Roller belli değil

Galatasaray HDI Sigorta ile Halkbank arasında oynanacak mücadele, yalnızca zirveyi şekillendirmekle kalmayacak, aynı zamanda sonucu itibarıyla şampiyonluk yolundaki takımlara verilecek bir mesaj da olacaktı.

Sezonun en büyük kazancı

Halkbank adına kuşkusuz Micah Ma’a. A.B.D.’li pasör, yalnızca takımı hızlandıracak paslarla yönetmekle kalmadı bugün. Sarı kırmızılı hücumlara karşı yaptığı defans, dünyanın en iyi liberolarının dahi zaman zaman hata yapacağı türdendi. Attığı servisler de ev sahibinin canını çok yakacak derecedeydi. Bundan dolayıdır ki, Ma’a, bugünkü maçın en çok servis kullanan oyuncusuydu. A.B.D.’li pasörün orta oyuncularla bu kadar kısa zamanda kurduğu uyum ise her bakımdan takdire şayan. Kaldı ki, takdir edilmesi gereken sadece atılan pasın kalitesi değil, Türkiye’de pek rastlamadığımız biçimde orta oyuncuları fileden açık bir şekilde hücuma yönlendirerek rakip bloklardan kaçırıyor Ma’a.

Beklendiği gibi Ankara ekibinde topların çoğu, Hollandalı yıldız Nimir Abdel-Aziz’e adreslendi. Ancak bunun çok doğru bir uygulama olduğunu söyleyemeyiz. İlk setin son üç Halkbank hücumu merak edenlere bunun cevabını verir. Geçen sezonun lokomotiflerinden olan Nicolas Bruno gibi bir smaçör ve ortada yüksek Doğukan Ulu, Mert Matic varken Hollandalı pasör çaprazını bu denli zorlamanın anlamı da yok ayrıca. Bugünkü maçta Ulu’nun %80, Matic’in ise %64 ile hücum ettiğini hesap edersek (Toplamda: %72 21/29) Halkbank’ın önünde yalnızca Abdel-Aziz’i zorlamak haricinde çözümler olduğunu da düşünebiliriz. Yiğit Gülmezoğlu’nun kabul edilemeyecek derecede kötü hücum ettiği düşünülebilir. Ancak milli smaçörün manşetteki iyi oyunu, sakatlık döneminden dönmesine rağmen olumlu sinyallerden sayılabilir. Volkan Döne’nin de bugün çok iyi manşet getirdiğini ayrıca belirtelim.

Ma’a’nın defans yaptığı topları Bruno’nun hücuma bir pasör gibi yönlendirmesi de akılda kalan unsurlardandı. Zira modern voleybolda çoğu takım, pasörün sahada olmadığı ya da ilk topa dokunduğu anlarda pasörlük görevini sahadaki liberoya, yoksa da arkadaki orta oyuncuya verir. Bu arada Halkbank’ta, altyapılarda pasörlük de yapmış olan ve bu görevi üstlenebilecek düzeyde bir Gülmezoğlu olduğu gerçeğini de göz ardı etmeyelim.

Galatasaray HDI Sigorta’da roller belli değil

Sarı kırmızılıların başta kenar olmak üzere oyuncu kadrosu Halkbank’a göre çok zayıf kalıyor. Bundan dolayı Umut Çakır’ın oyun içerisindeki tek hamlesi, Orçun Ergün’ü servis için Emir Kaan Öztürk’ün yerine oyuna dahil etmesi oluyor. Bir sette yalnızca bir kez uygulanabilen bu hamlenin bugün işe yaramadığını belirtelim. Bu arada Öztürk’ün blok sezgisi ve zamanlamasının çok iyi olduğunu söylemeden geçmeyelim. Eğer hücum koordinasyonunu da geliştirebilirse, Öztürk’ün en üst düzey orta oyuncu sınıfına geçmesi hiç de zor değil. Eğer bu gelişim gerçekleşirse, Milli takımımız da uzun yıllar hizmet edecek bir orta oyuncuya kavuşmuş olur.

Cimbom’un yeni pasör çaprazı Thomas Edgar, fizik kapasitesini sahaya yansıtamıyor. Vurduğu topların yüksekliği 2.12’lik bir oyuncu gibi değil. Bu durum, Galatasaray HDI Sigorta’da zorunlu hallerde devreye girecek sürükleyici kim olacak sorusunu akla getiriyor. Mesela bugünkü maçta kazandığı setleri 2 sayı farkla önde bitiren Cimbom, her iki sette de kendi hücumuyla değil, rakibin hatalarıyla kazandı. İlk sette üst üste kazanılan blok sayılarının sarı kırmızılı oyuncuların müthiş eforuyla olduğu aşikar. Ancak Nimir Abdel-Aziz gibi çok üst düzey bir oyuncunun üst üste 3 kez bloğa yakalanması, her zaman tanık olacağınız bir durum değildir. Bütün bu son topların, arka pozisyondaki Hollandalıya servis edilmesi ise yukarıda yazılı hatalardan sayılabilir.

Rollerin belli olmaması, yalnızca kimin sürükleyici olup kimin hangi toplara hücum edeceği ile ilgili değil. Mesela ön alanda bulunan orta oyuncu Oğuzhan Karasu gelen servise manşet almaya çalıştı. Hem de 3 kez. Klasik 5-1’de kabul edilemeyecek bir durum, zira top fileden sekip kendisine gelmedi Karasu’nun. Böyle olunca hücumda düşüyor öndeki orta oyuncu. Defanstan çıkan toplarda pasörün giremediği ikinci topu kim hücuma yönlendirecek belli değil. Bundan dolayı güçlükle defanstan çıkan toplar, rakibe hediye sayı haline dönüşebiliyor. Aynı şeyleri fileden seken toplar için de söyleyebiliriz. Bu tarz hatalar, üst düzey hedefleri olan takımlarda olmaması gereken cinsten.

Deneyim abidesi Selçuk Keskin ile smaçörler arası uyum da henüz istenilen seviyede değil. Elbette zamanla aşılabilecek problemler bunlar. Ancak kenardan istediğiniz gibi yararlanamadığınız durumlarda bu uyumsuzluklar, özellikle hedefe oynayan takımlar karşısında can yakar. Köşe oyuncuların tersine Cimbomda orta oyuncularla pasör Keskin’in iyi bir uyum yakaladığını söyleyebiliriz.

Bu ralli unutulmayacak türden

Dördüncü sette skor 10:11 iken oynanan ve sarı kırmızılıların kazandığı ralli, voleybol tarihine geçebilecek cinstendi. Son derece sert hücumlara yapılan inanılmaz defanslar, bloktan seken topları yeniden hücuma çevirme aksiyonları ve bunların neticesinde uzayan ralli, erkek voleybolunda fazla yaşanmayacak türdendi. Doğal olarak salondaki her izleyici, ralli sonunda her iki takım oyuncularını da uzun süre alkışladı.

Voleybol dolu günler dileğiyle,

Kayhan Kösem
kkayhan@hotmail.com

Haberi Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir