Elde ettiği ulusal ve uluslararası başarılarla göğsümüzü kabartan, örnek kişiliği ve duruşu ile herkesin sevgisini kazanan, adını Fenerbahçe ve Türk voleybol tarihine altın harflerle kazıyan Fenerbahçe Opet kaptanı Eda Erdem Dündar’ın heykelinin açılışı yapıldı.
Heykeltıraş ve Y. Mimar Pınar Öktem Doğan tarafından hazırlanan ve imkân tanındığında kadınların neleri başarabileceğinin göstergesi olan heykel, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde Ülker Stadyumu Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Spor Kompleksi’nin girişine konumlandırıldı.
Heykelin açılış törenine; Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Ali Y. Koç, Yüksek Divan Kurulu Başkanı Uğur Dündar, İstanbul Vali Yardımcısı Ünal Kılıçarslan, Kadıköy Kaymakamı Muhittin Pamuk, Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı, Fenerbahçe Spor Kulübü Yönetim Kurulu Üyeleri, Türkiye Voleybol Federasyonu Başkanı Mehmet Akif Üstündağ, Acıbadem Sağlık Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Aydınlar, Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi yetkilileri, heykelin yapımına ilham veren fotoğrafı çeken Mert Bülent Uçma, sporcular, üyeler, Amatör Şubelerin teknik ve idari kadroları, Eda Erdem Dündar’ın ailesi, kulüp çalışanları, siyasi parti temsilcileri, taraftarlar ve davetliler katıldı.
Törende Türkiye Voleybol Federasyonu Başkanı Mehmet Akif Üstündağ, Fenerbahçe SK Yönetim Kurulu Üyesi Simla Türker Bayazıt, Yüksek Mimar ve Heykeltıraş Pınar Öktem Doğan, Kaptan Eda Erdem Dündar ve Fenerbahçe SK Başkanı Ali Y. Koç birer konuşma yaptı.
Türkiye Voleybol Federasyonu Başkanı Mehmet Akif Üstündağ: Bir Eda kolay yetişmiyor. Seninle gurur duyuyoruz, iyi ki varsın
İlk olarak kürsüye gelen Türkiye Voleybol Federasyonu Başkanı Mehmet Akif Üstündağ, “Bugün Türk voleybolunun özel bir günüdür. Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun. Kaptan gibi kaptan ve Türkiye’nin gururu olan Eda’nın bu güzel heykelinin açılışında sizlerle birlikte olmaktan mutlu ve gururluyum. Bir Eda kolay yetişmiyor. Türkiye Voleybol Federasyonu bütün paydaşları için vardır, bütün paydaşların çatısıdır ve voleybolu Avrupa’da ve dünyada en iyi yere getirmek için gayret sarf eden bir yapının başındaki sistemdir. Bugün gelinen bu başarıda, bir voleybolcunun milli takımın ve kulübünün kaptanının heykelinin açıldığı bu özel günü bize yaşatan, emeği geçen herkese sonsuz teşekkürlerimi iletiyorum. Seninle gurur duyuyoruz, iyi ki varsın. Hayırlı uğurlu olsun. Ali Başkanım çok teşekkür ediyoruz. Ekibinle birlikte böyle bir düşünceye hasıl olup da böyle güzel bir gün yaşattığın için voleybol camiası adına, camiam adına sonsuz teşekkürlerimi iletmek istiyorum.”dedi.
Yönetici Simla Türker Bayazıt: Dünya Kadınlar Günü’ne denk gelen bu tarihi günde Fenerbahçemizin kadın sporcusu Eda’mızın heykelini dikerken, heykeli yapan sanatçımızın da bir kadın olması, bir kadın yönetici olarak benim için de çok kıymetli
Ardından kürsüye gelen Voleyboldan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Simla Türker Bayazıt yaptığı konuşmada, “Sayın Vali Yardımcım, Sayın Kaymakamım, Sayın Belediye Başkanım, Sayın Türkiye Voleybol Federasyonu Başkanım, Sayın Yüksek Divan Kurulu Başkanım, Sayın Başkanım, değerli Yönetim Kurulu Üyesi arkadaşlarım, değerli konuklar, sevgili takımım ve teknik ekibim, değerli basın mensupları, genç sporcularımız, taraftarlarımız ve ekranları başında bizleri izleyen değerli sporseverleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Bugün adını tarihe altın harflerle yazdıran bir kadın efsanenin heykelinin dikildiği bir 8 Mart’ı, çok anlamlı bir günü hep beraber yaşıyoruz. Efsane doğulmaz. Efsane olmak belirlenebilir bir hedef değildir. Belirlenen hedeflere ulaşınca ancak başarılı oluruz.
