TVF Plaj Voleybolu Ligi 2011-2012 sezonunda henüz yenilgi yüzü görmeyen Halkbank takımı oyuncuları Murat Giginoğlu ve Letonyalı Martins Plavins ile yaptığım röportajı voleybolunsesi okuyucuları için derledim.
– Voleybola nasıl başladınız ve plaj voleyboluna geçişiniz nasıl oldu?
Martins Plavins: Voleybol oynamaya çocukken başladım. Bütün arkadaşlarım voleybol oynamaya gidiyordu ve ben de onlara katıldım. Daha sonra ülkemizde plaj voleybolu yaz kampları başladı. Benim plaj voleybolu oynayan arkadaşlarım da vardı ve ben de bu kamplara katıldım. Plaj Voleybolunu çok sevdim ve kış sezonlarında salonda, yazları ise plajda oynamaya başladım. Bu sene ilk defa kışın da plaj voleybolu oynuyorum. Bunun sebebi ise bu senenin olimpiyat yılı olması ve iyi bir hazırlık dönemine ihtiyacım olması. Halkbank bu sene de benden takımlarında oynamamı istedi ve bende Türkiye’deki Plaj Voleybolu Ligi sayesinde iyi bir kış sezonu geçirebileceğimi düşündüm ve bu teklifi kabul ettim.
Murat Giginoğlu: Voleybola Sinop’ta başladım. Samsun’da Bafraspor’da, Bafra Tekelspor’da, Bafra Belediyespor’da oynadım. Süper Lig de ve İkinci Lig de mücadele ettik. Daha sonra Federasyonun yazın Hopa da düzenlediği bir plaj voleybolu turnuvası vardı. O turnuvaya katıldım. Turnuvada üçüncü olarak iyi bir derece elde ettik. Daha sonra arkadaşlarım ve Federasyon’dan Erkal Taş, Türkiye’de Plaj Voleybolu Ligi’nin kurulacağından bahsettiler. Ntvspor’un maçları yayınlayacağını ve Türkiye’de plaj voleybolu adına güzel şeylerin olacağından söz ettiler. Ülke olarak Plaj Voleybolu’ndaki hedeflerimizi anlattılar. Ben de plaj voleybolunu sevdiğim için Halkbank gibi büyük bir klüpten de teklif alınca hiç düşünmeden kabul ettim ve plaj voleyboluna geçme kararı aldım.
– Kaç senedir profesyonel olarak plaj voleybolu oynuyorsunuz ve finansal kaynaklarınız neler?
Martins Plavins: Profesyonel olarak Plaj Voleybolu oynamaya 2004’te başladım aynı yıl CEV 20 yaşaltı Avrupa Şampiyonası’nda birinci olduk. Bu bizim için iyi bir başarı idi ve bundan sonra hem Avrupa’da hem de FIVB’de 23 yaşaltı bütün turnuvalarda oynamaya başladık. Letonyalı partnerimle bana yaz ayları için finansal destek sağlayan sponsorlarımız var. Olimpik komite de her yıl iyi sonuçlar aldığımız için bizi destekliyor. Bir büyük sponsorumuzda ülkemizdeki Latvian Forest. Onlar bize maaş vermiyorlar ama yaz aylarında oynadığımız bütün FIVB Dünya Turu ayakları için masaraflarımızı karşılıyorlar ve bu da bize yetiyor. Çünkü Letonya zaten küçük bir ülke ve bu tür sponsorları bulmak kolay olmuyor.
Murat Giginoğlu: 3 yıldır profesyonel olarak plaj voleybolu oynuyorum. Hem Halkbank takımında hem de milli takımımızda devam etmekteyim. Milli Takımda Voleybol Federasyonumuzun finansal desteği ile yurtdışında turnuvalar oynuyoruz. Halkbank takımı da bizim sene içindeki bütün masaraflarımızı karşılıyor ve bize aynı zamanda maaş da veriyor.
– Martins, Türkiye’ye nasıl geldin ve burada Plaj Voleybolu Ligimizde oynamaya nasıl karar verdin?
