Tam bir İstanbul aşığı olduğunu, şekerpare ve Türk müziğine ise bayıldığını söyleyen Milena Rasic, Türkiye gerçekten harika bir ülke dedi.
VakıfBank Bayan Voleybol Takımının geçtiğimiz sezon başında kadrosuna kattığı dünyaca ünlü yıldızı Milena Rasic ile İstanbul Kalamıştaki Wyndham otelde keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Sempatik ve mütevazı tavırlarıyla sohbetimize neşe katan Sırp voleybolcu, bu enerjisinin sırrını açıkladı: İstanbulda ve Türkiyede yaşamak. Mesleği sayesinde adeta dünyanı gezen, Cannesda 4 sene yaşayan Milena, buna rağmen hayatının en güzel günlerini İstanbulda geçirdiğinin altını çizdi. Türk kültürünü ve insanlarını çok sevdiğini söyleyen 25 yaşındaki oyuncu voleybolu bıraktıktan sonra bile Türkiyede yaşamaya devam edebileceğini dile getirdi
Takımdan başlayalım. Bu sezon harika gidiyorsunuz. Bunun sırrı nedir?
Çünkü geçen sezon Şampiyonlar Ligi Dörtlü Finalinde üçüncü olduktan sonra hırslandık. Bu sezona çok motive bir şekilde hazırlandık ve ligde 10da 10, Şampiyonlar Liginde de 3te 3 yaptık. Yolumuza kayıpsız devam ediyoruz ve tahmin ediyorum bu sezon sonunda bütün hedeflerimize ulaşacağız.
Yeni transferler nasıl bu kadar çabuk uyum sağladı?
Bu sene takımda ciddi değişiklikler oldu ama bence bunlar takımın kimyasını değiştirmeyen transferlerdi. Çok iyi bir ekip olduk ve güçlü bir birliktelik yaşadığımızı düşünüyorum. O yüzden geçen sezondan daha tehlikeli bir takım haline geldik. Performansımız da bunu ortaya koyuyor.
Giovanni nasıl bir antrenör?
Giovanni kesinlikle çok iyi bir antrenör. Bizi her zaman daha iyi olmamız için zorluyor. Elimizden geleni ortaya koymamızı ve yüreğimizle oynamızı istiyor. Her maçın farklı bir konsanstrasyonu var ve bizi bu farklılığa çok iyi hazırlıyor. Giovanni başarı için çok fazla çalışan bir antrenör ve bunun karşılığını da alıyor.
Türkiyede voleybola olan ilgi nasıl?
Voleybol görebildiğim kadarıyla Türkiyede oldukça popüler ve bu çok hoşuma gidiyor. Özellikle G.Saray, F.Bahçe ve Eczacıbaşı maçlarında dolu tribünlere karşı oynuyoruz. Bu durum bizim kendimizi oyuna verebilmemiz için oldukça etkili bir faktör. Ayrıca Türkiyede voleybol organizasyon anlamında kusursuz. Dünya çapında organizasyonlarda yer aldım ve şunu söyleyebilirim ki Türkiyede profesyonel bir atmosfer var.
Takımdaki en iyi arkadaşın kim?
Robinle anlaştığımı herkes çok iyi buluyor (gülüyor). Sürekli beraber vakit geçiriyoruz. Yemeğe ve sinemaya birlikte gidiyoruz. Zaten Robin benim oda arkadaşım.
Kariyer planın nedir?
Voleybolu bıraktıktan sonra ne yapacağıma henüz karar veremedim ama burada sevildiğimi biliyorum. İstanbulu da çok seviyorum. Hayat size neler getirir bilinmez ama bildiğim bir şey varsa o da çocukluğumdan beri sevdiğim voleybolun içinde olacağımdır.
Hangi taraftar daha iyi? Türkler mi, Sırplar mı?
Türkiyede aynen Sırbistanda olduğu gibi taraftarlar takımlarına tutkuyla bağlılar. Arada bir fark göremiyorum. Her iki ülkede de taraftarlar çok çılgın ve maç boyunca durmadan bağırarak şarkı söylüyorlar.
İstanbulda yaşamak nasıl?
Öncelikle burada yaşamaktan büyük keyif duyuyorum. Hayatımın en güzel günlerini geçiriyorum. Bebekte yürümeyi, boğaz kenarında çay içmeyi çok seviyorum. Koşuyolunda oturuyorum ve evimin yakınında güzel mekanlar bulunuyor. Buralarda akşam yemeğine çıkıyorum.
Türk yemekleriyle aran iyi mi?
Türkiyede yaşamayı sevmemin bir başka nedeni yemekler. İskendere bayılıyorum. Bursaya gittiğimiz her deplasmanda mutlaka yiyorum. Şekerpare de en sevdiğim tatlı. Her fırsatta hem de biraz abartarak yiyorum. Türk müziğini de çok seviyorum. En beğendiğim şarkı: Harika (Ajda Pekkan&Ozan Doğulu). Arabamda tekrar tekrar dinliyorum. Türkiye gerçekten harika bir ülke. Ben de bunun bir şekilde parçası olduğum için çok mutluyum.
O BİR FUTBOL FANATİĞİ!
Antrenmanlardan önce bazen takım arkadaşları ile futbol oynadıklarını söyleyen Milena Rasic, Futbolu çok seviyorum. Takım arkadaşlarıma da alıştırdım. İdmandan önce paslaşarak topu yere değdirmemeye çalışıyoruz. Sırbistanda Partizan takımını destekliyorum dedi.
Türkiye Gazetesi
Comments are closed.