Voleybol Federasyonu Başkanı Erol Ünal Karabıyık ile Avrupa Ligi maçlarında bir araya geldik.Federasyonun bugünkü mali durumundan yapılan projelere kadar keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. İşte Başkanın keyifli sohbeti…
-Federasyon Başkanlığına adaylığınızı koyduğunuzda projelerinizi açıklamıştınız. Bu projelerden ne kadarı hayata geçti?
Açıkladığımız projelerden çok daha fazlasının protokol imza aşamalarını geçtik. Bu projelerden sadece voleybolun iddaa kuponlarında yer alması eksik kaldı. Önümüzdeki sezon için ihale ve prosedürlerin tamamlanarak voleybolun iddaa kuponlarında yer alacağını tahmin ediyorum. Yeni yasada voleybolun da müşterek bahis kuponlarında yer alabilmesi sağlandı. Temmuz ayı içinde -sanıyorum 21 Temmuzda- yapılacak ihaleyi üstlenecek firma iddia tahmin kuponlarında voleybola da yer verecek. Tesis olarak o dönem yalnız Burhan Felek’i projeler içinde açıklamıştık oysa şimdi Selim Sırrı Tarcan’ı da Voleybol Federasyonu’na aldığımız gibi ilaveten Ankara’da bir spor lisesi ile bütünleşecek şekilde uluslararası bir spor salonu daha yapacağız. O dönemde açıklamadığımız Alanya’nın Plaj Voleybolu Merkezi olma projesine imza attık. Yine o dönemde yalnızca 1. Lig kulüplerinin maçlarını yayınlayacağız demiştik; 2 ve 3. Liglerde de yayın başlattık. Bunun gibi pek çok projeyi çalışmalarımıza ilave ettik. Aroma ile birlikte yürüttüğümüz “2000 Okulda Voleybol Projesi” bizi çok heyecanlandırıyor. Direği, filesi ve topu olmayan 2000 okula bu malzemeyi ulaştırdığımız gün Türkiye’de her gün 100 bin çocuk voleybol oynayabilecek.
-Alt yapılara ne kadar önem verdiğinizi başlattığınız projelerden biliyoruz. Bunları biraz anlatır mısınız?
Altyapılar ile ilgili olarak yapılan yatırımların sınırsız olması lazım. Voleybolun en önemli kaynağı alt yapıdan yetişecek çocuklarımız. 5-10 yıllık sürede yurtdışında en az 20-30 üst düzey voleybolcumuz önemli kulüplerde forma giyiyor olmalı. En büyük arzumuz yurt içinde de yabancı oyuncu sayısını sınırlamaya gittiğimizde kulüpler tarafından bu karara itiraz edilmeyecek sayı ve seviyede yerli oyuncuya sahip olmak. Ancak çocuklarımıza takımlarında oynama şansı verirsek Milli Takımımızda başarı sağlarız.
-Yine altyapıya taban sağlamak amacıyla Ankara’da İl Karmaları başladı. İl karmalarını biraz anlatabilir misiniz?
Alt yapılar ile ilgili yapılanmamızı 16 ilde başlattık ve bu sayı bu yıl 3 katına çıktı. 48 bayan, 48 erkek karma ile faaliyetimiz devam edecek. Yaklaşık 1200 sporcu Ankara’da il karmaları müsabakalarında bir araya gelecek. İçlerinden seçilen sporcularla yaz gelişim kampları ve sonrasında da milli takımlarımızın alt yapı faaliyetleri devam edecek.
-Çok yakın bir zamanda voleybol kampus projesini imzaladınız…
Evet. Yukarıda saydıklarıma ilaveten Milli Eğitim Bakanlığı ile iş birliği içerisinde yatılı ilköğretim okullarından başlayarak voleybol yetenek seçimi faaliyetlerini sürdüreceğiz. Seçilen yetenekli gençler Ankara’da inşa edilecek yatılı (Voleybol ihtisas) Spor Lisesinde spor ve eğitim hayatlarını en iyi antrenörler ile en iyi öğretmenlerin nezaretinde sürdürecekler.
-Bu proje ne kadar sürede tamamlanacak?
Kampus sürecinin 2 yılda tamamlanabileceğini düşünüyorum.
