FIVB Challenger Kupasına hazırlanan A Milli Erkek takımımız ve Voleybol Milletler Ligi (VNL) finallerine gün sayan A Milli Kadın takımımıza başarılar dileyerek Görüntülü Değerlendirme Sistemini (GDS) ele alacağımız yazıya başlıyoruz sevgili voleybolseverler.
Sistem voleybola çağ atlattı
Sahada yer alan altı hakemin koordine bir şekilde yönettiği voleybol maçları, oynandığı her an tartışmaya açık kararlarla gündem olmuştur. Küçük denilebilecek bir alanda çok katı kurallarla oynanan voleybol, oyundaki aksiyonlar ve topun hızlı hareketleri nedeniyle tespit edilmesi çok güç kararları doğal olarak beraberinde getirmekteydi. Zaman içerisinde değişen kurallar (servis kullanma mesafesinin 9 metreye çıkarılması, fileye değen servisin oyunda kalması, topa ilk temasta faul kuralının gevşetilmesi, ayakla temas vb.) hakemlerin işini kolaylaştırdıysa da çok kritik anlarda gelen doğru ya da yanlış bazı düdükler, oyuna katılanlar ve izleyicilerin belli bir bölümü tarafından hiçbir zaman kabullenilmedi.
Son yıllarda Video Challenge olarak da nitelendirilen Görüntülü Değerlendirme Sisteminin (GDS) devreye alınması, hem bu tartışmaların çok büyük bir bölümünü elimine etti hem de fair-play ruhunu hiçe sayan bazı oyuncuların ipliğini pazara çıkardı. Bu anlamda devrim denilebilecek bir uygulama olan GDS’de yaşanan bazı aksaklıklar, sisteme alıştıkça göze fazla batan ve izleyicilerin görmek istemediği manzaralar oluşturmaya başladı.
Maçın uzaması tat kaçırıyor
Üç sette tamamlanan bir maçın 2, beş sette tamamlanan bir maçın ise 3 saate kadar sürebildiği bir dönemde GDS’nin kararlarda tereddüde yer vermesi ve bazı pozisyonlarda kararın 4-5 dakikada çıkması, yalnızca maçın süresini gereksiz bir şekilde uzatmakla kalmıyor, aynı zamanda izleyiciyi de salondan soğutuyor. GDS’de yapılacak bazı değişikliklerle bu tarz gereksiz uzamaları engellemek mümkündür.
Şahin gözü mükemmel bir uygulama
Bu sene VNL’de uygulanan Şahin Gözü teknolojisi, yalnızca içeride/dışarıda kararlarının en ufak bir tereddüde dahi yer vermeyecek şekilde son derece hızlı alınmasını sağlamakla kalmadı, antrenörlerin bu konuda yapabilecekleri GDS itirazlarını da ortadan kaldırarak maçların hızlanmasını sağladı. Teniste yıllardır kullanılan bu teknolojinin voleybolda da uygulanması, sevdalısı olduğumuz sporun seyir zevkini önemli ölçüde arttırdı.
Antrenörlerin suistimali
Özellikle set sonlarında talep edilen bazı GDS incelemeleri, sonucu bariz belli olan kararlarda antrenörlerin “Ya tutarsa”, “Belki görüntü izlenirken rakibin başka bir ihlali görünür” gibi düşüncelerle oyunu gereksiz geciktirmesinden başka bir işe yaramıyor ve olan voleybola oluyor. Bu konuda en çok rastlanılan uygulamalardan biri de file dikey ekseni üzerinde yapılan temaslarda antrenörlerin, “Rakibin oyun boşluğundaki topa müdahale edildiği” gerekçesiyle yaptığı “Fileye temas” itirazları oluyor. Hakem camiası da bu tarz olası hataların ortaya çıkmaması için GDS operatörlerine itiraz edilen pozisyonda topun ne pahasına olursa olsun gösterilmediği bir görüntüyü ekrana yansıtasıyla sonuçlanıyor. Bir itiraz ve ona bağlı ümidin suya düşmesi bir yana dursun, olan yine voleybola oluyor. Zira bu kez yalnızca oyun gecikmiyor, aynı zamanda sayıyı kaybeden takım taraftarı galeyana gelip maçtaki tansiyonun artmasına neden oluyor.
Bazen de antrenörler, biten mola haklarından sonra oyuncularına bir şeyler söylemek ya da taktik vermek için alakasız bir karara itiraz ederek GDS sürecini gayriresmi (off the record) bir mola olarak kullanıyor.
Oyuncuların suistimali
Özellikle fileye temas ve topun blokta ele teması konusunda bazı oyuncular, yaptıkları ihlali ralli biter bitmez kabul edip centilmenlik örneği göstermiyor. Rakip GDS’ye başvurunca da kendilerini seven genç sporculara çok iyi örnek olurcasına(!) pişkin pişkin sırıtarak “Belki sistem arıza yapar da görüntü bulunamaz, belki görüntüde benim ihlalim bir şekilde ortaya çıkmaz ve sayıyı bizim takım kazanır” düşüncesi içerisine giriyor.
Çok hızlı gelişen bir aksiyon anında oyuncu topun nereye düştüğünü, ayağının çizgiye basıp basmadığını tam olarak görmeyebilir. Ancak hiçbir oyuncu, 100 km/h’den hızlı gelen bir topun eline değip değmediğini anlamama ya da vücudunun bir bölümünün fileye değip değmediğini fark etmeme lüksüne sahip değildir.
Öneriler
- Şahin Gözü teknolojisinin liglerimizde de kullanılması, hem maçların daha hızlı oynanmasını sağlayacak, hem de canlı kamera görüntüsünden gelen görüntülerin tartışmalı kararlara yol açmasını engelleyecektir.
- Takımların GDS itiraz hakları yeniden belirlenmelidir. VNL’de uygulanan mola kısıtlaması gibi bir uygulama, kısa süren 5.sette yalnızca 1 itiraz hakkı verilmesi gibi farklı uygulamalar, antrenörlerin yukarıda yazılı suistimallerini mutlaka azaltacaktır.
- 2018 yılında yayımlanarak yürürlüğe giren GDS Uygulama Esaslarının 4. Bölümünün (b) bendi değiştirilerek antrenörlerin ilk Uygun Olmayan GDS Talebinde yaptırım yoluna gidilebilir. Böylece zaman zaman gördüğümüz Uygun Olmayan GDS Talebi ile oyunu soğutma amacı güdenler, bir kez daha düşünmek durumunda kalır.
- Oyuncuların suistimallerini önlemek ve -zorla da olsa- fair-play ruhunu ortaya çıkarmak adına fileye değdiği ya da top elinden dışarı gittiği halde bunu baştan deklare etmeyen oyunculara, bu durumun GDS sonucunda ortaya çıkması halinde yaptırım uygulanabilir. Böylece hem oyun gereksiz uzamaz, hem de oyuncular bir anlık “hak etmeden sayı kazanma” hırsına yenilmek suretiyle izleyenlerin gözünde kendilerini küçültme durumunu bir kez daha düşünmek zorunda kalır.
Voleybol dolu günler dileğiyle,
Kayhan Kösem
kkayhan@hotmail.com