Efsane tanımı; toplumların, ortak bir görüşle hiç tereddütsüz birleştiği, bir kişiye layık gördüğü hak edilmesi çok zor, belki de en yüksek mertebedir. Sizi ölümsüzleştirir. Topluma ve dünyaya mal olursunuz. 7’den 70’e herkesin ulaşmak istediği ‘mükemmellik’ hayali olursunuz. Gelecek nesillere yön veren, ışık veren bir Fener olursunuz.
Dünya tarihine baktığımızda efsane olarak belirlenen kişilerin çoğu vefat ettikten sonra taçlandırılmış ve heykelleri dikilmiştir. Aynı zamanda yine tarihte efsaneliğe layık görülen kadın sayısı maalesef çok az.
Fenerbahçe Spor Kulübü olarak bugün bir ilke imza atıyoruz. A Milli Kadın Voleybol Takımımızın ve Fenerbahçemizin kaptanı, gururumuz Eda’nın heykeli 117 yıllık köklü tarihimize iz bırakmış efsane sporcularımızın arasına dikiliyor…
1923 yılında kurduğu Türkiye Cumhuriyeti ile kadınları her alanda yücelten Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün yolunda bu alanda da O’nun izinde yürüyor olmaktan dolayı duyduğumuz gurur tarifsiz. Atamızın ilkelerinden, değerlerinden ve izinden çıkmadan hep daha iyiye, daha ileriye ulaşmak için çok çalışıyoruz.
Hayattayken heykelini dikerek, Eda’mızın omuzlarına çok önemli yeni sorumluluklar yüklediğimizin de farkındayız. Ama biz onun bu sorumluluğu da gururla taşıyacağına yürekten inanıyor, Eda’mızın Türkiye’si için, Türk Kadını için, Türk gençliği için ve Fenerbahçe’si için her ağırlığı kaldırabilecek güçte olduğunu biliyoruz.
Dünya Kadınlar Günü’ne denk gelen bu tarihi günde Fenerbahçemizin kadın sporcusu Eda’mızın heykelini dikerken, heykeli yapan sanatçımızın da bir kadın olması, bir kadın yönetici olarak benim için de çok kıymetli.
Türk kadınına her daim olan desteği ve inancı için Başkanımız Sayın Ali Koç’a çok teşekkür ediyorum.
Sevgili heykeltıraşımız ile heykel hakkında ilk konuşmaya başladığımızda gözlerinin içindeki ışık için, heykeli kafasında canlandırdığı zamanki heyecanı için, üç ay gibi kısa bir sürede bu kıymetli esere kavuşmamızı sağladığı enerjisi için, hiçbir karşılık beklemeden bize bu eseri hediye eden cömertliği için kısaca tüm emekleri için Sayın Pınar Öktem’e en derin minnet ve şükranlarımızı sunarız.
Size ayrıca Mert Bülent Uçma’dan da bahsetmek istiyorum. 2019’da Ankara’da oynanan Avrupa Şampiyonasında kaptanımızın bize ilham veren efsane fotoğrafını çeken kişi. Ve kendisi burada. Bugünü bizimle paylaşması çok anlamlı. Sevgili Mert, geldiğin için sana da çok teşekkür ederiz.
Disipliniyle, çalışkanlığıyla; her oyuna girişinde sahaya dokunan, her servis atmaya gittiğinde topu alnına koyan, tek ayağı üzerinde tarihi başarılara smaç vuran Eda, kendisi ile özdeşleşmiş bu hareketleriyle hiç taviz vermeden bu spora nasıl aşkla saygı duyduğunu gösteriyor.
Kaptanım, Sevgili Eda; bir Türk Kadını olarak, yöneticin olarak, dostun olarak, seninle inanılmaz gurur duyuyorum. Hayırlı, uğurlu olsun. Tüm kadınların Kadınlar Günü kutlu olsun.” ifadelerini kullandı.
