“Her şey hayal kurmakla ve altyapıyla başlıyor”

Efeler Ligi’ndeki ikinci sezonu öncesi hazırlıklarını sürdüren ON Hotels Alanya Belediyespor’un Voleybol Şube Sorumlusu Ayşegül Dursun Karaca ve takımın isim sponsoru ON Hotels Yönetim Kurulu Başkanı Oktay Karaca ile bir araya geldik.

Spor aşığı çift ile çocukları aracılığıyla voleybolla buluşma hikayelerinden altyapılarla başlayan desteklerinin A Takım seviyesine kadar ulaşmasına, Alanya Belediyespor ile ON Hotels’in yollarının kesişmesinden Alanya’da şehrin voleybol sevgisine kadar birçok konunun konuşulduğu keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

Efeler Ligi’nde Voleybol Şube Sorumlusu bir kadın olarak görev yapacağı için heyecanlı olduğunu ifade eden ve iş hayatındaki yönetim becerisini voleybol sahalarına taşımayı hedeflediğini belirten Ayşegül Dursun Karaca, “Efeler Ligi’nde bir kulübün kadın yöneticisi olmaktan son derece memnunum. Biz kadınlar olarak kafamızdaki tereddütleri geride bırakmalıyız. Erkeklerin egemen olarak göründüğü her konuda biz de söz sahibiyiz ve bizim de çok büyük becerilerimiz var.” dedi.

İlk olarak sizin spor geçmişinizle başlamak istiyorum. Ayşegül Hanımın altyapılarda çeşitli başarılar sağlayarak Milli takım daveti de aldığı bir basketbol geçmişi olduğunu biliyoruz. Bize sporla ilk tanışmanızı biraz anlatır mısınız?

Ayşegül Dursun Karaca: 10-11 yaşlarında okul takımıyla başlayan basketbol maceram 18-19 yaşına kadar sürdü. Takım sporu oynamanın bana kattıklarını hayatım boyunca geriye dönüp baktığımda bir üniversite eğitimi kadar kıymetli buluyorum. Bugün iş hayatında bir yönetim becerisinden bahsedeceksek aldığım ana referans yine yıllarca takım kaptanlığı yapmış olmam. Benim oynadığım dönemde sporda altyapı kavramı yeni yeni yeşeriyordu. Voleybol dünyada kadın için her zaman ön planda bir spordu ama basketbol biraz daha az tercih ediliyordu. Ama çok keyif alarak devam ettim, tabi sporculuğun bana çok şey kattığını bildiğim ve yaşadığım için kızlarımın da sporun bir dalıyla uğraşsın çok istedim. Ancak bir yönlendirme yapmadık açıkçası. Yönlendirme yapmadık ama denemelerine alanlar yarattık. 2-8 yaş arası yüzme ve jimnastik gibi daha bireysel sporları denediler.

Takım sporları için daha bireysel becerilerini ve koordinasyonlarını geliştirmelerini bekledik. Tenisin ardından büyük kızım da Filenin Sultanları’nın marka değerinin çocuklar üzerindeki etkisinin bir yansıması olarak “Ben voleybolu denemek istiyorum.” dedi. Böylece başladı, küçük kızım da onu takip etti. Benim sporculuğumla çocuklarımın spora başlaması arasında böyle bir bağ oldu. Şimdi kendimi düşündüğümde geriye dönecek olsam kariyerimin iş başlarında basketbolla voleybolu değiştirirdim diye bir kanım var açıkçası. 

