Voleybol Federasyonu Eski Başkanı Erol Ünal Karabıyık, Celal Demirbilek’in yaptığı ve sitemizde yayınlanan Banu Can Schürmann röpartajı ile ilgili sitemize bir açıklama gönderdi.
Erol Ünal Karabıyık’ın yaptığı yazılı açıklama şöyle;
5 Ekim 2013 tarihinde sitenizde yayınlanan Banu Can’ın CEV yönetim kurulu üyeliğine seçilmesi sürecine yönelik şahsımı hedef alan ifadeler gerçeği yansıtmadığı için aşağıdaki açıklamayı yapma ihtiyacı duydum.
1. Sayın Banu Can’ın ben önermediğim için Lihtenştayn adına CEV yönetimine girdiği şeklindeki ifade doğru değildir.
Banu Hanımın da diğer adaylar gibi 3 ay önceden ilgili ülke federasyonunun önerisi ile aday olarak katıldığı seçimli CEV genel kurulu 2011 yılının Eylül ayında yapılmıştır.
Oysa Banu Can’ın CEV’deki görevini Lihtenştayn adına sürdürmeye başladığı tarih 2009 yılının Haziran ayıdır.
2009 yılında Banu Can’ın CEV yönetim kurulu üyeliğine adaylığı söz konusu değildir. Çünkü o tarihte zaten yönetim kurulu üyesidir ve bu pozisyonunu kendisi istifa etmediği sürece 2011 yılında yapılacak seçime kadar hiç kimsenin değiştirebilmesi mümkün değildir. As başkanı olduğu CEV mevzuatının kendisine verdiği bu hakkı, benden çok daha iyi bildiğinden hiç bir kuşkum yoktur.
2. Türkiye Voleybol Federasyonu tarafından aday gösterilerek yönetim kuruluna seçildikten sonra 2008 yılı Ağustos ayında yaptığı evlilik sonucu ikamet ve evlilik bağı gerekçesi ile 2009 yılında yapılan temsil edeceği ülkeye yönelik değişikliğin;
a. Türkiye Voleybol Federasyonunun,
b. CEV’in,
c. Eşi Philippe Schurmann’ın başkanı olduğu Lihtenştayn Voleybol Federasyonunun,
d. Bizzat Sayın Banu Can’ın
muvafakatı hatta talebi olmadan CEV tarafından yapılması mümkün değildir.
Bu işlemin yapılabilmesi yukarıda dört madde halinde belirttiğim tarafların dördü tarafından istenmedikçe ya da herhangi birinin muhalefeti halinde kesinlikle yapılamaz. Bunu da Banu Hanım çok iyi bilir.
3. Aksini iddia etmesi ya da hatırlayamaması halinde, işlemin ne amaçla ve hangi prosedür izlenerek yapılabileceğine dair kendisi ile yaptığım yazışmayı da, “tarafların onur ve saygınlığına zarar verebilecek ve üçüncü şahıslar tarafından yanlış anlaşılmalara neden olabilecek eylemlerden kaçınacağını, aksi halde tazminat hakkı doğacağını” hükme bağlayan ve bu işlemin yapılabilmesi için CEV’in istediği protokolü de (Bu protokol TVF, LVF ve Banu Can arasında yapılmıştır.) açıklayabilirim.
4. 2009 yılında gireceği bir seçim yokken, kendi muvafakatı alınarak CEV tarafından gerçekleştirilen bir değişik söz konusu iken ben “başka bir ismi aday göstereceğimi açıklayınca …. ağlaya ağlaya Lihtenştayn adına seçime girdi” ğine yönelik mantıklı bir gerekçe kalmamaktadır.
5. Sayın Banu Can’ın “Bu olayda birilerinin kendisini suçlaması gerekiyor ama o kişi ben değilim.” Ifadesinin muhatabının ben olduğum açıktır.
Yukarıda açıkladığım nedenler ve 2011 yılında yapılan seçimlerde kendisinin ve Dr. Sinem Mavili’nin CEV yönetimine, icra kuruluna girmeleri ve as başkan olmalarında katkım ve desteğim olduğu için mutluyum. Ayrıca CEV yönetiminde 2 Türk Kadınının as başkan olarak yer almasının gururunu taşıyorum.
Sayın Can’a da; röpotajında sıkça vurguladığı “ilk olma, tek olma” hırsından arınarak aynı mutluluk ve gururu benimle paylaşmasını öneririm.
Erol Ünal KARABIYIK
Comments are closed.