Fenerbahçe Opet Kadın Voleybol Takımı’nın genç yıldızı Arina Fedorovtseva, Fenerbahçe’ye transfer süreci, taraftarlar, kaptan Eda Erdem Dündar hakkındaki düşüncelerine ilişkin Milliyet’ten Serkan Özen’e açıklamalarda bulundu. Arina Fedorovtseva, 29 Ekim Cumartesi günü Fenerbahçe Opet ile VakıfBank arasında oynanacak Şampiyonlar Kupası maçı öncesi ezeli rekabete de değindi.
FIVB’nin “2021 yılının en iyi 12 kadın voleybolcusu” listesinde yer alan Fedorovtseva’nın röportajı şu şekilde:
“KAPTANLIK DAHA GÜVENDE HİSSETTİRDİ
Geçtiğimiz aylarda Rusya’daki hazırlık kampında özel turnuvada 18 yaşında olmana rağmen milli takımın kaptanlığını üstlendin, nasıl bir his?
Benim için sorun yoktu. Daha önce kaptanlık yaptım ama genç takımdayken. Bu bana baskı veya başka bir şey getirmedi. Sahada özel bir şey kazandırmadı diyebilirim. Sadece daha güvende hissettim.
Neden 10 numara?
Bu basit. Sadece 10 numaralı forma ile oynamaktan rahatım. Bir sürü forma numarası denedim. Ama 10… Benim numaram gibi hissediyorum ve sahada rahatım.
FENERBAHÇE’DE OLMAKTAN GURUR DUYUYORUM
Rus voleybolcuların genelde yurt dışına çıkması zor oluyor? Fenerbahçe’ye imza atmandaki büyük etken neydi? Fenerbahçe hakkında düşüncelerini anlatır mısın?
Büyüyüp, büyük bir oyuncu olmak için yurt dışına çıkmak gerekiyordu, benim gibi genç oyuncu için. İyi bir seviye için. Sultanlar Ligi, dünyanın en iyi ligi şu anda. Fenerbahçe… Çünkü gerçek bir aile. Burada olmaktan gerçekten gurur duyuyorum. Ailenin bir parçası olmak benim için büyük bir onur. İçimizde bir ateş var. Her birimiz savaşmak için hazırız. Hepimiz bu büyük kulübü birleştirdi.
MOTİVASYON KAYNAĞI OLDU
Geçen sezon finallerde VakıfBank ile karşılaştınız, şimdi de Şampiyonlar Kupası finalinde karşı karşıya geleceksiniz. İki takımın arasındaki rekabet konusunda neler söylersin?
Evet, onlara karşı çok iyi oynadık. Ama şampiyonluk unvanını alamadık. Bu durum bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu. Savaşmak için daha fazla baskı, daha fazla arzu… Rakibe karşı tüm enerjimizi bu maça ve bir sonraki maça vermek için motive ediyor.
Geliştirmen gereken özelliklerin sence neler? Servisleri çok iyi kullanıyorsun, eksik gördüğün özelliğin ne?
Söylediğim gibi pozisyonum smaçör. Sahada çok fazla sorumluluğumuz var. Bu yüzden her şeyi geliştirmek zorundayım. Pratik yapmaya çalışıyorum. Ama daha çok problemim defans ve topu karşılama. Ve bunun üzerinde çok çalışıyorum. Sadece topu karşılama veya sadece savunma çalışamam. Voleyboldaki tüm yetkinlikleri geliştirmeye çalışıyorum.
O GERÇEK BİR KAPTAN
Kaptan Eda hem Fenerbahçe’de hem de Milli takımda güçlü bir karakter. Senin için ne ifade ediyor?
O gördüğüm en harika oyuncu. Onunla sahada oynamaktan, onunla antrenman yapmaktan gerçekten çok mutlu ve gururluyum. O benim için diğer herkese iyi bir örnek. O gerçek bir kaptan diyebilirim. Sahadaki desteğini her seferinde hissediyorum. Aynı zamanda idmanda bana çok yardım ediyor. Bu gerçekten çok önemli. Benim için paha biçilemez.
Anna Lazareva ile çok yakınsın, maçlara beraber gidiyorsun, onunla arkadaşlığını anlatır mısın?
Evet, benim için gerçekten iyi bir arkadaş oldu. Dürüst olmak gerekirse, Fenerbahçe’den önce birlikte değildik. Hatta konuşmadık. Ama burada iyi arkadaş olduk. Çünkü biz bu takımda iki Rusuz. Birbirimize çok yardımcı oluyoruz. Saha içinde, saha dışında her yerde… Burada benimle olduğu için gerçekten mutluyum. İlk senemde bana çok yardımcı oldu. Çünkü zaten yurtdışında oynuyordu. Yurtdışındaki ilk yılı değildi. Ona teşekkür ederim.
Taraftarın çok büyük ilgisi var maçlara. Tribünler neredeyse her maç doluyor. Bu ilgi seni motive ediyor mu?
Türk taraftarlar gerçekten çılgın. Gerçekten iyiler. Biliyorsunuz ki maçlarda kalabalığa ihtiyaç duyuyoruz. Onları sahada ekstra oyuncu gibi hissediyoruz. Çığlık atıyorlar, bizi destekliyorlar. Gerçekten paha biçilemez. Daha önce böylesini hiç görmedim ve bundan sonra herhangi bir ülkede asla görmeyeceğim. Özellikle Fenerbahçe taraftarları. Dediğim gibi biz bir aileyiz. Kocaman bir aile. Birbirimizi destekliyoruz. Bunu sahada hissediyoruz
Saha dışı sorularla devam etmek istiyoruz. Transferinden sonra sosyal medyada İstanbul’da hatta Türkiye’de birçok yerde gezdiğini görüyoruz. İstanbul’da seni en çok neresi etkiledi?
İlk yer tabii ki Fenerbahçe bölgesi. İnanılmaz. Burada yürüyebilirsin, futbol maçına gidebilirsiniz. Sonunda sahada idman yapabilirsin. Sırlamamda zirvede. Ayrıca İstanbul Boğazı’na gitmeyi seviyorum. Favorim gemiyle onu geçmek. Kuşları beslemeyi seviyorum. Martılar… Onları beslemeyi seviyorum. Bir semti gezmeyi, İstanbul’u keşfetmeyi seviyorum. Aslında İstanbul’da daha çok yeri öğrendiğimde bu soruyu sormalısın. Fazla boş vaktim yoktu.
TÜRK PİRİNCİ FAVORİM
Favori Türk yemeği?
En üstte Türk pirinci var. Neden bilmiyorum ama bu benim favorim. Bütün Türk yemeklerini seviyorum. Döner, köfte, baklava, lahmacun… Hepsini.
RUSYA’DA BİLE BARBIE DİYE ÇAĞIRDILAR
Sana Rus Barbie lakabı takıldı, büyük bir ilgi var nasıl karşılıyorsun? Lakabına alıştın mı?
Bana böyle neden seslendiklerini anlayamıyorum. Kullanmaya hazırım. Rusya’da bile bazıları ‘Barbie’ diye beni çağırdı. Bu benim yeni ismim, takma adım.
Ezberlediğin bir Fenerbahçe marşı var mı?
Birçoğunu duydum ama kelimelerin anlamını bilmiyorum. Bir tanesini biliyorum ve benim favorim. En ünlüsü… Yaşa Fenerbahçe.
EN SEVDİĞİM TÜRKÇE KELİME: GÖRÜŞÜRÜZ
En çok kullandığın Türkçe kelimeler hangileri?
Merhaba, günaydın, iyi günler, iyi akşamlar, iyi güçler (İyi geceler), nasılsın, çok iyi, şöyle böyle. Hadi markete gidelim. Elma, çilek, badem, fıstık, fındık, muz, domates… Görüşürüz. En sevdiğim kelime.
Son olarak eklemek istediğin bir şey var mı?
Bütün Fenerbahçe taraftarları. Seni maçlarımıza bizi desteklenmen için bekliyoruz. Bu bizim için gerçekten önemli. Bu paha biçilemez. Sizi seviyorum.”