Dördüncü maçı şampiyonluğu kaybettiği noktadan geri çeviren Vakıfbank, kendi saha ve seyircisi önünde final serisinin son maçını set kaybetmeden kazandı ve müzesine bir şampiyonluk kupası daha ekledi sevgili voleybol severler.
Psikolojik üstünlük
Bu köşenin devamlı okuyucuları, bu tarz maçlardan sonra teknik-taktik konulara fazla değinmediğimizi hatırlayacaktır. Bu maçta da 3-0’lık skor, oyuncuların saha içerisindeki aksiyonlarından ziyade zihinsel olarak ne denli hazır olduğu ile ilgiliydi. Vakıfbank açısından bir önceki maçta yakaladığı moral üstünlüğün rüzgârını bugüne taşımak, Fenerbahçe Opet açısından ise düştüğü yerden kısa sürede kalkma sınavıydı son derbi.
Ev sahibi takım maçın başından itibaren kafaca daha hazır olduğunu gösterdi ve maçı net skorla kazandı. Sarı lacivertliler ise kupanın ucundan tutmasına rağmen kaybetme korkusunun bu maça daha fazla yansıması sonucu kaybetti. Elbette Fenerbahçe Opet’in kaybetmesinde daha yeni kurulmuş bir takım olması, daha az tecrübeli oyuncuların sürükleyici konumda olması da pay sahibiydi.
Takımın finalin son maçına kadar ilerlemesinde en büyük pay sahibi olan Melissa Vargas’ın kendi standartlarının çok altında bir oyun sergilemesi, ikinci skorer konumundaki Arina Fedorovtseva’nın maç genelinde vasatın altında bir performansa imza atarken çok kritik yerlerde olmaması gereken hatalar yapması, ligin en kariyerli pasörlerinden Naz Akyol’un oldukça kötü bir pas rotasyonu uygulaması, bunun sonucu Eda Erdem’in hücumda 0 çekmesi, Mina Popovic’in milli takım görüntüsünün uzağında kalması hep bu mental zayıflığın göstergesiydi.
Geride üst düzey bir oyun oynayan libero Gizem Örge ve Meliha İsmailoğlu ise bireysel anlamda o denli düşük olmasa da takımın genelini yükseltecek düzeyde de değildi.
Daha hazır olan Vakıfbank’ta da fazla rastlanmayan türde hatalar ön plandaydı. Cansu Özbay’ın –serinin en iyi pasörü seçilmesine rağmen- attığı hatalı paslar (ve sonucunda Kübra Akman’ın hücumda 0 çekmesi), hatalı plase denemesi ve hatalı tercihler, Isabelle Haak’ın –beklenen performansı yakalayamamasına rağmen- geçen maçın çok ilerisinde bir oyun oynaması ve maçın hiçbir anında elleri titremeyen Gabriela Guimares’in maçın oyuncusu performansı, Michelle Bartsch-Hackley’in hücumdaki sınırlı katkısına rağmen geride yaptığı olumlu işler, ilk iki set ortalıkta görünmemesine rağmen son sette tulum çıkaran Zehra Güneş’in pozitifliği, paragrafın başındaki hataları örtmeye yetti de arttı bile.
İlk seti kazanan Vakıfbank’ta ikinci setten itibaren moral motivasyonun yükseldiği ve bahse konu hataların neredeyse bir sonraki ralli için katalizör etkisi yaptığı da gözle görünen bir gerçekti. Örnek olarak ilk sette çok kötü servis kullanarak 3 hata yapan Özbay, ikinci setten itibaren rakibi yıkıcı servislere imza attı. Bu da adeta kazanma-kaybetme psikolojisinin sahadaki oyuncular üzerinde ne denli etkili olduğunun bir kanıtıydı.
Bunları kolay kolay göremeyiz
İlk setin ucuna kadar rakibini kovaladıysa da kazanmayı başaramayan Fenerbahçe Opet’te takımın yıldızı Vargas’ın ikinci setin başında arka oyuncu iken ön alana yaklaşık 1 metre girerek file üzerinden vurduğu hatalı smaç, Haak’ın hiç alakasız bir yerde rakip sahaya basması (yaklaşık 1 metre rakip sahaya bastı) gibi hatalar, kolay kolay rastlayamayacağınız türdendi. Bu hatalar, maçın ne denli psikolojik bir ortamda oynandığının da göstergesiydi.
Tartışma gereksizdi
İkinci sette skor 7:6 iken ev sahibi takım hücumunda top auta gitti. Eldendi-değildi derken maçın baş hakemi Nurper Özbar, daha önce yönettiği maçta yapmadığını yaparak kendi inisiyatifiyle GDS’ye gitti. Bu uygulamayı ilerleyen rallilerde bir kez daha yapan Özbar, bu konuda çok iyi bir hakemlik örneği sergilemesinin yanında maçın gidişatında çok da önemli olmayan bir hata haricinde kusursuza yakın bir yönetim sergiledi.
Ancak 2. sette skor 14:14 iken bariz pozisyon hatası yapan Vakıfbank’ı süzemeyen Mehmet Topal, bu maçta yapılmaması gereken bir hataya imza attı. 1 numaradaki Haak, 2 numaradaki Guimares’in yaklaşık 1 metre önünde beklediği halde üst üste 2 kez “pozisyon hatası” çalmayarak olumsuz not aldı. O anda yüksek telden itirazlarda bulunan Fenerbahçe Opet kenar yönetimini gördüğü halde maçın atmosferi altında ezilerek düdüğünü üflemeyen Topal’a destek, maçı kenarda izleyen eski uluslararası hakem İlhami Şenyurt ve İl Temsilcisi Erdal Fındık’tan geldi. Sarı lacivertli takımın yardımcı antrenörü Salih Tavacı ile adeta laf dalaşına giren bu ikili, pozisyon hatasının olmadığında ısrarcıydı. Ancak hata çok barizdi. Bereket o 2 ralliyi de sarı lacivertliler kazandı ve bu hatalar maçın gidişatını etkilemedi.
Gerek Tavacı, gerekse Şenyurt ve Fındık açısından ise son derece gereksiz ve stres yükleyici bir tartışma oldu.
Voleybol dolu günler dileğiyle,
Kayhan Kösem
kkayhan@hotmail.com
Comments are closed.