Halkbank bu sezon hiç kimseden çekmedi İstanbul takımlarından çektiği kadar. Türkiye ve Avrupa’da şampiyonluk hedefiyle yola çıkarak yüksek bütçeli bir takım oluşturan Ankara ekibi, Fenerbahçe Grundig ve İstanbul BBSK’den sonra Galatasaray FXTCR’ye çarpıldı ve liderliği Burhan Felek’te bıraktı.
Bu mağlubiyeti daha yıkıcı kılan unsur ise diğer iki İstanbul ekibinin aksine rakibin daha mütevazı bir kadroya sahip olması ve daha küçük hedeflere yönelmiş olmasıydı.
Kadro baştan hatalı
Halkbank’ın Bulgar antrenörü Radostin Stoychev, rakip takımın en büyük vurucu gücü Ahmed Abdelhay’in yokluğundan mıdır bilinmez, bir alt seviyede bulunan rakibine karşı son derece hatalı bir kadro ile çıktı İstanbul deplasmanına. Kenarda bekleyen oyuncular arasında Türkiye’deki her takımda forma giyebilecek seviyede iki pasör, bir orta oyuncu ve fizik kapasite olarak sınırlı iki smaçör bulunuyordu. Özetle Stoychev’in sıkıştığında oyuna etki edebilecek bir oyuncusu bulunmuyordu kenarda.
Rakip orta sıra takımı dahi olsa erkek voleybolunda sahaya üç pasörle çıkmak, bir anlamda Rus ruleti oynamaya benziyor. Bulgar antrenörün zorlandığı anlarda yapabileceği tek hamle, manşette aksayan Burutay Subaşı ya da Matej Kaziyski yerine arkada Can Ayvazoğlu’nu kullanmak oldu. Ön tarafı üçlemek için ikili değişiklik yapma imkanı dahi yoktu Stoychev’in.
Servis bombardımanı
Başta Martin Sopko ve Abdalla Abdalla olmak üzere servis çizgisinin gerisine geçen her sarı kırmızılı oyuncu, Ankara ekibine acı çektirdi adeta. Özellikle Slovak smaçör ve Mısırlı pasörün servislerini görmek dahi mümkün olmadı çoğu zaman. Halkbank buna Emre Batur ve Burutay Subaşı ile cevap vermeye çalıştı ancak süreklilik sağlayamadı. Pasörü Raphael Oliveira’ya istediği manşetleri getiremeyen mavi beyazlılar, hücumu Kaziyski ve Mitar Tzourits’e yıkmak zorunda kaldı. Ancak bu hücumlar ya 81 metrekareyi bulmadı, ya da başta Cansın Hacıbekiroğlu olmak üzere Galatasaray’ın zamanlaması mükemmel bloklarına takıldı. Aslen Halkbank blokları rakibinden daha yüksekti. Bir pozisyonda ön taraf, Tzourits, Kaziyski ve Batur’dan oluşuyordu. Sıçradığında antenden daha yukarıda bekleyen bu altı kolluk duvarı geçmek bazen yürek, bazen de akıl isterdi. İşte ilk set seyrettiğimiz Cimbom, Fırat Filiz ve Sopko ile yüreğini, Melih Sıratça ve Abdalla ile aklını kullanarak dağıttı bu tarz blokları.
Tavuk yumurta döngüsü
Galatasaray’ın mükemmel oyunu karşısında tutunamayan Halkbanklı oyuncuların önce morali bozuldu, morali bozulan mavi beyazlı oyuncular da hata üstüne hata yaptı. Galatasaraylı oyuncular ilk sette sadece 2 hücum hatası yapıp topu oyunda tutmayı tercih etti ve bunun ödülünü rakip hatalardan kazandığı sayılarla aldı. GS FXTCR, rakibinin hücumlarından tam 9 sayı üretti ilk bölümde. Öyle ki, Türkiye’nin en iyi orta oyuncusu olan Batur, aldığı 3 topta sayı bulamadı ilk set. İkisini dışarı vurduğunu da ayrıca belirtelim. Bu kısır döngü sonunda ev sahibi takım, rakibini ilk set sahadan sildi. Halkbanklı oyuncular öylesine dağıldı ki, setin son sayısını sarı kırmızılı takımın liberosu Mehmet Özbek yaptığı defansla kazanırken saniyeler boyu havada süzülüp Halkbank sahasına düşerken mavi beyazlı altı oyuncu da seyretti şaşkınlıktan.
Ne diyeceğini şaşırdı
İlk set arası yaklaşık 4 dakika sürdü. Halkbank teknik heyeti, bu 4 dakikanın 3 dakikasını kendi arasında toplanarak geçirdi. Oyuncular suskun, kimsenin ağzını bıçak açmıyordu. Sonunda Stoychev birkaç kelime konuştu ama ne denli işe yaradı bilinmez. Mavi beyazlı takım, pozisyon kağıdını dahi dördüncü dakikanın sonunda teslim edebildi.