Oktay Karaca: Benim profesyonel olarak spor geçmişim bulunmuyor yalnızca hobi olarak ilgilendiğim bir alandı. Voleybol ile tam olarak tanışmamız, kızımız Ayşe’nin voleybola başlamasıyla oldu. Eskiden bilmediğimizi onunla fark ettik, Ayşe, Ankara’da Üç Pas Spor Kulübü’nde oynuyor, bu yıl 3. yılı olacak. Biz camia ile antrenörler, yöneticiler, sporcu aileleri bağlamında tanıştığımızda çok naif ve iyi bir grup olduğunu gördük. Pandeminin ikinci yılıydı, hepimiz için ekonomik olarak ve maddi-manevi zor bir süreçti. O zaman kulüpte yanılmıyorsam 100-150 civarı sporcu vardı, ücretin ise makul seviyede tutulduğu bir bakış açısı vardı. Şirketler yönetiyoruz, birçok çalışanımız var. Baktığımda her şeyin öyle ya da böyle bir ekonomisi var, yanlış hatırlamıyorsam o dönem kulüpte 7-8 antrenör vardı, öğrenci sayısı dediğim gibi. Çarpıyorum, bölüyorum, alınan paraya bakıyordum ve bu iş olacak iş değil diyordum. Koçlara bu fiyatın az olmadığını ve artması gerekip gerekmediğini söylediğimizde “Katılabilen, katılmayan; ekonomik durumu uyan, uymayan var. Herkesin burada olmasını istiyoruz o yüzden böyle yapıyoruz.” şeklinde bir geri dönüş aldık. Bu işin nasıl döndüğünü sorduğumda ise çok zor olduğunu ifade ettiler. Böyle bir bakış açısıyla karşılaşınca biz destek olmaya karar verdik. Orada küçük bir altyapı takımı, sponsorluk gibi bir desteğimiz oldu. Çok karşılaşılan bir durum değildi.

Oradaki birliktelikle biraz daha sporu anlamaya ve voleybolun içerisinde yer almaya başladık. Çocuklarla Voleybol Milletler Ligi, Kulüpler Dünya Şampiyonası, CEV Şampiyonlar Ligi maçlarına gittik. Voleybol sevgimiz, seyahat kültürüyle birleşti. Organizasyonlarda Federasyon Başkanımız Mehmet Akif Bey (Üstündağ), rahmetli Ahmet Bey (Göksu) ile tanıştık. Ağabey diyorum, gerçekten çok iyi bir ilişkimiz vardı. O insanlar ile aynı kafa yapısında ve bakış açısında olduğumuzu fark ettik. Bu ülkede böyle insanların olduğunu gördükçe işin içine daha çok dahil olmaya devam ettik. Ahmet ağabeyi de burada anmak istiyorum, ülke voleyboluna çok büyük emekleri oldu. 

Burada aslında çocuklarınızın sizi voleybolun merkezine çekmesi söz konusu diyebiliriz, “Ben sporun içinde de olmalıyım” fikri nasıl oluştu?

Ayşegül Dursun Karaca: Kendimizi rahat hissettiğimiz ve bizimle aynı düşüncedeki insanlarla bir arada olduğumuzu kavrayınca daha da keyifle dahil olduk diyebilirim. Bu dahil olma hikayesi sadece maçlara gitmekle, alkışlamakla kalmasın; biz de işin ucundan tutalım diyerek başlamak istedik ve altyapı kulüplerine destek olarak dahil olduk. 

Oktay Karaca: Üç Pas Spor Kulübü’ndeki bu dahil olma sürecinin ardından Alanya’da ikinci aşamaya geçtik. İkinci aşama ise Alanya Belediyespor’da yöneticimiz Serdar Hoca’nın (Esen) bir spor kulübü var. Oraya bakıldığında Ankara’daki oluşum ile aynı hikaye, aynı bakış açısıyla devam edilen bir kulüp olduğunu gördük.

