Eczacıbaşı Vitra’nın Vakıfbank’a kendi evinde yenildiği maçı izleyenler, bu sezonki Fenerbahçe Opet mağlubiyeti ya da yıllar önceki Vakıfbank faciasını bir kez daha hatırladılar. Rüya gibi başladığı maçları kabus gibi sonlandıran turuncu beyazlılar, henüz takım olamadığını ve kadro derinliğinin yetersizliğini bir kez daha gözler önüne serdi.
Nasıl başladı?
Marco Motta’nın sahaya sürdüğü diziliş, turuncu beyazlılar adına olabilecek en iyi rotasyondu. Brezilyalı teknik adam, hemen her alanda takımından önde oyunculara sahip rakibi karşısında ortada hücumu kuvvetli tutmak adına Yasemin Güveli yerine Beyza Arıcı ile çıktı sahaya. Chiaka Ogbogu’nun müthiş patlayıcı gücünün yanı sıra Elif Şahin’in servisler başta olmak üzere sergilediği mükemmel oyunu, Eczacıbaşı Vitra’nın zayıf karnı Hande Baladın’ın zayıf performansını dahi görünmez kılıyordu. Hücumda yokları oynamasına rağmen Baladın’ın etkili servisler kullanması, “Eh işte” denebilecek kadar oynayan Tijana Boskovic’e ihtiyacı da azaltmıştı. Eczacıbaşı Vitra’nın önce Meliha İsmailoğlu, sonra da Michelle Bartsch Hackley’e hayatı zindan eden servisleri, Isabelle Haak’ın ilk iki set oyuna girememesi ile birleşince turuncu beyazlıların çok kolay bir sonuca gideceği düşünülüyordu.
Ancak Boskovic’in 3.sette oyundan düşmesi ve Ayazağa ekibinin her geçen an düşen servis temposu, Dünyanın en geniş kadrosuna sahip Vakıfbank’ın her geçen rallide daha da büyümesine neden oldu. Elindeki kaynak sınırlı olunca Motta oyuna fazla müdahale edemedi. Beyza Arıcı’nın temposuz oyunu nedeniyle 2.sette Yasemin Güveli’yi oyuna alan ve maçı böyle tamamlayan deneyimli teknik adam, kenardaki oyuncuların sınırlı kapasitesinden dolayı arkada manşeti güçlendirmek adına Fatma Yıldırım’ı kullanmaktan daha fazlasını yapamadı. Böyle olunca da Ayazağa ekibinin düşen oyunu, maçı Vakıfbank’a pasladı.
Nasıl bitti?
Vakıfbank’ın maçın başında uyguladığı Melha İsmailoğlu’nu baş smaçör oynatma ve milli oyuncuyu 2’den vurdurmama adına pasör 1’de iken kullandığı iptidai rotasyon, Eczacıbaşı Vitra’nın ekmeğine yağ sürdü adeta. 2.sette yanlışından dönen Giovanni Guidetti, Gabriela Guimaraes’i pasör Maja Ognjenovic’in yanına alınca karşıdan gelen servislerin yıkıcı gücü azaldı. Kimi zaman servisi hedefleyecek oyuncu bulamayan turuncu beyazlılar, 3.setten itibaren rakibinin istediği hücumu kurmasına imkan verecek antrenman servisi kullanmaya başladı ve kabus geliyorum dedi.
İlk iki set sahada gezinen Haak (%25 hücum 5/20) 3.sette önemli bir maçta olduğunu hatırlayınca servis ritmi düşen ev sahibi takımı cezalandırmaya başladı. Kalan 3 sette %75 ile top öldürerek 2 servis sayısı kazandıran genç pasör çaprazı, alışılageldiği üzere takımının lokomotifi olup maçı kazandıran isimlerin başında geldi.
