Avrupa’da teselli 5’ncilik

Merhaba Voleybol Ailesi, Voleybol Dostları…
Bir yaz dönemini daha geride bıraktık. Türkiye Aroma Birinci, İkinci ve Üçüncü Ligleri de bu hafta başlıyor.
Yaz boyunca önce Hopa’ya gittik, sağanak yağmur altında voleybol maçlarını izledik. 3 gün sağanak yağmura rağmen maçlar oynandı. Artvin Valisi, Hopa Kaymakam’ı, Hopa Belediye Başkanı TVF Başkanı Erol Ünal Karabıyık, kısaca büyük ilgi vardı beach volleye. İbrahim Dağıstanlı Türkiye’nin tek Türkiye Beach Volley Şampiyonası’nın yapmanın, yaptırmanın büyük keyfini de yaşamış oldu. Bu arada Hopalı otel sahiplerini de kutlamak gerekir. Otellerini konuk sporcu, yönetici ve gazetecilere, sanatçılara açtılar. Eksikleri tespit edip gelecek sene daha iyi bir beach volley yapılacağına eminim. Alev Anakök, Cengiz Tokgöz, Begüm Doğanay ve bendeniz İstanbul’a Batum üzerinden gelip maçları izledik.

Ardından Alanya’ya 19 yaş Swatch Dünya Beach Volley Şampiyonası’nı yine sizler için izledik.  Bir Dünya Şampiyonası’nın ülkemizde yapılması çok hoş. 19 yaş sporcular kendilerini gösterme şansını yakaladılar. Türkiye’den ise yılların ihmali burada da çıktı ve kendi evimizdeki maçlardan sadece 2 set alarak çıkabildik. Beach Volley Ligleri umarım iyi bir zemine oturtulur ve gelecek Avrupa ve Dünya şampiyonalarında daha üst sıralarda yer alırız. Organizasyon olarak her zaman en iyisini yapıyoruz. Ancak biraz ramazan olması, biraz beach volley kortlarının ilçe dışında olmaları nedeniyle tribünler dolmadı. Swatch, Tadım Kuruyemiş gibi firmalar ellerinden geleni yaptılar. Tribünlere promosyon olarak şapka, kuruyemiş, tişort vs dağıttılar ama yine de tribünler dolmadı…

Epirden Beach Volley de her zaman olduğu gibi bir sezonu geride bıraktı. Hasan Epirden tüm olumsuz mali şartlara rağmen voleybolu sahil yerleri yanında, Gaziantep, Adana gibi yerlerde insanlara sevdirdi. Alışveriş merkezlerindeki sahalarda insanlar beach volleyle tanıştılar. Hasan Epirden ve ekibini kutlarım.

Filenin Aslanları Kedi Oldu
Ardından çok önem verdiğimiz Avrupa Erkekler Voleybol Şampiyonası için İzmir’e gittik… Türkiye’nin rakipleri Almanya, Polonya ve Fransa idi. İlk maçta Almanları köşeye sıkıştırdık ama sadece iki set alabildik. Seyirci üç gün boyunca takımımızın yanında oldu. Ancak Filenin Aslanları kendilerinden beklenilen umutların karşılığını veremedi. A’dan Z’ye yanlışlıklar vardı. Kendi evimizdeki bir turnuvada gruptan bir üst tura çıkmalıydık. Bana göre Avrupa Şampiyonası’nda çok üst düzeyde bir voleybol izlemedim. Bu seviye düşüklüğünde biz de seviyemizi yukarılara çıkarabilir daha iyi bir sonuç alabilirdik.. Ancak Milli takımın koçu İtalyan Fausto Polidori bizleri hayal kırıklığına uğrattı. “Belki 2003 Avrupa Şampiyonası’nda Filenin Sultanları’nın yaptığı çıkışı yapabilir miyiz?” diyerek Başkan Erol Ünal Karabıyık organizasyonu Türkiye’ye almıştı. Ardından yabancı teknik adam Polidori geldi takımın başına. Ancak bu kez Türk takımı Almanya, Polonya ve Fransa’ya yenilerek erken havlu attı. Ardından Türk seyirciler de salondan uzaklaştılar. 11 gün sonunda Polonya 2003’te Ankara’da olduğu gibi Erkeklerde de ilk Avrupa Şampiyonluğu’nu Türkiye’de İzmir’de elde etti. Otoriteler Bulgar ve Rusları şanslı görüyordu şampiyonlukta. Ancak 2007 Avrupa finalisti Ruslar, bronz maçında çok kötü bir oyunla Bulgarlara da yenilerek dördüncülükle yetindi. Bulgarlar ise Rusları yenerken maçları Cumhurbaşkanları da izledi. Polonya-Fransa maçında ise tribünlerde bin civarında Polonyalı seyirci vardı. Çok sayıda Polonyalı gazeteci de vardı. Fransızları yenip şampiyonluk şarkıları söylerken sevinçleri çok büyüktü. Türkiye maçında ilk üç gün seyirci vardı. Fransa maçını 3-4 bin seyirci izledi. Tribünlerde ne Türk voleybolcular ne de Türk antrenörleri görmek mümkündü. İstanbul’dan Nedim Özbey, Ertan Albayrak, Hakan Özkan, Ankara’dan Halkbank’tan Ahmet Kavaz, Başkan Selahattin Süleymanoğlu, SGK antrenörü Mehmet Şekeryapan, İsmail Öztürk, Bursa Tofaş’tan Nizamettin Çakır, Nejat Sancak ve tabii Arkaslıların hemen hepsi (Yaşar Ergün, Cenk oradaydı). Ya diğerleri… İstanbul’da da birkaç antrenör… Düşünebiliyor musunuz. Hem de ülkemizdeki Avrupa Şampiyonası’na voleybolular ilgi göstermiyor. Seyirci, medya neden göstersin ki… Anlamak mümkün değil… Ulusal basın da her nedense maçların başlamasına 3 gün kala davet edildiler…

Eski Ankara yeni İzmir Emniyet Müdürü Ercüment Yılmaz bir voleybolsever müdür olarak yine yapacağını yaptı. Filenin Sultanlarına olduğu gibi Filenin Aslanlarına da aynı ilgiyi gösterip özel eskortlarla ve giydirilmiş araçlarla taşınmalarını sağladı. Ancak kızlar mutlu ederken erkekler Yılmaz Müdürü üzdüler… Saffet Eraybar yine ülkemizdeki bir organizasyonda CEV tarafından görevlendirildi ve görevini layıkıyla yaptı.
Eşi, ablası ve gelini de kendisini yalnız bırakmadı.. İzmirli Merkez Hakem Komitesi  başkanı Aydın Öztürk ve hakemler çok sıkı çalıştılar..
Başkan Erol Ünal Karabıyık çok heyecanlıydı. İlk gün Almanya maçını protokolden izledi.
İkinci gün basın tribününden son maçı da yan tribünden izledi.
Eski Başkan Profesör Hüsnü Can yenilgiler sonrası Cengiz Tokgöz’ü arayıp ”Başkan inşaatçılığı bıraksın. Milli takıma baksın. Hala bizim alt yapımızla gidiyor” şeklinde açıklamalarda bulundu.
Protokol ve Basın Merkezinde kurabiye ve kek aroma meyve suyu çay, kahve, su vardı. Her halde ramazan diye bira, şarap vs yoktu.
Ponpon kızlar çok kötüydü. Temposuz müzik. Ne yaptıkları belli değildi… Son iki gün Screen Team ekibi geldi de biraz hoşluk oldu maç aralarında. Organizasyonun ana sponsoru yoktu.. Maçları D spor yayınladı. Yabancı ülkeler buradan satın alıp yayınladı.
Türkiye’nin maçları bittikten sonra sporcular ertesi günü bile beklemeden akşam bilet alıp döndüler.
Önce Polonya, Bulgaristan’ı yendi. Bulgar Cumhurbaşkanı da gelmişti. Üzüldü ilk gün ancak ikinci gün Fransa’ya 3-2 yenilerek bronz madalya mücadelesini Bulgaristan’la oynayan Rusları 3-0 mağlup ederek sevindiler. Tabii Cumhurbaşkanı da sevindi. Kötü bir üçüncülük maçı oldu. Ruslar tutuktu. Takımı sürükleyecek bir beyin yoktu.
Tribünlerde Polonya’dan 100 civarında, Fransa’dan 100, Bulgaristan’dan 200, Rusya’dan ise 300 civarında seyirci vardı.
Uluslar arası Voleybol Hakemimiz Kadir İlbeyli Bulgaristan-Rusya arasındaki bronz maçını yönetti. Bu maç İlbeyli’nin Avrupa Şampiyonası’ndaki son maçıydı.
30. Avrupa Voleybol Konfederasyonu Genel Kurulu da İzmir Grand Efes Swisotel’de yapıldı. İzzet-i ikram çok iyiydi. Özkan Mutlugil’i TVF aday olarak gösterecekti. Ancak Bulgarların kulisi üstün gelince Başkan Karabıyık son anda Mutlugil’i aday göstermekten vazgeçti. Yunan adayın yerine Bulgar girmiş oldu. Bu arada Banu Can da özel protokol yapılarak Türkiye yerine eşinin ülkesi Lichtenstein’den Asbaşkan olarak görevine devam ederken, Türkiye Özkan Mutlugil’in girememesi yüzünden temsilcisiz kaldı. Bir anlamda Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan da olduk.

