“Haydi Kızlar Okula” kampanyası kadar yakışıyor voleybol kızlara. Dayanışma-rekabet-özveri-dayanıklılık-ter-gözyaşı-coşku yetenekleri geliştikçe mücadeleyi bilen aslan gibi kızlar çıkarır ortaya voleybol. Kolay pes etmezler, yoktan var ederler hatta gölgelerin arasından süzülüp güneş gibi parlarlar. Üstleri toprakla örtülü kardelenler gibi çıkarlar aydınlığa.. Çoğaldıkça çoğalırlar, en az erkekler kadar sayıları vardır, ama basarı dedin mi, erkeklerden de daha başarılıdırlar gerçekten buralarda. İnce uzun bedenleriyle zarif, formalarıyla alımlı, her şeyleriyle çağdaştırlar. Sevgili Atatürk’ten bu yana kızların çağdaşlaşması için yürünen en önemli adımlardandır voleybolcu kızlar… Arada bir kurban verilir, yürek sızlar, ama yola devam edilir.. Bu yolun dönüşü de yoktur ki zaten.. Bayrak elden ele verilir, aydınlığa yürünür.
Öncüdür voleybolcu kızlar, ekranlardan en ücra köşelere uzanır, çeker alırlar taze kahraman adaylarını yanlarına. Yeni bir hayat baslar onlar cin, yıllar yılı oya isler gibi islenir bedenler, adaleler, yetenekler, refleksler, kişilikler, ruhlar, zihinler.. O sihirli top peşinden sürükler yıllar yılı kızları, büyüler onları, yılların farkına bile varmazlar, top eline değdi mi tüm zahmetler, dertler unutulur.. Oynanır-zıplanır her gün, her gün, her gün, hatta gece uykuda da. İki kişilik hayat yaşanır, biri öğrenci, diğeri sporcu, sınıf arkadaşları günü bitirmiş uyurken, ders çalışılır, sınıf arkadaşı gezmeye-voleybolcu idmana, sınıf arkadaşı tatile-sporcu turnuvaya.. ama olsun değer bu top uğruna herzeye…böyle bir sevdadır, keyiftir bu. Eh herkese nasip de olmaz doğrusu, doğuştan hediyeli, ayrıcalıklıdır voleybolcu kızlar, kıymetini de bilirler bu hediyenin, sezerler bir yanlarıyla Atatürk’ün kızları olduklarını.
Ah, ah, bu yolun emektar antrenörleri ! Öğretmen olsan, başaramayanı sınıfta bırakırsın, geçer gidersin, ama bu sporcuların hepsi lazım ona, hepsi pişmeli, olmalı, takim kazanmalı. Her şey düzgün giderse, beden iyi gelişirse, ruh dayanırsa, zihin açılırsa gerçek voleybolcu olunur… onlarcasının içinden birisi milli takıma çıkınca tüm emek vermiş antrenörleri sevinir, “iste benim öğrencim, ben yetiştirdim” der. Bir yanıyla paylaşılamayan, bir yanıyla ortak bir gurur vesilesi olur nadide çiçek voleybolcu kız.
Aileleri üstlerine titrer, asker gibi her gün gelir-giderler spor salonuna, yollara bırakamazlar kızlarını, taşır dururlar idmanlara bir mücevher gibi.. doğrusu da budur ya ! Tek istekleri kızlarının bu sıra dışı, gözü pek, öncü birliğe katılabilmesidir.
Herkesin bir harfini koyduğu bir destandır voleybolcu kızların yolu ..
Yolları acık ola..
Başarıları daim ola..
Selcan TEOMAN
Comments are closed.