Sonrasında biz de burada bölgedeki tesislerimizde toplam yaklaşık 2.600 çalışanımız var. Çalışanlarımızın o yaş grubundaki çocuklarına, herhangi bir ücret almadan bu desteği verelim istedik. Bu şekilde bir sponsorluk anlaşması yaptık. Çalışanlarımızın çocukları hiçbir ücret ödemeden orada spor yapabiliyorlar ve yaklaşık 50-60 çalışanımızın çocuğu spora bu şekilde devam ediyor. Bizim açımızdan yaştan liseye veya sonrasındaki süreçlere – ne kadar ileri gidilebilirse- spora devam etmelerini sağlama düşüncemiz var. Sonrası ne olur bilemiyorum, bu bizim çocuklarımız için de geçerli orasını zaman gösterecek ama bu dönemi sporla geçiriyor olmaları bence inanılmaz kıymetli bir şey. Sağlık için özellikle. Dünyanın hali ortada, bir takım oyunu eşliğinde büyümeleri çok önemli. Şu an ON Hotels Alanya Belediyespor A Takımı dışında hem Ankara hem de Antalya’da iki altyapı kulübüne desteğimiz sürüyor. 

Alanya Belediyespor ile sponsorluk yolculuğu nasıl başladı?

Oktay Karaca: Biz bölgede faaliyetlerini sürdüren bir grubuz. Alanyaspor Futbol Kulübü daha eski yıllarda ilk kez Süper Lig’e yükselmişti. Bu, Alanya açısından çok iyi bir durumdu ve son derece iyi bir gelişmeydi. Şehrin spor potansiyeli çok yüksek, turizm bölgesi olması sebebiyle birtakım avantajları var dolayısıyla bu avantajların da getirileri oluyor. Voleybolun öncesinde Alanyaspor’a desteklerimiz oldu. Elbette her şey ekonomiyle dönüyor, bu kolay olmuyor. Her ne kadar kulüplerin gelirleri olsa da bazen tek başına ilerleyemiyor. Kulüplerin her zaman sponsorluklara ihtiyacı oluyor. Uzun zaman futbol kulübünü destekledik. Sonra dediğim gibi Alanya Belediyespor’un Efeler Ligi’ne yükselmesiyle futbola olan desteğimizi bütün bu süreçlerle beraber voleybol yoluna geçirmeye başladık. Bu sene de bu desteği biraz daha ileri götürerek isim sponsorluğuna dönüştürdük. Birkaç yıllık süreçte camiayı tanımamız, voleybolu yöneten insanların benzer kafa yapısında olduğunu görmemiz bizim için bu süreçte çok iyi oldu. 

Ayşegül Dursun Karaca: Burada benim etkim olmuş olabilir. (Gülüyor) Geçen yıl Alanya Belediyespor’da Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptım. Efeler Ligi ve öncesindeki TVF Erkekler 1. Lig dönemimizde ON Hotels, Utopia ve Rubi olarak destek verirken ben de Yönetim Kuruluna girmiştim. Yönetim Kurulu’nda bildiğiniz gibi genellikle az rastlanır bir kadın popülasyonu var. Buna kendi mesleğimden de çok alışığım. Sonrasında Yönetim değişti, Kulüp Başkanımız Faruk Konukçu göreve geldi. Yönetim Kurulunda da değişiklikler oldu. Başkanımızın oğlu da Arkas Spor’da voleybol oynamıştı, sonrasında Amerika’da devam etti. Faruk Bey, voleybolda benim yöneticilik yapmamı istedi. “Bildiğim işleri, konuları yönetiyorum. Voleybol kültürüm bu iş için yeterli olursa ne mutlu bana.” dedim. Böyle başladı. Sonra tabi ON Hotels sponsorluğumuzu biraz büyüttük. (Gülüyor.) Alanya Belediyespor Voleybol Şube Sorumlusu olarak desteğe ihtiyacım vardı. Çünkü aslında burada Alanya Belediyespor büyük bir iş yapıyor ama yaptığı işin büyüklüğüyle kalması değil, bunun sürdürülebilir hale getirilmesi önemli. Biz altyapı konusunda bu kadar destek veren aile ve kurum iken o zaman ben kendi kendime “Efeler Ligi’nde voleybol şube sorumlusu olarak görev alıyorsam altyapı gruplarını güçlendirmeliyiz ki sürdürülebilir bir işe imza atabilelim. Görüyoruz ki iş, bir şehirde Efeler Ligi veya Sultanlar Ligi’ne yükselmek veya burada bulunmak değil. Burada önemli olan sonraki yıllarda takım olarak kendine yer edinebilmek. Altyapı olmadan mümkün değil, bu niyetle başladım. Basın toplantısında da dediğim gibi, yanımda ON Otelcilik olduğu için kendimi daha rahat ve güvende hissettim açıkçası. 

