VakıfBank’ın yetenekli pasörü Cansu Özbay sezonu Skor’a değerlendirdi.
Genç bir sporcu için Avrupa şampiyonu olarak uyanmak nasıl bir duygu? İnanılmaz, gerçekten tarif edilemez bir duygu. Geçen yıl da biz şampiyon olmuştuk. Geçen sene de inanılmazdı. İki kere üst üste yaşamak özellikle? Bu duyguları burada yaşayabildiğim için çok çok mutluyum.
Uyumak da zor oluyordur sanki şampiyon olduktan sonra?
Onun rahatlığıyla uyumak daha kolay oluyor aslında. Maçtan önce uyumak daha zor oluyor. 🙂 Maçtan sonra kazanmanın huzuruyla, mutlulukla uyumak çok daha kolay.
Böyle bir takımla çalışmak nasıl bir his?
Böyle bir takımla çalışmak öncelikle çok gurur verici bir şey. Her zaman sahada en iyimizi veriyoruz. Her zaman en iyisi için çalışıyoruz. Her zaman kupaları kazanmak için çalışıyoruz. Bu yaşımda burada olabildiğim için çok mutluyum ve kendimi çok şanslı hissediyorum.
Giovanni Guidetti gibi inanılmaz bir antrenör ve Naz Aydemir gibi efsanevi bir pasörle çalışmak nasıl bir şey?
Gerçekten müthiş bir şey. Dediğim gibi kendimi çok şanslı hissediyorum. Giovanni de Naz da bana inanılmaz şeyler kattılar. Naz bana zaten her anlamda destek oldu bu zamana kadar. Keza Giovanni de aynı şekilde. Naz’ı izlemek, Naz’la antrenman yapmak, ondan bir şeyler öğrenebilmek benim için çok önemli. Çok şanslıyım o yüzden. Giovanni Guidetti de efsane bir antrenör gerçekten. Onlar sayesinde kendime çok şey kattığımı düşünüyorum.
Yarı final maçı inanılmaz bir maç oldu. 2-0 öndeydik birden işler tersine döndü. Ama sonra akılalmaz bir şekilde geri döndük. Takım olarak nasıl oldu bu geri dönüş nasıl sarsılıp kendinize gelebildiniz?
Biz Vakıfbank’ız. Biz gerilerden gelmeyi çok seviyoruz. Ve biz bir şey istediğimiz zaman yapmamamız için hiçbir sebep yok. Çünkü tüm kalbimizle oynuyoruz, her şeyimizi veriyoruz. Evet, 2-0 öndeydik sonra biraz performansımız düştü. Conegliano daha iyi oynamaya başladı. Ama tabii ki hiçbir zaman hedefimizden şaşmadığımız için de çok mutluyum. Çünkü herkes o sayılarda elinden gelenin en iyisini yaptı. Çok zor oldu bizim için gerçekten. Ama başardık.
Bu yapıya nasıl adapte oluyor insan? Guidetti inanılmaz bir hoca takımda rotasyon oluyor her sene birileri gidiyor, yeni isimler geliyor? Ama bir oyuncu Vakıfbank’a geldiği an o mentaliteye hemen uyum sağlıyor. “Biz istediğimiz zaman her şeyi yapabiliriz” fikrine adapte oluyor.
Çünkü takıma girdiğiniz zaman zaten direkt olarak onu aşılıyorlar. Sen de bir anda sanki yıllardır Vakıfbank’taymışsın gibi hissediyorsun. Sen de o sahaya çıkınca o hırsla, o düşüncelerle çıkıyorsun. Buna adapte olmak çok da zor bir şey değil aslında. Zaten bu takımdaysan ona alışman gerekiyor.
Genç bir oyuncu olarak hedefiniz nedir?
Hedefim elbette önce yıllarda Vakıfbank’ta kalabilmek, oynayabilmek. Tabii ki Milli Takım’da da oynamak istiyorum. Umarım gerçekleştirebilirim.
