14 takımla olmuyor

Kulüp sezonunun bitip milli takım sezonun başladığı günlerde ülkemiz voleybolunda çoğu zaman şikayet konusu haline gelen liglerde yer alan takım sayısını değerlendireceğiz sevgili voleybolseverler.

Nerede başladı?

Uzun yıllar 12 takımla oynanan en üst seviye liglerde (Efeler – Sultanlar) en alt sırada yer alan iki takım düşerken bir alt ligden gelen iki takım onların yerini alıyordu. 9 ve 10. sıradaki takımların normal sezonun bitimi ile sezonu da tamamladığı liglerimizde ilk 8 sırada yer alan takımlar play-off oynuyor ve sıralamadaki yerini tayin ediyordu. 

Tüm Dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgını ülkemizi de kasıp kavurmaya başlayınca 2019-2020 sezonunda play-off oynanmamış, şampiyon ilan edilmemiş, ligden bir alt kümeye takım düşürülmemişti. Buna mukabil bir alt ligden 2 yerine 4 takıma en üst ligde oynama hakkı verilmişti. Böylelikle en üst seviye ligler 2020-2021 sezonunda 16 takımla oynanmış, sezon sonunda son sırada yer alan 4 takım bir alt lige düşürülerek bir sonraki sezon takım sayısı 14’e düşürülmüştü. O günden beri de 14 takım uygulaması devam ediyor.

Sonuç pek değişmiyor

Vestel Venüs Sultanlar Ligi 2019-2020 normal sezonunu son 2 sırada tamamlayan Beşiktaş (22 Maç, 3G, 8P) ve Beylikdüzü Voleybol İhtisas (22 Maç, 1G, 3P) ligde tutulmalarına rağmen bir sonraki sezonu da aynı sırada (BJK 2G, 6P / BVİ 0G, 0P) tamamladı. Bazılarının “Dünyanın en iyi ligi” olarak nitelendirdiği Sultanlar Liginde Beylikdüzü’nün oynadığı 30 maçta set dahi kazanamadığını tüm voleybolseverler hatırlayacaktır. Yarıda kalan Covid-19 sezonunda bir alt ligden yükselen İlbank, Çan Gençlik Kalespor, Sarıyer Belediye ve Kuzeyboru takımları da bu iki takım hariç en alt sıraları paylaşmıştı.

Neden olmuyor?

Çocuklarımızın fizik kapasitesi, 25-30 yıl öncesine çok daha yüksek olsa da ülkemizde yeterli sayıda üst düzey oyuncu yetiştiğini söylemek pek gerçekçi olmaz. Takımlar arasındaki bütçe uçurumunun yanı sıra yabancı oyuncu sınırlaması da uygulanınca ligde denge tutturmak, bir türlü mümkün olmuyor. Bunun sonucunda normal koşullarda yukarıdaki 3-4 takım ile aşağıdakiler, kolay kolay sonucu belirsiz maçlar oynayamıyor. Erkeklerde durumun biraz rekabetçi olduğu söylenebilir. Ancak kadınlarda takımlar arası uçurumun sahaya yansıması, oyuncular için adeta eziyete dönerken seyirciyi de salondan kaçıran bir faktör haline geliyor.

Yerini tutar mı?

Bu sezon ülkemizde yaşanan yıkıcı depremlerin de etkisiyle liglere ara verildiği herkesin malumu. Bundan dolayı milli takımlar sezonu yaklaşıp ligin boyu kısalınca kadınlarda yarı final serisi 2 maç üzerinden “Altın set” usulü oynandı. Bunun sonucunda turu hak eden Fenerbahçe Opet finale yükselerek ligi şampiyon olarak tamamladı. Doğal olarak Vakıfbank cephesi, sonucu nüanslarla ortaya çıkacak 15 sayılık bir sekans sonrası şampiyonluktan olunca sonradan alınan bu karara ateş püskürdü. Eğer lig 14 yerine 12 takımla oynansa, normal sezonda 50 maç daha az oynanacaktı. Böylelikle yarı final serisi 3 maç üzerinden oynanabilecekti. Sorulması gereken soru şu;

“Normal sezon sonunda küme düşecek olan 2 takımın yıl boyunca oynadığı 50 maç, Fenerbahçe Opet ile Vakıfbank arasında oynanacak bir yarı final maçının yerini tutar mı?”

1-8 Sistemini isteyen de çok

Normal sezonun uzun sürmesi ile şampiyonu belirleyecek olan play-off serileri, normal sezonu ilk 4 sırada bitiren takımlar arasında oynanmaya başladı. Böylelikle eskiden zirve için bir şans bulan 5-8. sıradaki takımlar, gazozuna maçlarla yetinmek durumunda bırakıldı. Bu takımlara gönül veren voleybolseverler de duruma sürekli tepki gösterdi. Tarafsız bile olsa bu takımların mücadele ettiği yerdeki voleybolseverler de ligin en iyi takımlarını bir kez daha canlı izleme fırsatını kaçırmış oldu.

Sezonun uzamasında dolayı play-off mücadelelerinin kısalmasına mazeret olarak normal sezonu 5-8.sırada tamamlayanların şampiyonluk şansının olmaması öne sürülebilir. Bunu düşünenlere Kadınlar Ligi 2008-2009 sezonunda normal sezonu zirvede bitiren Vakıfbank Güneş Sigorta’nın 8.sıradaki Galatasaray’a ilk turda nasıl elendiğini, Efeler Ligi 2018-2019 normal sezonunu 5.sırada tamamlayan Fenerbahçe’nin nasıl şampiyon olduğunu düşünmelerini tavsiye ederim. Bütün bu hususlar göz önüne alındığında 1-8 sistemini isteyenlere hak vermemek elde değil.

Çözüm ne?

Ligin kalitesini ve marka değerini yükseltmek için kısa vadede uygulanması gereken çözüm, ya takım sayısını azaltmak ya da yabancı oyuncu sayısını arttırmak. Zira bütçesi fazla olan takımlar, yabancı kısıtlamasından dolayı az sayıdaki üst düzey Türk oyuncuyu kadrosuna katıp kendi gücünü arttırırken potansiyel rakiplerinin de gücünü düşürmüş oluyor. İyi düzeyde yerli oyuncu alamayan alt seviye takımlar ise ya yukarıdakilerin beğenmediğini alıyor, ya da genç oyuncuları gelişmesi için kiralık olarak oynatacak yer haline geliyor. Bu iki grup oyuncu aşağıdaki takımda kendini geliştirebilirse, bir sonraki sezon yine yukarıya oynayan bir takımın yolunu tutuyor. Rekabet bir türlü sağlanamıyor. Eğer ligde iki takım daha az olursa bu takımlarda yer alan -az sayıda da olsa- Türk ve yabancı oyuncular, diğer başka ekiplere transfer olacak ve o takımların gücünü arttıracaktır.   

Yabancı sayısı arttırılırsa, özellikle kadınlarda bütçe ya da sosyal sebeplerle istediği Türk oyuncuları kadrosuna katamayan takımlar, transfer zamanı bu iki faktöre takılmayacakları yabancı oyuncularla dengeyi biraz olsun sağlayabilirler.

Ülkemizin ekonomik koşulları göz önüne alındığında ikinci çözümün uygulanmasının daha zor olacağı aşikar. Bu nedenle belirli seviyede oyuncuları daha fazla yetiştirmeye başladığımız güne dek takım sayısını azaltmak daha mantıklı görünüyor.

Voleybol dolu günler dileğiyle,

Kayhan Kösem

kkayhan@hotmail.com

Haberi Paylaş

3.744 thoughts on “14 takımla olmuyor

  1. Cnc says:

    Boşuna ağlamasınlar Fenerbahçe’de ŞL’de Vakıfbank’a altın sette kaybetti. İşine geldiği gibi yorumlamadın kimse.

  2. kaan says:

    sultanlar liginin avrupanın en iyi ligi olduğu düşüncesi sadece bir şehir efsanesidir. türkiye de parayı basıp kaliteli yabancıları getirmeseler, ligimiz son derece vasat bir lig olur. ülkemizden son yıllarda kaliteli yerli oyuncu çıkmama sorunu gibi büyük bir sorunla karşı karşıyayız. hatta hücum oyuncusu hiç ama hiç çıkmamaktadır. en son çıkan oyuncu ebrar kurt. ondan sonrası koca bir hiç!! avrupanın en iyi ligi tartışmasız italya ligidir. bunu tartışan adamın da aklından kesinlikle şüphe ederim.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.