Balkanlardan 2 Kupa Çıkardık
Beşiktaş bayan takımı ligler başlamadan oynadığı Balkan Kupası’nda ikinci kez Şampiyon oldu. Beşiktaşlılar Balkanlardan taştı ama aşmak istemiyorlar. Balkan Şampiyonluğu’yla yetiniyorlar. Türk Telekom’un ligden çekilmesiyle TVF’in kendilerine teklif ettiği Challenge Cup Avrupa Kupası’nı kabul etmeyip Balkanlarda Şampiyon olmayı yeğlemiş oldular.
Hemen ardından Fenerbahçe Erkek takımı da Balkan şampiyonluğuna imzalarını attılar. Her iki takımı kutluyorum. Ancak benim gözüm Avrupa Şampiyonlar Ligi Şampiyonluğu, Avrupa Şampiyonası’nda kürsüye çıkmakta. Tabii Olimpiyatlar, Dünya Şampiyonaları, Grand Prix ve Dünya Ligi… Buralarda yer almıyorsak bizde voleybol var demem mümkün değil. Tüm yönetici, teknik adam ve sporcular bunu böyle bilsin. Genç ve Yıldızlardaki dünya çapındaki başarılar çok önemli ancak eğer bu sporcuları A takımlarında oynatıp yetiştiremiyorduk, geleceğe taşıyamıyorsak bunun de pek önemi olmuyor.

Sultanlar finali kaçırdı, 5’ncilikle yetindiler
Bayanlarımız da Polonya’da Almanlara hem de 2-1 önde iken yenilip madalya şansını kaçırması fırsatın bir kez daha kaçmasına neden oldu. 5’ncilikle yetindik. Orta ayarda bir Avrupa Şampiyonası’nda Şampiyon İtalya dışında tüm takımları yenebilecek güçteydik. Nitekim Almanlara 2-1 önde olmamıza rağmen bir sürü yanlışlıkla yenildik. Daha sonraki Sırbistan, Azerbaycan, Çek Cumhuriyeti galibiyetleri yetmedi yarı finale gitmeye. Polonya’nın Glinka ve Stovranskaya gibi önemli iki silahı yok, Koçlarının eşi ciddi hasta takımın başında yok. Almanları geçsek belki de final oynayacağız. Ama yine bir fırsatı daha kaçırmış oluyoruz. Teknik adamların dana kafa patlatmaları gerekir. Kadroyu oluştururken. Avrupalı takımları boş yere gözümüzde büyütmenin anlamı yok. “Önceki turnuvada 10. olduk, elemelerden geldik daha ne istiyorsunuz. 2011’e eleme yapmadan direk katılacağız” diyeceksiniz. Ben de diyorum ki liglerimiz Avrupa’nın en iyi ikinci ligi, en kaliteli oyuncular Türkiye’de koşa koşa geliyorlar. Artık herkesin hedef büyütmesi lazım. 5’ncilik aydık ya deyip züğürt tesellisi yapmayalım.

NTV İyi Başladı Kötü Bitirdi
Bir de maçları yayınlayan NTV spora değinmek istiyorum. Maçları yayınlaması çok güzel. Hatta Serie A Ligi maçlarını aldığı için bu maçların yayınını neredeyse ücretsiz aldıklarını duydum. Maçları anlatan spikeri (Mehmet Sevinç) hiç görmedim, duymadım. Alev Anakök’ü son dakika kadroya dahil kim ettiyse iyi yapmış. Çünkü NTV yayınını kurtardı Alev Anakök. Voleybola çok basit spor diye bakıyor NTV yönetimi. Nitekim bunu yarı final ve final maçlarını yorumcusuz yayınlamaları “skandaldı” desem yanlış söylemiş olmam. Çünkü ya diğerlerini de yorumcusuz verecektin, ya da başladığın işi başladığın gibi bitireceksin. 2 gün daha otel parası vermemek için yayıncılık hatası yapılırken, voleybola, voleybol ailesine de saygısızlık yapılmıştır. Yaptıkları yayın güzelliğini, bu yanlışlıklarla nötr hale getirdiler…
Bu arada Burcu Hakyemez, Nalan Ural ve Reşat Yazıcıoğulları ile yapılan maç önü ve sonrası değerlendirmeler ise olumlu not aldı. Wroclaw’daki otoritelerle röportajlar ne hikmetse yapılmadı. Futbolda, basketbolda yapıyorsunuz voleybolda neden yapılmıyor… Voleybol sizin düşündüğünüz gibi basit bir spor değildir. Nasıl futboldan sonra basketbol da milyon dolarlar verip yayınlanıyorsa, çok yakın zamanda voleybolda böyle olacaktır. Bunu unutmayın.

Sağlıcakla kalın.
Yüzünüzden gülücükler eksik olmasın.

Enver BAĞLARBAŞI


Haberi Paylaş

Comments are closed.