Öncelikle,
Merhaba ben Soner Mezgitçi, voleybol kariyerime Netas Spor Kulübünde başladım. 17 yaşında profesyonel kariyerim de yine ayni takımda başladı. Bu zamana kadar geçen sürede Netaş, Arçelik, Fenerbahçe, Beşiktaş, Ziraat Bankası, Chenois (İsviçre), Calcit Kamnik (Slovenya), Kastamonu Bozkurt Belediye takımlarında oynadım. Bu sezonda Tofaş Spor Kulübünde yer alacağım. Bu sene Tofaş’ta hedefimiz ise Bursa’nın voleyboldaki atar damarlarından biri olacak bir kulübü voleybola kazandırmaktır. Genç ve dinamik bir ekibe sahibiz. En büyük gücümüz ise bu genç enerji ile beraber ligde kalıcı olup Bursa halkına tekrardan voleybolu hatırlatmak olacaktır.
Öncelikle voleybol kariyerimde çok büyük başarılara imza attığım söylenemez ama bahsedeceklerim arasında Arçelik’te kazandığımız Türkiye Şampiyonluğu gelir. Orada çok küçük bir rolüm olmasına rağmen o kadronun içinde bulunmak ve o sezonu iki kupayla kapatmak güzeldi. Arçelik zaten çok güzel bir voleybol kulübüydü. Kapatılması gerçekten yaralayıcı bir olaydı. 2005’deki Universiad şampiyonluğu da unutamadığım anılarım arasındadır. Şampiyonlukta bir katkım olmamasına rağmen en çok sevinenlerden biri olmuştum. Eminim ki o takımdaki herkes için bu geçerlidir. Çok güzel bir ambiyans vardı ve hala İzmir’e giderken o günleri hatırlarım. Bu nedenle İzmir en çok zevk aldığım deplasmandır. O şampiyonada inanılmaz oyun oynamıştı milli takım. Bütün oyuncular kapasitelerinin üstüne çıkmıştı. Seyirci ve atmosfer inanılmazdı. Bütün turnuva boyunca ilk defa kendimizi profesyonel bir sporcu gibi hissettik. Altın madalyayı aldıktan sonra 2 saatte otele dönememiştik.
Hayatımda voleybol sayesinde çok büyük kazanımlarım olduğuna inanıyorum. Bir kere maddi güçle dolaşamayacağım ve göremeyeceğim yerleri voleybol sayesinde gördüm. Bir sürü arkadaş edindim. Birçok yabancı arkadaşlarım oldu. Yurtdışında kazandığım şeylerden biri de değişik kültürleri tanıma fırsatıdır. O ülkede spora bakışın ne olduğunu öğrendim. Onların kültürlerinin içinde bulundum. Bunlar maddi güç ile kazanamayacağınız tecrübeler. Voleybol sayesinde çok renkli bir hayat yaşadım. Doğduğum büyüdüğüm yere bakıldığında imkânsız gibi görünen bir hayattı bu ve ben bunları bu spor sayesinde kazandım.
Bir sporcu gözüyle Türk erkek voleybolunu nasıl gördüğüm konusuna gelince çok iyi şeyler söyleyemeyeceğim aşikar. Bunda biz sporcuların hatası olduğu kadar organizasyon anlamında da çok büyük hatalar var. Yıllardır bu takımların başında sorumluluk alanlarında sporcuları ve antrenörleri başarısızlıkla sorguladıkları kadar yeri geldiğinde sporculara ve antrenörlere dayattıkları şeyleri ve bir başarısızlık anında ‘gençleştiriyoruz’ politikalarını sorgulamaları gerekmektedir. Bir eksiklik olarak da bugün gündemde olduğu için bu örneği vereceğim Basketbol Milli Takımının başında bulanan Harun Erdenay gibi hem sporculuğu ile hem kariyeri ile sporcu antrenör ve yönetim bazında denge kuracak bir isme ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Bu çok farklı bir hava katacaktır. Takımda olduğu kadar yönetim kısmında da bir gençleştirme politikasına gidilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Bu belki yeni bir enerji katar. Sonuçta voleybol her gün gelişen ve eski anlayışların yavaş yavaş çürüdüğü bir sektör haline gelmiş bir durumda. Onun için daha profesyonel ve yeni yüzlere ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.
Su anki Federasyon Başkanını Ahmet Gülüm’le beraber en başarılı başkanlardan biri olarak buluyorum. Çünkü Sayın Federasyon Başkanının çok iyi niyetli bir çabası var. Voleybola inanılmaz tesisler kurdu. Çok büyük mücadele veriyor. Özellikle erkek voleybolu ile ilgili ciddi adımlar atıyor ve bunda diretiyor. Bunlar voleybol adına güzel gelişmeler. Hiç bir zaman kimse Türkiye’de böyle salonlarda oynamadı. Bu da gelecek nesillerin ve bizlerin gelişiminde çok büyük katkı sağlayacağı imkânlar doğurmaktadır.
Ancak bununla beraber bu seneki yabancı sınırlaması kararının da biz sporcular arasında çok büyük bir hayal kırıklığı yarattığını belirtmek isterim.
Ayrıca yine camiamızdaki antrenörlerinde sporcu idare ederken hassas davranmaları gerektiğine inanıyorum. Verdikleri sözlerin arkasında durmaları gerektiğine de inanıyorum. Her ne kadar büyük antrenör olsalar da sporcuya her zaman farklı bakmaları gerekir. Onlar için çok önemli olmayan bir karar belki bazı kişilerin hayatlarını ve onların ailelerini etkiliyor. Ama onlar bu konularda çok duyarsız davranıyorlar. Etik açıdan bunlara biraz dikkat edilmesi gerekiyor. Sonuçta hepimizin bir gün spor kariyeri noktalanacak ve ileride karsılaştığımız zaman bir merhaba derken adımlarımızın geriye doğru gitmemesi gerekir.
Voleybol hayatımda tanıdığım en önemli yöneticiler Tanju Argun ve Serdar Kitapçı’ydı. Gerçekten bu yöneticilerimizin şu anda bir kulübün başında olmasının erkek voleyboluna çok farklı bir ivme katacağını düşünüyorum. Netaş Spor Kulübünün, bu sporda çok şeyler kazanmamdaki rolü de çok büyüktür ve çok özeldir. Ve Dünya Baltacıoğlu’na bir parantez açmak istiyorum. Bana göre camiadaki en karizmatik ve düzgün insan. Ayrıca yurtdışındayken beni en çok destekleyen insanlardan biridir. Umarım onu da voleybolda yakın zamanda aktif görevlerde görürüz. Bu vesile ile ona da teşekkür etmek istiyorum.
Ayrıca voleybol camiasındaki insanlara beni gerçeklerle çok erken yasta tanıştırdıkları için, çok değer gördüğüm hayal edemeyeceğim yerlerde bulunup, hayal edemeyeceğim hedeflerde bana destek verdikleri için ve bazı yakın arkadaşlarımdan antrenörlere, herkese teşekkürü bir borç bilip teşekkür etmek isterdim ama maalesef edemiyorum.
Böyle bir fırsatı bana verdiğiniz için voleybolun sesine teşekkür ederim.
Sağlıcakla kalın!
Soner MEZGİTÇİ
Comments are closed.