Yeni sezon hedef şampiyonluk

Selamlar,

Böyle güzel bir sitede bu köşeyi bana ayırdığınız için ilk önce sizlere teşekkür ederim.

Öncelikle biraz kendimden bahsetmek istiyorum size. Çok sevdiğim futbol hayatımdan sonra voleybola geçiş yaptım. Kısa sürede adapte olduğum voleybolu çok sevdim. Bu sevgimin karşılığında da Ankara Çankaya Belediyesi Spor Kulübü’nün altyapısında daha programlı daha profesyonel bir şekilde voleybola başladım. 17 yaşımdayken A Takım forması giydim. Çok uzun süreler emek verdiğim Çankaya Belediyesi’nden birinci lige çıkan Fındıklıspor’a bir Fındıklılı olarak katkı sağlamak ve kendimi geliştirmek için transfer oldum. Arkasından bir yıl Halk Bankası, sonra iki senelik bir Polis Akademisi macerasından sonra tekrar eski kulübüm Halkbank’a döndüm ve iki senedir bu forma için ter döküyorum.  Bu takımda olmaktan da çok büyük mutluluk duyuyorum.

Gecen yıl Halkbank’ta sezon istediğimiz gibi bitmedi ve bu da beni çok etkiledi. Çünkü çok hırslı ve kazanma isteği çok yüksek olan kaybetmeye de hiç tahammülü olmayan bir yapıya sahibim. Geçen seneki sorun galiba tam bir takım olmayı başaramadık. Çabuk dağıldığımız için geriye düştüğümüz maçlarda toparlanıp tekrar bir tempo yakalayamadık. İnancımızı çabuk kaybettik. Bu yüzden kafa kafaya götürdüğümüz maçları da hiç kazanamadık. 

Yeni sezonda tek parolamız göze hoş gelen seyircilere keyif veren voleybol oynamak ve tabiî ki kazanmak. Bu sezon Halkbank yönetiminin yaptığı yerli ve yabancı transferler oldukça başarılı. Yabancı oyuncular dünya piyasasında isim yapmış bilinen kariyerli oyuncular. Yerli oyuncularımız ise Barış Hamaz’ın dışındakiler genç, yetenekli uzun süre Halkbank’a emek verebilecek zaman zaman hepsi A Milli takım forması giymiş ve giymeye devam edecek oyucular. Barış Hamaz’ın kariyeri ise ortada. Bu sene her şeyin daha iyi olacağını düşünüyorum. Zaten başlayan çalışmalarımız da artan tempo ile devam ediyor. Sabah ağırlık ve kondisyon aksam da top antrenmanı ile yeni sezon hazırlıklarımızı sürdürüyoruz. İleriki günlerde yabancı oyuncularımızın da takıma katılmasıyla bu tempo daha da artacak ve yeni sezona çok iyi bir başlangıç yapacağımızı düşünüyorum.

Milli takıma gelince sezonun bitmesiyle 10 günlük dinlenmenin ardından geniş bir kamp oluşumuna girdik. Bunun nedeni sizlerinde bildiği gibi 3 önemli turnuvada aynı anda yer alacak olmamızdı. 2 buçuk aylık bir kamp döneminden sonra kimi arkadaşlarımız Universiad kadrosu, kimisi Avrupa Ligi, kimisi de Akdeniz Oyunları için ayrıldı. Ama hepimizin yüreğinde ve kafasında tek düşünce vardı o da başarılı olmak. Ben de Universiad kadrosunda yer buldum. Bu benim A Milli Takım seviyesindeki ilk deneyimimdi. Böyle bir kadronun içinde yer bulduğumdan dolayı çok mutluydum ama maalesef Universiad’da aldığımız derece bizi memnun etmedi. Çeyrek final maçında Çek Cumhuriyeti’yle karşılaştık. Aslında bu maçı alabilirdik ama bazen bir maçı kazanmayı çok istemek olumsuz sonuçlanabiliyor. Biz Çek Cumhuriyeti maçında işte bunu yaşadık ve aşırı istediğimiz bu maçta gerçek performansımızı ortaya koyamadık, çok gergin oynadık. Bu karşılaşmayı kaybetmemizin ardından takımımız bir enkaz haline geldi. İyi gittiğimiz turnuvada maalesef büyük bir çöküntü yaşadık. Milli takım için bir şeyler yapmak isteyen biz 12 arkadaş koyduğumuz hedefe ulaşamamanın üzüntüsünü yaşadık ama bundan da bir ders çıkarmamız gerekir. 

Universiade’dan sonra hem sevdiğim için hem de sezona hazırlanmak maksadıyla beach volley oynadım. Önce Polonya’da düzenlenen Üniversiteler arası Avrupa Şampiyonası’na katıldım. Maçlar sonucunda Ankara Üniversitesi adına arkadaşım Sabit ile birlikte 8’incilik elde ettik. Ardından da Hopa’da yapılan Türkiye Şampiyonası’na Barış Hamaz’la katıldık. Çok güzel bir turnuvaydı. Her şeyin düşünüldüğü bir organizasyondu. Ancak havanın kapatması ve yoğun yağan yağmur bizi biraz sıkıntıya soktu. Sonuçta bizler beach voleyci değiliz ve yaklaşan sezonumuz öncesi böyle havalarda voleybol oynamak bizim salondaki voleybol hayatımızı tehlikeye sokabilirdi. Yine de yağan yağmur altında çok eğlenceli maçlar oynadık. Bu da Türkiye’de voleybolun ne kadar çok sevildiğinin göstergesidir diye düşünüyorum.

Biraz da yaklaşan A Milli Takımımızın Avrupa Şampiyonası’na değinmek istiyorum. Şu an kadroda bulunan arkadaşlarım uzun ve iyi bir kamp dönemi geçirdiler. Geçen bu 3 aylık kamp döneminin onlar için faydalı olduğunu düşünüyorum. Çok güçlü bir grupta olmamıza rağmen her şeyin sahaya yansıyan oyunla netleşeceğini düşünüyorum. Milli takımımız grubundaki maçlarda bizi en iyi şekilde temsil edecektir. Umarım gruptan çıkarak adımızı artık Avrupa arenasında yukarılara yazdırırlar.

Bütün arkadaşlarıma bu turnuvada yürekten başarılar diliyorum.

Mustafa KAVAZ

 


Haberi Paylaş

Comments are closed.