-Önümüzde başkanlık seçimi var. Tekrar başkanlığa aday olmayı düşünüyor musunuz?
Başkanlığa seçildiğimde camiada kendimi misafir olarak gördüğümü ifade etmiştim. Bu misafirliğin süresini ev sahibinin misafirliğimden yüksünmemesi yani ev sahibine yük olmamam ve bu misafirlikten duyduğum heyecanın azalmaması belirleyecek demiştim. Benim heyecanım azalmadı. Çünkü önümde çok heyecan duyduğum projeler var. Bu projeleri gerçekleştirmeyi çok arzu ediyorum. Ev sahibi de misafirliğin sürmesini arzu ederse bu misafirlik projeler tamamlanana kadar devam edebilir.
-Muhalefeti sevmediğiniz, federasyonu yönetirken tek adam gibi davranmayı sevdiğiniz, hatta federasyonun marşını bile bizzat kendinizin yazdığı iddia ediliyor. Bu iddialar için ne diyeceksiniz?
Her şeye rağmen adil davranmak, doğruyu yapmak uğruna her türlü tepkiye razı olmak, kimseye ayrıcalık tanımamak, sporcunun hakkını, kulübün hakkını diğer kulüplerin tepkisine veya sporcunun küskünlüğüne, kim olduğuna bakmaksızın camianın herhangi bir mensubunun hakkını tüm camianın eleştirisine, kimi zaman hakarete varan taarruzuna rağmen korumak, siz de takdir edersiniz ki “muhalefete tahammülü olmayan” insanların davranışları arasında sayılamaz. Muhalefeti kaldıramayanlar, şişi ve kebabı yakmamaya çalışan insanlardır; sonu nereye varırsa varsın doğru bildiğini savunan insanlar değil.
“Tek adam” iddiasına gelince… Federasyonun şu ana kadar ki icraatlarında Yönetim Kurulu kararlarına dayanmayan, altında muhalefet şerhi olan, bırakınız muhalefet şerhini; oy birliği ile alınmamış bir tek Yönetim Kurulu kararı yoktur. Türkiye Voleybol Federasyonu’nun 50. kuruluş yılını idrak ediyoruz ve 2 yılı doldurduğumuz görev süremizde 55. Yönetim Kurulu toplantımızı bugün (30.06.2008) yaptık. Gene tüm kararlar oy birliğiyle alındı. Oy çokluğu ile de alınabilirdi ve o takdirde alınan kararların değeri daha az olmazdı ama tablo tek adamın rol aldığı bir bireysel spor tablosu değil, 15 adamın rolleri paylaştığı bir takım oyunu tablosudur. İnsaflı olmak ve bunu görmek lâzım.
Bu isnadı yapanlara ben Yönetim Kurulu kararlarımızı delil olarak sunabilirim. Ama onlar da ispat yükünün benim omuzlarımda değil kendi sırtlarında olduğunu bilmeliler.
Eğer Federasyonumuzdan istenen “eleştiriyi kabullenmek” adına; haksız ithamlarla dolu kınamalar ve voleybola zarar verecek kararlara imza atıldığı yollu saldırılar karşısında boynunu büküp oturmak, ithamları sükutla karşılayarak sineye çekmekse bunu asla yapmayacağız.
Kavgada sarf edilmeyecek sözlerle hücum etmek eleştiri olacak, bu hücuma maruz kalan kurum cevap hakkını kullanınca muhalefeti sevmiyor sayılacak. Bu kabul edilemez. Eğer beğenilmeyen tutumum; yanlış bilgiyi düzeltmek, haksız isnatları belgeleriyle yalanlamak, hak etmediğimiz saldırılar karşısında hukuk normlarına sığınmak ise beğenilmemeye razıyım. Haksızlık karşısında ömrümün hiç bir döneminde sinmedim, sinmeyeceğim.
Federasyon marşının sözlerini yazdığım saklı değil ki. Bunu bizzat yapmış olmam bir “tek adamlık” gösterisi midir, yoksa ev sahiplerine sevgi ve saygı duyan bir misafirin o yuvaya; “beğenilmemesi” riskini de göze alarak karınca kararınca bir teşekkürü mü?
