Beşiktaş’ın mevcut kadrosu, takımlarında uzun süre ilk altı oynamış oyunculardan kurulu olmasına rağmen oyun gücü sınırlı bir gruptan oluşuyor. Bu durum, ligimizin uzun yıllardır yabancı oyuncuların sırtında yürüdüğünün de açık bir kanıtı aslında. Oyuna ağırlığını koyabilecek, kritik anlarda sorumluluk alıp takımı sırtlayabilecek seviyede yabancı oyuncusu olmayan bir takım da doğal olarak ligde kalma mücadelesi veriyor sevgili voleybol severler.
Yılda 3 maçlık destek çok mu?
Yönetiminin voleybola bakış açısı nedeniyle kümede kalma mücadelesi veren Beşiktaş’ın Türkiye’de en çok taraftarı olan 3 kulüpten biri olduğunu düşününce insan ister istemez hayrete düşüyor. Zira Beşiktaş’ın İstanbul’daki maçları boş tribünler önünde oynanıyor. Ligin mevcut yapısına baktığınızda Beşiktaş teknik heyeti ve oyuncularının sezon boyu 3 maçta büyük tribün desteğine ihtiyacı olduğunu görüyorsunuz. PTT, Nilüfer Belediye ve Karayolları maçları, siyah beyazlılar için sezonun hedefini oluşturuyor. İşte bu maçlardan biri olan Nilüfer Belediye karşısında Beşiktaş, 100 kadar sadık taraftarı ve 100 kadar da spor okulu öğrencisinin desteği ile oynadı maç boyu. Gün uygun, saat uygun, hava şartları uygun. Fırsat olsa da Kara Kartalın milyonlarca taraftarına sorsak; “Bu takımı yılda 3 maç desteklemek size işkence gibi mi geliyor?”
Oynamayı boşver, oynatmamaya çalış
Belirli bir kapasitenin altındaki takımlar için yukarıdaki motto çok önemlidir aslında. Zira bugünkü maçta her iki takım da voleybolun tüm gerekliliklerini yapıp kazanamayacaktı. Kaybeden Beşiktaş’ın maç boyu %29, 3 puanın sahibi Nilüfer Belediye’nin ise %35 ile hücum ettiği bir günden bahsediyoruz. Rakip hatalardan elde edilen sayı ise 27/31 olarak göze çarpıyor. Bu rakamlar bize gösteriyor ki, oynamaya çalışıp hata yapan kaybediyor. Maçın genelinde çok sayıda izlediğimiz gelgitler de bu rakamları doğruluyor. Zira rakibinin yaptığı basit hatalardan kolay sayılar kazanan takım, bir sonraki rallide kapasitesinin üzerinde işler yapmaya kalkıp rakibine basit sayılar hediye etti çoğu zaman.
Nilüfer belediye adına maçın önemli noktaları, Helena Rousseaux’nun çok etkili olmamasına rağmen rakibi zorlayan servisleri, yine Belçikalı oyuncunun iyi manşet getirmesi ve başta dördüncü setin kritik anları olmak üzere yüksek yüzde ile top öldürmesi olarak sıralanabilir. Kısacası Belçikalı smaçör, takımı adına ürettiği 20 sayı ile bugünkü maçta sahanın yıldızıydı. Hem de ikinci setin başında sakatlanarak uzunca bir süre oyun dışında kalmasına rağmen. Bursa ekibine maçı getiren diğer unsurlardan biri de İkbal Albayrak’ın her turda rakibin manşetini dağıtan servisleriydi. Maçı çift haneli (10) sayı üreterek tamamlayan tek orta oyuncu olan Albayrak, bu tarz maçlarda servisin ne denli etkili olabileceğini de göstermiş oldu izleyenlere. Özellikle ikinci sette file üzerine duvar ören Sabriye Dikmen de verimli oyunuyla öne çıkan isimlerdendi. Dikmen’in oyununu önemli kılan şey, fazla yüksek kapasiteli olmamasına rağmen bir orta oyuncunun uygulaması gereken temel teknikleri son derece akıllı bir şekilde uygulaması. Yeterince yüksek kalkmayan topu zorlamaması, blokta zor durumda fileye yaklaşıp yüksek hata riskini üzerine almaması ve zamanlamasını bulduğunda ölü noktalara hedeflediği toplarla oynaması, Dikmen’in fiziksel handikapını örtmesini sağlıyor. Nilüfer Belediye’de diğer oyuncuların vasat bir performans sergilemesi, böylesi bir maçı kazanmasına yetti. Ancak daha üst düzey bir rakip karşısında kalan oyuncuların da daha büyük bir oyun oynaması şart. Aksi takdirde sıkıntılı günler geçmak bilmez.
Beşiktaş’ta oyuncular adeta geçmişiyle oynamaya çalışıyor. Hepsi de oynadığı takımın önemli dişlilerinden olan Dilara Bilge, Fulden Ural, İrem Çor, Büşra Kılıçlı, Ceyda Aktaş, Arelya Karasoy ve Merve Dalbeler gibi oyunculara sahip Kara Kartal, bu oyunculardan beklediği verimi bir türlü alamadı Nilüfer Belediye karşısında. Siyah beyazlılarda göze batan tek isim, sonradan açılan Fulden Ural’dı. Ancak Ural’ın performansı da böylesi bir maçı çevirmeye yetecek düzeyde değildi. Aslen bir orta oyuncu olmasına karşılık baş antrenör Kamil Söz’ün çaresizlikten pasör çaprazına kaydırdığı Fatma Beyaz ile orta oyuncu Su Zent ise beklenenin üzerinde katkı veren isimler oldu. Ancak bu faktörler, 130 hücumda 38 sayı üretebilen bir takımı galibiyete götürmeye yetmedi.
Beşiktaş kenar yönetimi elindeki tüm imkanları kullandı. Çor’un aksadığı anlarda Karasoy denendi, olmadı. Mislina Kılıç’ın zayıf kaldığı anlarda Aktaş denendi, olmadı. Bilge bekleneni veremeyince Beyaz dahi denendi. Olumlu sonuç vermesine rağmen galibiyeti getirmedi. Libero Merve Dalbeler’in dördüncü sette yüzüne gelen sert top nedeniyle sakatlanması da işin tuzu biberi oldu. Kısacası eldeki imkanlar, siyah beyazlı kenar yönetimin zafere ulaşmasına yetecek düzeyde değildi.
Tek bir hata göze battı
Maçın yardımcı hakemi İbrahim Acar için bugünkü müsabaka, en üst düzeyde çıktığı ilk maçtı. Kendisini tebrik eder, başarılarının devamını dilerim. Baş hakem Nurper Özbar ise önceki maçların aksine maçın hiç içine girmedi bugün. Bu nedenle de çok çekişmeli ve topun modern voleybolun gereğinden fazla oyunda kaldığı bir maçı çok rahat bir şekilde yönetti. Çaldığı çift vuruş hataları hep kendini belli eden toplardı. Önceden yönettiği maçlarda çaldığı bazı şüpheli toplara bugün çalmadı ve doğrusunu yaptı. Çok iyi yönettiği maçta tek hatası, dördüncü sette skor 12:15 iken Fulden Ural’ın attığı pasa çaldığı düdük oldu. Zira Ural’ın pası, çift vuruş değildi.
Voleybol dolu günler dileğiyle,
Kayhan Kösem
kkayhan@hotmail.com
Comments are closed.