Haldun Alagaş’ta oynanan İstanbul BBSK-Ziraat Bankası maçı, sonunda yaşanan tatsız olaylar haricinde voleybol ziyafeti yaşattı adeta izleyenlere. Salonun çok coşkulu olduğu zirve mücadelesinde gülen konuk takım olsa da İstanbul ekibi, bulunduğu konumu sonuna kadar hak ettiğini gösterdi.
Tribünleri daha dolu gördüğümüz zamanlar da olmuştu Ümraniye’de. Ancak İstanbul BBSK’nın sadık taraftarı ve Ankara’dan gelen Ziraat seyircisi, salon doluymuş gibi bir izlenim bıraktı maç boyunca. Özellikle erkek maçlarında hasret kaldığımız bu ortamın ligin geneline yayılması, voleybolumuz için çok büyük bir ilerleme olacaktır diye düşünüyorum.
Maç içinde maç
Her iki takım için de gelgitlerin çok yaşandığı bir mücadele oldu dünkü maç. Kadrosu daha geniş olan ev sahibi takım, ancak ilk altısı daha kuvvetli olan Ankara ekibi idi. Bu nedenle Ziraat Bankası baş antrenörü Joshko Milenkoski, 5 setlik maçı değişiklik yapmadan tamamladı. Hakan Özkan ise takımının çok sayıda servis kaçırdığı ilk setteki tutuk oyunun ardından Murat Yenipazar-Caner Pekşen değişikliğine gitti. Aldığı riskin karşılığını fazlasıyla gördü İstanbul BBSK baş antrenörü. Zira öne manşet gelen her rallide oyunu daha da hızlandıran Pekşen, ilk sette sahada olmayan Serhat Coşkun’u coşturdu adeta. Ligin en kombine takımı olan Ziraat Bankası’nı çaresiz bıraktı çoğu zaman. Dengeli pas dağılımı neticesinde diğer köşe oyuncuları ve orta oyuncular da çok verimli oynadı. Aksi takdirde Ziraat Bankası gibi bir takıma bu denli kafa tutmak kolay olmazdı.
Konuk takımda ise Dawid Konarski lokomotif konumunda idi. Ancak diğer oyuncuların da son derece üst düzeyde oynadığını söylemek gerek. Özellikle Vojin Cacic, takımı adına maçın en verimli ismi olarak öne çıktı. Deniz Kaliberda ve Konarski gibi isimlerin yanında zayıf gibi görünen Karadağ’lı smaçör, sade oyunuyla çok zor anlarda takımına inanılmaz katkıda bulundu. Deneyimli pasör Ulaş Kıyak’ın mükemmel pasları da Ziraat’in hücum oyuncularını en etkili noktada buluşturdu topla. Her iki takım da sahada adeta savaş verince izleyenler voleybol şöleni yaşadı adeta. Ziraat Bankası’nın 4.sette üst üste 11 sayı üretmesi normal bir durum değil. Elbette kapasite olarak bu ligin üzerinde bir kadrosu var Ankara ekibinin. Ancak ralli-point sisteminde, hele de erkek voleybolunda böyle bir serinin yaşanması, bazı şeylerin hala yerine oturmadığının bir göstergesi olarak karşımıza çıkıyor.
Yabancı sayısı yeniden gündeme gelebilir
Yıllar önce yabancı sayısının 1 olması gerektiğini söylerdim. Bu sayede takımların bütçeden bağımsız bir şekilde daha fazla rekabet edebileceğini, Türk oyuncuların kendini daha fazla geliştirebileceğini, bunun da milli takımlara olmulu yansıyacağını düşünenlerdendim. Ancak yıllar içinde gördüğümüz manzara ve yaşadığımız tecrübe, yabancı sayısının sınırsız olması gerektiğini düşündürdü bize. Bunun nedenlerini ve sonuçlarını başka bir yazıda tartışacağız.
