Merhaba;
Bizim hikayemiz geçen yıl başlamıştı. Yeni kurulmuş bir takımdık. Herkesin kafasında soru işaretleri olan bir takım. Önümüzde 2 yol vardı.
1-Zor olan başarılı olabilmek.
2-Kolay olan soru işaretleri olanları haklı çıkarmak.
Bizler takım olarak oyuncular olarak yönetim ve camia olarak zor olanı seçtik. Teknik ekibinden masörüne kondüsyonerinden yönetimine hepimizin eli taşın altındaydı. Sorumluluklarımızın bilincindeydik. Çok çaba harcadık, çok çalıştık. Bugün bence hala yaptığımız çalışmaların meyvelerini topluyoruz ve inşaallah toplamaya devam edeceğiz.
Önce CEV CUP’ı kazandık, arkasından Türkiye Kupası. İkisi için de çok sevinmiştik. Türkiye Ligi’nde finale çıktık, bu bizim için Şampiyonlar Ligi biletiydi aynı zamanda, ama finali kaybettik çok üzüldük.
Bu sezona Süper Kupa’yı kazanarak başladık. Bizim moral ve motivasyonumuz için çok önemliydi. Ve şimdi Şampiyonlar Ligi finali oynamış bir takımın sporcularıyız. Benim için gurur verici bir duygu……
Zorlu gurup maçları oynadıktan sonra kulübümüz ev sahipliği başvurusunda bulundu. Ciddi bir emek sonucunda ilk defa ülkemizde Erkekler Şampiyonlar Ligi final-four’u düzenlendi.
Bütün oyuncu ve teknik ekip olarak bir teşekkür borçluyduk. Bu borcu şampiyon olarak ödemek isterdik. Olmadı çok üzgünüz.
Hüseyin Koç’un sözüyle voleybolun Messi’leri, Cristiano, Ronaldo’ları Ankara’daydı. Voleybolun masterları ülkemizdeydi. Seyirciler muhteşemdi. Yarı finalde fırtına gibi bir Halkbank vardı. Polonya takımına 20’li sayıları göstermeyen bir Halkbank. Finalde dünyanın en iyi takımına karşı oynadık. Herkes elinden geleni yapmaya çalıştı. Rusları titrettik ama yıkamadık. Bugün hala hepimizde aynı soru. Yenebilirmiydik? Şampiyon olabilirmiydik? Evet bence yenebilirdik.
Comments are closed.