En son Fenerbahçe-İstanbul Büyükşehir Belediyesi maçında kalmıştım hemen o maçtan başlayayım, sonra Dünya Şampiyonası’na değineceğim.
Açıkçası Fenerbahçe-İstanbul Büyükşehir Belediyesi arasındaki karşılaşmanın çok daha heyecan verici olacağını düşünmüştüm ama izleyenler de bana katılacaktır, öyle olmadı. Fenerbahçe’de Ziraat Bankası ile oynanan Süper Kupa’da da görülen uyum sorunu devam ediyor. Marshall’ın sakatlıktan yeni çıkması ve tam performansını yansıtamaması da başka bir sorun. Belediye maçında o merakla beklediğimiz Marshall’ı görmeyi beklerken (bunun sakatlık nedeniyle olduğunu düşünüyorum) sıradan bir oyuncu vardı. Sarı-lacivertlilerin ligde fırtına gibi esmeye sanırım biraz zamanı var. Aslında aynı şey şu anda ligdeki bütün takımlar için geçerli. Ne Ziraat Bankası ne Halkbank ne Fenerbahçe henüz hazır değil. Belediye ve MEF Okulları’nı diğerlerine göre daha hazır bulduğumu söylemeliyim.
MEF OKULLARI’NDA ABDALLA FARKI
Ligin yeni ekibi Birinci Lige fırtına gibi bir başlangıç yaptı. Ziraat Bankası’ndan 2 set alan MEF Okulları maçtan 3-1 galip bile ayrılabilirdi. Atıkları etkili servislerle Ziraat Bankası’nı adeta yıktılar. Ardandan Beşiktaş’a misafir olan MEF burada da oynadığı oyunla Beşiktaş karşısında net bir galibiyet aldı. Lige en hazır takım görüntüsü veren MEF’te pasör fark yaratıyor. Tischer gibi, Bazin gibi Avrupa’nın iyi takımlarından gelen yabancı pasörlerin yanında Mısır Milli Takımı’nın pasörü olan Abdalla, bizim pasörler de dahil farkını ortaya koyuyor.
DÜNYA ŞAMPİYONASI
Sizlerin de takip ettiği üzere Dünya Şampiyonası’nda ilk tur sona erdi. Şampiyona öncesi özellikle radyo programımı takip edenler hep aynı şey üzerinde durduğumu anımsayacaklar. Milli takımımızla ilgili Mehmet Bedestenlioğlu’nun takımın başa geçmesinden sonra daha mücadeleci bir oyun sergileyeceğini iddia etmiştim. Maalesef ilk turda oynanan oyun benim için hayal kırıklığı oldu. Kötü oynadığımız ilk turdan ikinci tur’a yükselmek bir teselli olsun. İlk turda ortaya konan bu performansın tamamen psikolojik olduğunu düşünüyorum. Kızların konulan büyük hedefler nedeniyle (yanlış anlaşılma olmasın bu büyük hedefleri –Olimpiyat’a gitmek gibi hepsi çok istiyor) kendilerini baskı altına aldığını düşünüyorum. Psikolog değilim bu sadece benim bir varsayımım yoksa sahada bu kadar eli kolu bağlı bir Milli Takım görünce ben başka bir açıklama getiremiyorum.
Artık sultanların Japonya’ya, şampiyonaya alışmış olacağına inanarak tüm voleybol severlerin beklediğimiz performansı izleyeceğine de inanıyorum. Yani ikinci turda Sırbistan, Polonya ve Peru ile başa baş mücadele eden bir Milli takım izleyeceğimizi düşünüyorum. Umarım yanılmam.
Begüm DOĞANAY
Comments are closed.