Cinsiyetçi önyargıları kırmak için bir ped markasının kampanyasına katılan milli voleybol takımımızın kaptanı Esra Gümüş Kırıcı, milli okçu Yasemin Ecem Anagöz ve milli judocu Dilara Lokmanhekim, kadınları spora çağırıyor…
Orkid, ‘Kız Gibi’ adını verdiği kampanyayla cinsiyetçi önyargıları kırmaya devam ediyor. “Kızlar oyunda kalmalı” sloganıyla yola çıkan kampanya, #KızGibi sözünün altında yatan güçlü mesajı hemcinslerine veriyor.
Branşlarında başarılı ve kendinden emin üç kadın. İkisi ilk kez olimpiyatlara gitti. Bu üç kadın sporcu Orkid’in kampanyası dahilinde hemcinslerine mesaj vermek için bir araya geldi. Sporun önemine vurgu yapan Milli Voleybol Takımı’nın kaptanı Esra Gümüş Kırıcı, Milli Okçu Yasemin Ecem Anagöz ve Milli Judocu Dilara Lokmanhekim çok önemli mesajlar verdi. Genç kızların sporla uğraşmasını isteyen isimler, kadınların her spor dalında başarılı olacağı vurgusunu yaptı.
Dilara Lokmanhekim:
Gelecek kaygısı spora engel…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü’nün sporcusu olan Dilara Lokmanhekim (22), Bülent Ecevit Üniversitesi’nde Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği son sınıfta okuyor. Judo sporuyla uğraşan genç sporcu, 48 kg’de yarışıyor.
-Judoya nasıl başladınız?
Bu spora Antalya’da başladım. Çok hareketli bir çocuk olduğumdan ailem beni spora yönlendirdi. Beden eğitimi öğretmenimin judo hocası bir arkadaşı okula geldi ve bende de bu konuda merak uyandı. İstanbul büyükşehir Belediyesi’ne transfer oldum ve ailemle İstanbul’a yerleştim. Bu sene Rio 2016 Olimpiyat Oyunları’na katıldım. Bu benim için büyük bir tecrübe oldu.
-Bu sporu yaptıktan sonra hayatınızda neler değişti?
Bu sporla hayata bakış açım farklılaştı ve özgüvenim arttı. Karşılaştığım zorluklarla daha iyi mücadele edebiliyorum çünkü spor yapmak bize güçlü olmayı, kaybettiğimiz zaman da yeniden ayağa kalkmayı öğretti. Çünkü hayatta her zaman kazanmak mümkün değil.
-Çocukların yarısının ergenliğe girdiklerinde sporu bırakması konusunda ne düşünüyorsunuz?
Sporun erken çağlarda bırakılmasının en önemli nedeni bence gelecek kaygısı. Ülkemizde spora daha fazla değer verilirse ve bu gelecek kaygısı ortadan kaldırılırsa daha güçlü bireyler yetiştirip, spora daha sıkı tutunan insanlar görebiliriz. Çünkü biz çok güçlü bir milletiz ve inanırsak her şeyi başarabiliriz. Rio’ya yabancılara oranla daha az bir kafileyle gitmemizin bir nedeninin de bu olduğunu düşünüyorum. O kadar emek harcanıyor ve tam meyveleri toplanacakken spor bırakılıyor…
Esra Gümüş Kırıcı:
Hayata karşı güçlü bir duruş
Milli voleybolcu Esra Gümüş Kırıcı bugün Sarıyer Belediyesi Spor Kulübü’nün kaptanı. 21 yıl önce başladığı voleybol adına pek çok başarıya imza atmış olan Kırıcı, bu spora Ankara Vakıfbank Spor Kulübü’ndeki beden eğitimi öğretmeninin yönlendirilmesiyle başlamış.11 sezon boyunca A Milli Voleybol takımının kaptanlığını yapan başarılı sporcunun gençlerle paylaşacağı çok önemli tecrübeleri var…
-Nasıl bir çocukluk geçirdiniz?
Topumu kapıp, evimizin kapısının önüne çıkıp sürekli voleybol oynamayı seven bir çocuktum. Arkadaşlarımızla takım kurar, maç yapardık.
-Spor yapmak hayatınızda nasıl bir fark yarattı?
