All-star organizasyonu nedeniyle lig maçlarının oynanmadığı kısır bir haftanın değerlendirmesini yapıyoruz sevgili dostlar.
All-Star izlenimleri
Geçtiğimiz Cumartesi günü Başkent Voleybol Salonu törenle açıldı. Federasyonunun 10 ay gibi kısa bir sürede inşa ederek büyük bir tesisleşme başarısı gösterdiği salonun açılışında yapılan siyasi içerikli konuşmalar pek şık olmasa da, bürokrasi ve prosedür mantığı bakımından böyle konuşmalara alışık bir toplumuz biz. Bunun haricinde gözümüze çarpan bazı güzelliklere ve aksaklıklara da kısaca değinmek istiyorum.
Sporcuların müsameresi
İlkokul yıllarından beri bu tarz bir müsamere etkinliğinde bulunmayan Milli sporcularımızı salon çevresinde el ele tur attırmak, güzel bir uygulama olarak gözüktü. Ancak konuşmacıların ilgili ilgisiz tüm konuşmalarını zorla dinlettirmek, Doğu bloğu ülkelerinin 70’li yıllardaki uygulamalarını hatırlattı. Salonu dolaştıktan sonra yerlerini alan Milli voleybolcular, 45 dakika süren konuşmaları ayakta dinlemek zorunda kaldılar ve ekranlara yansıyan yüzlerinden hiç memnun olmadıkları açıkça görülebiliyordu. Ayrıca 4-5 oyuncuya okutulan yemin metni de ilkokul müsamerelerinden farksızdı. Kaldı ki verilen bu sözü tutmak mümkün değil, herkes biliyor. Yani sadece insanların duygularını kabartarak gaz vermeye çalışan bir anlayışın ürünü gibiydi. Biraz da mantıkla hareket eden bir toplum olmaz mıyız acaba? Her işimizde böyle gazla mı hareket etmemiz gerekiyor? Anlaşılması zor.
Andre Meyer
CEV Başkanı’nın gerek açılışın başından sonuna salonda kalması, gerekse eski şöhretler maçında hakemlik yapması çok manidardı. Böyle bir manzarayı bir daha görebilir miyiz bilemiyorum ancak gerçekten çok hoş bir görüntü oldu her ikisi de. Bunu gölgeleyen bir eksiklik, Başkan Meyer’in konuşmasını tercüme eden bayanın yetersizliği idi. Gerek voleybol bilgisinin eksikliği, gerekse çeviri konusundaki yetersizliği pek hoş olmadı. Keşke bu iş için daha profesyonel birini bulsaydı Federasyon.
Maç ve spiker
Özellikle şöhretler maçı çok güzeldi. Gerek eski kurtların yıllanmış dostluklarını sahaya yansıtma çabaları ve fiziksel yetersizliklerin getirdiği zafiyetler, gerekse kenar yönetimlerinin yoğun çabaları hiç eksilmedi. Başkan Erol Ünal Karabıyık’ın antrenörlüğü bizleri çok şaşırttı. Faal bir teknik adam gibi kolladı oyunu. Müdahaleleri de çok yerindeydi. Bravo. Ancak Milli oyuncuların yer siliciliği yapması pek de şık gözükmedi. Bir farklılık oluşturmak adına yapılan bu uygulamada biraz daha titiz davranılmalıydı diye düşünüyorum. Sadece Milli oyuncu olması bakımından değil, 30 yaşına gelmiş, çoluk çocuk sahibi olmuş insanların yerlerde zemin kurulaması pek hoş gözükmüyor açıkçası.
Spiker
2.Lig maçlarının yayın hakkı ART televizyonunda biliyorsunuz. Bizler de zamanımız olduğu müddetçe 2.Lig maçlarını bu kanaldan izlemeye çalışıyoruz. Voleybol bilgisi ve maç anlatım becerisi TRT spikerlerini aratan bir spikeri var ART’nin. İstanbul’daki maçları yorumlayan sevgili Ragıp Tekin’in bilgisiyle kurtardığı maçlar bir yana dursun, diğer maçlar gerçekten çok yavan geçiyor. Bu spikerimiz Ankara’daki organizasyonda da aldı eline mikrofonu ve All-Star maçlarını anlatmaya çalıştı iyi niyetle. Ancak kendisini Tv başındaki voleybol severlere beğendiremeyen spiker, salonda da bir nevi amigoluk yaptı. Yaptığı hataları engelleyemedi bir türlü. Sürekli Milli takım oyuncularına destek isterken karşı tarafta oynayan 3 milli oyuncuyu aklına getiremedi. Olmadı yani.
Meclis Tv
Bildiğiniz gibi Indesit Şampiyonlar Liginin yayın haklarını TRT satın aldı. Ancak maçlara gitme imkanı olmayan birçok voleybol sever, evinde seyretmeyi hayal ettiği maçların bazılarını izleyemedi. Zira aynı saatte maçların yayınlanmasının planlandığı kanal olan TRT-3’te, Şampiyonlar Ligi maçı yerine Meclis Tv yayını vardı. Birçok voleybol dostu bu durumdan illallah dediyse de değişen bir şey olmadı. Şikayetler, forumlarda yapılan eleştiriler hep havada kaldı. Geçtiğimiz haftalarda oynanan Ziraat Türkiye Kupası grup maçlarının son haftasında aynı olay, bu kez voleybol yerine futbol izleyicisinin başına geldi. Daha önce TRT-3 kanalında yayınlanacağı duyurulan Trabzonspor-Orduspor maçı, Meclis Tv yayını yüzünden canlı yayınlanamadı. Buradan anlıyoruz ki, TRT’nin bu tutumu, sadece voleybola ilgisizliğinden değil, Meclise olan saygısından kaynaklanıyor. Çünkü izleyici sayısı yüzlerle ifade edilen ve maddi değeri bin dolarlarla ölçülen voleybol maçına yapılan muamelenin aynısı, izleyici sayısı yüz binlerle ölçülen ve maddi değeri yüz binlerce dolara tekabül eden futbola da uygulanıyor. Haydi hepsini bir kenara bırakın. Geçtiğimiz hafta Mecliste yaşanan olaylarının müthiş rating patlaması yaptığı bir ortamda insan neden bu yayını kesip izlenme payı sınırlı voleybol maçını yayınlasın ki?
Tek maç üzerine
Erkekler Liginin 16.hafta son karşılaşması, geçtiğimiz hafta içinde Beşiktaş ile Bozkurt Belediye arasında Akatlar’da oynandı. Her seti iki sayı farkla biten müthiş çekişmeli mücadelenin gülen tarafı BJK oldu ve ilk devredeki maçın rövanşını aldı siyah-beyazlılar. Takımların aldığı toplam sayılar gibi yaptıkları hatalar, elde ettikleri rakip hata sayıları hemen hemen aynı. Aslında rakibinden daha iyi manşet alıp daha iyi hücum eden Kastamonu temsilcisi, ilk dört setin tamamında kritik virajları önde geçti. Ancak Beşiktaş’ın en kritik anlarda yaptığı etkili bloklar ve Ivaylo Barutov faktörü, maçın sonunda Kara kartalların salondan 2 puanla ayrılmasını sağladı. Çok iyi yüzdelerle oynayan Amerikalı smaçör Ryan Burrow ve Fransız pasör çaprazı Mory Sidibe’nin toplamda takımları adına kazandırdıkları 50 sayı, yenilgiyi önleyemedi. Bozkurt aldığı bir puanla kümede kalma yolunda bir adım daha kat ederken Beşiktaş kazandığı iki puan sonrası play-off’a biraz daha yaklaşmış oldu.
Avrupa’dan ne haber?
Arkas, çok acı bir şekilde CEV Kupasından elendi ve Avrupa’dan bir yaprak daha dökülmüş oldu. Geçtiğimiz senenin Challenge Kupası şampiyonuna daha üst seviyedeki arenanın bir gömlek büyük olduğunu görmüş olduk. Aslında Arkas tura çok yakındı İzmir’de. Eğer Polonya temsilcisi Zaksa Kozle’ye toparlanma fırsatı vermeden maçı setsiz alsa, Polonya’daki maçta elde ettiği ilk set sonrası daha eğlenceli bir süreç yaşayabilirdi. 2100 seyirci önünde maça iyi başlayan temsilcimiz, ilk seti farklı kazansa da rakibin geniş kadrosuna direnemedi ve geri kalan setleri yitirerek turu elinden kaçırdı.
Galatasaray ise genç rakibi Kralovo Pole Brno’yu deplasmanda da yenerek beklendiği gibi bir üst tura çıktı. Turları geçtikçe daha yakın mesafelerdeki rakiplerle eşleşen sarı kırmızılıların bu turdaki rakibi Ukrayna Liginin son şampiyonu Severodonchanka SEVERODONEC oldu. Play-off öncesi son turda iyi bir kuranın beklediğini söyleyebiliriz Cimbomu. Çeyrek finale gelmek için yola CEV Kupasından başlayan Ukrayna ekibi, Belçika’nın VDK Gent Dames takımına her iki maçta da 3-2 yenilerek yolunu Challenge Kupasına çevirmek zorunda kaldı. Üçüncü turdan başladığı kupada önce Fransız Ses Calais’i, dördüncü turda karşılaştığı Yunan temsilcisi Iraklis Thessaloniki’yi her iki maçta da 3-0 yenerek Galatasaray’ın rakibi oldu. Kadrosunda çok tanıdık isimlerin bulunduğu Severodonchanka SEVERODONEC, futbolseverlerin yakından tanıdığı Donetsk kentinin voleyboldaki markası durumunda. 1999 yılında kurulan takım, tarihinde üçüncü kez Avrupa Kupalarında mücadele ediyor. maçlarını oynadığı salonun adı Ice Palace. Yani buz sarayı. Son maçında Iraklis karşısında 2400 seyircinin desteğini arkasına alan Ukrayna Şampiyonu, bu bakımdan Galatasaray’dan kat be kat üstün durumda. Takımın antrenörlüğünü bir voleybol efsanesi olan Volodymyr Buzaiev yapıyor. Sovyetler Birliği zamanında Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası şampiyonluğu yaşamış olan 70’lik Ukraynalı, Vakıfbank Güneş Sigorta ile de 2003-2004 sezonunda Avrupa Top Teams Kupasını kazanmayı başarmıştı. Antrenörlük kariyeri boyunca klasik voleybol sistemine karşı çıkan ve çalıştırdığı takımlarda bunu uygulatmayan Buzaiev, bu yüzden ülkemizde de çok eleştirilmişti. Ukrayna Milli takımını da çalıştıran Buzaiev’in voleybol sistemi, ortadaki pasörün yatık dağıttığı toplara nereden geldiği belli olmayan hücum oyuncularının hep birlikte gitmesi. Bir nevi pozisyon feyki olarak da adlandırılabilecek bu karmaşık sistem, rakibini iyi analiz etmeyen takımlar için adeta bir kabus haline geliyor. Bu yüzden gittiği takımlara kendi oyun sistemini bilip uygulayabilen oyuncuları getiren Volodymyr Buzaiev, bu nedenle de ayrıca eleştiriliyordu. Bunun haricinde kadrosunda yabancı oyuncu bulunmayan Severodonchanka SEVERODONEC takımının yaş ortalaması sadece 19,6! Eğer takımın ablaları olan iki kurdu da çıkartırsanız geriye kalan takımın ortalaması ise 16,7! Yani Galatasaray bir genç takıma karşı değil, adeta yıldız takıma karşı mücadele verecek final four öncesi son virajda. Peki bu iki kurt kim? Türkiye’de voleybol severlerin yakından tanıdığı 40 yaşındaki pasör Iryna Komisarova ve 37 yaşındaki smaçör Olga Kostina. Ülkemizdeki adıyla Olga Kolomiyets. İşte Buzaiev’in sistemindeki en önemli dişliler. Adeta antrenörün askerlik arkadaşları diyebileceğimiz oyunculardan pasör Iryna, antenin yarısı seviyesinden uçurduğu toplarla smaçörlerine adeta bayram ettiriyor. Aycan Kara ve Aysun Kalkan gibi süratli orta oyuncuları filenin bir karış üzerindeki toplarla buluşturabilen tecrübeli pasör zamanında Vakıfbank Güneş Sigorta’ya karşı blok tutmak gerçekten çok zordu. Arka köşelere atılacak uzun servislerle bu oyuncunun oyun kurmasını engelleyebilirse, Galatasaray için her şey çok daha kolay olacaktır. Yine VGS ve Beşiktaş formalarını giyen Olga Kostina (Kolomiyets), yatık toplara hücum etmeyi seven akıllı bir smaçör. Eğer kendisini görmediğimiz zamanlarda bir revizyona gitmediyse Galatasaray’ın bu turdaki en büyük rakibi, kurt Buzaiev’in anlaşılması çok güç oyun formasyonu olacaktır.
Ziraat Bankası ise beklediğimiz gibi zayıf Belçika temsilcisi Argex Duvel Puurs’u Ankara’da 3-0 yenerek rövanş maçını tek set üzerine kurabilecek avantajı elde etti. Bu anlamda Ankara ekibinin turu çok büyük oranda geçtiğini söyleyebiliriz. Ziraat’in bir sonraki turda rakibi Alman ekibi SCC Berlin olacak. Kupanın ikinci turunda Avusturya temsilcisi Sparkasse Hartberg’i her iki maçta da 3-0’la geçen panzerler, üçüncü turda İsviçre’nin Lausanne UC takımına da set vermedi. Dördüncü turda Sırbistan’ın Ribnica Kraljevo ekibini de sahasında 3-0 deviren SCC Berlin, çok büyük olasılıkla play-off öncesi son turda temsilcimiz Ziraat Bankası’nın rakibi olacak. 2 puanlı sistemde oynanan Alman Liginde bir maçı eksik 4. sırada bulunan SCC Berlin, Ziraat Bankası’nın üçüncü turda her maçı da 3-1 kazanarak elediği 2. sırada bulunan Generali Haching’e kıyasla daha zayıf bir ekip. Bundesliga’da oynanan ilk maçı kendi evinde 3-1 kaybetti Berlin temsilcisi. Maçlarını oynadığı salonun kapasitesi 8000 civarında. Kadrosunda 7 yabancı oyuncu bulunan SCC Berlin’in en deneyimli oyuncuları, 57 kez Çek Cumhuriyeti Milli takımında yer alan pasör Jaroslav Skach ve 203 kez Hollanda Milli takım forması giyen smaçör Allon van de Loo. Milli takımda yer almamış Kübalı smaçör Salvador Hidalgo Oliva, 5 kez Letonya Milli takımında yer almış genç smaçör Janis Smedins, 44 kez Milli olmuş Sırp pasör çaprazı Aleksandar Spirovski, 57 kez Bulgar Milli formayı giymiş orta oyuncu Krasimir Gaydarski ve Çek Cumhuriyeti Milli takım liberosu Martin Krystof, takımın diğer yabancı oyuncuları. Bu denli ihtişamlı görünen bir kadroya rağmen takımın dördüncü sırada bulunması ve daha yukarı seviyeye çıkmasının zorluğu, oyun seviyesinin sınırlı olmasından kaynaklanıyor. Favori Ziraat Bankası yani. Ankara temsilcisinin Letonyalı Pasör çaprazı Gundars Celitans ve Çek yıldızı Peter Platenik’in Milli takımlardan takım arkadaşlarına karşı mücadele edecek olmaları, eşleşmeyi daha ilginç ve eğlenceli bir hale sokuyor.
Taraftara çağrı
11.02.2010 Perşembe günü TVF 50.Yıl Spor Salonunda çok önemli bir karşılaşma var sevgili voleybol severler. Ben Vakıfbank Güneş Sigorta taraftarı değilim demeyin lütfen, çünkü hepimiz onun taraftarıyız o gün istesek de istemesek de. Bu anlamda takımımızın Universitet Belgorod maçında bizlere çok ihtiyacı var. İşimizi gücümüzü ayarlayalım ve akşam salonu bayram yerine çevirelim.
Voleybol dolu günler sizlerin olsun.
Kayhan Kösem
kkayhan@hotmail.com
Comments are closed.