Kapasite farkı

Fenerbahçe Grundig, ezeli rakibi Galatasaray Daikin’i adeta ezdi ve normal sezonu taraftarına hediye ettiği bu anlamlı galibiyetle zirvede noktaladı. Set sonuçlarına baktığınızda dahi maç ile ilgili söylenecek fazla bir şey olmadığını rahatlıkla anlayabiliyorsunuz sevgili voleybolseverler.

Ana hatlar

Marcello Abbondanza’nın elindeki kadro, Galatasaray Daikin’e göre çok daha kapasiteli. Dolayısıyla hangi formasyonla çıktığının çok da bir önemi kalmıyor. İtalyan koçun bu maçtaki tercihi Şeyma Ercan-Brankica Mihajlovic ikilisi, genelde görmeye alışık olduğumuz Lucia Bosetti-Polen Uslupehlivan ikilisini çok iyi ikame etti. Özellikle Sırp yıldız, ikinci setten itibaren sahayı rakip oyunculara dar etti. Öyle ki, takımın bir numaralı skor opsiyonu olan Yeon Koung Kim dahi ikinci planda kaldı. Eda Erdem Dündar da gününde olunca, Galatasaray Daikin’in fazla şansı kalmadı.

Sarı kırmızılılar ise rakibinin aksine uzun servisleri tercih etmedi. Genellikle smaçörlerin arasına ya da önlerine attığı servislerle rakibinin oyununu bozmaya çalıştı. Bu taktik zaman zaman tuttuysa da maçın genelinde Fenerbahçe’nin kapasitesi farkın göstergesi oldu.

Pasörün kadar oynarsın

Basketbolun kuralı “Oyun kurucun kadar oynarsın” ise, voleybolun kuralı da “Pasörün kadar oynarsın” şeklindedir. (Yabancı otoritelerin deyimiyle, Setter is the boss) Bu maçta Galatasaray Daikin’in en büyük handikapı, birinci pasör Gamze Alikaya’nın son derece kötü bir performans sergilemesi oldu. Alikaya, özellikle orta oyuncuları hızlı oynatma konusunda çok başarısız oldu ve sarı kırmızılıların hücumda top öldürmesi köşelere kaldı. Bu düşünce de çoğunlukla FB Grundig’in yüksek bloklarına takıldı.

GS Daikin koçu Ataman Güneyligil, ikinci setin başında Alikaya’yı kenara alıp Nursevil Aydınlar ile devam ettiyse de sarı kırmızılıların oyununda bir değişiklik olmadı. Zira Aydınlar’ın attığı paslar da hem kısa, hem de yüksek kaldı.

İkinci setin tamamında GS Daikin’li oyuncuların aldığı toplam sayı 4, hücum sayısı ise 3 olarak kayda geçti. Bu durum sadece setin farklı sonuçlanmasına değil aynı zamanda Galatasaraylı oyuncuların kendine güvenlerinin tükenmesine de yol açtı. Öyle ki, gelen servisleri kimin karşılayacağı dahi soru işareti oldu sarı kırmızılı 81 m2’de. Zaten ikinci setin ortalarından itibaren maç, sonucu belli bir formaliteye dönüştü.

Netice?

Neticede FB Grundig’in ligi zirvede bitirmesi normal bir sonuç. GS Daikin ise play-off’a kalmayı çoktan garantilemiş. Yani bu sonuç sıralamada bir değişikliğe yol açmadı. Ancak oyun ve skor anlamında sarı lacivertlilere müthiş bir özgüven kazandırdığı aşikar. GS Daikin ise final etabındaki maçlara bugünü unutarak çıkmak zorunda. Aksi takdirde psikolojik çöküntü, Cimbom’un finalde kazanabileceği puan miktarını önemli ölçüde azaltacaktır.

