Parolamız “Şampiyon olmak”

Merhaba, öncelikle sitenizde bana da yer verdiğiniz için size çok teşekkür ederim. Ben Cansu Aydınoğulları. 18.02.1992 doğumluyum. 6 senedir voleybol oynuyorum. Beşiktaş A Bayan Voleybol Takımı’nda 2. pasör olarak görev yapıyorum. Yazımda sizlere 17 yaş altı olan yıldız milli takımımızın nasıl bir araya geldiğini, kısa süre içinde neler yaptığını ve neler başarmak istediğini anlatmak istiyorum.

Biz 2008 yılının Şubat ayında 30 kişilik bir kadroyla ilk kampımızı Alanya’da gerçekleştirdik. Bizim için zor ve bir o kadar da öğretici hem de eğlendiğimiz bir kamp oldu. Hedefimiz büyük ve bunu başarmak için çok çalışmak gerekiyor. Çünkü önümüzde Dünya 2.’si olmuş bir takım var ve bizim başarılı olmamız için bu başarıların üstüne çıkmamız gerekiyor. Zaten amacımız Türk voleybolunu Dünya’ya ve Avrupa’ya duyurmak değil mi?

Bizler yazın Temmuz ayında 24 kişilik bir kadro ile tekrar toplandık. Önümüzdeki en yakın turnuva Yunanistan’da düzenlenecek olan Balkan Şampiyonası’ydı. Bir aylık kampın sonunda kadromuz belirlendi ve Yunanistan’a gittik. Balkan Şampiyonası’nda iyi bir performans gösterdik ve finalde Sırbistan’ı 3-1 yenerek şampiyon olduk. Ben de MVP seçildim.

Gerçekten bu başarı bizim için çok güzel ve anlamlıydı. Çünkü beraber kazandığımız ilk başarıydı. Bu başarının şampiyonluk olması ayrı bir hazdı. Bosna’da düzenlenen Genç Kızlar Balkan Şampiyonası’na biz yıldız takım olarak katıldık. Ben bu sefer arkadaşlarımdan ayrıldım çünkü genç milli takım kadrosundan bulunuyordum ve Polonya’da özel bir turnuvamız vardı. Biz de Polonya’da genç milli takım olarak şampiyon olduk.

1 Aralık 2008’de ikinci kampımız başladı. 26-31 Aralık’ta İtalya’nın Roma şehrinde, İtalya Yıldız Milli Takımı ile ikili kamp yaptık. 2 Ocak’ta Alanya’da idmanlarımıza başladık, her gün çift antrenman yaparak 7-11 Ocak’ta Alanya’da düzenlenecek olan Avrupa Şampiyonası elemesine hazırlanıyorduk. Grubumuzda maç sırasıyla İsrail, Portekiz, Azerbaycan, Slovakya ve Fransa takımları vardı. İsrail, Portekiz, Azerbaycan’ı 3-0’lık skorlarla yenerek sahadan ayrıldık. Dördüncü gün oynadığımız Slovakya maçında ise istediğimiz oyunu sergileyemedik ve sahayı 3-0 yenilgi ile terk ettik. Son gün Fransa karşısında 3-0’lık güzel bir galibiyet alarak grup birinciliğimizi ilan ettik ve 4-9 Nisan’da Hollanda’nın Rotterdam şehrinde düzenlenecek olan Avrupa Şampiyonası’na katılma hakkı kazandık.

Maçlarımızı kendi ülkemizde oynamak bize gurur ve güven veriyordu. Ülkemize voleybolumuzu sevdirmek ve hedeflerimizin büyüklüğünü göstermek bambaşka bir mutluluk. Ve o sahada tek yürek olmak çok özel bir duygu.

Bizler maçlara çıkarken çok yoğun duygularla çıkıyoruz. 70 milyonun sorumluluğunu taşımak çok zor. Göğsümüzde ay-yıldızı taşıyoruz bu çok büyük bir gurur. İnsanlar bu bayrak, bu vatan için hiç düşünmeden canlarını veriyorlar. Biz de sahaya bu duygularla çıkıyoruz. Adrenalin çok yüksek, inanılmaz görüntüler ortaya çıkıyor. Zaten maç kazandıktan sonra sağlıklı düşünemiyorsun. Düşünsenize amacınıza ulaşıyorsunuz ve ülkenizi mutlu ediyorsunuz. Bu duygu nasıl anlatılabilir ki. Yunanistan’daki Balkan Şampiyonası’nda oynadığımız final maçında yaşadığımız güzel bir olayı anlatmak istiyorum. Orada yalnızdık, takımınızdan başka kimse yok. Kendi kanınızdan, aynı hedef için çarpan yürekler sınırlı idi. Marşınızı okurken gözlerinizden yaşlar akarken insanlar size sadece bakmakla yetiniyor. Oynadığım o final maçında Yunanistan’da işçi görevinde bulunan 15’e yakın insan tribünde ay-yıldızlı bayrağımızı dalgalandırdı ve bize destek verdi. Tribünde onların dışında herkes Sırbistan’ı destekliyordu. O, 15 kişilik grubun Türkiye sesleri, sahada oynarken tüm Türkiye’nin sesiymiş gibi geliyor size. Kalbin daha hızlı çarpıyor, yalnız olmadığını anlıyorsun.

Ülkemize oynadığımız Avrupa Şampiyonası elemesinde ise bayrağımızı dalgalandırıp hep bir ağızdan marşımızı seslendirmek çok özel bir duygu. Her İstiklal Marşı’mızı okuduğumuzda tüylerimiz diken diken oluyor. Karşımızda sizden bir şey bekleyen, sizi destekleyen yüzlerce insan var ve orada görünmeyen milyonlarcası daha. Pes etmek gibi bir duyguya kapılabilir  misiniz? böyle bir heyecan, böyle bir yürek, böyle bir sevgi varken. Sahada oynarken daha dik durabiliyorsunuz çünkü tribünde kanıtı var. Fransa’yı yenerek grup 1.’si olduk ve bu sevinci ilk defa Türk milletiyle bir arada yaşadık: Bu başarıyı onlara armağan ettik. Bizler milletimizin varlığını her zaman yanımızda hissedeceğiz. Yeter ki sizler bizi hiç bir zaman yalnız bırakmayın ve hep arkamızda olun. Bu başarıların hepsi sizler için.

Ama bitmedi asıl hedeflerimiz şimdi başlıyor. Öncelikle Avrupa’da bize yakışır, Türkiye’ye yakışır bir derece kazanmak istiyoruz. Burada alacağımız derece bizi Hindistan’da düzenlenecek olan Dünya Şampiyonası’na kadar götürecek. Biz bu yola çıkarken parolamızı “şampiyon olacağız” diye belirledik ve her adımımızı bunları düşünerek atıyoruz. Bizler çok şeyden fedakârlık ediyoruz, en önemlisi emek veriyoruz. Ve bu emeğimizin karşılıksız kalmasını istemiyoruz. Öncelikle basınımızdan destek bekliyoruz. Voleybolumuz ülkemize sevdirilsin istiyoruz. Bizler bunun için çalışıyoruz. Kazandığımız başarılar Avrupa’da bilinirken, adım adım takip edilirken neden ülkemizde bilinmiyor? Spor neden futbolla sınırlı? Bizler akşam spor haberleri izlemek için televizyon başına oturunca neden sadece futbol haberleriyle karşı karşıya kalıyoruz? Futbolda dünyaca ünlü sporcular transfer edilince haftalarca gündemden düşmezken, Aroma Bayanlar Ligi’ndeki dünyaca ünlü sporcular neden basında bu kadar yer almıyor? Bizler verdiğimiz emeklerin ödüllendirilmesini istiyoruz. Basın olarak sizlerin hiç şüpheniz olmasın ki bizler haber yapılacak başarılar kazanacağız.

Sizlere söz veriyoruz…

Teşekkürler.

Cansu AYDINOĞULLARI
Yıldız Milli Bayan Voleybol Takımı Kaptanı


Haberi Paylaş

Comments are closed.