Voleybolcuların ve diğer branşlardaki sporcuların kariyerlerinde dört kez Olimpiyatlara katılması alışılmadık bir durum değildir. Ayrıca, geçen dört yıllık süreler bu oyuncuların kariyerlerini ve gelişimlerini oldukça gösterir ve bu kesinlikle Brezilyalı Natalia Pereira için de geçerli.
Smaçör, Brezilya milli takımının en tecrübeli isimlerinden biri ve 2005’te ilk kez ülkesinin formasını giydiğinden beri neredeyse yaşanabilecek her şeyi deneyimledi.
Natalia ve Brezilya için 2012 Olimpiyatları altın madalya ile mümkün olan en iyi şekilde sonuçlanmıştı, Güney Amerikalılar böylece üst üste ikinci kez Olimpiyat şampiyonu olmuştu. Ne var ki Natalia bu organizasyonu neredeyse kaçıracaktı.
Brezilya’yı 2007 FIVB Gençler Dünya Şampiyonası’nda zafere taşıyarak MVP seçilmesinin hemen ardından Natalia, 2008 Olimpiyatları için kendisine milli takımda yer bulmayı başarmıştı.
Önümüzdeki üç yıl boyunca beklentileri karşıladı ve Brezilya ile birlikte 2009 FIVB Dünya Grand Prix’inde altın, 2010 ve 2011 yıllarında gümüş madalya kazandı. Ayrıca 2009 FIVB Dünya Şampiyonası ve 2009 FIVB Dünya Şampiyonlar Kupası’nda da ikinciliğe ulaştı.
Kulüp seviyesinde de Osasco Audax’ın Brezilya Süperligi şampiyonu ve 2010 FIVB Dünya Kulüpler Şampiyonası’nda ikinci olmasında oldukça önemli bir rol oynadı.
Ne var ki, 2011 yılının temmuz ayında Natalia’nın bacağında bir tümör saptandı ve ameliyat olması gerekti.
İyileşme süreci beklenildiği gibi geçmedi ve aralık ayında ikinci bir operasyondan geçmek zorunda kaldı. Londra’da mücadele edebilmesi için oldukça kısıtlı bir zamanı vardı. Çok çalışması ve başantrenörü Jose Ze Roberto Guimaraes’in desteğiyle Natalia Olimpiyatlara katılabildi ve altın madalya kazanan ekibin bir parçası oldu.
Natalia: “Bu madalya benim bağlılığımı ve asla vazgeçmediğimi gösteriyor. İlk ameliyattan sonra ağrılarım devam etti ve ikinci bir ameliyata ihtiyacım olduğu söylendiğinde Olimpiyatlara hazır olamayabileceğimden dolayı, hatta kariyerim ve geleceğim için oldukça endişelendim. Kendime üzülmek ve ağlamak için üç gün süre tanıdım ve ardından çalışmaya ve durumuma olumlu bir yönden bakmaya başladım. Ze’ye beni beklediği için ne kadar teşekkür etsem az ve ben de en iyi halimde olmasam bile elimden gelenin en iyisini yaparak ona borcumu ödemeye çalıştım.”
Ardından geçen dört yıl özellikle oldukça iyiydi ve Natalia milli takımdaki yerini güçlendirdi. Smaçör, Brezilya’da ilk altıda oynamaya başladı ve 2013 Dünya Şampiyonlar Kupası ve 2014 ile 2016 Dünya Grand Prix’inde Brezilya şampiyon olurken, aynı zamanda bir kez de turnuvanın MVP’si seçildi.
Bu döngünün son kısmı ise bir önceki kadar heyecan verici değildi, Brezilya 2016 Rio Olimpiyatlarına çeyrek finalde veda etti ve altın madalyadan beşinciliğe geriledi. Ancak Sheilla Castro ve Fabiana Claudino gibi deneyimli oyuncuların uluslararası sahneden yavaş yavaş çekilmeye başladığı bu sırada dünya, Natalia’nın önümüzdeki yıllarda takımın yeni lideri olabileceğini gördü.
“Kendimi göreve hazır hissediyorum. Sahada elimden gelenin en iyisini yapmanın yanında aynı zamanda takım arkadaşlarıma da yardım etmeye her zaman hazırım. İki Olimpiyat ve iki Dünya Şampiyonasına katıldım ve milli takımda oldukça zaman geçirdim. Fabiana ve Fabi (Oliveira) gibi önemli isimlerle zaman geçirdim ve onlardan çok şey öğrendim. Tüm bunları, önümüzdeki dört senede takımı daha güçlü hale getirmek için kullanmaya çalışacağım.”
Bu yöndeki bir diğer adım da Natalia’nın ilk yurtdışı tecrübesini yaşamasıydı. Natalia Tokyo Olimpiyatları öncesindeki beş sezonunun dördünü yurtdışında (iki sezon Fenerbahçe, bir sezon Eczacıbaşı ve bu sezon Dinamo Moskova), 2018-2019 sezonunda ise ülkesinde Itambe Minas’ta geçirdi. Bu zaman esnasında iki ulusal lig şampiyonluğu, üç ulusal kupa ve iki Dünya Kulüpler Şampiyonası ikinciliği kazandı.
Brezilya milli takımı ile de 2017 Dünya Grand Prix’i şampiyonluğu ile 2017 Şampiyonlar Kupası ve 2019 Uluslar Ligi’nde gümüş madalya kazandı.
Natalia, 32 yaşında, 2012 Londra Olimpiyatlarında altın madalya kazanan oyuncudan çok daha farklı biri. Tokyo Olimpiyatları, dört yıllık bir dönemi sonlandıracak, ancak aynı zamanda uluslararası kariyerinin de sonunu işaret edebilir.
“Tokyo’da üçüncü Olimpiyatımı yaşamaya kararlıydım ancak bunu yalnızca zaman gösterecek. Son yıllarda bazı sakatlıklarımla uğraşıyorum ve 15 yılın ardından bedenimin bu tempoyu daha fazla kaldıramadığını düşünüyorum. Bu yüzden de, eğer kulüp kariyerime birkaç yıl daha devam etmek istersem milli takımdan uzaklaşmam gerekebilir. Ancak hala Dünya Şampiyonası kazanmayı hayal ediyorum, bu yüzden de ne olacağını kim bilebilir?”
Comments are closed.