Vakıfbank’ın ligin ilk yarısında Beşiktaş’a karşı gösterdiği performansı hatırlayanlar, son şampiyonun Bağlarbaşı’nda da benzer bir sonuca rahat ulaşacağını düşünüyordu. Ancak Vakıfbank teknik ekibinin, takımın en önemli skor opsiyonu olan Zhu Ting’i maç boyunca kenarda tutması, hem Beşiktaş’ın direncini arttırdı, hem de sarı siyahlıların kırılganlığını.
Ne umdu, ne buldu
Vakıfbank’ın temel oyun planı, rakibinin manşet zafiyeti yaşayan köşe oyuncuları olan Mia Jerkov ve Ceren Kestirengöz üzerine servis atıp ikinci toplarda hızlı hücumlarla sonuca gitmek şeklinde özetlenebilirdi. Servis kısmını mükemmele yakın uygulayan Vakıfbanklı oyuncuların hücumda çok fazla hata yapması, planı bozan ana unsurdu. Maç boyunca kullandığı 98 servisin 84’ünü karşı sahaya yollayan sarı siyahlılar, bu servislerin 66’sında Jerkov – Kestirengöz ikilisini yakalamayı başardı. Siyah beyazlıların liberosu Pınar Atasever’in aldığı manşet ise toplamda %11.9’da (10/84) kaldı. Vakıfbank liberosu Gizem Güner’in karşıdan gelen servislerin %31.8’ini (27/85) aldığını düşünecek olursak, ev sahibi takımın serviste hedefi tutturduğu daha iyi anlaşılacaktır. Buna rağmen üst üste yapılan hatalar, Vakıfbank’ın kendi dengi olmayan bir takım karşısında son yıllarda rastlanmayan bir şekilde seri sayılar kaybetmesine neden oldu. İlk sette yaşanan 5 sayılık ile üçüncü setteki 4 sayılık seriler bunun açık bir göstergesiydi. Görünen o ki, Çinli yıldızın yokluğunda Vakıfbank’ın daha istikrarlı ve az hata yapmaya dayalı garanti oyun oynaması şart.
Sarı siyahlılarda tüm oyuncular vasatın çevresinde bir oyun sergiledi desek yeridir. Dördüncü setin sonunda yuna girip yokları oynayan Ebrar Karakurt’un el titreten final setinde gösterdiği performans ve Milena Rasic’in bloktaki duruşu ise göze çarpan nadir parçalar oldu.
Buna karşılık şampiyonluk adayı rakibinden deplasmanda 1 puan koparan Beşiktaş, “Galiptir bu yolda mağlup” sözünü anımsattı bizlere. Final setine 1:3 önde başlayan Beşiktaş, takımın lokomotifi Olesia Rykhliuk’un yorgunluğuna bir çözüm üretip hücumda sürekli top öldürme yerine hata yapmayan bir oyun sergileyebilse, galibiyet elde etmesi işten bile değildi. Bu maç özelinde Beşiktaş’ı umutlandıran etkenler, takımın total direnç ve motivasyonunun yanı sıra Kestirengöz’ün iki ve üçüncü setler haricinde hücumdaki üst düzey performansı olarak sıralanabilir. Siyah beyazlıların ilk dörde girme yolunda avantaj sağlayabilmesi için Kestirengöz’ün bu performansını maçların geneline yayması ve Jerkov’un da ritmini yukarı çekmesi şart.
Beşiktaş’ta göze batan bir başka sıkıntı ise sezon başından beri takımı bir basamak yukarı çıkaran Yvon Belien’in istediği topları alamaması idi. Gerek Arelya Karasoy, gerekse Merve Tanıl, Hollandalı orta oyuncuya gidecek ideal pas konusunda sıkıntı yaşadı. Rykhliuk’un uzayan maçlarda yorgun düşmesi ve diğer köşe oyuncuların iniş çıkışları göz önünde bulundurulursa, Belien’in siyah beyazlılar adına ne denli büyük bir avantaj olduğu daha iyi anlaşılır. Bu avantajı kullanabilmek için gerek ve yeter şart ise Hollandalı oyuncunun hızına ayak uydurmak.
Hız demişken
Giovanni Guidetti, ilk sette uygun toplar gelse bile oyunu hızlandırmayan Cansu Özbay’ı anında dışarı aldı. Zira Vakıfbank’ın son yıllarda geliştirdiği oyun felsefesi, yıldızların bireysel performansından ziyade takımın hızlı oyunu ile sonuca gitmeyi hedefliyor. Modern voleybolun bir numaralı gerekliliği haline gelen hızlı oyun, tek tük pozisyonlar haricinde bir türlü sergilenemedi dün akşam. Her iki takım adına sahada yer alan 4 pasör de oyunu hızlandırmak yerine çoğu zaman garantiyi seçti. Öyle ki, ölü bir pozisyonda Özbay’a “Quick” diye bağırarak hızlı pas istediğini bildiren Kelsey Robinson, oyunu fazla hızlandırmayan pasöründen böyle bir pas geleceğini düşünmedi ve topa geç girdi. Bu yüzden de pozisyonu hızlandıran Özbay’ın pasına yetişemedi ve karşıya basit bir plase atmak zorunda kaldı.
Robinson demişken
A.B.D.’li oyuncu, milli takımında libero olarak görev yapıyor. Bu nedenle manşet tekniği mükemmele yakın olan oyuncunun defans refleksleri ve çabukluğu da en üst düzeye çıkıyor. Dünkü maçın dördüncü setinde skor 8:7 iken Beşiktaş hücum yaptı. Vakıfbanklı oyuncuların elinden adeta dışarı uçan topa müthiş bir refleks ve hızla yetişen Robinson, topu takım arkadaşlarına aktarmayı başardı. Bir anlamda “libero nasıl olmalı?” sorusuna uygulamalı bir yanıt verdi.
Smaç servis, smaç servis gibi olmalı
Vakıfbank’ta genç yetenekler Tuğba Şenoğlu ve Ebrar Karakurt’un 1 numaraya döndüklerinde smaç servis attıklarını gözlemliyoruz. Ancak dün akşamki performansları, bu iki oyuncunun tenis servis ile daha etkili işler yapacağını gösterdi izleyenlere. Zira her iki oyuncu da henüz topla standart bir noktada buluşamıyor. Kol ve bilek açıları da uygun olmayınca attıkları smaç servis ya rakibin çok rahat anlayabileceği bir şekilde dışarı gidiyor, ya da karşılanması çok kolay bir hale geliyor. Yeri gelmişken anımsatalım. Sürekli smaç servis kullanan bir oyuncunun Dünya standartlarında etkili sayılabilmesi için her 5 servisten en az 3 tanesinin içeri düşmesi, bu 3 servisin de en az 2 tanesinin doğrudan sayı, ya da rakibin mükemmel manşet getirememesi ile sonuçlanması gerekiyor. Aksi takdirde atılan smaç servisin “verimsiz” olduğu değerlendiriliyor. Dünkü istatistikleri incelenirse, iki oyuncunun henüz bu seviyede olmadığı anlaşılıyor.
Bu iki oyuncu kardeşimize hatırlatmak isterim ki, Türk voleybolunun gelmiş geçmiş en iyi smaçörü olan Gözde Kırdar da henüz 17 yaşında iken birçok maçta smaç servis atmayı denemiş, ancak verimsiz olduğunu görünce tenis servise dönmüştü.
Sükunet faydalıdır
İlk sette skor 11:15 iken Vakıfbank hücumunda top auta gitti. Çizgi hakeminin de bayrağı ile Beşiktaş sayısı beklenirken baş Hakem Ramazan Demiröz, sayıyı elden kararı ile Vakıfbank’a verince siyah beyazlı takımın sakinliğiyle bilinen yardımcı antrenörü Burçin Kundak duruma isyan etti. Bunun üzerine baş antrenör Kamil Söz, GDS’ye giderek kararın düzeltilmesini sağladı ve sayı Beşiktaş’ın hanesine yazıldı. Buna rağmen kolay sakinleşmeyen Kundak’ı ikna etmek, deneyimli çalıştırıcı Söz’e düştü. Sakin kalmanın ne denli faydalı olduğu ise geri kalan bölümde takımın mükemmel idaresi ile anlaşılmış oldu ve siyah beyazlılar puanı kaptı.
Lonneke Sloetjes’in hücumunda fileden dönen top kararına itiraz eden Guidetti ise GDS’ye rağmen kararı düzelttiremedi. Zira fileden dönen top görüntüde yoktu! Bu noktada Demiröz – Metin Korkut ikilisi doğru karara imza attıysa da GDS’nin yetersizliği ortaya çıkmış oldu.
Voleybol dolu günler dileğiyle,
Kayhan Kösem
kkayhan@hotmail.com
Comments are closed.