Türkiye Voleybol Federasyonu Başkanı Mehmet Akif Üstündağ ile bir araya gelerek FIVB Milletler Ligi (VNL) finalinde Çin’i 3-1 yenerek şampiyonluğa ulaşan A Milli Kadın Voleybol Takımımızın başarısını konuştuk.
Tarihi şampiyonluğun ve Dünya 1 numarası olmamızın perde arkasında inanç, birlik beraberlik, samimiyet ve plan-program olduğunun altınızı çizen Üstündağ; Filenin Sultanları’nın yıldız ismi Melissa Vargas’la birlikte Malatya’ya gideceğini de söylediği röportajda Daniele Santarelli’den kulüp sezonuna, Olimpiyat hedeflerinden Milletler Ligi’ndeki heyecanına kadar birçok konudaki sorularımızı samimiyetle yanıtladı.
A Milli Kadın Voleybol Takımımızın Antalya’da başlayan bu yazki serüveni Milletler Ligi’nde yaşanan tarihi şampiyonluk ve dünya 1 numarası olarak zirveye adımızı yazdırmamızla devam etti. Türkiye’yi Milletler Ligi’nde zirveye taşıyan neydi?
İnanç, birlik, beraberlik, samimiyet, plan-program. Bunların hepsi bir araya gelince başarı kaçınılmaz olur. Örneğin Antalya’da başlayan süreç, hem takımın bir arada olması artı ilk ayağı kendi ülkemizde başlatmak… Fazlasıyla hak ediyor ülkemiz bu güzellikleri, bu takım da ülkemizi gururlandırdığı, bu ülkenin gururu olduğu için hem takıma hem de desteklerini esirgemedikleri için bizi yalnız bırakmayan, bizi seven ve voleybolu destekleyen herkese sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Dediğim gibi inanmak, planlı programlı çalışmak, çalışmak, çalışmak ve sonuç…
Voleybolun ülkemizdeki en başarılı takım sporu ve yükselen değer olmasında size göre kilit nokta nedir?
Şu anda ülkemizde de Avrupa’da da Dünya’da da bir numarayız, bu konuda mütevazi olmamak lazım. Önümüzdeki Avrupa Şampiyonası’nda da bunu yaşayacağız ve göreceğiz. Aynı başarıyı, aynı coşkuyu ve madalya sevincini orada da yaşamak istiyoruz. Kilit nokta olarak şunu söyleyebilirim: “Arızayı tespit edip tamir etmek” bunu nasıl yorumlarsanız yorumlayabilirsiniz. Buna ilaveten koç değişikliği katkı sağladı. Vargas’ın Türkiye’ye kazandırılması… Sadece bunlar değil elbette, bundan önce de çalışan ve çok emek veren planlı programlı noktaya gelen bir takım çalışması ile ekip ruhu. Bunlar çok önemli.
Filenin Sultanları’nda yaşanan koç değişikliği sürecinde Daniele Santarelli ile anlaşırken bu başarının geleceğini hissetmiş miydiniz?
Santarelli ile gerçekleştirdiğimiz imza töreninde de söylediğim gibi ona: “Ben hayali olan, hedefi olan ve heyecanı olan biriyim. Sen de bu hayale, heyecana ve hedefe sahipsen başarı kaçınılmazdır.” demiştim. Hatırlarsanız: “Ben de heyecanlıyım, hayalim var; bir hayal ve hedef için buraya geldim.” dedi. O zaman kendisi ile yol arkadaşlığı yapabileceğimize inandık, başarının da geleceğini düşündük ve gelmeye başladı.
FIVB yetkilileriyle Teksas’taki finaller hakkında görüşmeniz oldu mu, organizasyon anlamında neler söylediler?
