiğini açıkça ortaya koydu.
İstatistikler hatalı olmamalı
Yukarıda bahsi geçen en iyi oyuncu seçiminde göz önüne alınan tek kriter, ev sahibi takım istatistikçisinin Datavolley adlı programla hazırladığı ve her maçtan en geç on dakika sonra TVF resmi sitesine yüklemesi gereken veriler. Bu noktada ilk çekincemiz, birçok oyuncunun da şikayet ettiği üzere istatistikçinin olası hataları. Bu hatalar ya dikkatsizlikten ya da voleybolu gereken düzeyde bilmemekten kaynaklanıyor. Örnek vermek gerekirse, blokta elde edilen sayıyı çok net göremeyen bir istatistikçi, üçlü blok anında yanlış bir oyuncuya sayı yazabilir. Hatta dikkat etmezse fileden dönen ve dört kez (iki kez) oynama hatası verilen bir sayı sonrası bloktaki oyunculardan birine blok sayısı yazabilir. Bu da yanlış bir oyuncunun daha yukarıda görünmesine yol açabilir. Aynı şekilde voleybolu ya da takımın (kendi takımı veya rakip takımın) taktiksel formasyonunu bilmez ise, ace ile sonuçlanan bir serviste karşılama hatasını yanlış oyuncuya yazabilir. Bu tarz örnekler çoğaltılabilir ve maalesef en iyi oyuncu seçimini etkiler. Bu noktada yapılması gereken, bir maçta her iki takım istatistikçisinin de tuttuğu verileri karşılaştırıp doğru rakamların elde edilmesini sağlamaktır.
Güncel örnek
Konu ile ilgili olarak çok güncel bir örnek var elimizde. Geçtiğimiz Cumartesi günü oynanan Beşiktaş-Galatasaray maçının TVF resmi sitesinde de yer alan istatistik sayfasına göz atıyoruz. İlk gözümüze çarpan, Beşiktaş liberosu Pınar’ın ilk set oyuna hiç girmemiş gözükmesi. Halbuki bu oyuncu tüm maç boyunca sahadaydı. Bunun haricinde Galatasaray’ın ilk sete başlangıç dizilişi, istatistik kağıdında göründüğü gibi değil. Serviste Deniz ile maça başlayan Galatasaray, istatistik kağıdına göre Özlem ile başlamış görünüyor ilk sete. Bu gibi örnekler, yukarıda bahsi geçen konuların daha hassas bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğini gözler önüne seriyor.
TVF’nin hatası
Yukarıdaki olası yanlışların ötesinde bir de seçim hatası var ki, kabul etmek mümkün değil. Son haftadan devam edelim. Bayanlar en skorer sıralamasına göz atıyoruz. Birinci sırada yer alan Wilavan Apinyapong, hafta içi de bir maç oynadığından iki maçta 44 sayı üretmiş görünüyor ve ilk sırada yer alarak haftanın en skorer oyuncusu oluyor. Halbuki ikinci sırada yer alan Galatasaraylı Ivana Djerisilo, tek maçta 30 sayı üreterek çok daha skorer bir görüntü çiziyor. Yine tek maçta 26 sayı üreten Meryem Boz (İller Bankası) ve 24 sayı üreten Tatiana Dos Santos (Beşiktaş), maç başına Wilavan’dan daha skorer olmalarına rağmen alt sıralarda kalıyorlar. Korkunç bir hata. Zira en iyi oyuncu sekmesini tıkladığınızda karşınıza gelen sayfanın açıklamalar bölümünde en yukarıda yer alan en skorer oyuncu için, “Maç başına kazandırdığı toplam sayı” ibaresi yer alıyor. Bu bağlamda maç başına 22 sayı üretmiş olan Wilavan, sıralamada ancak dördüncü sırada yer alabiliyor. Kaldı ki, “en skorer oyuncu” farklı bir kavramdır, “en çok sayı kazandıran oyuncu” farklı bir kavram. Eğer mesele en skoreri bulmaksa, mutlaka set başına üretilen sayı göz önüne alınmalıdır. Çünkü bir maçta 5 set oynayarak 25 sayı üreten oyuncu ile bir maçta 3 set oynayarak 25 sayı üreten oyuncu, aynı skorerlikte olamazlar. Sadece aynı sayıyı üretmiş olurlar. Fenerbahçe Acıbadem Bayan Voleybol takımı, bir maç haricinde bu sene oynadığı tüm lig maçlarını 3-0 kazandı. Az set oynayarak kazanmak, bu sıralamaya girme durumunda dezavantaj olduğundan bu oyuncuların suçu ne diye sormak gerekir. O halde yapılacak olan şey, ya başlığı en çok sayı kazandıran oyuncu olarak değiştirmek, ya da en skorer oyuncu sıralamasını set başına üretilen sayı olarak değiştirmektir.
En iyi servis atan oyuncu sıralamasında da aynı durum geçerli. Mutlaka set başına ortalama göz önüne alınmalıdır. Ancak bu uygulama yapılmadığından haftanın en iyi servis atan oyuncusu olan Alice Blom, FB Acıbadem’in 3-0 abonesi olmasının handikapıyla beşinci sırada görünmektedir.
En iyi smaçör sıralamasında da yapılan bu hata, en iyi blokör sıralamasında yapılmamaktadır. Diğer istatistiklerde yüzdesel değerlendirme yapıldığından oynanan maç ya da set sayısının bir önemi yoktur. Sadece oynanan maçlardaki kuvvet farkından kaynaklanan bir göreceli durum söz konusu olup, maddi bir hata olarak nitelendirilemez. Bizden uyarması.
İstatistikle en iyi pasör seçilmez
Neden? Çünkü açıklamaya baktığınızda pasörün attığı topların sayıya dönüşme oranı göz önünde bulunduruluyor. Peki pasöre gelen toplar ne olacak? Yani pasörün file dibinde iken kafasının üzerine gelen bir topu yönlendirmesi ile sekiz metreye koşarak yetişip bel seviyesindeki bir topu manşetle yukarı diken pasör kötü bir pasör müdür? O pasörün en iyi olmadığını iddia edebilir misiniz sadece sayıya dönüşen rakamlara bakarak? Mümkün değil. Haydi gelen manşeti ya da pası bir yana bırakalım. Mükemmel bir pas attığınızda smaçör ya da orta oyuncu sayı kazandıramazsa neden siz kötü bir pasör olasınız? Rakip bloğu düşürüp smaçörünüze bloksuz top vurduracaksınız, ama o smaç esnasında fileye dokunduğu için siz en iyi pasör sıralamasında aşağı ineceksiniz. Böyle bir kıyaslama mantığı olur mu? Beylikdüzü’ne karşı oynayarak en iyi pasör sıralamasında ilk iki sırayı alan Galatasaraylı Serpil Dönmez ve Elif Ağca, FB Acıbademe karşı dereceye giremiyorsa bu kıyaslamanın doğruluğundan bahsedebilir miyiz? Bir düşünün, Ekaterina Gamova’ya mı pas atmak daha zordur, yoksa küme düşmemeye oynayan bir takımın 1.75’lik smaçörüne mi?
FIVB de hatalı
Bizim ligimizde tutulan istatistikler, CEV tabanlı hazırlanmış alt yapıya dayanıyor. Çok daha profesyonel bir organizasyon olan FIVB’de sistem biraz daha farklı. Orada en iyi pasör seçilirken, pasörün attığı paslar sonucu elde edilen sayılar, pasörün oynadığı toplam set sayısına bölünerek bulunuyor. Yani hataların pek de bir kıymeti olmuyor hesaplamada. Bu hesaplama yönteminde ise az set oynayan bir pasörün hak etmediği halde sıralamada çok üstte, hatta en üstte yer alma durumu oluşabiliyor. Mesela Olimpiyat Şampiyonu ABD’nin az oynama şansı bulan ikinci pasörü, oynadığı kolay bir maçta (Kenya ya da Senegal olabilir) set başına ondan fazla sayı ürettirebilir. Turnuva sonuna dek bir daha oynama imkanı bulamasa da o ortalama ile en iyi pasör olabilir.
Doğrusu nasıl olmalı?
Diğer tüm kategorilerde yapılan en iyi oyuncu seçimleri, elbette pasörler için de yapılmalı. FIVB’nin üst düzey organizasyonlarında en iyi oyunculara para ödülü de dahil çeşitli ödüller veriliyor. Bu durumda en doğrusu, geniş katılımlı bir seçici bir kurul oluşturup, bu kurulun belirleyeceği pasöre vermektir unvanı.
Bir de isim mevzusu var
Bütün bu teknik detayları geçtikten sonra oyunculara haksızlık yapıldığını düşündüğüm son bir konuya değinmek istiyorum. Bu haftanın en iyi sıralamalarına bakarsanız, bazı oyuncuların ad ya da soyadlarının eksik veya yanlış yazıldığını fark ediyorsunuz. Hemen hemen tamamı, ülkelerinin Milli takımlarında oynamış bu oyuncuların isimlerini doğru yazmak çok mu zor merak ediyorum doğrusu. İstatistik kağıtlarında yazılan isimlerin yanlış ya da eksik olması mazeret değil, TVF’nin elinde tüm oyuncuların detaylı bilgileri var. Bir zahmet düzeltip yazmalı diye düşünüyorum.
