Artık 2010-2011 sezonunun sonuna geldik sayılır. Erkeklerde Fenerbahçe şampiyonluğa ulaşırken bayan takımı da aynı başarıyı gösterecek mi hep beraber Cuma günü başlayacak seride göreceğiz.
Önce erkek takımının şampiyonluğundan bahsedelim sonra bayanlara geçeriz. Ligde uyumsuzluk mu dersiniz, aşırı öz güven mi dersiniz ya da otoritesizlik mi adını siz koyun, sahada çok da hoş olmayan bir Fenerbahçe izledik. Tam herkes umudunu takımdan kesmişken bambaşka bir oyun bambaşka bir kişilikle play-off’lara başladılar ve güçlü rakiplerini çok iyi oyunla elediler. Sanırım bunun nedeni başka kazanacakları kupa kalmamıştı ve almaları gereken tek kupanın farkına vardılar.
Bunların hepsi bir yana Fenerbahçe şampiyon oldu ve seneye Şampiyonlar Ligi’nde ülkemizi yine temsil edecek. Ama bu kadro Şampiyonlar Ligi için yeterli mi? Ben sarı-lacivertli takımın bayanlarda yaptığı yatırıma benzer bir yatırım yapmasını bekliyorum. Sadece 6 kişi ile 4 ayrı kupada mücadele etmek Fenerbahçe’yi yoracaktır, bu da onların performansını etkileyecektir diye düşünüyorum.
Gelelim bayanlar yarı final mücadelesine. Bu sene sık sık aynı maçı izledik: Vakıfbank Güneş Sigorta Türk Telekom-Eczacıbaşı VitrA. İlk maçtan bahsetmek istiyorum antrenörler takımlarının oyunundan ne kadar memnun olduklarını dile getirseler de ben aynı kanıda değilim. İlk maçtan aklımda kalan tek şey her iki takımında seri halinde hata yaptığıydı. Daha iyi oynayan değil ilk maçı daha az hata yapan takım kazandı. Tamam voleybol artık hatanın rakibe puan kazandırdığı bir spor haline geldi ama bu kadar da değil yani. Nikolic, Poljak gibi kariyerinin en üst oyuncularının sürekli rakip alana müdahale etmesi, Del Core gibi bir dünya yıldızının önüne düşen topları alamayacak duruma gelmesi çok da beklediğim bir oyun değildi.
İkinci maç ta benzer bir görüntü olur mu diye düşünmeden edemedim ama Allah’tan her iki takım da kendini toparlamıştı. Özellikle Vakıfbank Güneş Sigorta Türk Telekom tamamen Eczacıbaşı VitrA’nın zaafının üzerine gitti ve onları servisle yıktı. Ben Bahar’ı maçın yıldızı olarak görüyorum. İnanılmaz iyi servis attı ve sarı-kırmızılılar onun servis attığı turlarda sayı farkını açarak sonuca gittiler.
GELELİM FİNALE
Evet final maçı Şampiyonlar Ligi yarı final maçının rövanşı olacak. Fenerbahçe Acıbadem hem bu rövanş maçını kazanmak hem de sezonu kupa ile kapatmak için sahaya çıkacak. Vakıfbank ise yarı finalde eleyip finale yükseldiği Fenerbahçe’yi bir kez daha yenip sezonu 2 kupa ile kapatmak isteyecek. Bu hedefler doğrultusunda çok daha keyifli çok daha heyecanlı maçlar izleyeceğimize eminim. Ayrıca Fenerbahçe Acıbadem, Galatasaray maçlarında da görüldüğü gibi ilk setlerde sallansa da asıl kimliğine bürünmüş durumda. Özellikle Sokolova tüm inisiyatifi almış, kendi gibi oynamaya başlamış. Takım da her oyuncunun büyük katkısı var. Bu seri kesinlikle 3 maçta bitmez benden söylemesi. Final maçlarını kaçırmamanızı öneririm.
Bu yazının sonuna gelmişken bir küçük not Arzu Göllü için. O gerçekten büyük bir oyuncu. Ona bakıp hayal kuran çok oyuncu olduğunu biliyorum. İnsanların hayallerini süsleyen (oyunculuk anlamında) Türk voleybolunun yıldızıydı. Umarım kendi gibi oyuncular yetiştirir voleyboldan hiç kopmaz.
Yeni hayatında mutlu ol Arzu Göllü.
Hoşçakalın…
Comments are closed.