“Kız kısmı kampa mı gidermiş!”

Sakine Tayanç, çocukluğundan beri tam bir voleybol tutkunuymuş. Amatör liglerde göz doldurunca milli takım kampına çağrılmış ama anneden itiraz gelmiş: “Kız kısmı kampa mı gidermiş!” Bu anne sözü milli takım hayalini suya düşürmüş ama Sakine Hanım’ın voleybol aşkını engelleyememiş. O şimdi Türkiye Voleybol Federasyonu Merkez Hakem ve Gözlemciler Kurulu üyesi…

Sakine Tayanç, imkânsızlıklar içerisinde büyümüş, hayatını voleybola adamış bir isim. Çocukluğunda amatör liglerde Voleybol oynayan, Milli Takım kamplarına çağrılmasına rağmen ailesi izin vermediği için gidemeyen Tayanç, 1993 yılından beri hakemlik yapıyor.

Türkiye Voleybol Federasyonu Merkez Hakem ve Gözlemciler Kurulu üyesi ve aynı zamanda bir iş kadını olan, bir dönem Çağdaş Sanayici ve İş insanları Derneği (ÇAĞSİAD) Başkanlığı da yapan Tayanç ile hem dönemeçlerle dolu hayatını hem de Türkiye’nin nasıl voleybol ülkesi haline geldiğini konuştuk. Sakine Tayanç ile Misli.com Sultanlar Ligi final etabı üçüncü maçı olan Fenerbahçe Opet- VakıfBank karşılaşması öncesinde bir araya geldik. Gözlemci olarak görev alan Tayanç’ın çıktığı binlerce maç olsa da her karşılaşmada büyük bir heyecan yaşadığını söylüyor. Maç öncesinde hem iş hem voleybol alanındaki ödüllerle dolu iş yerinde ağırlıyor bizi Tayanç ve başlıyor anlatmaya:

VOLEYBOL AŞKINA 2 YIL SINIFTA KALDIM

“İstanbul Sefaköy’de büyüdüm. Spor aşkım çok küçük yaşlarda başladı. Önce atletizme merak saldım, orta okulda ise voleybolla tanıştım. Voleybol hayatımda öyle bir tutkuya dönüştü ki aklım fikrim oradaydı. O dönemde pasör olarak takımlarda oynuyordum. Voleybola olan aşkım yüzünden orta okulda iki sene üst üste sınıfta kaldım. Bu nedenle orta ikiyi dışarıdan bitirdim. Orta okuldayken milli takım kampına kabul edildim. Ancak annem kamp lafını duyunca ‘Kız kısmı gitmez kampa’ diyerek benim milli takım hayallerimi suya düşürdü. Bu sırada orta okulda tekstil atölyelerinde ortacılık yaparak iş hayatına başladım. Bir yandan okulum bir yandan voleybol devam ediyordu. Lisedeyken lisans aldım, babamın yaptığı bir iyilik yüzünden haksız yere hapse girmesi hepimizin hayatını derinden etkiledi. İstanbul Üniversitesi İngilizce İktisat bölümünü kazandım ama yine belli imkansızlıklar yüzünden okuyamadım. Daha sonra açık öğretim mezunu oldum.”

HAKEMLİK BANA İLAÇ GİBİ GELDİ

Çalışma hayatına başladığında Vefa Spor Kulübü’nde oynayan Tayanç bir süre sonra takım bulmakta zorlanınca 1993 yılında voleybol hakemi olmaya karar vermiş: “Pek istediğim gibi gitmeyen oyunculuk kariyerimin ardından hakemlik bana ilaç gibi geldi. O dönemde çok az voleybol hakemi vardı, olanlar da sporcu çocuklarıydı. Kendimi onların arasına sokmak için epey mücadele verdiğimi hatırlarım.”

 

BAYILMA YETER!

Peki hakem olmak için nasıl özelliklere sahip olmak gerekiyor? Tayanç anlatıyor: “Hakemlik pratikle gelişen bir şey. Kural bilgin çok iyi olmalı. Sürekli maç izleyip kendini geliştirmelisin. Büyük bir konsantrasyon istiyor. Hakemlik çizgi hakemliği ile başlar, dikkatin iyiyse gerisi gelir. Hepimiz okul maçlarında pişeriz. İlk zamanlar maçlara çıktığımda ne yapacağımı şaşırırdım. Büyüklerim, ‘Dikkatini topla, bayılma yeter gerisini halledersin, biz buradayız’ derlerdi. Şimdi ben de gençlere aynı tavsiyeyi veriyorum: Bayılma, gerisi gelir.”

TÜRKİYE NASIL VOLEYBOL ÜLKESİ OLDU

“Hakemlikten hiçbir zaman geçim sağlayacak ücreti kazanamadık ama bu birlik beraberlik hiçbir yerde yok” diyen Tayanç aslında Türkiye’nin bir voleybol ülkesi haline gelmesinin de formülünü paylaşıyor: “Çok büyük bir aileyiz. Hakemlerimiz arasında diş hekimleri de var Çapa’da kalp cerrahı da, polis ve asker de… Voleybol bir noktaya geliyorsa hakemlik de bir noktaya geliyor. Bütüncül bir yaklaşımla voleybolun değdiği tüm alanlara değer veren bir federasyon var. Maçlarda tüm biletler satılıyor, müthiş bir izleyici var. Alt yapılarda yılda 13 bin maç yapılıyor. Bu çalışmaların sonucunda da çok başarılı takımlarımız ve hakemlerimiz var. Örneğin hakemler Nurper Özbar ve Erdal Akıncı Türk voleybolunun yüz akı isimlerinden. 2024’te ikisinin de olimpiyatlara seçilmelerini bekliyoruz.”

NESLİHAN’A SARI KART GÖSTEREN SARSINTI

Hakemlikte en unutamadığınız, stresli olduğunuz gün neydi diye soruyorum. Tayanç yanıtlıyor: “1999 yılında süper ligde başhakem olarak çıkmışım. O dönemde Yeşilyurt’ta oynayan Neslihan Demir bir kararıma çok kızdı ve hakem sandalyesini sallamaya başladı. Ben de 1.60 boyunda zayıf bir kızım o zamanlar. Nasıl bir tutum sergileyeceğim konusunda çok zorlanmıştım. Sarı kart vermiştim. Sevgili Neslihan’ın niyeti elbette kötü değildi ama hakem olarak sarsıldığım anlardan biriydi.”

BİR AYAĞI İŞ HAYATINDA

Voleybol kariyeriyle birlikte yürüttüğü iş hayatında da istikrarlı bir şekilde ilerleyen Tayanç 1990’larda, Türkiye’ye internetin ilk girdiği dönemlerde evlere internet satan telekomünikasyon şirketinde çalışmış. Voleybol hakemliği yaptığı sırada çok sayıda iş değiştiren Tayanç, eşinden boşandıktan sonra telekomünikasyon alanında çalışan bir dükkan açmış, 2017-2019 yılları arasında ise ÇAĞSİAD başkanlığını yürütmüş.

MÜTHİŞ BİR HAKEM JENERASYONU VAR

Şu anda aynı zamanda hakemlik kursu direktörlüğü yapan Tayanç, “Mühtiş bir hakem jenerasyonu yetişti. Uluslararası hakemler çıkartmaya başladık. Uluslararası hakem olmak için 35 yaşından gün almamış olmak gerekiyor, dil bilmek gerekiyor. Bu yüzden genç hakemlerin aramıza katılmasını çok önemsiyoruz” diyor. 1993-2003 yılları arasında amatör liglerde; 2003’ten sonra ise şu anda Efeler, Sultanlar olarak anılan üst seviye liglerde düdük çalan Tayanç, 2012 yılından beri gözlemci hakem olarak Türkiye Voleybol Federasyonu’nu temsil ediyor. Tayanç 1. ve 2. Lig maçlarında hakem atamaları yapıyor. İstanbul’da görevli 400 hakemi tanıyor ve ona göre kararlar alıyor.

Kaynak: hurriyet.com.tr / Ece ÇELİK-Fotoğraflar: Selçuk ŞAMİLOĞLU

 

Haberi Paylaş

Comments are closed.