Önce kendi ayaklarımın üzerinde durmayı öğrendim ve çok düzenli bir hayat yaşamaya başladım. Özellikle ergenlik dönemini çok çok daha rahat atlattım çünkü takım sporunu yaptığım için etrafımda çok arkadaşım vardı. Zor dönemlerde arkadaşlarımla birbirimize destek olabildik.
–
-Bu ülkede futbola verilen değer ortadayken diğer spor dallarına gösterilen ilginin azlığı sizi kızdırıyor mu?
Bu ülkede hiçbir sporun futbol kadar popüler olamayacağını artık biliyoruz. Ülkemizde futbola çok büyük yatırımlar yapılıyor. Başka bir spor dalının sponsorluklar ve futbol gelirleri bakımından bu kadar ilgi görebileceğini hiç sanmıyorum.
-Milli bir sporcu olmanın sizi daha tanınır yaptığına inanıyor musunuz?
Bulunduğum konumdan memnunum. Ben Eczacıbaşı’nda çok uzun seneler oynayıp kaptanlık yapmış, A Milli Voleybol Takımı’nda yıllarca oynamış ve kaptanlık yapmış bir sporcuyum. Fakat ligde oynayan herhangi bir futbolcu bizden çok daha popüler olabiliyor.
-Konu spor ve kızlar olduğunda size göre verilmesi gereken en önemli mesaj nedir?
Aileler çocuklarına spor anlamında daima destek olmalılar çünkü karakter küçük yaşlarda şekilleniyor. Spor kişiye disiplinli olmayı, paylaşmayı, arkadaş edinmeyi öğretiyor. Spor yapıyorsanız elit bir çevreniz, güzel dostluklarınız olabiliyor ve kendiniz daha iyi yetiştirebiliyorsunuz. Ayrıca hayata dair daha güçlü bir duruşunuz oluyor. Genç kızlara tavsiyem ise özellikle ergenlik dönemlerinde sporu bırakmamaları çünkü bizler kadın olarak güçlüyüz ve istersek yapamayacağımız hiçbir şey yok.
Yasemin Ecem Anagöz:
Kendinize inanmazsanız kimse size inanmaz
İzmirli Yasemin Ecem Anagöz (18), İzmir Büyükşehir Belediyesi adına ok atıyor fakat şu an olimpiyat hazırlık merkezinin yerinden ötürü Antalya’da yaşıyor. Dokuz yaşında bu spora başlayan lise son sınıf öğrencisi Anagöz, neredeyse kendini bildi bileli ok atıyor.
-Spor yapmak hayatınızda nasıl bir fark yaratıyor?
Spor hayatımın bütününü oluşturduğu için tüm yaşamımı şekillendiriyor. Her şeyimin planlı programlı olmasının nedeni de spor. O yüzden de diğer insanlara göre daha dinç olduğumu ve hayata daha güvenle baktığımı düşünüyorum.
-Okçuluk gibi zor bir sporu tercih etmişsiniz. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Bu sporu özellikle kadınlar yapmalı. Özellikle böyle sert ve zor görünen sporları yapmalıyız ki kızların hiçbir şeyden eksik kalamayacağını herkes görsün.
-Mesleğiniz sayesinde dünya çapında popüler olmak ister miydiniz?
Bu anlamda özel bir isteğim yok ama sadece bu olimpiyatlarda spor dalımı duyurmayı çok istiyordum ve bunu da başardım.
-Olumsuz eleştiriler aldığınız zamanlar olmuştur. Bu tür durumlarla karşılaşanlar için ne tavsiye edersiniz?
Yer aldığımız projeyi de esas alarak özellikle kızlara verebileceğim en önemli mesaj, size eğer biri bir şey yapamazsın diyorsa daha çok yapın, cinsiyetinizden dolayı kendinizi aşağıda görmeyin. Kadınlar sürekli dış görünüşleriyle eleştiriliyorlar. Bunun artık son bulması gerektiğini düşünüyorum. Unutulmaması gereken en önemli şey, eğer siz kendinize inanmazsanız başkası hiç inanmaz. Önce siz kendinize inanın ve başarın.
Sözcü/Şık Hayat
Comments are closed.