Burası bizim aynı zamanda evimiz, Alanya’nın sosyolojik olarak tüm ihtiyaçlarının farkındayız. Güçlü yanlarını, güçlendirilmesi gereken yanlarını biliyoruz. Bizim işlerimiz burada, her şeyi birbiriyle bağlantılandırdık diyebilirim. Altyapılara desteğin çok örnek olmasını isterim. Görev süremin sonuna geldiğimde “Evet Ayşegül, bunu yaptın. Altyapılara destek verilmesi kültürünü geliştirdik, artırdık.” diyebilmeyi çok isterim. Az önce anlattığımız ve kişisel istekle başlayan  şeylerin daha çok insana yayılması demek, spor kültürün bambaşka bir yere gitmesi demek. Kadınların her açıdan daha önde olduğu spor sayısı daha az, voleybol bunlardan biri ve bunu korumalıyız. Türkiye olarak da bunu korumalıyız diye düşünüyorum. 

Kadınların lisans bazında da en yüksek sayıda olduğu spor branşı voleybol ama bu noktada kadın yöneticimiz az. Şu an Efeler Ligi’ndeki takımlara bakıldığında tek kadın yöneticisiniz. Bu konuda ne düşünüyorsunuz ve neden bu kadar az? Sizce doğrusu ne olmalı?

Ayşegül Dursun Karaca: Babası tarafından çok iyi desteklenmiş bir kız çocuğuydum. Eşimin bana olan desteği o yüzden çok normal geliyor. Kadının iş hayatında yer almasına yönelik destekleyici tutum aslında bizim normalimiz diyebilirim.

Çok erkek egemen olarak gösterilen konulara girme konusunda tereddüt edildiğini düşünüyorum. Biz kadınlar olarak kafamızdaki tereddütleri geride bırakmalıyız. Erkeklerin egemen olarak göründüğü her konuda biz de söz sahibiyiz ve bizim de becerilerimiz var. Farklı becerilerimizi işin içine katmalıyız. Örneğin kadınların çoklu yönetim becerisi çok kıymetli, bunu işin içine katmalıyız diye düşünüyorum. Bir kere her şeyden önce tereddütleri kafamızdan çıkarmalıyız.

Efeler Ligi’nde bir kulübün kadın yöneticisi olmaktan son derece memnunum, erkeklerle çalışmaya çok alışığım ve erkekler de benimle çalışmaya çok alışık. Bunu son derece eşit görüyorum, bunu yapmaktan da keyif alıyorum. Beraber çalışma fikri çok çeşitli ve ortamı zenginleştiren bir şey. Kadınla erkeğin iş hayatında beraber çalışması, birlikte üretmesi konuyu tamamen zenginleştiren ve çeşitlendiren bir durum. O yüzden bunu daha çok yapmamız gerektiğini düşünüyorum. Bence kadınlar tereddütleri bir kenara bırakmalı, hiç tereddüt etmeden bu yerlere talip olmalılar. Talip olmaya çekinmeyeceğiz, herkesin her şeye talip olmaya hakkı var diye düşünüyorum. 

Oktay Karaca: Kesinlikle katılıyorum. Kadınlar kendilerine daha fazla güvenmeli ve talip olup istemeliler. Çalışıp emek verildiğinde her şey bir yere varıyor. Ben de kadın yöneticilerin sayısının artması gerektiğini düşünüyorum. 

Altyapılarda 3 Pas Spor Kulübü ile toplumsal farkındalık yaratma amacı taşıyan projeleriniz de sürüyor. Bunlardan bahsedebilir misiniz?

