Fener’in stratejisi tuttu

Fenerbahçe Vakıfbank’ı süpürdü ve yenilmezlik serisini noktaladı. Ligin ilk yarısında rakibine aynı skorla mağlup olduktan sonra doğru rotasyonu bulan Fenerbahçe, bir daha mağlubiyet yüzü görmedi. Bu maç öncesi göze çarpan en önemli şey, iki antrenörün takımlarını çok farklı stratejilerle sahaya sürmesiydi.

Ne düşündük?

Her iki takım geçtiğimiz çarşamba günü Avrupa kupası maçı oynamıştı Burhan Felek’te peş peşe. Böylelikle iki takımı o günkü koşullarda kıyaslama imkanımız doğdu. Maçlar bittiğinde Fenerbahçe-Vakıfbank maçının hakemi olan Erdal Akıncı ile ayaküstü bir sohbet gerçekleştirdik. Kendisine Fenerbahçe’nin LP Salo karşısında çok kötü oynadığını, Vakıfbank’ın ise Igtisadchi Bakü’yü sahadan sildiğini söyleyerek büyük derbide favorinin Vakıfbank olduğunu belirttim. Ancak hesaba katmadığımız faktör, Abbondanza’nın takımını sadece Vakıfbank maçına hazırlayarak motive ettiği ve Salo maçını bir angarya olarak gördüğüydü.

Strateji farkı

Abbondanza, Salo maçında Elif Öner, Eda Erdem, Merve Dalbeler ve Gökçen Denkel’i oynatmadı ve oyuncuların Vakıfbank maçına daha “aç” çıkmalarını sağladı. Bir yandan da olası bir sakatlığın önüne geçmiş oldu. Giovanni Guidetti ise Bakü maçında sahaya sürdüğü altıyı Fenerbahçe karşısına da aynı şekilde çıkardı. Fiziksel ve mental yorgunluk riskini göze alarak adeta bir kumar oynadı. Kazanabileceği bir kumardı aslında ama, taktik strateji doğru kurulamayınca namağlup ünvanı son buldu.

Taktiksel derken…..

Eczacıbaşı Vitra ve Galatasaray Daikin karşısındaki Fenerbahçe’yi izleyen bir teknik adam, böylesi bir rakibe karşı tüm gücüyle saldırmamalı. Çoğunlukla gardını alıp kontra ataklarla sonuca gitmeli böylesi saldırgan bir Fenerbahçe’ye karşı. Ancak Vakıfbank, yenilgisizliğin de verdiği bir özgüvenle Fenerbahçe’ye sürekli saldırdı. Sonucunda da fazla basit hata yaparak mağlubiyetin zeminini hazırladı. Vakıfbank açısından galibiyetin anahtarı ikinci setin sonunda ortaya çıktı aslında. Jovana Brakocevic, Christiane Fürst ve Carolina Costagrande ile file önünde duvar kuran rakibe karşı hücum edemedi Fenerbahçe. Sahanın yıldızı Yeon Koung Kim bile top vurmaya korktu o anlarda. Dönen topları da Brakocevic kullanınca setin sonu sancılı geçti sarı kanarya için. Ancak sarı siyahlılar üst üste kazandığı sayıların sırrını çözemedi ve sonuca gitmek hayal oldu.

İster bireysel isterse takım sporu olsun, kazanmanın tek yolu sadece saldırmak değildir. Saldırmak kadar önemli bir etken, rakibi durdurmaktır.

Bundan sonra

Bir maç kaybetmek Vakıfbank için dünyanın sonu değil elbette. Ancak Fenerbahçe karşısında set kazanamaması psikolojik olarak büyük önem taşıyor. Fenerbahçe bundan sonra oynanacak tüm maçlarda psikolojik olarak bir adım önde olacak. Üç setin de ilk bölümünü domine eden Vakıfbank olmasına rağmen Fenerbahçe her defasında geri döndü. Hem de kimsenin tahmin etmediği derecede hızlı bir şekilde. İstediği an istediği ivmeyle hareket edebileceğini gören Fenerbahçe’nin kolay kolay hata yapmayacağını tahmin etmek için kahin olmaya gerek yok.

Kart meselesi

İlk sette skor 16:15 iken Vakıfbank koçu Guidetti’ye gösterilen kırmızı kartın mantığını anlamış değilim. İlk devre uygulanmayan “antrenörlerin yaka kartı takma” zorunluğunun neden yeni sezon beklenmeden ikinci devre uygulamaya konduğunu da anlamış değilim. Bu zorunluluğun hangi mevzuata dayandığını da anlamış değilim. TVF’nin yarışma talimatında olmadığını söylesem, uygulamadaki sakatlık yeterince anlaşılır mı onu da anlamış değilim. Neden antrenörlere ve diğer sorumlulara akreditasyon kartı takma zorunluluğunun maçın başında herkes sakin ortam yumuşak iken belirtilmediğini anlamış değilim. Neden skor 16:14, insanlar gergin ve ortam bu denli elektriklenmiş iken saha komiserinin baş hakemi uyarmasıyla taktırılmaya çalışıldığını da anlamış değilim. (Devamı için lütfen paragrafın başına dönün)

Guidetti kartını takmasını isteyen hakemlere, saha komiserine, MHK gözlemcisine ve TVF yöneticilerine kartının mevcut olduğunu gösterdi ve sonra kartını yere fırlattı. Bu disiplinsiz davranışının cezası olarak da kırmızı kart gördü. Bundan sonra Guidetti, akredistasyon kartını görünür bir biçimde göğsüne takmak yerine tüm yetkililerle dalga geçercesine sırtına taktı. Maç boyunca da molalarda kuleye sırtını dönüp hakeme bunu açık seçik gösterdi. Sorular belli:

-Eğer kart takmamak cezai bir müeyyideyi gerektiriyorsa kartı görünmeyecek şekilde takmanın bir cezası yok mu?
-Bu ceza neden maç içerisinde uygulanmadı? Yoksa bu ceza için ilgili kurullar mı karar verecek?
-Eğer Guidetti kartı bilerek ve isteyerek uygunsuz bir şekilde takıyorsa ve bunun cezası maç sonrası yapılacak disiplin soruşturması ile belirlenecekse neden maç içerisinde ısrarcı olundu ve kırmızı kartın alt yapısı hazırlandı?

Bunun haricinde çok stresli geçen maçı iyi yönetti hakemler. Ancak ilk sette Vakıfbank oyuncu değişikliği yaparken oyundan çıkan Christiane Fürst yerine Kıristian denmesi kulakları tırmaladı.

Voleybol dolu günler dileğiyle,

Kayhan Kösem
kkayhan@hotmail.com


Haberi Paylaş

Comments are closed.