Bizim için galiba çoğunlukla hayal kırıklığı yaşadığımız bir yıldı. Mahkemelik olduk, dostumuzu düşmanımızı gördük. 2008’in daha insancıl hayal kırıklıklarından uzak herkese sağlık mutluluk getirmesini dileyerek başlıyorum yazıma.
Evet, 2007’de birçok organizasyonda hem milli takımlarımızla hem de kulüp takımlarımızla yer aldık. Milli takımlar açısından değerlendirdiğimizde Avrupa Şampiyonalarında alınan sonuçlar hiçbirimizi memnun etmedi. Özellikle erkek takımının şampiyonayı galibiyetsiz kapatması benim açımdan büyük hayal kırıklığıydı. Bayan takımı içinse Grand Prix finaline kalma mutluluğu Avrupa Şampiyonasına taşınamadı. Avrupa ikincisi apoletli takımımız geçen şampiyonada aldığı 6.lığı koruyamadı ve bu sefer 10. olarak şampiyonayı tamamladı. Bu da önemli bir sorunu, istikrarsız çizgiyi gözler önüne serdi. Grand Prix Finaline ilk kez kalınarak tarihe geçilse de Avrupa Şampiyonasında alınan 10.’luk sonrası bir sonraki Avrupa Şampiyonasında Mili takımımız eleme grubunda yer alacak. Ben Mili takımımızın eleme grubundan çıkmaya gücünün yeteceğini düşünüyorum, yani yine Avrupa Şampiyonası finalinde Milli takımımızı göreceğimiz düşüncesindeyim.
Milli takımlardan bahsederken bu sene bizi çok sevindiren ve geleceğimiz dediğimiz Yıldız Kız Milli takımından söz etmeden geçemeyiz. Önce Karadeniz Oyunlarında şampiyonluk ardından da Dünya Şampiyonası finalinde ikinci olarak bizi onurlandıran yıldızlar gelecek milli takım için büyük umut veriyor. Mehmet Bedestenlioğlu’nun ellerinde şekillenen bu takımın gelecekte büyük başarılara imza atacağına inanıyorum. Hele şimdiden çalışmalara başlayan Mehmet Bedestenlioğlu ile Bayan Milli Takımlar Sorumlusu Cengiz Göllü ve antrenör Chiappini’nin ortak çalışması çok daha umutlandırıyor beni. Geniş bir kadroyla geleceğin Milli takımı üzerinde çalışan Bedestenlioğlu’nun ilk hedefi tabiî ki Genç Kızlarla birlikte Avrupa Şampiyonasının Mart ayında yapılacak 2. tur elemesinde grup birincisi olarak finallere katılabilmek. Başarılı antrenörün hedefi sonraki zamanda Milli takımı finallere ciddi turnuvalarla hazırlamak. Genç ve Yıldız takım oyuncularının İstanbul’da bir arada yaptığı kampı zaman zaman yakından takip ettik. Çalışma ortamının çok zevkli olduğunu, hem kondisyon bakımından hem de teknik bakımdan faydalı çalışmalar yaptıklarına şahit oldum. 26 kişilik kadroyla çalışan takımın bundan sonraki çalışması sömestr tatilinde Antalya’da ve 60 kişilik bir ekiple olacak. Şimdiden A Milli Takım teknik heyetince takibe alınan oyuncular böylece fazla zaman kaybedilmeden A Milli takıma monte edilebilir diye düşünüyorum. Bayanlarda yapılan bu alt yapı çalışmalarına Erkek Milli Takımımızda bence başlamalı. Alt yapılarda yer alan yetenekli erkek voleybolcularda A Takım antrenörlerinin gözetiminde çalışabilirse potansiyeline inandığım erkek takımları da yüzümüzü güldürebilir.
All Star organizasyonu gölgede kalmasın
Federasyonun bu sene 50. yılı kutlanıyor. Bu çerçevede de Erkek Milli Takımının Olimpiyat Elemeleri öncesinde güzel bir organizasyon yapılması kararlaştırıldı. NBA benzeri bir uygulama ile voleybol severler federasyonun resmi sitesinden sevdikleri yabancı oyuncuları oyladı ve bir karma ortaya çıktı. Böyle büyük bir organizasyon uzun zamandır yapılmamıştı. Şu ana kadar voleybol basınımızda bu organizasyon yeterince yer almadı, dileğim maçlar yapıldıktan sonra basında bol bol yer alması.
Son olarak Erkek Milli Takımının olimpiyat elemelerinde İzmir’de vereceği mücadeleye değinelim. İzmir’e çok güçlü ekipler gelecek. Şansımıza diğer ekiplere bakınca Finlandiya 2 senedir çıkışa geçmiş bir takım, Sırbistan ve Almanya finallere adlarını yazdırmış ülkeler ama ben erkek voleybolunda sahadaki mücadele ile her takımın birbirini yenebilecek düzeye geldiğine inanıyorum. Ve olimpiyatlar için ‘Neden olmasın’ diyorum.
Comments are closed.