İtalya Kadın Milli Takımında Başantrenör Julio Velasco’nun bu yaz şans verdiği yeni isimlerden 21 yaşındaki Stella Nervini, VNL finalinin ikinci setinde sol dizinden sakatlanan Alice Degradi’nin yerine oyuna girerek şampiyonlukta önemli rol oynamıştı.
İtalya’nın kazandığı bu VNL’in gerçek sürprizi Nervini, ülkesi medyasından La Gazzetta dello Sport’un hafta sonu okurlarla buluşan eki SportWeek’e açıklamalarda bulundu.
Stella Nervini röportajının tamamı:
Senin için de sürpriz oldu mu?
“Evet, kesinlikle, tamamen beklenmedik bir şeydi. Aslında kadroda bile olmam gerekmiyordu. İkinci etapta rotasyona girmiş olmaktan zaten mutluydum, bunu çok güzel bir deneyim olarak görmüştüm, sonrasında Üniversite Oyunları’na gidecektim. Alice için üzülsem de sahada oynadığımdan ve Brezilya’ya karşı finalin sonucundan dolayı çok mutluyum.”
O maçtan ne hatırlıyorsun?
“Gerçeği mi söyleyeyim? Çok az şey. Çok zor bir maçtı çünkü hem takım arkadaşımızın başına gelenler yüzünden hepimiz sarsılmıştık hem de bir set gerideydik, bu bizim çok yaşadığımız bir durum değil. Ama düşünecek zaman yoktu, ne sakatlığa ne de skora fazla odaklanmaya. Velasco bana hep genç olduğum için kaygısız olmam gerektiğini söyler, ben de öyle yaptım. Ayrıca takımda baskıyı nasıl yöneteceğini bilen şampiyonlar var. Ve sonunda bana bir sürü iltifat ettiler.”
Trofeo dei Territori’de gençlere söylediğin, “Yükseklik veya kişilik konusunda sınır yoktur” sözlerinden sonra da çok övgü aldın. Bunu sahada da kanıtladın.
“Bence gücüm her zaman güçlü bir kişiliğe sahip olmam oldu. File önünde bağırıp çağırmadığım, abartılı şekilde sevinç göstermediğim için bazen beni hafife alıyorlar. Ama ben sadece konsantreyim ve oynamaya odaklanıyorum.”
Şimdi bunu bir Dünya Şampiyonası’nda ilk altıda da yapabilirsin!
“Olabilir, göreceğiz. Her zamanki gibi hiçbir şey beklemiyorum. Oraya gitmek bile yılın başında, hatta yaz başında aklıma gelmeyecek bir şeydi. Özellikle de Floransa’da kolay geçmeyen bir sezonun ardından.”
Psikolojik olarak hazırlanıyor musun?
“VNL sırasında yaptım diyelim. Sahada olmanın, girmenin, tüm maçı oynamanın, hatta sadece iki sayı oynamanın ne demek olduğunu anladım. Velasco ne karar verirse versin hazır olduğumu düşünüyorum.”
Üniversite çalışmaları yardımcı oluyor mu?
“Çok. Zihinsel tarafın, teknik becerilerden bile daha önemli olduğunu düşündüm hep. Psikoloji seçmemin nedeni de buydu: Voleybol kariyerimde bana yardımcı olacağını biliyordum.”
Kariyerin biraz tesadüfen başladı: Yüzmeyi bıraktığın doğru mu? Çünkü bir takım sporu yapmak istiyordun.
“Resmî olarak sebep buydu. Ama aslında sekiz yaşındayken antrenörüm beni her gün çalıştırmak istiyordu ve bu beni korkutuyordu. Seçim biraz rastlantısaldı, aklıma gelen ilk spordu. Daha önce denediklerimi saymazsak… Dansta rezalettim, teniste ise fazla tembeldim.”
Peki voleybola hemen âşık oldun mu?
