Şaşırtmasın

Eczacıbaşı Vitra’nın Fenerbahçe’yi set vermeden yendiği maçta birinci ve üçüncü set skorlarını görenler, Fenerbahçe’nin turuncu beyazlı ekibi yenmeye yaklaştığını düşünebilir. Ancak maçın tamamının Eczacıbaşı kontrolünde geçtiğini ve set skorlarının kimseyi şaşırtmaması gerektiğini özellikle belirtelim.

Geçen haftadan farksız
Son yazımızda belirttiğimiz gibi Brezilyalı yıldızı Natalia Pereira’sız Fenerbahçe’nin Eczacıbaşı’nı yenmesi adeta bir mucize. Pereira’nın sakatlığı tam olarak düzelmediği halde bu maçta oynaması, Fenerbahçe’yi bir nebze yukarı çekti. Ancak Ayazağa ekibinin bu şoku atlatıp maçı domine etmesi fazla uzun sürmedi.

Turuncu beyazlılar gerçekten şaşırdı
Pereira, sahada ne çabuk kuvvet sergileyebildi, ne de o alıştığımız patlayıcı gücünü gösterebildi. Topa vurmak için sıçradığında yerden 10 santimetre bile yükselemedi Brezilyalı smaçör. Ancak deneyimli oyuncunun üstün teknik becerisi ve sahayı çok iyi görmesi, Eczacıbaşı oyuncularının kimyasını bozdu adeta. Uzun zamandır ilk kez farklı bir formasyon ve taktikle sahaya çıkan sarı lacivertliler, bu dizilişe alışma sürecinde 13:5 geriye düştü. Ancak Pereira’nın sahanın ölü noktalarına sıçramadan vurduğu toplar, serviste rakibin en zayıf yerlerini hedeflemesi ve aldığı nokta manşetler, turuncu beyazlı oyuncuları hop oturup hop kaldırdı sahada. Öyle ki, Eczacıbaşılı oyuncular, Brezilyalı smaçörün maç eksiğini kullanıp, manşetini ve devamında gelecek hücum sekansını bozma adına tüm servisleri Pereira’nın üzerine yıkmaya çalıştı. Ancak Pereira’nın tecrübesi ve teknik becerisi, bu taktiğe çok iyi cevap verdi. Buna rağmen sakatlığını tam olarak atlatamadığından dolayı yeterince güçlü olmayan köşe oyuncusu, geçtiğimiz seneki gibi taşıyamadı takımını.

Fenerbahçeli oyuncuların özgüvenleri de yükseldi Pereira sahadayken. Ancak yorulan Rahimova’nın hücum ve servisinin düşmesi, oyuna sonradan giren Polen Uslupehlivan’ın üst düzey katkısına rağmen set kazandıramadı sarı lacivertlilere. Fenerbahçe’nin bugünkü maçta en büyük sıkıntısı, iyi manşet getirememenin yanı sıra manşet getirebildiği anlarda oyunu yeterince hızlandıramaması, hızlandırmaya çalıştığında ise pasörler ile orta oyuncular arasındaki uyumsuzluktu. Böyle bir durumda da Eczacıbaşı gibi bir rakibe karşı fazla şansınız olmuyor haliyle.

Eczacıbaşı da istenen seviyede değil

Meliha İsmailoğlu’nun ilk sette sergilediği üst düzey performans ve Büşra Kılıçlı’nın maç geneline yaydığı hücum verimliliği, Ayazağa ekibi adına çeşitlilik sayılabilir. Ancak Maja Ognjenovic’in her sıkıştığı anda Tijana Boskovic’i araması, Sırp pasör çaprazını zaman zaman zor durumlara düşürüyor. Dünyanın en gelişmiş hücum silahlarından biri dahi olsa koskoca Eczacıbaşı’nın sadece Boskovic ‘e dayalı bir oyun oynaması, bir noktada tıkanmasına yol açacaktır. Bugünkü Fenerbahçe gibi bir rakibe karşı yeten bu dağınık performans, Vakıfbank gibi bir makine karşısında işe yaramayabilir. Jordan Larson’ın bugünkü performansı, final serisinde kafaya takılacak denli büyük bir sorun. CEV Kupasında şampiyonluk kolay. Zira Şampiyonlar Ligi’nde bile kendi seviyesinde az sayıda takım olan Eczacıbaşı Vitra için CEV Kupası çantada keklik. Ancak Vakıfbank ya da Vakıfbank’ı eleyebilecek bir Galatasaray, CEV Kupasındaki takımlar kadar kırılgan olmaz. Bu nedenle turuncu beyazlıların performansını daha üst seviyeye taşıması şart.

Çift vuruş üzerine

Bugünkü maçın hakemler adına tek kritik noktası çift vuruş itirazları oldu. Çalınan ya da çalınmayan şüpheli paslar hep itiraz konusu oldu. GDS uygulanan maçlarda hakemlerin tek derdi olabilecek çift vuruş ya da taşıma kararları için hakemlerin yapması gereken yegane şey, çalınacak pasların hiçbir şekilde itiraza mahal vermeyecek kadar bariz olması aslında. Öyle bir düdük çalacaksınız ki, hatalı vuruşu yapan takımın mensupları dahi itiraz edemeyecek karara. Ancak her şüpheli (siz onu dönen olarak da düşünebilirsiniz) topa düdük çalmak, bir sonraki şüpheli pasa yapılacak itirazları da beraberinde getirecektir. Aynen bugünkü maçın üçüncü setinin en kritik anında olduğu gibi.

Yıllar önce bu köşede yazdım, “Her dönen top çift vuruş değildir” diye. Bu nedenle sırf pastan sonra dönen topa düdük çalmak, her 3-4 pastan birine düdük çalmayı gerektirecek bir uygulama olur. Çift vuruşun sonucu bellidir. Top, bir doğrultuda gitmek yerine kararsız bir rota izler. Doğrusal bir yönde giden ve ekseni etrafında dönen topa çalmamak, sonraki itirazları engellemede en önemli done olacaktır.

Voleybol dolu günler dileğiyle,

Kayhan KÖSEM

kkayhan@hotmail.com


Haberi Paylaş

Comments are closed.