G.Saray nasıl kazandığını unuttu
Zira ikinci sette hücumdan tam 11 sayı kaybetti. Yukarıda söylediğimiz manzara tersine döndü sarı kırmızılılar için. Bu durum soğuyan servis turlarına da sirayet edince sarı kırmızılılar en büyük silahını kullanamaz hale geldi. Tzourits’in hücumdaki etkili oyunu döngüyü tamamladı ve Halkbank moral kazandı. Reşat Arığ’ın genç Melih Sıratça yerine İbrahim Emet’i oyuna alarak takımı yükseltmesi çok olumlu bir hareketti. Bir orta oyuncu olarak pasör çaprazında oynayan Emet, takıma blok anlamında çok yardımcı olsa da hücumda ısınması zor oldu ve kendisinden beklenmeyen hatalar yaptı. Ancak Emet’in hemen her bloktan topa dokunması, arkada defans yapan oyuncuların işini kolaylaştırdı. Sonucunda Abdalla’nın harika pas dağılımıyla kontra ataklardan 29 sayı üretti Cimbom. Üst üste iki set kaybettikten sonra nasıl kazanması gerektiğini hatırlayan sarı kırmızılılar, geriden gelerek maçı kazanmayı başardı.
GS FXTCR için maçın anahtarı, “Halkbank gibi üst düzey bir takıma karşı basit hata yapmadan oynamak, topu mümkün olduğunca oyunda tutarak rakibi hataya zorlamak” idi. Bu felsefeyi hatırladığı setleri rahat kazanan Cimbom, maçı genel sayı anlamında da 107:91 gibi ezici bir üstünlükle noktaladı.
Son iki set, sarı kırmızılılar 100 kişi oynadı
Bu denli muhteşem bir maçta tribünlerin boş kalması kimin ayıbı, üzerinde çok tartışılması gereken bir konu. 7000 kişilik salonda 100-150 biletli seyirci olması, bunların 30 kadarının ise Kaziyski’yi desteklemeye gelen Bulgar vatandaşlarından oluşması gerçekten ilginç bir durumdu. Ama maça gelen 70-80 sarı kırmızılı taraftar, son iki seti takımlarıyla birlikte oynadı. Galatasaray her sayı kazandığında sahadaki ve kenardaki oyuncular, teknik heyet ve taraftarlar havaya uçtu. Kazanılan bazı sayılarda sevinç süresi 10 saniyeden fazla sürdü. Bu birleşik tutku, zafere giden yolda büyük bir paya sahipti.
Halkbank ne durumda?
Çok kötü durumda. Zaman daralıyor ve Stoychev’in kafası hala karışık. CEV Denizbank Şampiyonlar Ligi dörtlü finaline bir aydan az zaman kaldı ve Bulgar koçun kafasındaki kadro hala netleşmemiş. Türkiye’de uygulanan yabancı sınırlaması, komşunun elini kolunu bağlıyor. Dün oynanan maç da dahil olmak üzere Avrupa’da kulvarındaki maçlara istediği gibi hazırlanamıyor Ankara ekibi. Ligde ve Türkiye Kupasında zayıf rakiplerle oynanan düşük seviye maçlar da cabası.
Ne yapmalı?
Fazla zaman yok, çare belli. Bu saatten sonra ne denli çare olur, o da ayrı bir soru. Halkbank’ın turnuvaya 10 gün kala Türkiye ile bağlantısını keserek Avrupa’ya odaklanması lazım. Mümkünse çok üst seviye takımlarla hazırlık maçları oynamalı, turnuva ile bu maçlar arasına kesinlikle Türkiye içi resmi maç koymamalı. Böylelikle Halkbank, turnuvada sahaya sürmek istediği kadroyu şekillendirip o kadro ile uyum sorununu bir nebze olsun aşabilir. Aksi takdirde Ankara’da kendi seyircimiz önünde hüsran yaşayabiliriz.
Hakemler için zor maçtı
Oyuncular genelde iyi niyetliydi. Ancak kazanma hırsı o denli tavan yaptı ki, o iyi niyetli oyuncular, farkında olmasa da doğru kararlara yanlış itirazlar yaptılar. Beş sette birçok karambol pozisyon yaşandıysa da gözümüze çarpanları kısaca yorumlayalım.
-Gerek Abdalla’ya tek, gerekse Oliveira ve Emet’e gösterilen karşılıklı kırmızı kartlar için yorum yapmak zor. Zira baş hakem Erdal Akıncı ile aralarında neler geçtiğini anlamak mümkün değil. Ancak maçın hemen başında Oliveira’nın 1:3 iken kurtardığı top auttu. Çizgi hakeminin bayrak kaldırarak baş hakemi uyarmasını da fark eden Abdalla, maçın henüz başında kafasını bu pozisyona taktı ve geri kalan bölümde hakemlerin kararlarına bir türlü güvenemedi. Bunun sonucunda kendisinden alışık olmadığımız şekilde itiraz etti kararlara.
-7:7 iken Sopko’nun kullandığı mükemmel servis yere değdi, ancak hakemler topun elden yükseldiğini düşünerek oyunu devam ettirdi.
-3.sette 4:7 iken Tzourits’e çalınan taşıma kararı doğru, itirazlar yersizdi.
-8:9 iken Resul Tekeli’nin avanta topa vurduğu smaçta fileye temas var ama yardımcı hakem Tayfun Şener bunu kaçırdı.
-Bütün bunlar maçın kaderine fazla etki etmeyen kararlar olsa da Tie-break setinde skor 10:10 iken Kaziyski’ye çalınan taşıma kararı hatalıydı ve skora etki ettiği düşünülebilir. Zira Bulgar smaçör topu elinin tersiyle havaya kaldırdı.
Ancak bu hataların son derece zor bir atmosferde oynanan bir maçta her hakem tarafından yapılabileceğini kabul etmek gerekir. Hiçbir hatanın da Galatasaray’ın hak edilmiş zaferine gölge düşüremeyeceğini ayrıca hatırlatmak gerekir.
Voleybol dolu günler dileğiyle,
Kayhan Kösem
kkayhan@hotmail.com
Comments are closed.