Salon hakkında

Metro Enerji Spor Salonu, Ülker Arena içersinde olmasına rağmen tam bir bulmacayı andırıyor. Araç girişini bulmak çok zor. Ne bir tabela var ne de işaret. Salonun içerisi dışarıya göre daha vahim bir durumda. Basın bölümüne (tribün değil zira) gitmek bir hayli zor. Ayrıca bizlere yardımcı olacak bir basın sorumlusu yok. Her işi kendimiz halletmek durumunda kaldık. (Uzak yerden masa çekme, sandalye bulma, internet şifresini öğrenme, elektrik prizlerini ayarlamak vb. gibi) Bu durum Fenerbahçe gibi Türkiye’nin en büyük kulüplerinden birine hiç yakışmıyor doğrusu. Umarım önümüzdeki sezon bu eksiklikler giderilir.

Taraftarın sahaya yakın olması ise büyük avantaj. Zira oyuncularla bütünleşen sarı lacivertli taraftarlar, hem takımını müthiş ateşliyor, hem de rakip üzerinde yoğun bir baskı kuruyor. Açıkçası Fenerbahçe takımlarının burada neden zor maç kaybettiğini anlamak çok kolay. Ancak taraftarın erkek takımını da kadın takımı kadar desteklemesi şart.

Gözümüze çarpan bir yanlış husus, taraftarın rakip takım yedek oyuncularına çok yakın bir mesafede konumlanması. Bu durum, (salonda taraftar sayısını 50-60 azaltmak pahasına) engellenmez ise, ileride büyük bir sorun çıkma olasılığı her zaman var. Taraflex olmaması ise kabul edilebilir değil. Zira bu nedenle liglerin en önemli maçlarının büyük bir kısmı ulusal kanallardan canlı yayımlanamıyor. Umarım önümüzdeki sezon bu eksiklik de giderilmiş olur.

Hakemlik maç değildi

Sonuç ortada. Dolayısıyla beklenenin aksine hakemler açısından maçın zorluk düzeyi çok düşüktü. Buna rağmen kısa süren maçta gözle görünür sayıda bariz hatalar ortaya çıktı.

– İlk sette skor 10:6 iken Gamze Alikaya’nın Şeyma Ercan’a yaptığı blok önce yere, oradan da Mihajlovic’in ayağına değdi. Baş hakem Nurper Özbar bunu fark edemedi ve topun ayaktan çıktığı yönünde karar verdi. Neyse ki o top ayaktan dışarı gitti ve skora etki etmiş olmadı.
– 15:12 iken Fenerbahçe hücumunda top Galatasaraylı oyuncuların ayağından (yere değmeden) çıktı. Ancak Özbar bu kez düdüğünü üfledi ve topun yere değdiğine hükmederek sayıyı FB Grundig’e verdi. Böylelikle aynı pozisyonda bir yanlış, başka bir yanlışla örtülmüş oldu.
– İlk setin sonlarında oyuna giren Meliha İsmailoğlu anons edilirken takımı Fenerbahçe Daikin olarak telaffuz edildi. Bizlere de anonsu yapan masa hakemi gibi gülmek düştü.
– İkinci sette 17:8 iken Eda Erdem Dündar’ın hücumu bloğa takıldı ve FB Grundig sahasına geri döndü. Sarı lacivertlilerin oynamaya devam ettiği ralli, Özbar’ın “dört pas” düdüğü ile kesildi. Buna rağmen FB Grundig seti farklı kazandı ve pozisyon göze batmadı.

Kafama takılanlar

1) Yıllardır (bu sezon dahil) seyrettiğimiz tüm maçlarda takımlar anons edilirken önce servis atacak takım arz edilirdi. Bu maçta ise tam tersi oldu. Bilmediğimiz bir değişiklik mi var acaba?
2) Maç boyu centilmence takımını destekleyen sarı lacivertli taraftarların bir bölümü, maçın bitmesine 3 sayı kala rakibine küfür etmeye başladı. Neyse ki diğer tribünün duyarlı taraftarları onları susturmayı başardı. Tüm maç sabretmişsin, 3 sayı beklemek bu kadar mı zor kafama takıldı.

Voleybol dolu günler dileğiyle

Kayhan Kösem
kkayhan@hotmail.com


Haberi Paylaş

Comments are closed.