Heykeltıraş ve Y. Mimar Pınar Öktem Doğan: Kaptan Eda Erdem’in heykeli sadece profesyonel kariyeriyle değil, aynı zamanda insan ilişkilerinde gösterdiği, yardımseverliği, empati yeteneği ve topluma katkıları ile de genç nesle rol modeldir
Kürsüye gelen Heykeltıraş ve Y. Mimar Pınar Öktem Doğan duygu ve düşüncelerini aktardı, eser ile ilgili bilgiler verdi. Pınar Öktem Doğan, “Çok duygulu ve heyecanlı bir an benim için. Bu eser Eda Erdem’in heykelinin formunu yaratım sürecinde kile taşımakta ve onun duruşundaki duyguyla ilişkilendirilerek başarıya giden yoldaki azmini kararlılığını, yeteneklerini, emeklerini ve gücünü izleyiciye aktarmaktadır. Bu eser tüm bu değerlerin bütününde onun vücudunda ruh bulan bir metafordur, Türk kadının gücünü kutlayan ve onları cesaretlendiren bir simgedir aynı zamanda. Eda Erdem’in hikayesi bize her zaman inanmayı, pes etmemeyi ve hayallerimizin peşinden gitmeyi öğretir. Sporun sadece zaferlerle dolu olmadığını, aynı zamanda zorlukların üstesinden gelme gücünü de gösterir. Sonuç olarak Eda Erdem sadece bir sporcu değil, aynı zamanda genç kızlarımıza cesaret ve kararlılıkla hayallerinin peşinden gitmeleri için ilham kaynağı olacaktır. Kaptan Eda Erdem’in heykeli sadece profesyonel kariyeriyle değil, aynı zamanda insan ilişkilerinde gösterdiği, yardımseverliği, empati yeteneği ve topluma katkıları ile de genç nesle rol modeldir.
Benim için Eda Erdem’i temsil eden bir heykelin yapılması titizlik ve özen gerektiren bir süreçti. Bu heykelin sadece bir sanat eseri olmanın ötesinde bir simge olacağı için yapılacak işin büyüklüğü ve önemi duygularımı daha da derinleştirdi. Heykelin her detayını doğru bir şekilde yansıtmalı ve izleyiciye görkemini ve önemini hissettirmeliydim. Sonuç olarak Eda Erdem’in heykelini, yapacak olmanın heyecanı ve sorumluluğu bir yana, bu heykelin Fenerbahçe Stadyumunun önüne yerleştirilecek olması büyük bir onur oldu.
1988 olimpiyatlarının dünyaca ünlü heykeltıraşı babam, devlet sanatçısı Prof. Dr. Tankut Öktem en önemli kent meydanlarımızı, şehitliklerimizi, Anıtkabir’i, Çanakkale’yi, Afyon Kocatepe’yi, Edirne’den Kasrs’a kültür mirası en önemli eserlerimizi meydana getirirken Atatürk’ü tek başına değil, halkıyla bir bütün olarak anlatmış, Türk kadınının, Türk annesinin gücünü ve ulusal mücadelemizdeki fedakar yerini heykelleriyle gelecek nesillere bırakmıştır. Bu eser ile Eda Erdem arasındaki bütünlük, zorluklar karşısında direnç gösteren, mücadeleci bir ruha sahip olan Türk kadınını simgelemeleri ve geleceğe atfedilmeleridir. Unutmayalım ki Türk kadını geçmişiyle gurur duyduğumuz bir mirastır ve geleceğimizin teminatıdır. Kadınların seslerini yükselttikleri, haklarını savundukları ve bir arada güçlü oldukları 8 Mart Dünya Kadınlar Günü bugün Eda Erdem’in heykeli ile sonsuza kadar taçlandırılmıştır. Birbirinden önemli değerleri sonsuza atfeden bu heykelin yapımına karar veren Sayın Başkanımız Ali Koç, Fenerbahçe camiasına, eserin yapımında desteklerini esirgemeyen atölyedeki çalışma arkadaşlarımıza teşekkürlerimi sunuyorum.