Ayşegül Dursun Karaca: 3 Pas Kadın Hareketi’nin bir parçası olduğum için çok mutluyum. Bu grup ile hem spor yapıyoruz hem de “Güçlü kadın güçlü çocuk” sloganı ile toplumsal bir farkındalık yaratmaya çalışıyoruz. Haftanın 2-3 günü Üç Pas Spor Kulübü yapısı altında antrenman yapıyoruz. Kendi içimizde özel turnuvalar düzenliyoruz. Bu turnuvalardan birini de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde gerçekleştirdik. Uçan Top Voleybol Turnuvası ile voleybol sevgimizi ve heyecanımızı hep birlikte yaşadık.

Biraz ekonomiden bahsettik. Şartlar bu kadar güç durumdayken sizin Alanya Belediyespor’a verdiğiniz bu ciddi sponsorluk, onlar için çok önemli ve faydalı. Birçok kulübün bu anlamda maddi sıkıntılar yaşadığı bir dönemdeyiz aslında. Bu güç birliğinin ardından güzel bir takım kuruldu. Şu an hedefler nedir, sizce takım nasıl?

Ayşegül Dursun Karaca: Gerçekten ekonomik koşullar Efeler Ligi’ni hırpaladı diye düşünüyorum. Kadınlarda geçmişten günümüze oturmuş bir düzen var ama erkeklerde uluslararası organizasyonlarda yeni yeni söz sahibi olmaya başlıyoruz. Toplumsal olarak erkek voleybolu seyir açısından yeni yeni tercih ediliyor. Böyle bir dönemde ekonomik şartların olumsuz anlamda değişmiş olması büyük şanssızlık ayrı konu ama ilerlemek zorundayız her şeye rağmen. Elde edilmiş bir başarı var ve bu başarıyı desteklemek toplumsal olarak boynumuzun borcu. Yapacağız. Daha iyi nesilleri daha iyi toplumlar, sosyolojik olarak daha iyi hikayeler böyle ortaya çıkıyor. Zor mu? Evet, çok zor olduğu konusuna katılıyorum.

Takımımıza baktığımızda şunu söyleyebilirim. Ekonomik şartlar sebebiyle Efeler Ligi’nde transferler oldukça geç açıklandı bu yıl ve hala devam ediyor. Takımımız ana hatlarıyla iyi kurulmuş bir takım, genç oyuncularımız da oldukça var. Başkanımızın da bahsettiği gibi bizim hedefimiz 5-8 arasında yer almak, bunun üstünde gerçekleştirilmiş her türlü hedef bizim için başarıdır. Orada olmak da hedefimizin üstüne çıkmak ve o şekilde bir başarı sağlamak demektir. Geçtiğimiz yılki başarı, takım kurduğumuz bütçe ve vardığımız yer açısından düşünüldüğünde anlamlı bir fark olduğunu söyleyebilirim. Dar bütçe ile gelen iyi sıralamalar, şu an bütçemiz daha yüksek gözüküyor ama ekonomik koşullar artık o bütçeyi kendi içerisinde küçültmüş durumda. Devam ettiğimiz oyuncularımız var. Şunu gönül rahatlığı ile söyleyebilirim ki oyuncularımız Alanya’da yaşamaktan mutlu. Bu bize çok önemli bir artı. Oyuncunun nerede yaşayacağı, nasıl bir sosyal ortama gireceği, şehir tarafından nasıl alkışlanacağı, destekleneceği, karşılanacağı oyuncu açısından çok kıymetli. Bu desteği Alanya verebiliyor diye düşünüyorum o yüzden takımımızın hedefine ulaşacağını tahmin ediyorum. 

Biraz da hazırlıkların nasıl gittiğini konuşalım istiyorum. 

