Küfür derbisi

Çok yoğun geçen bir haftanın göze batan notlarını değerlendiriyoruz sevgili dostlar.

İstanbul’u aratmaz

Geçen haftaki yazımızda Challenge Cup Bayanlar dörtlü finalinin yerinin belli olmadığını belirtmiştik. Geçtiğimiz hafta şampiyonun belli olacağı kent açıklandı. Galatasaray’ın organizasyonu almadığı takdirde kendi saha ve seyircisi önünde kupa kaldıramayacağını söylemiştik ayrıca. Ancak turnuvayı Almanya’nın Dresdner SC takımının organize edecek olması, seyirci avantajının tekrar lehimize dönmesini sağlayacaktır. Milyonlarca yurttaşımızın yaşadığı Almanya, bu konuda İstanbul’dan daha avantajlı sayılabilir. Zürih’teki görüntülerden sonra bu habere sevinmemek mümkün değil, zira Dresden’de yapılacak turnuvada Galatasaray’ı görmek isteyen gurbetçilerin sayısı, Üsküdar’a geleceklerden çok daha fazla olacaktır. 

Asterix Kieldrecht

Belçika’nın Kuzeyinde kalan Doğu Flandre eyaletinin küçük bir kasabası Kieldrecht. Nüfusu 4000 civarındaki bu kasabanın voleybol takımı olan Asterix’de yabancı oyuncu bulunmuyor. Geçtiğimiz sezon ligi ikinci bitiren rakibimizin toplam 4 lig şampiyonluğu bulunuyor. 7 kez de Belçika Kupasını kazanan takımın tarihindeki en büyük başarı, 2000-2001 sezonunda kazandığı Avrupa Top Teams Kupası olarak göze çarpıyor.
Takımın antrenörlüğünü 17 sezondur Asterix’de bulunan Gert Vande Broeck yapıyor. Kadrosunda bir adet 27, bir de 28 yaşında iki tecrübeli oyuncusu bulunan takımın diğer sporcuları, genellikle 20 yaş ve altındaki oyunculardan oluşuyor.
10 takımdan oluşan Belçika Bayanlar 1.Liginde oynadığı 13 maçın tamamını kazanan kırmızı siyahlı ekip, 38 puanla lider durumda bulunuyor ve en yakın rakibine iki maçı eksik olmasına rağmen 3 puan fark atmış durumda.

Okyanusu geçti, derede boğuldu

SCC Berlin takımını analiz ettiğimiz yazıda, Ziraat ‘in daha önceki turlarda elediği  Generali Haching’in Berlin temsilcisinden daha iyi bir ekip olduğunu, ligde de belirgin bir puan farkı ile daha üst sırada yer aldığını söylemiştik. Ancak Ziraat Bankası yaşadığı bir dizi talihsizliğin kurbanı oldu ve Ankara’daki maçı kaybederek kupadan elendi. Mevcut kadrosu ve oyun sistemi ile kupayı alması çok zor görünmeyen temsilcimiz, beklentilerimizi boşa çıkardı ve hepimizi üzdü.

3-0 Fenerbahçe Acıbadem

En baştan beri söylüyoruz, şampiyonluk hayal değil. Oyuncular, teknik ekip, yönetim, taraftar inanmış. Kadro Dünyanın en iyilerinden. Bütçe desen öyle. Keşke Final Four İstanbul’da olsaydı da bu coşkuyu tüm Türkiye yaşasaydı. Şimdi gözden ırak bir salonda seyirci avantajı olmadan savaşacak FB Acıbadem. Umalım bu dezavantaj sahada kendisini göstermez 3 Nisan’da.

