Günümüz koşullarında ülkemizde insanın etik değerlere bağlı kaldığını söyleyebilmek mümkün değildir. Gelinen noktada, ilişkileri belirlemede çıkarlar öne çıkmış böyle olunca da çalışanı taktir etmek, emeğe saygı göstermek, üretmek vb gibi değerler toplumumuzda benimsenen değerler olmaktan çıkmıştır. Bu durum bizim mesleğimiz olan antrenörlük için de geçerli hale gelmiştir. Elbette bunu herkes için söylemek mümkün değildir ancak genel eğilim de bu şekilde olduğunu itiraf etmeliyiz.
Yeni bir şey üretmek zor ve zaman alacağından dolayı çoğu antrenörümüz kısa yoldan, antrenör olarak bir takımın başına geçip, bundan çıkar sağlamayı hedeflemektedir. Genel felsefe; insanları kötülemek, başarısız olmasını beklemek ve oraya bir şekilde kendisi getirmektir. Bu yolda onlar için her şey mubahtır.
Hal böyle olunca da çalışmadan ziyade kafa – kol ilişkileri ön plana çıkmaktadır. Genel hakim davranış; maçlarda tribünlere sahadaki takımın yöneticisinin yakınına bir yere oturup sahadaki antrenörü yerden yere vurmak olmaktadır. Yöneticinin kulağına kar suyu kaçırmak, ben buradayım ben daha iyi yaparım diye yöneticiye yol göstermek. Bu da yetmiyormuş gibi maçtan sonra yöneticiyi arayarak ya da bizzat ziyaret ederek iyi dileklerini bildirmek!. Hele hele maç aralarında yöneticileri çepeçevre saran antrenörlerin yarattığı manzara görülmeye değer. Görevdeyken bu kadar büyük ilgi gören bu sayın yöneticilerimiz görevlerini bıraktıklarında da aranıyorlar mı acaba? Merak ediyorum doğrusu.
Bütün bunları yaşayan kulüp yöneticileri de Voleybol sporuna yatırım yapmaktan vazgeçiyorlar. Haksız da değiller hani. Geriye dönüp kapanan kulüplere baktığımızda ve kapanma nedenlerini araştırdığımızda bu durumu bütün açıklığı ile görebiliriz.
Sonuç olarak; Yıllardır emek verdiğimiz bu sporumuza lütfen sahip çıkalım. Çok çalışalım. Birbirimizin ayağını kaydırmayı düşüneceğimize yeni yeni kulüpler kazandırmaya çalışalım. Yıllarını bu spora vermiş, yaşamının şekillenmesinde voleyboldan çok şey kazanmış ve bu sporu üst düzeyde yapmış eski sporcularımız; (antrenörlüğe yeni başlayan meslektaşlarımız) lütfen çok çalışın. Sporcularımızın altyapılardan itibaren iyi eğitilmelerinde ve doğru yönlendirilmelerinde aktif görevler üstlenin. Sahadaki oynanan voleybolu beğenmiyorsanız, sporcularımızı yeterli bulmuyorsanız lütfen en kısa sürede sizler de çalışmaya ve üretmeye başlayın. Eminim ki sizlerin yetiştirdiğiniz sporcularla özlediğimiz hedeflere ulaşacağız. Ancak o zaman milli takımlarımız ve kulüp takımlarımız uluslararası alanda çok daha başarılı olacaklar. Çok sayıda sporcumuz yurt dışında bu sporu üst düzeyde yapacaklar ve bizleri en iyi bir şekilde temsil edecekler.
Saygı ve sevgilerimle….
Dr. Barbaros Çelenk
Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi
Comments are closed.