Ayşegül Dursun Karaca: 26-28 Eylül’de ON Hotels Alanya Belediyespor ev sahipliğinde bir hazırlık turnuvası düzenlemeyi planlıyoruz. Bu turnuvada Spor Toto, Bursa Büyükşehir Belediyespor ve Cizre Belediyespor’un katılımını bekliyoruz. Onlarla görüşmelerimizi tamamladık. Turnuva takvimini belirlemek ve katılımcı takımlarla görüşüp anlaşmak biraz da Türkiye Voleybol Federasyonu’nun açıkladığı takvim ile gerçekleşti. Eylül sonu böyle bir turnuvamız olacak. Ev sahipliği konusunda geçen yıllara göre daha rahatız çünkü ON Hotels bünyesinde misafir ağırlama ve misafirlerimizi mutlu etme konusunda aşina olduğumuz bir alan. En iyi yaptığımız işi bu kez voleybolla birleştiriyoruz. Bunun için geçtiğimiz yıllardan daha memnun dönen takımlar olacak diye düşünüyorum. En sevilen deplasman olabilir, çok da hoşumuza gider. En iyi deplasman konusunu da hedeflerimiz arasına koyabiliriz çünkü bunu sağlayabilecek ortamımız var. Böyle bir turnuva hazırlığındayız. Bir yandan da normal takvimimiz devam ediyor. Burada gerçekleşecek turnuva için heyecanlıyız. 

Bu yıl ON Hotels burada altyapılarda bir turnuva düzenledi. Tüm takımlar Küçük Takım ile katıldı. Gazipaşa Belediyespor, Ankara’dan Üç Pas SK, Alanya’dan Alanya Belediyesi SK ve Erse SK. Burada turnuva düzenlendi ve altyapılardan da şunu hissettik ki çocukların böyle özel turnuvalara ihtiyaçları var. 

Oktay Karaca: Yalnız organizasyonu görmeniz gerekiyor, müzikler, DJ performansları… VNL’i aratmıyor. Kurumlar olarak yaptığımız işi en iyi şekilde yapmamız gerekiyor diye düşünüyoruz. Yarım, eksik iş sevmiyoruz. Kaidesi, kuralıyla bize yakışan şekilde olmalı şeklinde yöresel bir davranış şeklimiz var. Bunun da sporla beraber eğlenceli kısmını artırabileceğimizi düşünüyorum. 

Ayşegül Dursun Karaca: (Gülüyor) Aralarında VNL’in de yer aldığı çok uluslararası organizasyon izledik. Her şey uyum içerisinde olsun istedik. Her şey, hayal kurmakla başlıyor biliyorsunuz. Bu organizasyonlar arttıkça başkaları da yapmayı düşünüyor, bu kısmı çok önemli. Sunmak, anlatmak çok önemli. Altyapı turnuvasını en iyi şekilde gerçekleştirmiş bir sponsor, Efeler Ligi’nde de hazırlık turnuvasını en iyi şekilde yerine getirecektir. Bu konuda hiç şüphem yok. 

Geçmişte Alanyaspor Futbol Takımına sponsorluk da dahil olmak üzere maddi ve manevi destekleriniz oldu. Aynı yolu yürüdüğünüz sponsor firmaları bu kez voleybola çektiğinizi görüyoruz. Şehirdeki yabancıları da düşünürsek tribünlerin de her zamankinden daha hareketli olacağını söyleyebilir miyiz?

Ayşegül Dursun Karaca: Alanya halkı bugüne kadar Alanya Belediyespor takımımızı sarıp sarmaladı ve çok güzel bir şekilde takımımıza destek oldu. Yer yer salon kapasitemiz yetersiz kaldı. Yeni salonumuzla bu sıkıntıyı da aşacağız. Şehirdeki yabancılar da son derece ilgili, Rus ve Ukraynalı taraftarlarımız da gerek altyapılara gerekse tribünlerimize dahil oluyorlar. 

