Voleybolda winner kelimesinin anlam bulduğu isim Gözde Sonsırma, Eurosport.com Türkiyenin sorularını yanıtladı.
1 Dünya Kulüpler Şampiyonası, 2 Şampiyonlar Ligi, 1 Top Team Kupası, 1 Challenge Kupası, 4 Türkiye Ligi, 2 Türkiye Kupası, 73 maçlık yenilmezlik serisi ve çok daha fazlası…
Kısaca voleybolun “winner” ismi VakıfBank oyuncusu Gözde Sonsırma ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
Gözde, öncelikle tebrik ederiz, Fenerbahçe Grundig karşısında oldukça iyi bir oyun sergiledin ve karşılaşmadan 3-1 galip ayrıldınız. Bu maç hakkında neler söylemek istersin?
İlk maç gerçekten kalitesi ve heyecanı çok yüksek bir maçtı. Bence iki takım da elinden gelen her şeyi yaptı fakat küçük farklarla maçı biz kazandık. Ama işimiz daha bitmedi Final Foura kalmak için bir maçımız daha var. Perşembe günü varımızı, yoğumuzu her şeyimizi ortaya koyacağız. Hedefimiz tekrar Avrupa’da en iyi 4 takım arasına girebilmek.
Voleybol kariyerine bakacak olursak başlangıcından bugüne kadar Vakıfbanktasın. Bunun sana avantaj ve dezavantajları neler oldu? Kütahya’dan 13 yaşımda geldim buraya ve Vakıfbank’ta 16. senemi bitirdim artık. Avantajları elbette çok fazla burası benim ailem gibi. Vakıfbank ülkenin en büyük voleybol kulüplerinden birisi, bugüne kadar hem maddi hem manevi hiçbir zorlukla karşılaşmadım. Hayatımda ne kadar başarı kazandıysam buradaki insanlarla kazandım. Yeri geldi kulüpte çalışan Sabri dayımızı babamdan annemden daha fazla gördüm. Dezavantaj olarak sadece şunu söyleyebilirim; insan biraz monotonlaşıyor, bugüne kadar bunu hissetmemiştim ama bu sene biraz bunun farkına vardım. Burada çok çok başarılı olduk, pek çok kupa kazandık. Farklı başarılar kazanma arzusu bu monotonluğu ortaya çıkarmış olabilir ama ben kulübümde çok mutluyum. İyi ki Kütahya’dan çıkıp buraya gelmişim.
Kariyerini Vakıfbank dışında sürdürmeyi hiç düşündün mü, bundan sonra seni başka bir formayla izleyebilir miyiz?
Bundan 7-8 sene kadar önce İtalya’da oynamayı çok istiyordum, voleybol orada çok üst düzeydeydi. Ama şimdi Türkiye’de voleybol inanılmaz bir seviyede ve yıllardır Vakıfbank’tayım burayı bırakmak aptallık gibi geliyor. Tüm bunların dışında voleybol kariyerimden de tatmin olmuş durumdayım, o yüzden yeni bir şeyler de denemek istiyorum açıkcası. Sene sonunda sözleşmem de sona eriyor o yüzden hayır demiyorum ama Türkiye’de başka bir kulüpte oynama ihtimalim çok çok düşük. Eğer olursa Avrupa ya da Brezilya’da oynamak istiyorum.
Kulüp bazında kazanmadığın kupa kalmadı diyebiliriz bu sende bir motivasyon eksikliğine yol açıyor mu?
Bu sene biraz motivasyon eksikliğini hissediyorum evet ama yine de Şampiyonlar Ligi şampiyonluğunu kazanmayı çok fazla istiyorum. Hala ekstra çalışan, kendimi geliştirmeye çalışan biriyim kesinlikle “ben oldum” demem. Motive eksikliğini bu sezon başında kulüp olarak yaşadık diyebilirim, 8 yıldır aynı antrenörle çalışıyoruz pek çok başarı kazandık bu biraz doymuşluk yaşattı. Ama bunu atlattığımızı düşünüyorum çünkü şu an yine ligde ve Şampiyonlar Ligi’nde gayet iyi yerlerdeyiz.
Peki şu an önünde net bir hedefin var mı voleybol kariyerin hakkında? Ben yine Şampiyonlar Ligini kazanmak istiyorum yine Dünya Kulüpler Kupasını yine Türkiyedeki tüm kupaları kazanmayı istiyorum. Ama tabii ki en önemlisi 2016 Olimpiyatları, çünkü ben o zaman 31 yaşında olacağım ve milli takıma veda edilecek yaş o ise olimpiyatlara katılmayı çok istiyorum. Yani hedef olarak kulübümle kazanabileceğim tüm başarılar ve tabii ki olimpiyatlar en büyük hedefim.
Yine voleybolcu olan bir ikiz kardeşin var, kendisiyle birlikte de oynadınız rakip de oldunuz nasıl bir duygu bu?