Martins Plavins: Geçen sene ülkemde salon voleybolu oynadığım klüp ile aramda plaj voleybolu yüzünden bir sorun yaşadık. Benim için play-off öncesi salondaki takımımı bırakmak önemli bir karardı. Daha sonra ajansım ile bana salonda takım bulmaları için kontak kurdum. Bana Türkiye’den plaj voleybolu için teklif olduğunu söyledi. Şanslıydım, kabul ettim ve Türkiye’ye geldim. Geçen sene ilk defa TVF Plaj Voleybolu Ligi’nde oynadım. Sanırım performansımdan memnun kaldılar ve bu sene de tekrar Halkbank forması giyiyorum.
– Takım olarak nasıl bir antrenman programı izliyorsunuz?
Martins Plavins: Letonya Milli takım antrenörümün bana verdiği antreman programını uyguluyoruz. Her hafta biraz değişen bir program. Ankara hava şartlarından dolayı kumda antreman yapmak her zaman mümkün olmuyor daha çok salonda antreman yapıyoruz. Ağırlıklı olarak koşu, sıçrama, fitness gibi antremanlar yapıyoruz. Bu antremanlarla aynı zamanda bu yaz için de hazır olmaya çalışıyorum.
Murat Giginoğlu: Ankara’da kapalı salon imkanının olmadığı zamanlarda Martins’in de söylediği gibi daha çok koşu ve sıçrama ağırlıklı antremanlar yapıyoruz. Bu çalışmaları genelde Gazi Üniversitesi’nin salonunda yapıyoruz. Klübümüzün fitness salonunda da çalışıyoruz. Nadiren havanın güzel olduğu zamanlarda açıkhavada kumda top antremanı yapıyoruz. Lig başlangıcında, ligin sonuna dinç kalmak için daha çok salonda çalışıyoruz. Eğer Federasyon o hafta maçların nerede oynanacağını haftabaşından açıklarsa özellikle İstanbul için, 4-5 gün önceden gelip kapalı salonda kumda da antreman yapıyoruz.
– Plaj Voleybolunda elde ettiğiniz ilk ve son başarılarınız nelerdir?
Martins Plavins: İlk elde ettiğim başarı 2004 yılında CEV 20 yaşaltı Avrupa Şampiyonası’nda partnerim Aleksandrs Samoilovs ile birlikte kazandığımız şampiyonluktu. Daha sonra onunla birlikte 2008 Pekin Olimpiyatları’na katıldık ve açılış maçında, sonradan 2008 Olimpiyatları’nda altın madalya kazanacak olan Amerikalı Phil Dalhausser ve Todd Rogers ikilisi karşısında galip geldik. Son başarı olarak da geçtiğimiz 2011 yazında Roma’da düzenlenen FIVB Dünya Şampiyonası’nda partnerim Janis Smedins ile birlikte yarı final oynadık ve dördüncü olduk.
Murat Giginoğlu: Plaj Voleybolu’nda elde ettiğim ilk başarı Federasyonun Hopa’da düzenlediği turnuvada elde ettiğim üçüncülüktü. Daha sonra TVF Plaj Voleybolu Ligi’nin kurulduğu ilk yılda Halkbank takımında Engin Özbek ile beraber şampiyon olduk. Ligin ikinci yılında ise Martins Plavins’le birlikte şampiyonluğu tek setle kaçırdık ama yine de başarılı bir sezon geçirdik. Bu yılda Halkbank takımı olarak yine şampiyonluk için mücadele ediyoruz. Avrupa ‘da ise geçtiğimiz yaz Kopenhag’taki Continental Cup Olimpiyat Elemeleri’nde Nuri Şahin ile birlikte İtalyan Ingrosso kardeşler karşısında unutamadığım bir galibiyet aldık. Herkesin ümitlerinin tükendiği bir anda oynadığımız maçı kazanarak İtalyan takımları karşısında mücadeleyi altın sete taşımıştık.
– Türkiye’de ve yurtdışında en çok hangi takımlara karşı oynamaktan keyif alıyorsunuz?