Güneş sönmek üzere

Dörtlü finale iki takımla gitmek, güzel bir rüyaydı aslında. Gerçekleşmeyecek bir hayal değildi kesinlikle. Hala şans var. Ama zor olacak her şey İstanbul’daki kabustan sonra. Maç raporuna bakarsanız son set hariç tüm setler başa baş geçmiş son ana dek. İşte tecrübe ve kazanma alışkanlığı denen melanet bu noktada ortaya çıkıyor. Güneş Sigorta rakibinin pasör çaprazı ön alanda iken yaptığı varyasyona dahi çare bulmuştu. Paggi, Rosso ve Barazza pasörün hemen arkasından tek ayağa giderken Kozuch 2 numaradan kısa üstü yapıyordu uzayan toplara. Çoğu zaman durdurmuştu temsilcimiz bu hücumları. Ama yeryüzünün en iyi pasörüne çare üretmek kolay değildi. Attığı öldürücü pasların hücum oyuncularını rahatlatması bir yana, çoğu hücumda tekli bloğa karşı ya da bloksuz top vurdurdu tüm oyunculara Rus asıllı Hırvat Kirillova. İlk setin son anlarına kadar sıkıntı çeken Marco Paglialunga, hem smaçör hem de ortadan oynayabilen Valeria Rosso’yu oyuna alarak önce manşet sorununu çözdü, sonra da hızlı hücumlarla maçı kazandı. Geçen hafta takımla anlaşamadığı için görevden ayrılan baş antrenör Luciano Pedulla’nın yerine maça çıkan genç antrenör, işin sırrının yaşta ya da tecrübede değil, bilgi ve soğukkanlılıkta olduğunu gösterdi. Tüm setlere aynı dizilişle başladı genç İtalyan. Takımının zaaflarını ve iyi yönlerini çok iyi bildiğini gösterdi bu anlayışıyla. Jelena Nikolic ise manşet zafiyetiyle takımının yumuşak karnı oldu çoğu zaman. İkinci setin başında durum o kadar vahimdi ki, Nikoliç’i manşetten saklamak adına libero Gizem bazı pozisyonlarda tek başına bekledi gelen servisi. Bu fırsatı kaçırmayan Asystel Novara da gelen ikramı geri çevirmedi ve maçı kazandı. Manşet haricinde yaşanan defans sorunu da bir türlü çözülemedi VGSTT tarafında. Gelen sert toplara geride tek başına defans yapmaya çalışan Gizem, kaçırdığı bir top sonrası koç Giovanni Guidetti’yle ağız dalaşı yaptı saha içerisinde. Bu manzara, bir nevi isyanın belirtisiydi diğer arkadaşlarından yeterli yardım alamama durumu karşısında. Üçüncü setin son anlarındaki mücadele, diğer setlerde pek de görülemedi maalesef. Güldeniz’in kritik anda oyuna girip attığı iyi servisi yaptığı defans ile desteklemesi, takımı ayağa kaldıran bir hareket oldu. Bu aksiyonların sonucunda seti kazandı Güneş Sigorta. Ama hepsi o kadarla sınırlı kaldı. Bunun sonucunda Final Four, çok uzaklarda kaldı. Haftaya bir mucize dilemekten başka bir şey gelmez artık elden.
Bu maçla ilgili olarak göze çarpan iki ince nokta var ki, dikkatlerden kaçmadı. Birincisi, Güneş Sigorta’nın sahaya girmeyen yardımcı antrenörü Alessandro’nun reklam panolarını çekerek o bölgeye düşen topları kurtarma çabasındaki oyuncularını desteklemesi idi. Diğer husus ise Kirillova’nın dördüncü sette Neslihan’a yaptığı blok sonrası hoş olmayan hareketi oldu. Neslihan maç boyu ürettiği sayılar sonrası rakibe dönerek fazla aşırı olmayan sevinç gösterilerinde bulunmuştu. Bizim dikkatimizden kaçmayan bu durum, 45’lik pasörün radarına da takılmış olacak ki, fırsatını bulduğunda bir nevi intikam aldı yıldız oyuncumuzdan.