İyi bir pasör nasıl olmalı? İyi pas atmalı elbette ama? Ek olarak ne gibi özelliklere sahip olmalı?
Ben buna cevap vermeyim zira daha o kadar tecrübeli bir pasör değilim. Daha çok genç bir pasörüm. Bunu Naz’a sorsanız daha iyi olur bence. 🙂
Naz’dan neler öğreniyorsunuz? Onu here gün yakından izlemek büyük bir ayrıcalık aslında değil mi?
Evet, sonuçta o çok küçük yaşlardan beri bu seviyelerde oynayan bir pasör, Milli Takım’da yıllardır oynuyor. Ben de onu izleyerek büyüdüm. İnanılmaz güçlü, zeki, yetenekli bir pasör. Söyleyebileceğim bir sürü şey var aslında. Bunların hepsi bir araya gelince zaten kaçınılmaz oluyor böyle bir sporcu olmak.
Yaşıtlarınıza ve daha genç sporcularımıza, kızlarımıza ilham vermesi açısından sizin hikayeniz nasıl başladı?
Benim hikayem İzmir’e dayanıyor. İzmir’den geldim İstanbul’a. Göztepe’de oynadım, Arkas’ta oynadım. Daha sonra İstanbul serüvenim Beşiktaş’a gelmemle başladı. Benim hayalimdi Vakıfbank’ta oynayabilmek. Böyle güzel oyuncularla çalışabilmek, aynı sahada olabilmek. Tabii ki hiç kolay olmadı ama buralara gelebildiğim için çok mutluyum. Ailem de çok destek oldu. Herkes çok destek oldu.
Aslında onu da soracaktım. Aileniz İstanbullu değil?
İzmirliyiz biz. Ailem hala İzmir’de.
Türkiye’de malum kadın sporcu olmak çok zor.
Evet.
Bununla nasıl başa çıkabiliyorsunuz? Aileniz büyük bir destek sağlıyor olmalı.
Ailem bu zamana kadar her konuda arkamda oldu. Ama voleybolda bana ayrıca bir destek oluyorlar. Bana her zaman inandılar onlara da buradan çok teşekkür ediyorum.
Voleybola nasıl başladınız çocukken?
Ben şans eseri başladım diyebilirim. Babamla bisiklet sürerken spor salonuna girdik. Orada bir voleybol maçı oynanıyordu. Babama “Ben de oynamak istiyorum” dedim. Her şey öyle başladı aslında. “Haydi seni spora yazdıralım Cansu” gibi bir şey denmedi. Tamamen şans eseri oradan geçmemiz. Evimize çok yakın bir spor salonu vardı. İyi ki o salona girmişim. İyi ki başlamışım voleybola.
Maçtan önce yaptığınız bir uğur var mı?
Var. Ailemle konuşmak. Her zaman. Anneannem, kardeşim, annem. Fark etmez. Her maça yarım saat-bir saat önce seslerini duymadan maça çıkamıyorum. Çıkamam.
Kamplarda veya boş zamanlarınızda ne yapıyorsunuz?
Kitap okuyorum. Dizi izliyorum. La Casa de Papel’i bitirdim yeni. Unbreakable Kimmy Schmidt’i izliyorum çok komik bir dizi.
Süper dizi ben de izliyorum!
Aynen öyle. 🙂 İzlediğim bir sürü dizi var aslında. Kafamı dağıtacak şeyler yapıyorum aslında. Sürekli antrenman yaptığımız için kafamızı dağıtmaya ihtiyacımız oluyor. Ben de kitap okuyarak, dizi izleyerek. Film çok izlemiyorum açıkçası yalan söylemeyim. 🙂
Motivasyon şarkın var mı?
Yok aslında. R&B dinlemeyi çok seviyorum maçlardan önce gaza getiriyor beni! 🙂
Çok teşekkür ederim.
Ben de çok teşekkür ederim.
Comments are closed.