En iyi hakem de seçilsin
İstatistiklerle en iyi oyuncular seçiliyor. Buna benzer şekilde maçlarda yaptıkları hatalar ve yönetim tarzlarına göre de her hafta en iyi hakem seçilse fena mı olur? Böylelikle voleybol severler, gördükleri hataları yapan hakemlerin kaç puan aldığını, nelerden notlarının kırılıp nelerin gözden kaçtığını daha iyi anlayabilirler. Bu vesileyle sepetteki çürük yumurtalar da belli olur. Mesela geçen Pazar oynanan Şişli-Işık Spor bayan maçının hemen başını hatırlayalım. Işık Spor liberosu ön alandan parmak pasla topu pasöre atıyor, pasör de ayakları yerde iken parmakla topu karşı sahaya yolluyor. Buna rağmen baş hakem Bahattin Karabay düdüğünü üflüyor ve topu Şişli’ye veriyor. Peki kural ne diyor?
Kural 19.3.1.4
“Bir oyuncu, kendi ön bölgesinde bulunan bir Liberonun parmak pasından gelen topa, file üst kenar seviyesinin tamamen üzerindeyken hücum vuruşunu tamamlayamaz. Eğer Libero böyle bir pası kendi ön bölgesinin dışından atıyorsa, bu topa serbestçe hücum vuruşu tamamlanabilir. “
Soru şu: 1.70 m. boyundaki bir pasörün ayakları yerde iken attığı parmak pasında topun yüksekliği 2.24 metreden daha yüksek olabilir mi? Yorum sizin.
Avrupa’da görünüm
Beklendiği gibi Vakıfbank Güneş Sigorta Türk Telekom ve Fenerbahçe Acıbadem, rakiplerini rövanşta da rahat geçerek Indesit Şampiyonlar Liginde çeyrek finale yükseldiler. Şu ana kadar karşılaştıkları en zor rakipler bekliyor şimdi temsilcilerimizi. önümüzdeki haftaya saklıyoruz yeterli zaman olduğundan.
Arkas’ın elenmesiyle CEV Kupasında ülkemizi temsil eden tek takımımız Eczacıbaşı Zentiva, ikinci Bakü seferinden boynu bükük döndü geriye. Alabileceği en kötü sonuçla maçtan ayrılan temsilcimiz, Çarşamba günü İstanbul’da oynanacak maçta zoru başarmanın peşine düşecek.
Galatasaray’ın bu sezon Avrupa Kupalarında Final Four oynamayı garantileyen ilk takım olmasına ramak kaldı. İstanbul’daki rövanş maçının çok zor geçeceğini düşünmüyorum, zira Ukrayna’da 2500 seyirci önündeki mücadeleden 3-0’lık zaferle ayrılan Cimbom, burada rahat geçecektir turu.
Derbi
Takımların adı, sahada oynanan oyun tam anlamıyla derbi ama, seyirci açısından adeta bir hazırlık maçı. Ukrayna’dan geriye müthiş bir sonuçla dönerek moral bulan Galatasaray, beklendiği gibi derbiye de hızlı başladı. Oyunun ilk iki setinde sürekli kaçan taraf oldu ancak süreklilik sorunları yüzünden Beşiktaş her seferinde yakaladı ezeli rakibini. Set sonlarını daha iyi oynayabilen oyuncuların fazlalığı, maçın kolay biteceği izlenimini veriyordu. Ancak üçüncü sette gerçek havasını bulan Beşiktaş, az sayıdaki seyircisinin de desteği ile maçı o kadar da kolay bırakmayacağını gösterdi. Bu noktada en büyük pay, ligin başlarında kenardaki oyuncularını yeterince kullanmadığı için eleştirdiğimiz Beşiktaş kenar yönetimine ait. İlk iki set sahada adeta gezinen Sanja Popovic’i hiç düşünmeden kenara alan Koç Bülent Karslıoğlu, yine hücumda savruk oynayan Yağmur’u da yedeğe çekti. Oyuna giren Yeliz ve Jasna Majstorovic’in müthiş katkısı, Beşiktaş’ı yeniden maça ortak etti. Özellikle Sırp oyuncu Majstorovic, sezonun en iyi maçlarından birini çıkardı. Tatiana Dos Santos’un takıma katılmasıyla alternatifsiz olma durumu bozulan Sırp oyuncunun ilacı belli oldu böylece. Rekabetin beraberinde her zaman başarıyı getirmiş olduğu da bir kez daha tescillendi. Kenardaki oyuncuların takımı ayağa kaldırmasıyla daha rahat tercih yapabilen pasör Nilay, orta oyunculara da dengeli top dağıtınca Müge ve Duygu’nun skorer kimlikleri ortaya çıktı bir anda. Ancak gerekli gereksiz plase atıp sayı kazanmaya çalışan Nilay, bu anlamda çok kritik hatalara imza attı ve rakibe kolay sayılar hediye etti. Genç Melis Şahin ise arkaya geçtiği anlarda Tatiana ile yer değiştirerek takımının manşet zafiyetini büyük oranda azalttı.