Dün akşama gelirsek Tuia’nın kenara gelmesiyle İstanbul BBSK, maçın hatırı sayılır bir bölümünü tamamı Türk oyuncularla oynadı. Öyle devşirme falan da değil hani, bildiğimiz yerli. Buna rağmen şampiyonluğun en büyük adayını yenebilecek bir oyun ortaya koydu İstanbul ekibi. Demek ki olay yabancının sayısında değil, kalitesinde. Artık niceliği bir kenara bırakıp niteliği tartışma zamanı geldi diye düşünüyorum bu konuda.
Hakemler hala formsuz
Fenerbahçe-Eczacıbaşı Vitra maçında gördüğümüz hataların günlük durumdan kaynaklanabileceğini düşünmüştük bir gün önce. Ancak yardımcısı Yılmaz Duman’ın mükemmele yakın yönetimine rağmen baş hakem Serdar Nişancıoğlu’nun hatalı kararları, özellikle 3.sette maçın önüne geçti.
– İlk sette 16:21 iken Yenipazar’a çaldığı çift vuruş düdüğü, fazlasıyla ağırdı. Zira aynı pastan her maçta defalarca atılıyor ve düdük çalınmıyor. O ana kadar her iki pasör de aynı pastan birer tane daha atmış, ancak düdük gelmemişti. Hakemlerin burada düştüğü yanılgı, pasörün elinden çıkan topun ekseni etrafında dönmesi oluyor. Bu satırlarda defalarca yazdığımız üzere her dönen top çift vuruş değildir. Tereddüt varsa çalmamak daha yararlı olur.
– Üçüncü sette 23:23 iken Tuia’nın karşıya attığı plase taşıma değildi ama Nişancıoğlu şüpheye düşerek düdüğünü üfledi.
– 25:26’da ise Ziraat Bankası hücumunda top elden auta gitti. Setin bitmesi gereken anda Nişancıoğlu, önceki kararının etkisinden midir bilinmez, sayıyı İstanbul BBSK’ya verdi ve maçın sonucuna etki etti.
MHGK mutlaka bu formsuzluğun farkındadır. Sorunun en kısa zamanda çözülmesi, tüm paydaşları mutlu edecek bir uygulama olacaktır.
Sanırım öğrenemeyeceğiz
Maçın öncesinde, kaybettiğimiz efsanemiz Naim Süleymanoğlu için saygı duruşunda bulunuldu salonda. Ancak sahada başlayan ritüel tribünlere yansımadı bir türlü. Belki heyecandan, belki salondaki ses sisteminin yetersizliğinden olacak, taraftarlar bir türlü sessiz olmayı başaramadı. 1 dakikalık bir saygı duruşunu bile beceremiyoruz, sonra aşağıda yazılı olayların olmamasını diliyoruz. Acaba çok mu şey istiyoruz?
Ritüel demişken, voleybolda eskiden uygulanan saygı duruşu ritüeli, izleyicilere daha anlaşılır geliyordu sanırım. Sadece voleybola ait olan saygı duruşu ritüeli, belki de ilerleyen zamanlarda eskisi gibi uygulanır.
İkisi de yanlış
Ziraat Bankası taraftarının, maç bitiminde yıllarca takımları için ter döktükten sonra İstanbul BBSK’ya transfer olan Burak Güngör’e sataşması, gerçekten kabul edilebilecek bir şey değil. Kulüp yönetiminin Ankara’dan bir şekilde maç için İstanbul’a gelen bazı kendini bilmezlere gereken yaptırımları uygulayacağını düşünüyoruz. Ancak profesyonel bir sporcu olan Güngör’ün de taraftara uyup tribünlere doğru hareketlenmesi, taraftarın davranışı kadar yanlış. Oyuncunun işi sahanın içerisindedir. Tribünden her gelen sese kulak verirse, oyuncunun oyuna aktaracağı enerji, başka yere kanalize olmuş olur. Bu da oyuncunun verimini düşürür.
Voleybol dolu günler dileğiyle,
Kayhan KÖSEM
kkayhan@hotmail.com
Comments are closed.