FIVB ve CEV yetkililerinin söylediği cümleyi direkt olarak şöyle söyleyeyim: “Organizasyon demek Türkiye demek” Avrupa Voleybol Konfederasyonu (CEV) Başkanı Aleksandar Boricic ile turnuvanın ardından 12 saatlik uçak yolculuğu ile Türkiye’ye geldik, buradan aktarma ile Sırbistan’a geçti. Onun da ifadelerini söyleyebilirim, kendisinin de bir numara olduğumuza dair demeçleri medyada mevcut. Kendisinin direkt olarak “Türkiye Voleybol Federasyonu, Akif Başkan ile Dünyada 1 numara oldu.” şeklinde söylemi var.
Şampiyonluk sonrası sponsorlardan geri dönüşler nasıldı?
On numara beş yıldız. Benden daha heyecanlılar, benden daha çok destek ve katkı sağlıyorlar. Hatta sağladıkları imkanları kat be kat daha da fazlasıyla artırıyorlar diyelim.
Bu durum, zaten zirvede olan ligimize daha da olumlu yansıyacaktır…
Lige yansıması da muhteşem. Şu anda kulüplerden neredeyse her gün lige katılma isteklerine dair talepler var. Branş birleşmesinin önünü açtık, çekilme isteğinde bulunan kulüpler yerine hemen on tane onun yerine katılım talep eden kulüp çıkıyor. Bu konuda çok mutlu ve gururluyuz. Bizim her ligimiz çok kaliteli, bu başarıda kulüplerin altını çizerek söylüyorum katkısını ve desteğini küçümseyip yok sayabilir miyiz? “Hayır” diyebilir miyiz? Bence gerçek mimarları. Altyapıdan beri oyuncularımızın yetişmesine emek verenler antrenörler, kulüpler, imkan yaratanlar… Lige bakıyoruz, son CEV Şampiyonlar Ligi Süper Finali’ni iki Türk takımı oynadı, bu da Türk spor tarihinde hiçbir branşta görülmemiş bir şey. Bunca yıldır spor adamıyım, yaşamadım. Dolayısıyla lige yansıdığı görülüyor, bunun adı da istikrar. Hem kulüplerde istikrar hem de milli takımda istikrar. Planlı-programlı, sistemli ilkeli, omurgalı duruş sergiliyorsunuz. Belli kurallarınızı uyguluyorsunuz, kulüplerle mükemmel işbirliği yapıp gerekli istişareleri sağlıyorsunuz. Süper Final’de ben nasıl orada o heyecanı yaşadıysam bugün de kulüplerimiz milli takımda o heyecanı yaşıyor. Bana ne hissettiğim soruluyor ya, ben burada hissettiğim duyguyu kulüplerimizin Avrupa arenasında verdiği mücadelede de fazlasıyla yaşıyorum. Kim yapabilirdi, hangi ülke yaptı?
İki defa FIVB Kulüpler Dünya Şampiyonası ev sahipliğini Türkiye’ye aldık ve belli bedeli ben ödedim. Neden? Kulüplerimiz için bu ülkede taraftar desteği çok önemli, ev sahibi olalım ve şampiyonluk gelsin istedik. Bir sezon Fenerbahçe ve VakıfBank’a; bir sezon VakıfBank ve Eczacıbaşı’na aynı imkanı yarattık. Ben ülkemi çok seviyorum, bu benim milliyetçiliğimin göstergesi. Çünkü kulüplerim varsa “ben” varım. Ben derken “federasyonum” var. Federasyon-Kulüp ilişkisi olmadan, birlik ve beraberlik olmadan bir yere varabilir miyiz? Başarılı olup istikrar sağlayabilir miyiz? Mümkün değil. Ben buna inanan, samimi duygularıyla paylaşan bir insanım. Her yerde, her platformda samimi bir şekilde söylüyorum. Paydaşlarımızın, sponsorlarımızın inanılmaz bir katkısı var. Sponsorlarımızın, kulüplerimizin, emin olun ki bakın bütün kulüplerimiz diyorum bütün kulüplerimiz, ben ne yaşadıysam benden on katı daha büyük heyecan ve stres yaşadıklarına inanıyorum. Antrenörleriyle, oyuncularıyla, oyuncularının aileleriyle, kulüp yöneticileriyle, başkanlarıyla… Ülke topyekün bunu yaşadık. Böyle bir mutluluk kaç ülkeye nasip olabilir? Bu başarı ile hem Dünya sıralamasında birinciyiz hem de bu turnuvanın şampiyonuyuz. Burada katkısı olan kulüplerimizi nasıl yok sayabiliriz? Bunu yok saymak aslını inkar etmektir. Bunun adı samimiyettir, emeği geçen herkese sonsuz teşekkürlerimi ve şükranlarımı sunuyorum. İyi ki varlar diyorum.