Martins Plavins: Türkiye’de en çok Ziraat Bankası’na karşı oynamaktan keyif alıyorum. Her seferinde ilginç maçlar oynuyoruz. Türkiye’deki diğer takımlarla oynadığımız maçlarda bazen zorlansak da genelde kazanıyoruz ama Ziraat Bankası ile oynadığımız maçlarda şanslarımız her zaman eşit ve genelde çok çekişmeli geçiyor. FIVB Dünya Turu’nda ise birçok güçlü takım var. Özellikle Brezilyalılara karşı oynadığımız maçlar çok zorlu geçiyor. Geçtiğimiz yaz Ricardo-Cunha karşısında iki kez galip gelmeyi başardık. Emanuel-Alison ikilisi ile hiç karşılaşmadık. Onlarla karşı da önümüzdeki yıl oynamak isterim. Bir de Polonyalı Fijalek-Prudel takımını söyleyebilirim. Çok iyi bir takım. Bu sene onlara karşı sadece bir maç kazanabildik ve üç kere kaybettik. Genç ve iyi tekniğe sahip olan bir takım. Her sene kendilerini geliştiriyorlar. Onlara karşı tekar tekrar oynamak isti
yorum.
Murat Giginoğlu: Türkiye’de Ziraat Bankası ile oynadığımız maçlar epey çekişmeli geçiyor. Avrupa’da geçen sene CEV Satellite Aalsmeer’de, Hakan Göğtepe ile birlikte Hollandalı Schuil-Stiekema karşısında zorlu bir maç oynamıştık. Tie-break setinde 13-11 önde iken 18-16 kaybetmiştik. 2010 senesinde Alanya’da Continental Cup’ta Avusturya takımlarından Doppler-Mellitzer ve Horst-Moser takımları karşısında zorlu iki maç oynamıştık.Birini kaybedip diğerini kazanmıştık. 2011 senesinde ise yine Continental Cup’ta bu kez Nuri Şahin ile birlikte İtalyan Ingrosso kardeşler karşısında 15-13 ‘lük bir tie-break galibiyeti almıştık. Bir de geçtiğimiz sene CEV Avrupa Şampiyonası’nda Polonyalı Fijalek-Prudel karşısında bir maç oynamıştım, kaybetmemize rağmen maçtan çok keyif almıştım.
– Türkiye’de Halkbank takımını olarak taraftarlarınız var mı? Onlarla nasıl iletişim kuruyorsunuz?
Murat Giginoğlu: Halkbank takımı olarak ne yazık ki pek taraftarımız yok. Tabii ki olmasını çok isteriz. Geçen sene final etabında klübümüzün sayesinde Halkbank çalışanları bizi desteklemeye gelmişti. Onların geldiği maçlar bizim için çok özel ve güzel maçlardı. Onun dışında benim ailem Sinop’ta yaşamalarına rağmen maçlarıma ellerinden geldiğince gelmeye çalışıyorlar. Gelemeseler de Sinop Gerze’deki yakınlarım ve dostlarım maçlarımızı televizyondan takip ediyorlar. Oraya gittiğim zaman yoğun bir ilgi ile karşılaşıyorum ve bu da beni çok mutlu ediyor. Özel olarak taraftarlarımızla iletişim kurduğumuz bir platformumuz ise henüz yok.
– Bu sene TVF Plaj Voleybolu Ligi’nde oyuncuların ve maçların kalitesini geçen seneye göre nasıl buluyorsunuz?
Martins Plavins: Geçen sene geldiğimde hangi takımların ilk dörde kalıp play-off oynayacağını herkes tahmin edebiliyordu. Bu sene Halkbank, Ziraat Bankası ve Beşiktaş takımları biraz daha öndeler. Aynı zamanda Balnak, Penta Bilgisayar ve Altınyurt takımları da ilk dörde girebilmek için kıyasıya mücadele ediyorlar. Yine bu sene fikstürde yapılan değişiklikle normal sezonun ardından oynadığımız açık ve kapalı turnuvalara ligde oynayan bütün takımlar katılabiliyorlar.Bence bu sene lig geçen seneye göre biraz daha zorlu geçiyor. Seneye daha da zorlu geçebilir.
Murat Giginoğlu: Üçüncü senesi oynanan TVF Plaj Voleybolu Ligi’nin kalitesinin gittikçe arttığını düşünüyorum. Bu sene özellikle ilk iki seneye göre daha zorlu maçlar oynanıyor. İlk üç takımın arkasındaki dört takım da çok çekişmeli maçlar oynuyorlar. Birçok takım diğer takımların maçlarını daha dikkatli izliyorlar, maçları videoya kaydediyorlar, sponsor arıyorlar, ilk dörde girebilmek için ellerinden geleni yapıyorlar.
– Sizce TVF Plaj Voleybolu Ligi, oyuncular, izleyiciler ve sponsorlar için nasıl daha kaliteli ve çekici bir hale getirilebilir?
Martins Plavins: Daha fazla yabancı oyuncu ve takım davet edilirse ligin kalitesinin artacağını düşünüyorum. Özellikle iyi havalarda maçların dışarıda oynanmasından yanayım. Mesela Alanya gibi yılın büyük bir bölümünde maçların dışarıda oynanmasına imkan sağlayabilecek bir ilçeniz var. Oraya oldukça fazla turist de geliyor ve hava da bence plaj voleybolu için oldukça elverişli. Güzel havalarda dış mekanda düzenlenecek kapalı ve açık turnuvalara yerli ve yabancı daha fazla takım ile birlikte daha fazla seyircinin de ilgi göstereceğini düşünüyorum. Kışın içeride oynadığımız kortlar çok küçük ve seyircinin de fazla ilgisini çekmiyor. Sadece antrenörler, oyuncular ve bazen oyuncuların yakınları izlemeye geliyorlar.
Murat Giginoğlu: Bence en başta Plaj Voleybolu Ligi’nin reklamının çok daha iyi yapılması gerekiyor. Martins’in de söylediği gibi dışarıda organize edilecek üç günlük turnuvalarla iyi de reklam yaparak seyircinin plaj voleyboluna daha çok katılmasını sağlayabiliriz. Bir de salonda da plaj voleybolunu iyi oynayan arkadaşlarımız var ve aynı zamanda tanınıyorlar. Onların da katıldığı daha fazla turnuva düzenleyebilirsek diğer voleybolcu arkadaşları da plaj voleyboluna çekebiliriz. Tabi maddi destek de önemli. Bazı oyuncu arkadaşlarımız da maddi sebeplerden dolayı salon voleybolunu tercih ediyorlar. Ek olarak Federasyonumuzun düzenlediği turnuvalara yabancı ve kaliteli oyuncuların da katılmasını sağlamalıyız.
– Sizce ülke olarak plaj voleybolumuzun gelişmesi ve yurtdışında daha fazla başarılar elde etmek için neler yapılabilir?
Martins Plavins: Letonya’da bizim sadece iki tane plaj voleybolu antrenörümüz var, Türkiye’de ise yalnızca bir tane. Bu bence önemli bir sorun. Atay Doğu, Ziraat Bankası’nı çalıştırıyor ve bence onlar gelişme gösterdiler. Ama diğer takımlar için aynı şeyi söyleyemeyiz. Biz Letonya’da bütün plaj voleybolu oyuncuları biraraya geliyoruz ve antrenörlerle birlikte antreman yapıyoruz. Böylelikle bütün oyuncular eşit şekilde maçlara hazırlanabiliyorlar. Letonya’daki antrenörümüz salonda da takım çalıştırmasına rağmen plaj voleybolunu çok seviyor. Devamlı plaj voleybolu hakkında kitaplar okuyor, seminerlere katılıyor, bu konuda kendini geliştiriyor ve devamlı olarak hem gençlerle hem de FIVB Dünya Turu’nda oynayan oyuncularla ilgileniyor. Bence Türkiye’deki oyuncuların da daha fazla sayıda bu tarz antrenörlere ihtiyacı var.
Murat Giginoğlu: Bizim de Halkbank olarak plaj voleybolu antrenörümüz yok. Plaj Voleybolu Koordinatörümüz Ercan Gürel bizimle ilgileniyor. Milli takımda ise Atay Doğu ve zaman zaman da Troy Tanner ile çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Antrenör tabii ki önemli bir faktör. Maçları izleyip kameraya alması, daha sonradan sizinle bunları paylaşması, sizi daha profesyonel anlamda maçlara hazırlaması çok faydalı olur. Bir de bu konuda biz sporculara da büyük görevler düşüyor. Daha çok çalışmak, daha çok inanmak ve bu işten keyif almak gerekiyor. Bunları yaparsak Türkiye’deki plaj voleybolunu daha iyi yerlere getireceğimize inanıyorum.
Röportaj ve Fotoğraflar : Mert Erkılavuz
Comments are closed.