Türk voleyboluna birçok sporcu kazandıran Şaban Çıbık, fırsat verilmesi halinde çok başarılı olabileceğini söyledi, “Çok kötü yönetilen kulüplerimiz var. Ancak bana istediğim şartlar sağlanırsa istenilen dereceleri yakalayabilirim” dedi.
Türk voleyboluna genç yetenekler katan başarılı çalıştırıcı Şaban Çıbık, antrenörlük yaşamına nasıl başladığını, nasıl zorluklar yaşadığını ve şu andaki yönetim tarzında ne gibi hataların olduğunu anlattı.
* Voleybol hayatınız nasıl başladı?
– 1975’te başladım bu işe. O zaman spor akademileri yoktu, beden eğitimi bölümünü bitirdim. 93-98 yılları arasında Beşiktaş’ta çalıştım ve erkek takımını 2. Lig’e çıkardım. Şişli Belediyesi Kulübü’nden teklif aldım. Orada çalışırken, kulüp küçülme politikasına girdiği için ayrılmak zorunda kaldık. Bu sezon sonunda Trabzon’la anlaştık, ancak onlar da benim istediğim transferleri yapamadılar ve ayrıldım. İstanbul Üniversitesi benim evim. Az değil 31 senemizi verdik.
* Yetiştirdiğiniz oyunculardan bahsedelim biraz isterseniz?
– Şu anda her takımda en az 1 ve ya 2 tane oyuncum var. Bunun yanında ben aşağı yukarı 15 senedir federasyonda çalışıyorum. Marmama bölgesi kız takımları sorumlu antrenörüyüm. Geçen sene yıldız takımlarda oynayan çocukların 8 tanesi benim bizzat uğraştığım, ilgilendiğim çocuklar. Hatta şu anda Galatasaray’da oynayan Suzent var. Yani bir sürü şey yaptık. Ben buradan kalkıyorum Ankara’ya, Yalova’ya maç izlemeye gidiyorum. Ama kulüplerin biraz daha altyapı antrenörlerine değer vermesi lazım, biraz daha deneyimli antrenörleri getirmeleri lazım. Herkes spor yapabilir ama herkes sporcu olamaz. Ben kriterlerimi koyarım ortaya. Bunun içine giren arkadaşları alırım girmeyenleri ise almam.
‘Bir tek Giovanni’
* Peki Türkiye’nin yabancı antrenörlere eğilimini nasıl buluyorsun?
– Türkiye’den ben bir tek Giovanni’yi beğenirim. Giovanni dışındakilerin bizden farkı yok. Bir antrenör 8-9 tane yardımcıyla çalışıyor. Şimdi hangi antrenör tribünde oturup maçı not alıyor. Onun için yabancı antrenör bize bir şey kazandırmaz. İşte Galatasaray’ın antrenörü Çanakkale’ye geldi ne verdi? Hiç bir şey vermedi. Maçı izlerken bakıyorsun öyle basit hatalar yapıyorlar ki, biz yaptığımız zaman hedef tahtasına konuyoruz.
* Burayla ilgili eklemek istediğin bir şey var mı?
– İstanbul Üniversitesi Türkiye’nin en büyük üniversitesi. Eskiden spora çok daha fazla önem verilirdi. Her branşta 93’e kadar İstanbul Üniversitesi bayanlarda her sene Vakıfbank, Eczacı, Galatasaray, Beşiktaş vs. gibi takımlar olmasına rağmen hiç transfersiz ilk 4’e girer ve Türkiye Şampiyonası’nda derece yapardık. Şimdi bir takım kuruyoruz, çıkıyoruz 2. lige ondan sonra bütçe yok diye kapatıyorlar. Ama baktığınız zaman 1. Lig’de kötü transfer politikası ile yönetilen kulüpler var. Onun için yönetim istesin çok iyi işler çıkarabilirim.
Şimdiki hedefiniz nelerdir?
* Şimdi arkamda duracak bir kulüp arıyorum. Çanakkale’ye gittiğim zaman takımdan 3 kişi haricinde kimseyi istemedim. Ardından da o dönemde 55 tane kızla birebir görüştüm. Diğer insanların beğenmediği kızları ben aldım. Çünkü benim kafama yatan, hırslı, azimli, bir şeyler öğrenmek isteyen kızları topladım ve onları da iyi çalıştırdığın zaman daha iyi oluyor. Çanakkale şu an o kadronun temeli ile çıktı hâlâ oynayan oyuncular var
orada.
Milliyet-Erkan Ayraç
Comments are closed.