3.setten itibaren kaybedecek bir şeyi olmadığını anlayan Guidetti, pasör Cansu Özbay’ı oyuna sürüp köşeleri yabancılara teslim etti. Manşet yükünü libero Ayça Aykaç ile paylaşarak hücumda çok akıllıca işlere imza atan Michelle Bartsch Hackley, Guimaraes için de itici güç oldu bir anlamda. Kübra Çalışkan’ın vasat altı oyununa rağmen file üzerinde Ogbogu ile müthiş bir savaş veren Zehra Güneş, oyuna sonradan giren kaptan Melis Gürkaynak’a da ilham verdi. Özbay’ın eline gelen her iyi manşette hızlı hücumlarla rakip defansı dağıtan Vakıfbank ortası, ilk iki sette yaşanan hezimeti de unutturdu izleyenlere.
İyi anlar değil kötüler hatırlanır
Güneş’in final setinde 12:12 iken topu dışarı vurması, belki de maçı kaybettiren hareket olarak kalacaktı akıllarda. Ancak milli oyuncunun verdiği mücadele, tek bir hata ile sınırlandırılamayacak derecede önemliydi takımı adına. Bunun yanı sıra Baladın’ın 13:13 iken –gelen servis çok etkili olmamasına rağmen- yaptığı manşet hatası, mağlubiyetten dolayı genç smaçörün omzunda ağır bir yük olarak kalacak.
Maçın genelinde her iki takımın da en önemli hücum silahı olan pasör çaprazlarının dengesiz oyunu ve manşetin file önünden uzaklaşması, liberoların çok fazla ön planda olduğu bir maç izletti bizlere. Gerek Simge Aköz, gerekse Ayça Aykaç, üst düzey performans sergiledi takımları adına. Ancak maç sonu skorboardda yazan rakamlar, Aykaç’ın günü olduğunu anımsatacak izleyenlere. Aköz’ün 4.sette “röveşata” ile yaptığı kurtarış, sayıyı rakibin kazanmasına rağmen voleybol adına unutulmayacak bir hareket olarak kayda geçti.
Son andaki yaşanmamalıydı
Topun çokça oyunda kaldığı bu üst düzey mücadelede elbette hakem hataları da olacaktı. Bunlar arasında göze çarpanlar;
– İlk sette skor 22:16 iken baş hakem Nurper Özbar’ın çaldığı düdük doğru ancak verdiği karar yanlıştı. Zira o an arka oyuncu olan Cansu Özbay, top rakip sahaya uçtuktan sonra vuran Chiaka Ogbogu’ya blok teşebbüsünde bulundu. Top eline çarpınca da “Tamamlanmış blok” gerçekleşti. Özbar, Özbay’ın rakip sahadaki topa dokunduğunu belirten işareti yaptı. Ancak doğrusu, arka oyuncunun tamamlanmış blokta yer aldığı idi.
– 3.sette 4:2 iken Isabelle Haak’ın smaç serviste çizgiye bastığını iddia eden Eczacıbaşı Vitra kenar yönetimi, GDS’ye başvurmayarak hata yaptı. GDS’nin varlığını unutmuşçasına ayağa kalkarak hakemlere sadece itirazda bulunan teknik ekip, olası bir basit sayıdan da vazgeçmiş oldu.
– 3.sette 19:23 iken Hackley’nin hücumunda taşıma yoktu, dolayısıyla hatalı karar verildi.
– 4.sette Ogbogu karşı sahaya müdahale etmemişti, ancak ilk setteki karar eşitlenmeye çalışılınca düdük bir kez daha hatalı çalındı.
Bunların hepsi de kabul edilebilir cinsten hatalardı. Ancak son rallide Jordan Thompson topu dışarı vurunca Motta’nın yaptığı “Fileye temas” itirazı yardımcı Mehmet Gül tarafından “Top içeride/dışarıda” olarak değerlendirildi ve sakin bitebilecek bir maç, son anda ateşli itirazlara neden oldu. Mevcut ortamı izleyenler, içlerinden “Böylesi yaşanmamalıydı” diye geçirdiler.
Voleybol dolu günler dileğiyle,
Kayhan Kösem
Comments are closed.