İyi ki voleybolumuzun parçaları bir araya geldik ve bu başarıyı elde ettik. Bugün için bunu söylemiyorum, göreve geldiğim Genel Kurul’daki konuşmama bakarsanız aynı duyguları yaşıyorum. Ben bu camianın bir evladı olarak görev yapmaya geldim. “Eğer görev süremde ikinci bir Genel Kurul’a kadar görevimi layıkıyla yapıp bu camiayı güzel bir evlat olarak temsil ettiysem devam ederim. Etmediysem zaten ben kalmam.” dedim. Neticede bu Genel Kurul’da tek adayla ki çok aday olmalı ve projeler ortaya konmalı. Yine güzel bir birlik beraberlik içinde… Başka seçimlere de baktık bizim seçimimize de baktık. Bu kadar birlikte beraberlik içinde bir seçimi ve güzelliği kim yaşadı? Bilmiyorum kendi Federasyonum ve camiam adına konuşuyorum. Birinci sınavda güzel bir evlatlık yapmışız, sınavı geçmişiz. Daha 1.5 yıllık görev süremiz var biliyorsunuz, Olimpiyat sonrası için konuşmanın erken olduğunu düşünüyorum. Önce Avrupa Şampiyonası var, sonra Olimpiyata gitmek ve Olimpiyatlarda madalya getirmek istiyoruz. Hayalimiz, hedefimiz ve motivasyonumuz bu noktada, kilitlendik, burada motive olduk. O kadar.
Voleybolun salonlara sığmadığı bir noktaya geldik. Bu bağlamda yeni projeler ve fikirler var mı?
Salonların yetmediğini voleybolu çok seven Sayın Cumhurbaşkanımıza da aktardığımızda ağzından çıkan ilk cümlesi: “Voleybol başarılı, salon ihtiyaçlarını karşılayalım.” oldu. Verdiği talimatla Ankara’daki salonumuz bugün yarın bitmek üzere diyebilirim. İstanbul’da, İzmir’de ve Anadolu’da da okul, yurt ve salon projelerimiz var. Hepsi bir arada. Kısa vadede temellerini atacağız.
Teksas’ta sizi kenardayken kimi zaman oyun esnasında topu çıkarmak uğruna kendini tehlikeye atan Ebrar’ı ayağa kaldırırken kimi zaman yaşanan pozisyonların verdiği heyecanla stres içerisinde gördük. Yıllar geçiyor ama heyecanınız bitmiyor. Bu takımı saha kenarında izlerken neler hissediyorsunuz?
