Geçen sezon transfer olduğu Karayolları Spor Kulübü ile tekrar anlaşan Amerikalı smaçör Symone Abbott konuğumuz oldu.
Türkiye’de olmaktan çok mutlu olduğunu ifade eden oyuncu, Sultanlar Ligi’nin dünyanın en iyi liglerinden biri olduğunu ve geçen sezon teklif gelir gelmez hemen kabul ettiğinin altını çizdi…
Symone Abbott’un açıklamaları şöyle:
-Öncelikle pandemi döneminde neler yaşadın?
Pandeminin ilk ayında ailemle birlikte vakit geçirdim. Daha sonra fitness çalışmalarıma devam etmek için Chicago’ya gittim. İyi bir hazırlık süreci geçirdim. Aynı zamanda burada yakın arkadaşlarımla çok kaliteli ve eğlenceli zaman geçirdim.
-Karayolları’ndan ilk teklifi (geçen sezon)nasıl aldın?
Menajerim bana böyle bir teklif geldiğini söyledi. Türkiye’nin voleybol oynamak için harika bir ülke olduğunu biliyordum ve Karayolları’nın Sultanlar Ligi’nde olduğunu duyunca da teklifi kabul ettim.
-Türkiye’ye dönmeye nasıl karar verdin?
Türkiye’yi seviyorum. Geçen yıl burada oynadım ve çok sevdim ve geri gelmek istedim. Sultanlar Ligi kaliteli bir lig hatta dünyanın en iyilerinden biri. Bu yüzden bu sene tekrar geldim.
-Türkiye hakkında neler biliyorsun, en çok neleri merak ediyorsun?
Çok fazla Türkçe kelime ve çok fazla Türk yemeği biliyorum. En çok bir dil öğrenmeyi, Türkçeyi merak ediyorum. Yeni kelimeler öğrenmeyi ve sadece Türklerin söylediği tepkisel kelimeleri (ya, şey…) öğrenmeyi seviyorum.
-Maçlar seyircisiz oynanmaya karar verilirse bu konuda yorumun nedir?
Bu konu hakkında karışık hislerim var. Bizi destekleyen kişilerin maçlarımıza gelmesini, voleybolu sevmesini ve voleybolu popüler bir spor yapmasını seviyorum. İnsanların voleybolu sevmesi ve ilgilenmesi hoşuma gidiyor. Bende küçükken büyük voleybolcuları izlemeyi sevdiğimi hatırlıyorum ve onlardan çok şey öğreniyordum. Bu yüzden bende voleybol oynarken küçük kız ve erkek çocukların beni izleyebilmelerini istiyorum. Fakat tüm Dünya’nın yaşadığı bu zorlukta seyircisiz oynayacağız bu durumu anlayabiliyorum. Bu durumda maç ortamı çok sessiz olacak ve bu ortamda kendi adıma daha kolay odaklanabileceğimi düşünüyorum.
-Rakiplerini tanıyor musun?
Geçen yıl da bu lig de oynadığım için rakiplerimi genellikle biliyorum. Her takımı rakip olarak görüyorum. Herkese karşı kazanmaya çalışmamız gerektiğine inanıyorum.
-En beğendiği Türk oyuncu kim?
Pasör Cansu Özbay’ı beğeniyorum. Enerjisi ve tutkusunu beğeniyorum. Libero Simge Aköz’ü de beğeniyorum, çünkü iyi bir karşılayıcı ve defans oyuncusu.
-Ankara’da zaman nasıl geçiyor?
Burada mutluyum. Boş zamanlarımda takım arkadaşlarımla Asya yemekleri yemeyi ve takım arkadaşım Ainise ile vakit geçirmeyi seviyorum. Antrenmanlardan sonra realite dizileri ve filmleri izlemeyi seviyorum.
-İtalya ve Fransa’da oynadın, Türkiye ile karşılaştıracak olursan farklar nedir?
Türkiye tüm ülkeler arasında favorim. İtalya’nın çok övünen bir voleybol kültürü var ama ben pek zevk almadım o sezon. Fransa daha iyiydi, ancak lig o kadar yüksek seviyede değildi ve Fransa’da her şey pahalı, bu yüzden hoşuma gitmedi. Türkiye’de profesyonel takımlarının sevdiğim bir aile kültürü var. Sanırım burayı bu yüzden çok seviyorum.
-Gelecek planların nedir?
Voleybol bıraktıktan sonra evlilik ve aile terapisti istiyorum. Bu yüzden okula gidip yüksek lisansımı alacağım ve hemen ardından çalışmaya başlayacağım! Büyük ihtimalle ailem ve arkadaşlarımla Chicago’da olacağım.
Comments are closed.