Açıkçası maç, her anında bir taktiksel mücadele olarak geçti. Her iki kenar yönetim de adeta birbirlerinin hareketlerini kolladı. Rakibi çok iyi tanımanın verdiği avantajla sürekli ataklar yapmaya çalıştı antrenörler, sürekli ataklara cevap vermeye çalıştı. Beşiktaş’ta Tatiana Dos Santos, Galatasaray’da ise Deniz, manşette takımlarının yumuşak karnını oluşturuyordu. Bu nedenle takımlar, bu oyunculara yüklemeye çalıştı mümkün olduğunca servisleri. Onların aksadığı durumlarda Beşiktaş Melis Şahin’i, Galatasaray ise onun “soy adaşı” Bahanur’u devreye aldı. Ne zaman ön taraf kısaldı ya da tıkandı, her iki antrenör de ikili değişiklik ile durumu çözdü. 5 setlik maçta gördüğümüz her hareket ve zamanlaması, her iki koçun da son derece formda olduğunun bir göstergesi idi. Sadece Galatasaray koçu Gökhan Edman’ın bir tercihi gözümüze çarptı. Beşinci sette Özlem’in yerine servis atmak için giren Neslihan, rallinin değişmesiyle yerini libero Ayça’ya bıraktı. Halbuki iyi manşet alan bir oyuncu olarak arkada kalabilir, Ayça da Deniz ile yer değiştirebilirdi. Yine de Edman maçı kazandı ve kazanan her zaman haklıdır. Tercihine saygı duymamız lazım deneyimli koçun.
Galatasaray’da haftalardır süre gelen defanstaki formasyon hataları aynen devam ediyor. Bloktan seken topları toplayacak arka orta oyuncusunun sürekli içeri kaçması, defanstan dönen topa yapılacak hücumlarda Ivana Djerisilo’nun altı numaradan hücum yapmak adına geride duran smaçörle anlaşmazlığı, hücum dublajında tüm oyuncuların ön alan içerisinde kalması gibi hatalar aynen devam ediyor. Bunları giderdiğinde Galatasaray, üzerindeki takımlarla daha başa baş oynayacak seviyeye gelecektir. Bunun haricinde takımın winner oyuncusu Djerisilo, bu maçta da çadırın orta direği olma görevini başarıyla yerine getirdi. Pasör Elif maçın ilk iki setinde yakaladığı ritmi sonradan kaybetti ve takımın hızını az da olsa kesti. Elbette manşet yüzdesinin düşmesinin de rolü büyüktü bu durumda. Natasa Krsmanovic, Valeska Menezes ve Özlem’in de iyi bir oyun ortaya koyduklarını mutlaka belirtmeliyiz. Ayça vasat bir günüdeydi. Hücumda iyi olan Deniz ise daha çok manşetteki hatalarıyla göze batan isimdi. Bunun haricinde oyuna zaman zaman giren Bahanur, Serpil ve Neslihan da görevlerini başarıyla yerine getiren isimler oldu. Ancak bunların haricinde bir isim var ki, ayrı bir paragraf açmadan edemeyeceğim.
Dilara Bilge
Önceki haftalarda oyuna sonradan girdiği Vakıfbank Güneş Sigorta maçında vermişti geleceğinin ilk sinyallerini. Bu maçta doruğa çıktı genç oyuncunun ayak sesleri. Geçirdiği ağır trafik kazasının etkisi uzun sürse de çalışmaktan yılmadı ve bugünlerini hazırladı. Üçüncü sette skor 10-4 Beşiktaş lehine idi ve Gökhan Edman’ın mola hakkı kalmamıştı. Onu aldı oyuna, hem de takımın hücumda yarısı anlamına gelen Djerisilo’yu çıkartmak pahasına. O da hocasının yüzünü kara çıkartmadı. Vurduğu her topu öldürdü. Yetmedi, üstüne bir de blok sayısı ekledi. İyi sayılabilecek servisler de attı. Neticede Galatasaray, onun bu oyunu sayesinde 11-12 öne geçti. Rakip takımın molalarını da tükettirdi. Oynadığı süre çok kısa da olsa, o müthiş dördüncü seti takımı kaybetse de haftanın oyuncusu kuşkusuz Dilara. Bravo.