“Çok hoşuma gidiyordu ama itiraf etmeliyim ki başta berbattım: Hiçbir şey beceremiyordum. Temel hareketleri öğrenmek için odada saatlerce çalışıyordum, her türlü lambayı kırdım, annem artık benden bıkmıştı. Ama ne pahasına olursa olsun iyi olmak istiyordum.”
Çok da uzun sürmedi: 14 yaşında Volleyrò Roma seni aldı.
“Evet, ama orada da takımın en kötüsü bendim, bu hayatımın hikâyesi! Ama deli gibi çalıştım: Her öğleden sonra dört saat salonda, teknik, ağırlık. Ödevleri arabada yapıyordum. Ama yapmak istediğim şey buydu, bu yüzden kendime koyduğum küçük hedeflere ulaşmak için uğraştım. Ailem sayesinde… Annem benimle Roma’ya geldi, zaten babam da orada çalışıyordu. Kardeşlerim ise çok daha büyük oldukları için Floransa’da kalıp üniversiteye devam ettiler. Şimdi yalnız yaşamanın ne demek olduğunu, ev işleriyle uğraşmanın ne kadar zaman ve enerji aldığını bildiğim için ailem olmasaydı voleybolcu olamazdım.”
Hayalinin gerçekleşmeye başladığını ne zaman anladın?
“Ertesi yaz, 18 Yaş Altı milli formasıyla, Dünya ikinciliğini kazandığımızda. Sonra da 2022’de, Club Italia’daki deneyimden sonra, A1’de Chieri formasıyla çıktığımda ve ayrıca Challenge Cup’ı kazandığımızda.”
Club Italia, Velasco’nun bir fikriydi: Şimdi onunla çalışmak nasıl bir şey?
“Küçükken onu tanımıyordum, ama hakkında çok güzel şeyler duydum ve gerçekten anlatıldığı gibi biri. Bize çok yardımcı oluyor, özellikle Olimpiyat altınından sonra oluşan beklentilerle başa çıkmak konusunda. Bize, yenilecek takım olmanın baskı değil, gurur kaynağı olduğunu anlattı. Gençlerle çok iyi; bize deneyim kazandırmaya, onun deyimiyle üst düzey voleybolu tattırmaya önem veriyor. Bence Velasco sayesinde çok büyüdüm.”
Ve senin kararlılığın sayesinde.
“Kesinlikle. Bu, evde on tane manşet alabilmek için her şeyi kırdığımda bile belliydi! Kararlı ama sessizim; günlük hayatta da öyleyim: Konuşmaktan çok dinlemeyi tercih ederim, açılmam zaman alır.”
Günlük hayatta neler yapmayı seviyorsun?
“Okumayı, dizi izlemeyi, bulmaca çözmeyi çok seviyorum. Erkek arkadaşım Andrea’yla – voleybolla alakası yok, kendisi mühendis – evde yemek yapmayı ya da yeni yerler keşfetmeyi. Geçen yıl Cinque Terre’de neredeyse tüm patikalarda beni yürüttüğü gibi yorucu olsa bile… Bir başka tutkum da müzik; çok pop dinliyorum, Amerikalı şarkıcılar mesela Taylor Swift ama aynı zamanda İtalyan şarkı yazarları: Büyük kardeşlerim sayesinde Celentano, Venditti, Baglioni’ni çok seviyorum. Böylece bir karışım yapıp maç öncesi çalma listemi oluşturuyorum. Bunlar benim ‘iyi his şarkılarım’, hatta çocukken dinlediğim şarkılar bile var. Bana hafiflik veriyorlar.”
Dünya Şampiyonası için playlistini yaptın mı?
“Elbette, VNL’dekiyle aynı; uğurlu geldi… Düşündükçe çok güzel hislerim var, tamamen olumlu. Olimpiyat altınını kazanmamıza rağmen hâlâ açız: Velasco’nun dediği gibi, kazanmak bağımlılık yapıyor. Ve bırakmaya hiç niyetimiz yok.”