Ayrıca Bir Cumhuriyet annesi, Atatürk’ün kızı, ülkemizin ilk kadın veterinerlerinden Meliha Öktem’in Türkiye’nin kültür mirası eserlerinin yapımcısı oğlu Tankut Öktem’i yetiştirirken tuttuğu günlükten yola çıkarak kardeşim Oylum Öktem İşözen tarafından kaleme alınan kitabı da Sayın Başkanımız Ali Koç’a armağan etmek istiyorum.” dedi.
Heykeltıraş ve Y. Mimar Pınar Öktem Doğan’a konuşmasının ardından Başkan Ali Y. Koç tarafından bir plaket takdim edildi.
Kaptan Eda Erdem Dündar: Beni Eda Erdem yapan Fenerbahçe’ye olan aidiyetim ve Fenerbahçelilerin koşulsuz sevgisidir
Daha sonra kürsüye Kaptan Eda Erdem Dündar geldi. Duygusal bir konuşma yapan Eda, “Saygıdeğer konuklarımız, kıymetli misafirlerimiz ve Fenerbahçe’nin büyük taraftarı hepiniz hoş geldiniz.
Biraz geçmişe giderek başlamak istiyorum. Annem babam ve 6 kardeşimle Bayrampaşa’da aile apartmanında yaşayan kalabalık bir aileydik. 2000’li yıllar her hafta sonu olduğu gibi amcamlarla, kuzenlerimle birlikte Fenerbahçe’nin maçlarını izlemek için toplanıyoruz. O yaşlarda en büyük heyecanım futbol ve mahalle maçlarından babam topluyor; ‘Kızım artık profesyonel olarak voleybola başladın, bu boyla sokakta futbol oynamayı bırak.’ diye. Ailecek en büyük tutkumuz Fenerbahçe. O çocukluk halimle öyle bir bağlılık yaşıyorum ki, bir röportajda ‘hangi takımı tutuyorsun?’ diye sorduklarında, Fenerbahçe yazıp yanına da parantez açıp ‘ölümüne’ diyorum. Yayınlandığında da bana kucak açan, benim voleybola başlamama vesile olan, takım kaptanlığını yaptığım Beşiktaş Jimnastik Kulübü’nde yöneticilerimi kızdırıyorum. Beni voleybol ile tanıştıran ve sahip olduğum tüm becerilerin tohumlarını eken sevgili İsmail Şahin hocamı ve profesyonel kariyerimi başlatan Cengiz Göllü hocamı belki biraz da mahcup ediyorum. Gel zaman, git zaman 2008 yılında Sayın Başkanımız Aziz Yıldırım’ın amatör branşlara verdiği değer ve Sayın Mehmet Ali Aydınlar’ın Acıbadem sponsorluğu ile voleybola yaptıkları kıymetli yatırımlar sayesinde Fenerbahçe’den hep düşlediğim bir teklif geliyor. Mehmet Ali Bey beni alabilmek için tüm şartları sonuna kadar zorluyor. Ben de gidemezsem voleybolu bırakırım noktasına geliyorum ve rüya gerçek oluyor. Çocukluk aşkıma kavuşuyor, en büyük hayalimi gerçekleştiriyor ve çubuklu formayı sırtıma geçiriyorum. O gün bugündür bir kez bile çıkartmadan kalbimin en derinlerinde saklıyor, hep başımın üstünde taşıyorum o armayı, Fenerbahçe ile büyüyorum.
Sabiha Rıfat Güraymanları, Ayten Salihleri öğreniyorum. Kulübün tarihinde müthiş başarılara imza atmış, branşlar kurmuş, erkek takımlarında forma giyerek şampiyonluklar yaşamış güçlü kadınların ayak izlerini takip ediyorum. Kulübün en zor günlerinde mahkeme salonuna Avrupa’nın en büyük kupasını götüren Fenerbahçeli kadınlardan biri oluyorum. 2011 yılına bu stadı doldurarak dünyada bir rekora imza atan 50 bin kadını gözleri dolu dolu izlemenin gururunu yaşıyorum.
Cumhuriyetimizin 100. yılında 3 büyük kupayı da kazanan kadın milli takımımıza kaptanlık yapmış olmanın onurunu da yaşıyorum. Bu vesileyle vazgeçmeyen, değerlerine sahip çıkan, hayallerinin peşinden koşan Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layık gördüğü tüm kadınlarımızın da 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyorum.
Bugün buradayız. O küçük kız çocuğunun hayalini bile kuramayacağı kadar büyük bir anı yaşıyoruz. Kendimi bildim bileli voleybola maddi manevi destek olan Başkanımız Ali Koç’un başkanlığında kadınların toplumdaki yerini bir kere daha vurgulayacak, hedefleri olan küçük kız çocuklarına ‘ben yapabilirsem siz de yapabilirsiniz‘ mesajını en somut haliyle verecek olan bu heykelin açılışında sizlerin karşısındayım.
Kıymetli Başkanımız Ali Koç’a, Yönetim Kurulumuza, Yöneticimiz Simla Hanım’a, Federasyon Başkanımız Akif Üstündağ’a, rahmetli yöneticimiz Hakan Dinçay’a, heykeltıraşımız Pınar Öktem Hanım’a, bugünlere gelmemde emeği olan antrenörlerime, canım takım arkadaşlarıma ve aileme sonsuz teşekkürler.
Sizler sevgili Fenerbahçe taraftarları. Ne zaman hayatımda bir şeyler ters gitse, beni üzen bir şeyler olsa sahaya çıktığımda kafamı kaldırıp tribünlere bakmak yeterdi bana. Sizler hep oradaydınız. Bitmeyen desteğiniz ve sonsuz sevginiz bütün dertlerimin ilacı gibiydi. Varlığınız her şeyi unuttururdu. Benim de mücadelem, emanetiniz olan armayı en iyi şekilde taşımak, başınızı hiçbir zaman öne eğmemek içindi.
Sizlerden aldığım güçle Fenerbahçe’ye her şeyimi adadım. İyi günlerimiz oldu, kötü günlerimiz oldu. Ama her zaman varımı yoğumu sahaya koydum. Salonlardan hep başımız dik ayrıldık omuz omuza. Bir gün profesyonel hayatım son bulacak, çok sevdiği 14 numaralı formama veda edeceğim. Sevginize ve desteğinize ihtiyaç duyacağım günler olacak. Bugün bana öyle bir armağan verdiniz ki; ömrümün geri kalanında ne zaman bir şeyler beni zorlarsa ben bu heykelin önünde duracağım ve kulaklarımda ‘ne kaptanlar geldi’ bestesi çınlayacak.
Bugünleri hatırlayacağım ve sizin sevginiz her şeye iyi gelecek. Yine bana mücadele etme gücünü vereceksiniz, yine içim umutla dolacak. Sizlere ne kadar teşekkür etsem az. Beni Eda Erdem yapan Fenerbahçe’ye olan aidiyetim ve Fenerbahçelilerin koşulsuz sevgisidir.
Her zaman başımın üzerinde taşıdığım bu armayı seven herkesi çok ama çok seviyorum. İyi ki Fenerbahçeliyiz, iyi ki Fenerbahçe’yiz. Saygı ve sevgilerimle.”ifadelerini kullandı.
Başkan Ali Y. Koç: Bu heykelin Fenerbahçemizin efsane futbolcularıyla birlikte yer alacak olması, Eda Erdem’in ne kadar değerli ve unutulmaz bir sporcu olduğunu bir kez daha gösteriyor
Kürsüye son olarak gelen Başkanımız Ali Y. Koç da bir konuşma yaptı.
Ali Y. Koç’un konuşması için tıklayınız.
Konuşmaların ardından alkışlar ve taraftarların Eda Erdem için bestelediği marş eşliğinde eserin açılışı gerçekleşti.
Eda Erdem’in heykel kaidesinde şu ifadeler yer aldı:
‘’Voleybolun efsane kaptanı’’
Sadece üstün başarılarıyla değil:
Karakteri, lider duruşu ve gelecek nesillere ilham olan azmiyle de iz bıraktı.
Onun yürekten gelen Fenerbahçe tutkusu
Aidiyeti ve sahadaki zarafeti Türk spor tarihine altın harflerle kazındı…
Açılış töreni, Eda Erdem heykelinin önünde Fenerbahçe marşları eşliğinde fotoğraf çekimiyle sona erdi.