Ligde görünüm
Bayanlarda derbi haricinde enteresan bir sonuç yaşanmazken Erkekler Liginde rekabet ve çekişmenin çok daha farklı göründüğünü söylemeliyiz. Beklendiği gibi FB Acıbadem, Eczacıbaşı Zentiva, İller Bankası, Ereğli Belediye rakiplerini mağlup ettiler.
Erkeklerde ise alt sıraları yakından ilgilendiren mücadelede daha fazla hücum ve blok sayısı elde etmesine rağmen Diltaş Eğitim Kurumları, evindeki maçta SGK’ya 1-3 yenilmekten kurtulamadı. Hücumda çok fazla hata yapan Konya temsilcisi, bunun cezasını puan dahi alamayarak ödedi. Buna rağmen Bozkurt’un Ankara’da Halkbank’tan puan alamaması, puan farkını değiştirmedi. Haftaya deplasmanda oynayacağı Tokat Belediye Plevne maçını kazanırsa, Konya ekibinin ligde kalma ümidi büyük oranda artacak. Son haftalarda formu gittikçe yükselen Maliye Milli Piyango’nun son kurbanı Galatasaray oldu. Kendisini ligin ilk yarısında İstanbul’da zor da olsa yenen ve Türkiye Kupasından eleyen Cimbomu Ankara’dan puansız yollayan MMP, yükselişini sürdürdü. Lider Fenerbahçe’ye 3-0 yenilince, Tokat Belediyesi Plevnespor’un ligden düşmesi matematiksel olarak da kesinleşti. Ziraat Bankası da Beşiktaş’ı 3-0’la geçerek ilk devredeki yenilginin rövanşını almış oldu. Haftanın son maçında ise Arkas, İBB’yi 3-2 mağlup etti ve güven tazeledi.
Voleybolunsesi hala farklı
Tam 13 hafta geçti aradan, bu başlıklı yazımızı yayımlayalı. Buna rağmen pek de bir şey değişmemiş voleybol medyasında. Sizlerden aldığı destek ve güvenin neticesinde Türkiye’nin en iyi voleybol haber portalı olan Voleybolunsesi, neden rakiplerinden daha önde olduğunu bir kez daha ortaya koydu hafta sonunda. Beşiktaş-Galatasaray maçının haberi ile ilgili diğer tüm siteler ve çoğu gazeteler maddi hatalar yaparken, Voleybolunsesi bu maçın haberini sizlere doğru bir şekilde sundu. Gerek rakip sitelere, gerekse ulusal gazetelere baktığınızda her iki takımın da maç boyu 11 oyuncu ile oynadığını fark etmişsinizdir. Galatasaray’dan Serpil, Beşiktaş’tan ise Melis Gürkaynak’ın oyuna girdiğini yıldız tablolarına koymayı unutan diğer medya, yukarıda yanlış olduğunu belirttiğimiz Beşiktaş’ın tuttuğu istatistikten aldıkları bilgi sonucu Galatasaray’ın saha dizilişini de yıldız tablosunda yanlış gösterdiler. Türkiye’de voleybolun yayılması için en önemli unsur olan voleybol sitelerinin ve voleybol medyasının daha iyi yayın yapmaları en büyük dileğimiz sizler gibi. Ancak taklit ve kopya ürünlerin dikkatli okuyuculardan kaçmayacağını belirterek Voleybolunsesi farkının da altını çizmemiz gerekiyor.
Bu haftalık da bu kadar. Haftaya görüşmek dileğiyle.
Kayhan Kösem
kkayhan@hotmail.com
Not
TVF, hafta arası yaptığı değişiklikle yukarıdaki hatalardan bazılarını düzeltti. Ancak yazının o kısmını daha önce yazdığımdan ve bazı hatalar aynen devam ettiğinden değiştirme gereği hissetmedim. Bu yüzden bazı arkadaşların yanlış vurgulama ya da eleştiri yaptığımı zannetmelerini istemem. Bu yüzden sizlerle paylaşıyorum.
Comments are closed.