Oktay Karaca: Altyapılarımızda desteklediğimiz Rus asıllı bir çocuğumuz Ziraat Bankası’na geçti. İnanılmaz atletik, geleceği parlak bir genç. Babası da voleybolcu. Alanya’da altyapı kulüplerindeki sporcu sayısı şu an tahmin ediyorum ki 300-400 civarında ama bunu her halükarda artırmak gerekiyor. 1.000-1.500 çocuğa çıkarabilirsek o kadar aile konuya dahil oluyor. Bu şekilde bir dahil oluşla sadece çocuklarının voleybol serüvenine değil Efeler Ligi’nde mücadele eden takımlarının maçlarına da gitmek isteyeceklerdir diye düşünüyorum. Bu sefer oradan da bir seyirci kitlesi, çocuklar açısından da motivasyon kaynağı. İlerde Efeler Ligi’nde oynayabilecekleri takımın maçına gitmek onlar için de etkileyici olacaktır. Bu, bir günde olabilecek bir şey değil elbette, bir süreç. 

Az önce oyuncularla da sohbet ediyordum, onlar da farkında. Bizim bir otel grubu olarak sponsor olmamızın, kulübe davranış ve yönetim stili olarak da gireceğini düşünüyoruz. Salondaki müziklerden organizasyon tarzına kadar işi daha eğlenceli hale getirecektir. Sezon içerisinde adım adım daha büyük bir kitleyi salona çekecektir. 

Rekabete de değinelim. İşin içerisinde rekabet söz konusu olunca nasıl bir Ayşegül Hanım göreceğiz?

Ayşegül Dursun Karaca: Onu bilemiyorum, hep birlikte göreceğiz. Eşim Oktay Bey, aynı zamanda eski rakibim. Ona sormak gerekir belki de. (Gülüyor) Rekabet konusunda yalan söyleyemeyeceğim, iddialıyız. Sporun ruhunda var rekabet. O duygu olmadan sporun kendisi olmaz. Kendi şartlarımızda iddialıyız. Evet şartlar farklı ama emek faktörü de ayrı. Bütün faktörler bir araya gelsin ve geçen yıl ucundan kaçırdığımız Avrupa hayalimize ulaşalım çok istiyoruz. Çok destekleyici bir tablo söz konusu. Başkan sponsoru, sponsor başkanı, voleybol şube sorumlusu takımı vs. bütünsel bir destek yakalanınca ON Hotels Alanya Belediyespor o sürprizi yapabilir diye düşünüyorum. 

Oktay Karaca: Hayat zaten bir mücadele, verilen emekler sonunda bir yere varmıyorsa o işin içerisinde kalmamak gerekiyor. Spor için de aynı şey geçerli. Sonunda varılan sportif başarı her takım için farklı, konu oraya varmıyorsa o zaman zaten bunun ekonomisini sağlayan insanlar ve oyuncularla yöneticiler için de zor. Hedeflenen yere yaklaşmak gerekecektir, sonuç lazım. Sonuç için de rekabet lazım. Dışardan gözlemlediğim kadarıyla burada oyuncular ve yöneticiler işin içerisine severek dahiller. Bu da bir fark yaratabiliyor. 

Kulüp Başkanımız Faruk Konukçu, bizim 33-34 yıllık arkadaşımız. O da şu an aynı zamanda Alanya Belediyesi’nde Başkan Yardımcısı olarak görev yapıyor. Orada da böyle birisinin olması, bizim aynı dili konuştuğumuzu düşündüğümüz, benzer bakış açısında olduğumuz birisinin olması da bence bu güzel enerjiyi yükseltme ihtimalini doğuruyor. Serdar Hocamızın da çok büyük emekleri var. Takım, sponsorlar, yönetim, ekonomi… Her şeyin ortasında Serdar Hoca hem bir hoca hem de inanılmaz bir yönetici. Sonuçta Belediye ile de ayrı bir dünya söz konusu, sistemlerin bir şekilde işlemesi lazım. Sempatikliği ve güzel konuşma becerisi ile harika bir köprü görevi görüyor. 

Haberi Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir