Köşeye yaslanmak

Galatasaray Daikin, düşme hattına yerleşmiş durumda bulunan Beşiktaş’ı zor da olsa yendi ve iki puanı cebine koydu. Ancak bu maçın özeti, GS Daikin’in kaybettiği bir puan olarak anlatılabilir.

Kayacan ve imha planı
Beşiktaş’ın yeni baş antrenörü Erkan Kayacan, geçen sezon Eczacıbaşı VitrA’yı Ayazağa’da yıkan taktiğin mimarıydı. Kayacan’ın GS Daikin gibi üst düzey bir takıma karşı uygulamak istediği oyun planı da geçen sezonu aratmayacak cinstendi. Rakibin bireysel olarak kendi ekibinden üstün olduğunun farkında olan teknik adam, oyun felsefesini çizgilerin birleştiği yerlere servis atarak rakibin hücum dengesini bozmak ve pasörü üç metre içerisinde topla buluşturduğunda sürekli ortadan, oynayamadığında da köşeden yatık toplarla hızlı oynamak üzerine kurmuştu. Bir, iki ve dördüncü setin ortalarına kadar farklı geriye düşse inandığı yoldan sapmayan Kayacan, siyah beyazlı oyuncuların bu taktiği büyük oranda gerçekleştirmesi ve GS Daikin’in sürekli köşelere yaslanması sonucu düştü denilen anlarda yeniden ayağa kalkmasını bildi. Ancak ikinci ve üçüncü setlerin sonunda yaşanan tecrübe ve bireysel kapasite yetersizliği, Beşiktaş’ın sahadan 1 puan ile ayrılmasına neden oldu.

Kayacan’ın bu taktik ve formasyon üzerine eleştirilebilecek tek yanı, ikinci setin sonlarına doğru manşette aksayan Selime Hot yerine Miniriye Erdoğan’ı sahaya sürememesidir. Zira yanına kadar çağırdığı Erdoğan’la geriyi güçlendirme imkanı olan Kayacan, Hot’un yaptığı basit manşet hatalarından çok çekti. Mevkidaşı Massimo Barbolini ise Floortje Meijners – Bihter Dumanoğlu değişikliğini yaptığı anlarda takımına avantaj sağladı.

Köşeden ne kadar gidebilirsin?
GS Daikin’in Beşiktaş karşısında oynadığı oyun, klasik 5-1 sisteminden ziyade güç voleybolunun ilk yıllarında keşfedilen 4-2’yi andırıyordu. Zira sarı kırmızılılar manşet gelse de gelmese de hücumda sürekli köşe oyuncuları kullanıyor. Dünkü maçta sahada yer almayan Aslı Kalaç’ın yokluğu bunun mazereti olamaz, olmamalı. Sarı kırmızılıların Melis Gürkaynak ve Özgenur Yurtdagülen ile kullandığı hücum oranı 9/153(%5.9) iken rakip Beşiktaş’ta Sinem Barut-Lynda Morales ikilisi 27/147 (%18,4) ile top kullandı. GS Daikin’in manşet yüzdesinin maç genelinde Beşiktaş’tan daha iyi olduğunu düşünürsek sarı kırmızılıların rotasyon ve top dağılımında büyük sorun yaşadığını söyleyebiliriz. Sorunun kaynağı antrenör talebi ya da pasör tercihi olabilir (Gerek Gamze Alikaya gerekse Nursevil Aydınlar köşe oyuncuları tercih ettiğinden birinci seçenek daha büyük olasılık gibi görünüyor) önemli değil. Önemli olan, daha homojen pas dağılımı ile oynayarak daha üst düzey takımlara kafa tutmayı başarmak.

Bu denli köşelere bel bağlamış bir takımın karşıdan gelen servislerden korkması da anlaşılır gibi değil. Zira Gina Mambru’nu çok sert olmayan smaç servisleri karşısında zaman zaman sıkıntı yaşayan GS Daikin, bir ara 4 oyuncu ile servis karşılamaya çalıştı. Bu tarz istikrarsızlıklar, rakibe üst üste 6 sayı vermenin alt yapısını oluşturuyor.

Mevcut formasyonla kümede kalma mücadelesi veren takımları (çok zor da olsa) yenebilirsin. Ancak mevcut kadro yapısı göz önüne alındığında kendinden daha üst düzey takımlara karşı şansın yok denecek kadar az olur.

İtiraz etmek için mi geldi?
GS Daikin baş antrenörü Barbolini’nin gerekli gereksiz çoğu karara itiraz ettiği bilinen bir gerçek. Diğer İtalyan antrenörlere göre daha sıcakkanlı bir yapısı olduğundan bahsedilebilir deneyimli koçun. Ancak bulunduğu konum ve milli takımın başına getirilişi düşünülürse sahadaki hareketlerinin anlaşılabilir olduğunu söylemeliyiz. Barbolini’ye ilk uyan ise vatandaşı Caterina Bosetti oldu. Genç smaçör, tıpkı kenardaki vatandaşı gibi hemen her karara itiraz ediyor. Ancak Barbolini’nin itirazları son derece masumane iken Bosetti’nin tavırları can sıkıyor. Zira İtalyan smaçör, bu itirazları gerçeği bile bile yapıyor.

Mesela ilk sette 13-11 iken ortadan yarmaya gelen Mambru topu auta vurdu. Ancak bloğa yükselen sarı kırmızılı oyuncular fileye temas etti. (GS Daikin oyuncularının maç boyunca fileye çok fazla sayıda değmesi, blok çalışmalarında yetersizlik yaşandığının bir göstergesi olarak algılanabilir) Ancak kurnaz Bosetti, yardımcı hakeme ve file kararına bakmak yerine baş hakeme, topun dışarıya gittiğini bildiren çizgi hakeminin bayrağını göstermeye çalıştı. Baş hakemin uyarılarına rağmen bir hayli ısrar etti düşüncesinde.

20-22’de gelen Beşiktaş servisi, Bosetti’nin aut diye bıraktığı anda tam önüne ve içeri düştü. Ancak genç İtalyan, hakemlerin topu görmediğini mi düşündüğünden bilinmez, aut diye bir hayli ısrar etti. Belli ki Bosetti bu konuda hocası ile sıkı bir rekabete girmiş. Bu mücadelenin sonucunda olan hakemlere olacak gibi görünüyor.

Defansı geliştirmek
Dünkü maçın en önemli göstergelerinden biri, defans koordinasyonlarındaki sıkıntı idi. Zira her iki takım oyuncuları da çoğu zaman yanlış yerde defans yaptı. Zaman zaman da defanstan çıkan toplarda oyuncular birbirine girdi. Örneğin GS Daikin’de pasörün yaptığı defanstan çıkan topa hücum pasını libero Nihan Güneyligil atacakken Bosetti iki pozisyonda topa saldırarak bozdu takımının hücumunu. Sıkça yaşanan blokta zamanlama hataları, bloktan seken topları fazla içeride beklemek gibi basit hatalar, bu seviyedeki oyuncular için kabul edilebilir bir durum değil.

Beşiktaş’ın yeni transferi
Ana Starcevic, çok üst düzey fiziği olmasa da tekniği çok yüksek bir oyuncu olarak göze çarpıyor. Hücum ve blokta zamanlaması iyi, el koordinasyonu üst düzeyde. Bakmayın siz ikinci setin sonunda iki basit hata yapmış olmasına, bu oyuncunun Beşiktaş’a artı değer katacağı kuşkusuz. Sadece sezon başından bu yana yaşanan oyuncu sirkülasyonu düşünüldüğünde transferin zamanlaması tartışılabilir. Yönetimde profesyonellik denilen olgu da tam bu noktada devreye giriyor.

Bu küfürler son bulmalı
Siyah-beyazlı taraftarların alınmadığı Burhan Felek’te Galatasaraylılar iyi bir ambians oluşturdu dünkü maçta. Seyirci sayısının yeterli seviyede olduğunu söylemek mümkün olmasa da salonda bir önceki haftadan fazla insan görmek, voleybol adına mutluluk verici. Ancak taraftarın gerek maç öncesi gerekse maç boyunca ettiği küfürleri anlamak mümkün değil. Galatasaray taraftarı, takımının bu nedenle hükmen mağlup olduğunu, puanının silindiğini ve seyircisiz maçlar oynamak zorunda kaldığını düşünerek hareket etmeli. Bizden uyarması.

Bir kısmı gözden kaçtı
Erdal Akıncı – Tayfun Şener ikilisi, çizgi hakemlerinin bazı pozisyonlarda kendilerini yanıltmasına rağmen mükemmel maç yönetti. Ne yazık ki MHGK Başkanı ve bu maçın gözlemcisi Ümit Sokullu, müsabakanın ilk iki setini kaçırdı. İkinci setin ikinci teknik molasında salona gelen Sokullu kalan kısma ne denli konsantre olmuştur bilinmez ama o kaçırdığı bölümde hakemlerin çok kritik pozisyonları mükemmel süzdüğünü hatırlatalım kendisine.

Bu atamalar ile itiraz etmek istediğim husus, böylesine üst düzey uyum yakalamış hakemlerin daha sert, hızlı ve zorlu geçen erkek maçlarına atanması gerekir. Kadın maçlarını ise yetişme süresini tamamlamamış ya da üst düzeyde izlenmek istenen yetenekli hakemler yönetebilir.

Yeniden soruyorum
Bazı takımların forma, şort, tayt gibi maç giysileri tamamen kurallara uygun. Ancak bazı takımlarda aksesuar gibi görünen ancak formanın bir parçası olan dizlik ve çoraplar, adeta kıyafet balosunu andırıyor. Eğer kural herkes için geçerli ve uygulanmak zorunda ise, neden bu konuda esnek davranılıyor? Hakemlere eğitimlerde öğretilen ilk öğretilerden biri neydi?

“Oyuncular oyun kurallarını bilmek ve uygulamak zorundadır”
Peki bu konuda kitap ne diyor?

Kural 4.3.1 “Bir takımın forma, şort ve çoraplarının rengi ve tasarımının tektip olması gerekir.”

Voleybol dolu günler dileğiyle,

Kayhan Kösem
kkayhan@hotmail.com


Haberi Paylaş

Comments are closed.