Lige bir bakış

Çok keyifsiz olduğunu her fırsatta söylediğimiz, birbirinden farklı 6-7 seviyede takımın olduğunu belirttiğimiz Bayanlar Liginde tüm maçlar 3-0 bitti geçen hafta. Ligden düşmesi matematiksel olarak da kesinleşen Beylikdüzü’nü 3-0 yenen Yeşilyurt, kümede kalma adına büyük iş başardı. Nilüfer Belediyesi’nin ligde kalabilmesi için kupada 2 kez yendiği İller Bankası’ndan ve Karşıyaka’da puan alması gerekecek. Yeşilyurt’un ise puan alması muhtemel tek rakibi İller Bankası ile deplasmanda oynayacak olması, hanesine bundan sonra puan ilave etme şansını azaltıyor. Play-off’a kalacak son takım konusunda Ankaragücü önde ve rahat. Bunun haricinde fazla bir değişiklik beklenmemeli.
Erkeklerde ise, evinde oynamanın avantajı ile Türkiye Kupasının sürpriz takımı Bozkurt’u yenen Diltaş, kümede kalma yolunda büyük mesafe kat etti. Kupanın yarı final ilk maçında Galatasaray’ı 3-2 yenince Avrupa Şampiyonu olmuş gibi sevinen Kastamonu temsilcisi, haftaya sahasında Arkas’tan puan alamazsa, ligden düşen ikinci takım olacak.
Ankara derbisinde Maliye Milli Piyango’yu 3-1 yenen SGK, Play-off yolunda bir adım öne geçti. Haftaya Tokat Plevne ile oynayacak olan MMP, Play-off’u zaten garantilemiş vaziyette. SGK bir adım önde olsa da ilk sekize girmesinin garanti olduğunu söyleyemeyiz.
İzmir deplasmanına gitmeyerek 2.Lig’de geçireceği bir sezonun masrafını çıkaran(!) Tokat Belediyesi Pelevne ise Türk Voleybolunun marka değerini çok düşürdü. Puan alamadan ligden düşmek de var, şampiyon olmak da. Ancak 1.Ligde bir takımın bu şekilde maça çıkmaması, voleybolumuzun geldiği noktayı daha detaylı düşünmemizi gerektiriyor. 2.Lig ve 3.Ligde bu tarz durumları her sene sıkça yaşıyoruz. Ancak 1.Ligde böylesi bir vahamet, voleybolumuzun nereye gittiği konusunda kafaları karıştırıyor.
Ligin tepesini ilgilendiren son maçta ise Ziraat Bankası Halkbank’a voleybol dersi verdi. Alt tarafı 3 setlik maçta rakibinin hatalarında tam 33 sayı elde eden Ziraat, Avrupa’dan elenmenin acısını Halk Bankası’ndan çıkartmış oldu. Eğer önümüzdeki hafta Ziraat ‘in Çek oyuncusu Peter Platenik de iyileşirse, Ankara temsilcisinin ligi 1.sırada bitirme olasılığı az değil. Ancak fikstüre bakıldığında normal sezonu zirvede bitirmeye en yakın takım, İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak gözüküyor. Bu mağlubiyet sonrası ligi daha aşağıda bitirmesi muhtemel Halkbank, Galatasaray’ı yenemediği takdirde ligi 6. olarak tamamlayacaktır.

Küfür derbisi

Hafta sonuna doğru başlayan derbilerin ilki, ezeli rakipler Beşiktaş ve Fenerbahçe arasında oynandı. Voleybol şubesinde yaşanan yönetim değişliği sonucu ayağa kalkan Beşiktaş, deplasmanda lider Fenerbahçe’yi yenerek sürpriz bir sonuca imza attı. Maçın başında skor 5-5 iken salona giren Beşiktaş seyircisi, takımını müthiş destekledi aslında. Ancak bu desteğin yanı sıra sezon boyunca duymadığımız cinsten küfürler de eksik olmadı. Bu sezon ilk kez bu kadar kalabalık bir taraftar grubu ile salona gelen Beşiktaş seyircisi, Fenerbahçe taraftarlarından bile fazla idi. TVF 50.Yıl Spor Salonunda ilk kez karşılaşılıyordu böyle bir manzara ile. Yıllar boyunca küfürlü tezahüratlar yüzünden çok ceza çeken Fenerbahçe yönetimi, taraftarını sakin tutmak adına bu maçta da elinden geleni yaptı. Ancak yeterli olmadı. Beşiktaşlıların kışkırtmasına dayanamayan Fenerbahçeliler de küfürlü tezahüratları ağzını doldurarak söyledi. Her iki takım taraftarına da yakışmayan manzaralardı ama sahaya yabancı madde atılmaması sevindiriciydi. Neticede sezonun en küfürlü maçını yaşadı voleybol severler. Stresli geçen maçı çok iyi idare etti hakemler. Gözümüze çarpan tek maddi hata, 2.sette Mark Siebeck’in plasesi bloktan auta giderken yaşandı. Plase esnasında fileye dokunan Siebeck’i yardımcı hakem Gökhan Dağ yakaladı ve düdüğünü üfledi. Ancak o esnada blok-auta konsantre olan ve ilgili çizgi hakemine bakan baş hakem İlhami Şenyurt, kararını Beşiktaş lehine vererek yanlış yapmış oldu. Gökhan Dağ’ın uyarısı ise işe yaramadı. Maçın en çok gel-git yaşayan oyuncusuydu belki de Siebeck. Dördüncü ve beşinci setlerde çok iyi servisler attı, rakibi zor duruma düşürdü. Ancak çok kritik anlarda bloksuz topu fileye vurdu, parmak pasla topu karşı sahaya yönlendirmek isterken fileyi aşamadı. Fenerbahçe’nin üst seviye bireysel yeteneklerine karşı takımca mücadele eden Beşiktaş, maçı 3-1 dahi alabilirdi. Hem de orta oyuncu Cüneyt cezalı olduğu halde. Ancak 3.sette skor 15-19 BJK lehine iken hakemlerin oyunu durdurup soyunma odasına gitmeleri, siyah-beyazlıların hızını kesti. Bireysel yeteneklerden ziyade coşkuyla mücadele ederek oynayan Beşiktaş, soğuyan oyun sonrası konsantrasyon kaybına uğradı ve o seti 28-26 kaybetti. Buna rağmen yılmayan Beşiktaşlılar, Barutov’un önderliğinde taraftarıyla birlikte coşmaya devam etti ve maçı kazandı. Tie-break setine 5-1 geride başlamasına rağmen toparlanan Kara kartal, oyunu çabuk dengeledi. Ivaylo Barutov’un sayısıyla skor 8-12 olduğunda salonda tüm Fenerbahçeliler sessizliğe gömülmüştü. Durumu çok iyi özetleyen manzara, mücadele etmeden maç kazanılmayacağının da bir göstergesi idi.

Ya kenar yönetimi?

Baş antrenör Osman Kahraman cezalı. Yardımcı antrenör Ergün Bilmez kenarda ama takımı idare etmeye yetkili değil. Buna rağmen istatistikçi Meftun Eren’le konuşup gerekli hamleleri anında yaptı. Telsizle sürekli haberleşen genç ve dinamik ekip, tüm hamleleri kaptan Mustafa’nın vasıtasıyla yaparak oyuna damga vurdu. Bravo.

Donduran açılış

İstanbul’un en yeni salonunun açılış törenine koşarak gittik. O ana tanıklık etmek adına. Ankara’daki organizasyondan sonra tören ve konuşma kısımları kısa tutulacaktı. Hava da soğuktu üstelik. 12.00’de başlayıp 13.00’te biteceği bildirilen temel atma töreni, Bakanın geç kalması yüzünden 45 dakika kadar geç başladı. O ana tanıklık etmek üzere alanı dolduran insanlar da dondu adeta. Gerçi açık hava sobaları yerleştirilmişti çevreye ama, her tarafı açık ve rüzgar alan bir mekanda pek işe yaramıyordu. Törenin en anlamlı anı ise çelik bir kutuya konulan “Yadigar Metni”nin genç milli oyuncu Damla Çakıroğlu tarafından salonun temeline bırakılması idi.
Herşey bir yana 300 gün sonunda İstanbul’un Uluslararası standartlara uygun bir salonunun olacak olması hepimizi mutlu ediyor. Başta Federasyon Başkanı Erol Ünal Karabıyık olmak üzere emeği geçen herkesi kutluyoruz. 

