Fenerbahçe HDI Sigorta Erkek Voleybol Takımı Başantrenörü Erkan Toğan, Fenerbahçe Televizyonu’nda yayınlanan Smaçör programına konuk oldu ve gündemle ilgili açıklamalarda bulundu.
Erkan Toğan öncelikle Ziraat Bankkart maçında yaşanan tartışmalı kararlarla ilgili şöyle konuştu:
“Şampiyonlar Ligi’nde 3 tane sert maç yaptık ve hiç dinlenmeden İnegöl deplasmanına gittik. 3-2’lik sert bir maç oynadık. Arkasından Halkbank ve İzmir’de Arkas Spor maçı, döndük hemen arkasından Ziraat Bankkart maçı. Bu maçların hiçbirisi kolay değildi. Takım git gide yorulmaya başladı. Ziraat Bankkart maçı da bizim için önemliydi. Elimizden geldiği kadar ilk iki sette gayet iyi mücadele ettik ama setin sonlarına doğru yaptığımız birkaç hata var. Maçın içinde benim hiç memnun olmadığım, takımında dengesini bozan bazı hakem kararları oldu. Bundan dolayı da çok üzgünüz. Verilen karar ben kendi adıma söyleyeyim; bence doğru değildi. Çünkü çok sert oldu. Nicholas’ı da tanıdığım için, kendi oyuncumu bildiğim için herhangi hakaretvari bir şey söyleyeceğini zannetmiyorum hakeme. Maçtan sonra da sorduk. Kendi dillerinde o dilin getirdiği şekilde ‘bu bir şaka mı?’ diye hakeme sormuş. Arkasından da çok büyük tepki aldı hakemden.
OYUNCUMUZ UYARI ALMADAN MAÇTAN ATILDI
Bazı taraftarlarımız voleybol kurallarını bilmeyebilir. Sarı kart ne anlama geliyor, kırmızı kart ne anlama geliyor? İkisi beraber bir eldeyse ne anlama geliyor? İkisi ayrı ayrıysa ne anlama geliyor? Bunları da açıklamak gerekiyor. Bizde sarı kartın bir cezası yok, sadece uyarı anlamında. Çok büyük bir şey olmadıysa zaten direkt kırmızı kart çıkartamıyor. Hakem önce uyarıyor, sonra sarı kart, arkasından gelen ilk harekette de kırmızı kart gösteriyor. Kırmızı kart demek, sayı kaybı demek. İki kartın bir elde olması kime gösterilirse o kişi setlik oyun dışı demek. Bizim bench’in arkasında iki tane sandalye var. Ceza sandalyesi diyoruz. Set boyunca orada oturuyor. Kartlar ikisi de ayrı ayrı ellerdeyse bu maçtan atılma anlamına geliyor. Oyuncu bir daha o maçta oynayamıyor ve bunun akabinde hakem rapor yazıyor. Minimum bir maç ceza ile cezalandırılıyor o kartı gören. İlhami Şenyurt, biz hiçbir uyarı almadan, Nicholas hiçbir uyarı almadan o pozisyonun devamında sarı kart bir elde, kırmızı kart bir elde oyuncumuzu maçtan attı.