Neler hissetmiyorum ki… Hissetmediğimi ise doktor fark etti, nabzımın 5’lere 6’lara düştüğünü fark etmiş. Bir ara gözüm karardı, doktorun da bana sarılma anı o andı. Düşmemem için… Amerika maçının üçüncü ve dördüncü seti çok büyük stres yaşadım. Şampiyonluk maçında o kadar rahattım ki hiç stresli değildim. Aynı Olimpiyatlara gittiğimizde yarı finalde Polonya maçındaki heyecanım ve finalde Almanya maçındaki rahatlığım gibi oldu. Çok ayrı bir duygu, orada bambaşka bir duygu yaşıyorsunuz. Bir anda çocukların emeği gözünüzün önüne geliyor, yere düştüklerinde formalarındaki o teri görüyorsun, ailelerinden ayrı olan çocukların durumunu görüyorsun. Bu kadar emek veriyorsun, imkan yaratmak için mücadele ediyorsun, bu imkanı sunuyorsun ve bunun hakkını almak istiyorsun. Bunun da çok şükür karşılığını fazlasıyla veriyorlar. Onun için tüm ekibimle gurur duyuyorum. Farklı duygular yaşamamak mümkün değil, ben kendim de çok tahmin edemiyorum nasıl bir duygu yaşadığımı. (Gülüyor) Mesela farkında değilim, reji o an bana gelen bir topu alıp öptüğümü göstermiş, o top bizim lehimize olduğu için o an “Şükür” diyorum “Çok şükür” O an topu da uğurlu geldiği için seviyorum. (Gülüyor) Oyunculuk ve antrenörlükten gelen totemlerimiz devam ediyor diyelim.
Önümüzdeki dönemde ev sahipliklerimiz olacak mı, bu konuda görüşmeleriniz sürüyor mu?
Mutlaka olacak. Görüşmelerimiz sürüyor. Mükemmel müjdeler vereceğiz.
Melissa Vargas, hem müthiş performansı hem de sempatik tavırlarıyla Türkiye A Milli Kadın Voleybol Takımı ile yer aldığı ilk turnuvada fırtına gibi esti. Vargas’ın Türk vatandaşlığına geçiş sürecini ve Malatyalı olma hikayesini de sizden dinleyelim.
Biliyorsunuz videolar var, kendisi de söylüyor. Vargas’a, “Nerelisin?” diye soruyorlar hep “Malatya” diyor. O da her gördüğünde “Başkan nereli, ben oralıyım” dedi. Çünkü Başkan ona babalık yaptı, gecesini gündüzüne kattı. Sayın Cumhurbaşkanımıza, dönemin Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’na, dönemin Gençlik ve Spor Bakanı Sayın Mehmet Kasapoğlu’na, dönemin İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu’ya teşekkür ediyorum. Hep birlikte kısa bir sürede, hızlıca bu süreci başlattık ve sonuçlandırdık. Fenerbahçe Spor Kulübü’ne, Sayın Ali Koç’a bu konuda bize vermiş oldukları destek için çok teşekkür ediyorum. Kulüp-Federasyon-Devlet iş birliğinin en güzel örneği. Kim ne kaybetti? Fenerbahçe kazandı, Türk statüsünde oynuyor. Milli Takım kazandı, ülkeye böyle değerli bir oyuncu kazandırdık. Devletimiz kazandı, verilen bu imkanların karşılığında böyle bir gurur yaşandı. Biz neyi paylaşamıyoruz? Neden hep birlik ve beraberlik içinde olmuyoruz?
Vargas’ın Malatyalı olma durumu çok hoşuma gitti. Size şunu söyleyeyim, 25 Temmuz’da takım burada toplanacak. Hemen mevsimi bitmeden buraya kayısılar gelecek. Uygun olursa Malatya’ya da gideceğiz. Çok acılar yaşadığımız deprem bölgesine de gideceğiz. Benim de memleketim biliyorsunuz. O konuda ülke olarak yaşadığımız büyük sıkıntılarımız var. Büyük bir devletiz, büyük bir ülkeyiz. Çok kısa sürede bu yaraları sarmaya devam ediyoruz, Sarıldı gibi düşünmeyelim, sarmaya devam edelim. Dört şehrimiz yok oldu, asrın felaketiydi. Allah bir daha yaşatmasın. İnşallah Vargas’la birlikte Malatya’ya gideceğiz. Benim doğum günümde video göndermiş bana, videoda “Happy Birthday Başkan, ben Malatya” diyor. Evlat ya, bu evladı bağrıma basmayıp ne yapayım… Hepsi benim evladım. Takımın müthiş neşesi, hele Zehra’yla bir ikili oldular. Gurbette antrenmanlara o gidiş gelişleri, takımla antrenman kenarında esprileri, can ciğer olmaları başka bir mutluluk.
Tüm bu yaşanan gurur tablosunun ve müthiş başarının sonrasında sosyal medyada, haberlerimizde çok yer vermek istemediğimiz paylaşımlar da yapılıyor. Bu yorumlar hakkında ne düşünüyorsunuz?
Artık hiç itibar etmiyorum. Devlet bir kanun çıkarttı, sosyal medya üzerinden kişilik haklarına saldırılar oluyor biliyorsunuz. Artık milletin işi gücü yok gidip mahkemelerle uğraşsın. Bir örnek veriyorum, çirkin bir saldırı vardı. Mahkemeye verdik, “fake” hesap ve sahte isim çıktı. Kime hesap soracaksın? Gerçek isminizle gerçek eleştirilerinizi ve paylaşımlarınızı yapın; biz de size gerçek ismimizle samimi cevaplarımızı verelim. Ne yapmak istiyorlar bilmiyorum, ismini inkar etmek dürüst olmamak demektir. Bizim en güzel özelliğimiz bu, yazsınlar çizsinler biz o sayfaları çoktan kapatmışız. Sahada verilen cevap, yazmanın çizmenin de cevabıdır.
Daniele Santarelli hakkında merak edilen bir konuyu da soralım. Santarelli’nin sözleşmesinde bir Türk kulübünü çalıştırmasına engel teşkil edecek bir detay söz konusu mu?
Bizden izin alması gerekiyor. Bu konuda da bir engel tanımayız.
“Biz Voleybol Ülkesiyiz” sözünü belki de en net hissettiğimiz dönemlerden birini yaşıyoruz. Önümüzdeki dönemde Avrupa Şampiyonası ve Olimpiyat elemeleri var. Bu bağlamda voleybola olan ilgiyi de göz önüne alarak gelecek için neler söylemek istersiniz?
Bu sözün mimarı sponsorumuz Vestel’dir. Ergün Bey aynı zamanda Yönetim Kurulu Üyemiz. Bana: “Başkan, Biz Voleybol Ülkesiyiz” dedi. Geldiğimiz noktada gerçekten de biz voleybol ülkesiyiz, ekibin bugünleri öncesinden görüşüne tanık oluyoruz. Çok mutluyuz ama biz şunu diyorum. Biz spor ülkesiyiz, biz spor ülkesi olmalıyız. Eksiklerimizi tamamlayalım ve voleybolda olduğu gibi her branşta biz spor ülkesi olalım. 3 milyon nüfusa sahip ülkeler spor ülkesi olarak övünebiliyor da biz neden olmayalım ve övünmeyelim? Bu sözün kabul görmesi beni ve camiamı çok mutlu etti. Dev ekranlar kuruluyor biliyorsunuz. Güzellikleri gördükçe ve yaşadıkça çok mutlu oluyoruz.
Son sorumuzda “Kadınlar” demek istiyoruz. Sanırım şu an ekibinde kadınlara en fazla yer veren federasyon, Türkiye Voleybol Federasyonu diyebiliriz.
Evet, öyle diyebiliriz. Yönetim Kurulumuza bakın, Eğitim Kurulumuza bakın, TVF çalışanlarımıza bakın. Örneğin Genel Sekreterimiz, Uluslararası İlişkiler Direktörümüz, Sicil Lisans Yönetmenimiz ve tüm ekibimiz hepsiyle gurur duyuyorum. Erkeğiyle kadınıyla bütün emek veren herkesle gurur duyuyorum. Bu bir ekip işidir. Federasyonumda her birimde her mevkide çalışanlarımla, Yönetim Kurulumla, diğer kurullarımla, herkesle gurur duyuyorum. Herkesin en az benim kadar katkısı ve emeği var.
Voleybol severlere bir mesajınız var mı?
Bizi sevmekten vazgeçmeyin.