Cumartesi derbisi

Özellikle zayıf takımlarda çalışan antrenörler iyi bilir. Siz işinizi ne kadar iyi yaparsanız yapın, bilginiz ve yeteneğiniz ne kadar yüksek olursa olsun, yapabildiğiniz, elinizdeki malzemeyle sınırlıdır. Bu yüzden VGSTT’nin Fenerbahçe Acıbadem’i yenmesini ya da ilk devredeki maç gibi set almasını bekleyenler yanıldılar. Mevcut kadrolar itibariyle eksiği olmadan FB Acıbadem’i yenmek mümkün değil. Giovanni Guidetti rakibin tüm eksik yanlarını biliyordu bilmesine, onlardan nasıl istifade edeceğini de. Ama elindeki malzeme buna uygun olmayınca kenarda kendini yedi bitirdi İtalyan koç. Geri çizgiye yakın servislerle bozmaya çalıştı rakibinin oyununu ama, Kinga Maculewicz haricinde bunu uygulayabilen oyuncusu yoktu. Zaman zaman Neslihan etkili servis attı, ama genele yayamadı. Hücumda ise ortadan oynamak asıl hedefti. Çünkü köşelere atılan paslara duvar gibi bloklar kurulacağını iyi biliyordu Guidetti. Ama iyi servis kullanan FB Acıbadem’e karşı manşet getiremeyince, sadece köşelerden hücum yapmak zorunda kaldı. Zaman zaman gelen iyi manşetlerde de pasör Özge düşünmedi orta oyuncularını pek fazla. VGSTT kenar yönetimi 3.sette Arzu’yu oyuna aldığında ise fark açılmış, iş işten geçmişti. 2 numaradan tek ayakla hücum etmeye çalışan Maja Poljak ise antene uzamayan toplar neticesinde bloğa yakalandı çoğu zaman. Servisleri önde iken Seda’nın, arkada iken Çiğdem’in üzerine yıkmaya çalışsa da, iyi servis kullanamadığından avantaj elde edemedi Güneş Sigorta. FB Acıbadem koçu Jan de Brandt, her set yaptığı gibi sıkıntı yaşadığı anlarda Seda-Songül değişikliği ile bir turu rahat döndü arkada. İlginçtir, Guidetti Serpil’i hiç düşünmedi. Hem de manşette adeta dağılan Jelena Nikolic yerindeyken. Bir tur değil, ikinci turu bile kurtarabilirdi İtalyan antrenör Güldeniz’i kullanarak. Bütün bu olgular seyirci avantajı ile birleşince, FB Acıbadem çok rahat bir galibiyet aldı. Son sette Güneş Sigorta o kadar dağıldı ki, geriden servis atan Jelena Nikolic, rakip takım hücum edip sayı aldığında henüz sahadaki yerine dönmemiş, servis attığı noktada bekliyordu. Çok kritik bir süreçte yaklaşık 1 hafta içerisinde Asystel Novara, FB Acıbadem maçlarına çıkan VGSTT’de oyuncu rotasyonundan dolayı antrenman sistemi bile farklılığa uğruyor sürekli. Bu durum doğal olarak olumsuz etkiliyor oyuncuları. Türkiye Liginde yabancı kotasından dolayı oynayamayan Debby Stam, Avrupa Kupası maçlarında sahadaki yerini alıyor. Güneş Sigorta kenar yönetimi de bu maçlar öncesi taktik idmanlarını sürekli değiştirmek durumunda kalıyor.

Pazar keyfi

Pazar günü erken saat demeyip Haldun Alagaş’a gidenler, tarihe tanıklık ettiler. İBB ile Galatasaray arasındaki muhteşem derbi maçı, izleyenleri voleybola doyurdu. Yaklaşık 3 ay kadar önce yazmıştık. İBB ve Ziraat Bankası çok keyifli voleybol oynuyor, rakiplerini de keyifli oynamaya zorluyor diye. Bu maç da aynı felsefe içerisinde oynandı. Baştan sona çekişme içerisinde geçen maçın son seti, uzun süre unutulmayacak cinsten. Galatasaray 2 seti almış, üçüncü sette de öndeydi. Ancak elindeki geniş kadronun avantajını iyi kullanan İBB koçu Nedim Özbey, Ryan Millar yerine Hakan Fertelli, Volkan Güç yerine de Kostadin Stoykov’u alarak maçın kaderini değiştirdi. Bu değişiklikten sonra İBB’nin havası ve oyun karakteristiği de değişti. Tesadüfen genç Burak’ın libero olarak oynadığı kupa maçını Galatasaray 3-1 kazanmıştı. Bu maçta da sahadaydı genç oyuncu, tecrübeli Barış’ın sakatlığı nedeniyle. Galatasaray da çok çalıştı genç oyuncunun üzerine. Ancak moralini bozmadı Burak. Yaptığı tüm hatalara rağmen kupa maçından bu yana kendisini geliştirdiğini gösterdi. Çok kritik bir hatası, son sette durum 33-33 iken auta giden Galatasaray hücumunda topa dokunması oldu. Ancak bu pozisyonu da hakemler yakalayamadı. Gerçi 4 numaralı çizgi hakemi olayı görüp elden giden top uyarısı yapmaya çalıştı. Ama basireti mi bağlandı bilinmez, bayrağı gerektiği gibi kaldıramadı. Tıkandı kaldı. Zaten maçın baş hakemi Serdar Nişancıoğlu da rağbet etmedi ona. Bakmadı dahi. Buna rağmen İBB’nin maçı hak etmediğini söylemek acımasızlık olur. Galatasaray çok rahat alabileceği 3 puanı anlık konsantrasyon kayıplarıyla kaybetti ve 1 puana razı oldu. Zira daha iyi hücum eden, daha iyi blok yapan ve daha iyi servis atan Galatasaray idi. Ancak kendi yaptığı hatalardan rakibe çok fazla sayı veren Cimbom, sonunu da hazırlamış oldu. İBB’nin son haftalardaki istikrarsızlığı ise devam etti denilebilir.

Bu haftalık da bu kadar, haftaya görüşmek üzere.

Kayhan Kösem
kkayhan@hotmail.com

 


Haberi Paylaş

Comments are closed.