İLHAMİ ŞENYURT’UN BU SEZON BAŞINDAN BERİ BİZİMLE İLGİLİ SIKINTISI VAR
O pozisyonun devamında oyun oynanırken Ziraat Bankartlı 4 numaralı oyuncu aynı şekilde plase atıyor. Hatta bizimkisinden daha da ağır bir plase bence. Onun akabinde de bizim defanstan çıkarttığımız topu sol eliyle Nicholas karşı sahaya atıyor. Bize göre faulluk bir pozisyon değil. Tamam olabilir. Hakemin kararıdır, takdiridir. Onunla ilgili bir şey demiyorum. Önemli maçlara federasyon ve hakem kurulu genelde iyi hakemleri atamaya çalışıyor. İlhami Şenyurt’u da iyi hakem olarak görüyoruz. Bu maçın dengesini tutabilecek diye düşünüyoruz. Bu maçta gerginlik olacak biraz müsamahalı davranmak gerekiyor. Benim oyuncularım (hakemin) yanına gittiği zaman maçın başından beri ‘formanızı içine sokun, dışarıdaki oyuncu niye orada duruyor onu çek, suları al, bilmem ne yap’ gibi şeyler söyledi. Bizim üzerimizde bir baskısı vardı İlhami Şenyurt’un. Bu ilk seferi de değil. Bu sezon başından beri bizimle ilgili sıkıntısı var ama ben ne olduğunu bilmiyorum. Hidalgo, benim kaptandan sonra en çok diyalog kuran oyuncum. Hakemlerle konuşur, seyirci ile konuşur. Benimle konuşur. İnteraktif bir adam. Mesela Halkbankası maçında en kritik pozisyonda kırmızı kart verdi. Onun arkasından ben itiraz ettim, bana da kırmızı kart verdi. Bir maçta file hakemi iken benimle tartışması oldu. Oyuncumla konuşuyorum diye müdahale etti, sesini yükseltti. Diyalog olacak ama herkes yerini bilmesi gerekiyor. Sen benim takımıma bu kadar müdahale etmeye kalkarsan, buna da müsamaha göstermemiz mümkün değil. Sebebini bilmiyorum. Nazarlık diyoruz bu kayba çünkü iki tane oynanmış güzel set var. Ben sadece hakeme bağlamak istemiyorum. Bizim de yaptığımız hatalar yüzünden setleri kaybettik. O verilen karardan sonra takımın dengesi bozuldu. Çok büyük bir şey kaybetmiş durumda değiliz. Halen lideriz. Bu takım 20 maçta 18 galibiyet aldı. Şimdi milli takım arası verdik. Takım bir hafta sonra toplanacak. Herkes aileleri ile yılbaşını geçirecek. Daha moralli olarak geleceğiz. İkinci devreye bomba gibi gireceğiz. Yine devam edeceğiz. Hiç kimsenin de şüphesi olmasın. Bu takım, herkesin beğendiği, herkesin takdir ettiği, savaşan, isteyen, şampiyonluğu hedefleyen, bütün kupalara aday bir takım. Hiçbir şekilde hedefimiz değişmedi. Mücadelemizi verip bu şekilde devam edeceğiz.
TAKIMDA ÇOK GÜZEL BİR ARKADAŞLIK ORTAMI VAR
Başantrenörümüz Erkan Toğan, takımın psikolojisi ve takımın havası ile ilgili de, “İlk anda hepimiz çok sinirliydik. Soyunma odasında hepimiz gergindik. Bu takım sezon başında bir araya geldi, birbirini tanıdı. Antrenman öncesinde de çocuklara aynı şeyi söyledim. Bu takım kendine çok güzel ortam yarattı. Herkes çok iyi anlaşıyor. Saha içinde de saha dışında da. Çok güzel bir arkadaşlık ortamı var. Bunu yaratmak aslında kolay değil. Antrenör olarak benim çok işime geliyor, belki biraz benim de katkım olabilir ama bunu sonuçta kendileri organize ediyorlar. Hedefimizde hiçbir değişiklik yok. Herkes odaklanmış. Biraz önce söylediğim gibi maçtan sonra ben birazcık gergindim, takıma da bunu yansıttım ama biraz havamızın değişmesi gerekiyordu. Ki maçtan sonra oyuncularımla da tek tek konuştum. Bugün geldik, tekrar bir konuşma yaptık, planımızı açıkladık. Nitekim onlar bizim hedeflerimizde hiçbir değişiklik olmadığını biliyorlardı ve bunu tekrar yineledik. Güzeli pozitif bir şekilde de başladık. Şu anda da oyuncularımız çalışmalarını sürdürüyor.” diye konuştu.
