Hamam değişince tas da değişti

Play-off yarı final serisi ilk maçında ölüp ölüp dirilen Vakıfbank, Türk Hava Yolları’nı kendi sahasında daha rahat geçtiyse de oyunun belirli bölümlerinde yaptığı benzer hatalar, sarı siyahlıların kırılgan yönlerinin net bir biçimde ortaya çıkmasına neden oldu sevgili voleybol severler.

Aynıyken…..

Eski hamam eski tas derler ya hani, THY’nin maça başlarken uyguladığı dizilim de, kurgu da aynıydı. Lauren Carlini’nin en uygun toplarda orta oyuncuları tercih etmemesi de değişmeyen unsurlardandı. Maç genelinde takımının en verimli oyunlarından olan Aslı Kalaç ve deneyimli Bahar Guidetti’ye yönlendirilen paslar ise ABD’li oyuncunun, “Alın işte ortaya da atıyorum” dercesine yönlendirdiği ve hedefini bulmayan tercihlerdendi. Bu durumun takımı adına bir gelişme getirmeyeceğini gören Marcello Abbondanza da ikinci setin başlarından itibaren oyuna İrem Çor ile devam etti. Carlini’den daha iyi bir oyun sergileyen Çor’la birlikte THY’nin verimi de arttı. Ancak İtalyan koç, Carlini’nin yokluğunda yabancı sınırlamasından dolayı fazla süre alamayan Madison Rishel’ı sahaya sürmekte geç kaldı. Oyuna girdikten itibaren olumlu bir görüntü sergileyen ABD’li smaçör, konuk ekip adına maçın kalan bölümünün bu rotasyonla devamını sağladı.

THY adına sahanın en iyi ismi ise hiç kuşkusuz libero Ceren Önal’dı. Gerek manşette, gerekse zor toplara defansta çok üst düzey bir oyun ortaya koyan Önal, takımının en iyi ismi olarak gözüktü.

Hamam değişince tasın da değiştiği THY’de 2.setin neredeyse kazanma noktasına ulaşması ve 3.sette zor bir anda geri dönüşü başlatmasında Vakıfbank’ın büyük rolünün olduğunu da ayrıca belirtelim.

Bir doğru bir yanlış

İlk sette fileye yakın bir noktada topla her buluştuğunda orta oyuncularını tercih eden Cansu Özbay, ilk maçtaki ilk 4 setin hatalarından ders almış gibiydi. Pasın niteliğinin çok iyi olmadığı durumlarda bile Zehra Güneş-Kübra Çalışkan ikilisinden vazgeçmeyen Özbay, ilk sette takımının orta oyuncular üzerinden 9, köşe oyuncular üzerinden ise 10 sayı üretmesini sağlayarak müthiş bir denge tutturdu. Böyle olunca da ilk set sahada gezinen Gabriela Guimares ve ihtiyaç olmadıkça ortaya çıkmayan Michelle Bartsch-Hackley’in düşük performansına ve Isabelle Haak’ın %50’lik hücumuna rağmen seti çok farklı kazandı sarı siyahlılar.

Ancak ikinci sette eski hamama dönüşü tercih eden Özbay, takımının yaptığı 41 hücumun yalnızca 4 tanesinin ortaya yönlenmesine neden oldu. Böyle olunca da ilk sette %78 gibi muhteşem bir rakama yüzdeye ulaşan pozitif manşetin sayıya dönüşme oranı, ikinci sette %45’i anca bulabildi. Bunun yanı sıra ilk topu öldüremeyen oyuncuyu bir kez daha kullanarak iyi pas ile topu öldürtme üzerindeki ısrar, Giovanni Guidetti’nin Özbay’ı üst üste 3-4 kez sert bir şekilde uyarmasına neden oldu. Böyle olunca da o ana dek vasatın altında bir oyun sergileyen Van Ryk ile Orthmann adeta yeniden doğdu ve THY 15:9 gibi bir farktan dönerek seti alma noktasına kadar geldi. Neden seti alamadı diyecek olursanız cevabı, son rallilerde yorgunluktan neredeyse bayılma noktasına Van Ryk haricinde bir opsiyon bulamamasıdır diye özetlenebilir.

Üçüncü sette de ortalarda 5 sayı farkı yakalayan Vakıfbank, Haak-Meryem Boz değişikliği sonrasında ivme kaybetti. İşe yaramayan değişiklik, THY’yi bir kez daha maça davet etti.

Vakıfbank adına her iki orta oyuncunun iyi bir performans sergilediğini, takımın en önemli skor opsiyonları olan Haak ve Guimares’in ise vasatın altında kaldığını belirtebiliriz. Maçın genelinde sahada yer alan Ayça Aykaç ise defansta iyi işler yapmasına rağmen manşette beklenenin çok uzağındaydı. Buna rağmen sarı siyahlılar maçı nasıl 3-0 kazandı? sorusunun cevabını ise aşağıdaki paragrafta okuyabilirsiniz.

Tehlike anında camı kırınız

İlk set ortalarda görünmeyen Michelle Bartsch-Hackley, ikinci sette işler kötüye giderken bir emniyet valfi misali devreye girdi. THY’nin seti almasına ramak kala uzayan rallilerde arka alanda önce nokta manşetlerle takımını hücuma çıkardı. Rakip hücumlarda ise yalnızca arkayı savunup topu pasörüne ulaştırmakla kalmadı, aynı zamanda üç metre içerisine düşen plaselere dahi yetişip topun oyunda kalmasını sağladı. Ön alanda ise topun el yaktığı anlarda zor topları öldürerek 1 numaralı skor opsiyonu haline geldi.

Maçın genelinde %53 ile top öldürüp hücum ve manşette hata yapmayan ABD’li smaçör, kuşkusuz bugünkü maçın yıldızıydı. İstatistik kağıdına bakanlar, bunu farklı yorumlayabilir. Ancak yukarıdaki paragrafta yazılı anlara canlı tanık olanlar, Hackley’in kağıtta yazılı olandan çok daha fazlasını yaptığını hatırlayacaktır.

Bu ralli unutulmaz

İkinci sette skor 25:25 iken oynanan ralli, yaklaşık 1 dakika boyunca sürdü. Karşılıklı açık top hücum antrenmanlarını andıran anlar da yaşandı, “top öldü” dedirten vuruşlar da izlendi. Ama her seferinde takımlar topu bir şekilde oyunda tutarak salondaki seyircileri coşturdukça coşturdu. Rallinin son anlarında neredeyse salon yıkılıyordu. Bu seviyedeki bir maçta kolay kolay rastlanmayacak olan bu ralli, izleyenlerin hafızasında uzun süre yer tutacağa benziyor.

Forma ayırt edici değildi

THY liberolarının bu maçta giydiği forma, diğer oyuncularınkinden ayırt edilemeyecek durumda benzerlikler taşıyordu. Kural 19.2’yi okuyanlar, ne demek istediğimizi daha iyi anlayabileceklerdir. Hakemlerin buna müsaade etmemesi gerekirdi zira bu seviyedeki takımların birden fazla forması olduğu bilinen bir gerçektir.

Voleybol dolu günler dileğiyle,

Kayhan Kösem

kkayhan@hotmail.com

Haberi Paylaş

Comments are closed.