Bu çok güzel bir duygu. İkimizin de bu kadar yüksek bir seviyede voleybol oynayıp beraber avrupa şampiyonu olmamız, olimpiyata gitmemiz, benim için inanılmaz bir gurur. Şampiyonlar Ligi çeyrek finalinde karşılaştık bu kaç insanın başına gelir bilemiyorum, gerçekten çok mutluyum bu durumdan. Tabii ki zor yanları da var. Yendiğimizde üzülmüyorum ama kötü oynarsa üzülüyorum, hep iyi oynasın istiyorum. Ben Özge adına çok mutluyum Avrupada oynadığı için, onun orada bu işi yapıyor olması benim için de çok başka bir gurur.
Ailenin tavrı nasıl oluyordu aranızdaki maçlarda?
Özge Eczacıbaşında oynarken onlarla 8 kere karşılaştık 8inde de biz galip geldik. O yüzden ailem başlarda ortadayız, kim hak ediyorsa o kazansın diyordu ama bir yerden sonra artık aa hep siz kazanıyorsunuz, biraz Özgeler yensin demeye başladılar.
Dönüp baktığında kariyerinin en unutulmaz anını sorsak?
2011 Şampiyonlar Ligi şampiyonluğumuz
Biz 2013te de şampiyon olduk ama 2011deki çok daha farklıydı. Kardeşimle de aynı takımdaydık onun ayrı bir etkisi var. O sene herkes kağıt üstünde Fenerbahçeyi favori görüyordu, imkansız bir başarı gibi görüyorlardı bizim kazanmamızı. Biraz imkansızı başarmış gibi olduk onun verdiği haz çok başka.
Maçlarda çok hırslı bir Gözde Sonsırma izliyoruz, kaptan olarak takımın motivasyonu nasıl sağlıyorsun?
Soyunma odasında konuşma yapmayı, duygusal şeyler söylemeyi hiç sevmem. Çünkü ben her oyuncunun kendi motivasyonunu sağladığını düşünüyorum mesela ben kulaklığımı takarım teknik/taktik kağıdına bakarım son kez. Bizim antrenörümüz zaten motivasyonu oldukça iyi sağlayan bir antrenör, biraz da ona güveniyor olabilirim. Sahaya çıktığımızda ise kesinlikle takım kaptanlığı görevini üstlenirim. Özellikle genç oyuncularımız olmak üzere hatalarına takılan ya da sayı alamayınca oyundan düşen arkadaşlarımız oluyor onlara yardım etmeye çalışıyorum. Voleybol zaten hata oyunudur %100 ile oynamanın imkanı yok. O yüzden ben bu konuda kendimi geliştirmeye çalıştım yıllarca şimdi de bunu genç oyunculara aşılamaya çalışıyorum.
Daha ateşli taraftar profiline sahip bir kulüpte oynamak ister miydin?
Ben 17 senedir bu takımda oynuyorum bir kere bile demedim şu kadar taraftarımız olsun diye. Çünkümaç esnasında dışarıyı duymayan birisiyim. Tabii ki taraftar desteği sahadaki oyuncuların performansını arttıran bir şey ama keşke olsaydı demiyorum. Zaten biz burada Final Four oynadık 2013te, Galatasaray ev sahibiydi ve finalde Galatasaray taraftarı bizi destekledi. Vakıfbankın da şu an kemik bir seyircisi var son 2-3 yılda inanılmaz başarılar elde ettik ve insanlar da bizi artık tanıyor, desteklemeye geliyor. Şampiyonlar Ligi maçlarımızı dolu tribünlere oynuyoruz.
Deplasman yolculuklarında veya boş vakitlerinde takip ettiğin dizi var mı? Tabii ki! Ben yabancı dizi hastasıyım, bağımlılık gibi bir şey benim için. Yaklaşık 20 tane Amerikan dizisi izliyorum. Boş vakitlerimde ya dizi izliyorum ya da kitap okuyorum diyebilirim. Deniz kıyısında yaşıyorum o yüzden kitap okumak da çok zevkli geliyor bana.
8 Mart Kadınlar Günü kapsamında bize neler söylemek istersin. Kadın sporcular olarak kendinizi nasıl bir konumda görüyorsun?
Kadın sporcular olarak bizim çok önemli bir misyonumuz olduğunu düşünüyorum. Büyük şehirlerde yaşayan genç kızların tabii ki voleyboldan haberi var ama bizi mesela köylerden izleyenler de var ben bu yüzden bizim yerimizin çok önemli olduğunu savunuyorum. Örneğin bir gün beni izlerken Kıza bak Kütahyadan gelmiş neler başarmış diyip kızlarını okumaya, voleybol oynamaya gönderen aileler olursa ne mutlu bana. Ben her zaman söylüyorum bizim en önemli amacımız genç kızlarımıza örnek olmak. Çünkü ben spor yapan bir insanın sorumluluk duygusunun daha çabuk geliştiğine ve ayaklarının üstünde daha kolay durabildiğine inanıyorum. Ben 13 yaşında geldim buraya ve her şeyimi de kendim yaptım, bu yüzden ailelerden çocuklarını spora yönlendirmelerini istiyorum, umarım bunda bir nebze de olsa katkımız vardır. Son olarak tüm kadınların Kadınlar Gününü kutluyorum.
EUROSPORT
Comments are closed.