Sezonun geride kalan bölümünü değerlendiren Toğan, “Sezonun başında yaptığımız konuşmalarda ben şunu söylemiştim; büyük takımların, yani yukarıları hedefleyen takımların, birbiriyle oynadıkları maçlar zaten o takımların sonuna kadar birbirleriyle oynayacakları maçlar ancak ligde yerimizi belirleyecek olan maçlar aslında alt taraflarda oynayacağımız maçlar. Bunu da bütün takımlar bu şekilde görüyor. O maçların hiçbirisinde kayıp vermememiz gerekiyor ki biz, şimdiye kadar öyle bir hata yapmadık. Sadece Spor Toto maçını istediğimiz gibi oynayamadık.” dedi.
AVRUPA MAÇLARI HER ZAMAN FARKLIDIR
Şampiyonlar Ligine de değinen Başnantrenör, “Şampiyonlar Ligi’nden sonra arka arkaya 3 tane galibiyet aldık. Takım, oradaki yüksek seviyeli maçlardan sonra Türkiye Ligi’ne döndükten sonra o tempoyu tutabiliyor. Bu, bütün takımlar için geçerli. Avrupa maçları her zaman için farklıdır ama bizim oynadığımız iki Polonya takımı da dünyanın en iyi kulüp takımlarından. Taraftarlarımız bu takımların isimlerini pek bilmeyebilirler ama Polonya’da voleybol, ilk sırada yer alan bir spor. Voleybol okulları, voleybol eğitimi inanılmaz iyi. Deyim yerindeyse ata sporu gibi diyebiliriz. Keza organizasyonları çok iyi, milli takımlar seviyelerinde başarıları var. Açıkçası fabrika gibiler, çok sayıda oyuncu çıkartıyorlar. Dünya voleyboluna kazandırdıkları oyuncu sayısı çok fazla ve ligleri sert, her maçlarını da final niteliğinde oynuyorlar. Biz, bence Şampiyonlar Ligi grubunda iyi mücadele ettik. İlk gün 3-2 oynadık, hemen ertesi gün grubumuzun en iyi takımıyla maç yaptık ve ona rağmen 3 maçta da çok iyi mücadele ettik. Ocak ayındaki 2.Etap maçlarını çok iyi oynayacağız, buna inanıyorum. Belki bir sürpriz bile yapabiliriz. ‘Mümkün değil’ diye bir şey yok, sonuç itibariyle voleybol ve bu bir spor, her şey olabiliyor. Biz de bu sürprizi gerçekleştirebiliriz ama tabii gerçekleri de kabul edecek olursak güç dengeleri farklı. Ama biz elimizden geleni yapacağız.
UMARIM TEKRAR SAHALARDA BİR ARAYA GELİRİZ VE HEP BERABER ŞAMPİYONLUKLARI KUTLARIZ
Öncelikle herkese sağlıklı, mutlu ve güzel bir yeni yıl diliyorum. Umarım 2020’den daha iyi olur. Bu pandemi dönemi hepimizi çok yordu. Sosyal açıdan hepimizi bitirdi bu kısıtlamalar. Bütün insanlığın, herkesin bir rahatlamaya ihtiyacı var; ekonomik olarak da bu hastalık dönemi olarak da kayıplar yaşadık. Umarım bunlar önümüzdeki yıl yaşanmaz ve her şey çok daha iyi olur. Herkes adına güzel bir yıl olmasını diliyorum. Spor açısından da şu anda pandemi nedeniyle birçok aksaklıklar yaşanıyor, çok sayıda ertelemeler oluyor. Seyircisiz, taraftarsız oynuyoruz. Ben, Fenerbahçe Spor Kulübü’ne geldim, takımın başına geçtim ama taraftar ile bir türlü bir araya gelemedik. Daha öncesinde muhteşem bir taraftar görüyordum, diğer takımlarda çalışırken Fenerbahçe taraftarıyla karşılaşıyorduk. Sahada takımını full destekleyen Fenerbahçe taraftarıyla mücadele etmeye çalışıyorduk. Ama ben bu tarafa geldim, şu anda yalnızız (Gülerek). Biliyorum ki gönülden bizi destekliyorlar, sosyal medyada da çok büyük destekleri var. Umarım bu dönem biter, tekrar sahalarda bir araya geliriz ve hep beraber şampiyonlukları kutlar, kupaları kaldırırız. Zaten bu takım taraftarımız için var. Onlarla varız.”
Comments are closed.