Yüzlerce okul kitabında şiirleri, marşları, masal ve hikâyeleri olan bir insan olarak;
“Balkanlar, Avrupa, Dünyada varız,
File üzerinde etten duvarız,
Ay yıldızlı formamızla gurur duyarız,
Türküz biz; Filenin Sultanlarıyız / Aslanlarıyız.”
derken kendi yaptığım bloklardan, kendi terlettiğim formalardan mı bahsediyorum?
İçimden gelen Millî Takım sevgisini ifade edip her türlü eleştiriye kapı açmam muhalefete tahammülüm olmadığı anlamına mı gelir? Bu, bir misafirin yaratmaya çalıştığı minicik bir hoşluk değil midir? Federasyonun 50 yıllık geçmişinde olmayan bir şarkı, bir şiir, bir marşa sahip olmasını istemek ve beste ve seslendirilmesi de dahil olmak üzere Federasyon bütçesinden bir kuruş harcamadan gerçekleştirmek tek adamlık olarak mı yorumlanmalıdır, ya da kimler, neden böyle yorumluyor olabilir?
-Federasyon başkanlığına seçildiğiniz zaman federasyonumuz çok yeni özerk olmuştu. Federasyonun şu andaki bütçesi nedir?
Bütçemiz o zamandan beri 5’e katlanmıştır.
-Nasıl başardınız bunu?
Gece gündüz çalıştık ve tek düşüncemiz voleybolu nasıl daha iyi yapabiliriz oldu. Bunu da başardık. Gelirleri artırarak amacımıza ulaştık. Yaptığınız makul projeler ile karşısına gittiğiniz her kesimden müspet sonuç alıyorsunuz ve böylece bütçe artmış oluyor. En önemli kaynağımız ise azami tasarruf.
-Görsel ve yazılı medyadaki durumumuz nedir?
Canlı maç yayını yıllık 800 saati buldu. Biz yönetime geldiğimizde 80 saat civarıydı. 10 katı bir artış oldu. Yazılı medyada da bunun altında olduğunu sanmıyorum. Gazetelerde de 10 kat üstünde bir artış olduğunu düşünüyorum.
-Milli Takımlarımız yeniden yapılanıyor. Hem erkekler de hem de bayanlarda son durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ben Milli Takımlarımıza inanıyor ve güveniyorum. Yeni yapılanmanın sonuçlarını tabiî ki bugünden yarına almak mümkün değil, ama alacağımıza inanıyorum. Geçen yıl bu zamanlar Aysun, Neslihan, Natalia, Bahar, Özlem olmadan Milli Takım faaliyetlerimizi devam ettirmek zorunda kalacağımız söylense herhalde bir felaketin bizi beklediğini düşünürdük. Bugün bu saydığım oyuncuların yanı sıra çeşitli sebeplerle Eda, Gülden, Gökçen, Çiğdem gibi oyuncularımız da olmadan Grand Prix’de mücadele eden genç bir ekibiz. Ve bu oyuncularımızın oynadığı maçlar da ortada. Bunları söylerken aldıkları galibiyetler ve skorları dikkate alarak konuşmuyorum. Verdikleri mücadeleyi ve sahaya yansıttıkları performansı anlatmaya çalışıyorum. Bu gözle bakıldığında yarınlara yönelik ümitli olmamak için hiçbir sebep yok. Aynı şey erkek milli takımımız için de söz konusu.
-Grand Prix’den bahsetmişken sitemize onlarca mesaj geldi. Grand Prix maçları neden yayınlanmıyor diye. Maçları neden yayınlayamadık?
Grand Prix’lerin yayın hakkı Eurosport’a ait. Yani FIVB tarafından Eurosport’a verildi. Defalarca görüştük. Eurosport bu konuda çok titiz davranıyor. Başka hiçbir yayın kuruluşuna canlı yayın hakkı vermedikleri gibi yayın programlarında olmayan maçın banttan yayınına da ancak 48 saat sonra izin veriyorlar. Bunun için dahi enteresan talepleri var. Örneğin; bant yayını isteyen TV kanalı tematik kanal ise görüşme dahi yapmıyorlar. Doğal olarak zaten elimde olmayan yayın hakkını başka bir yayıncı kuruluşa vermem söz konusu olamıyor.
Comments are closed.