Başarılar… Hatalar… Ayıplar

Filenin Sultanları Japonya’dan 6. olarak döndüler… Kendilerini kutluyorum… Hele hele 2006’da dünya 10.su olduktan sonra ikinci kez katılabilme hakkını elde ettikten sonra elde ettikleri 6.lık bir başka mutluluk yaşattı. Sporcularımız hava alanında yapılan karşılanma töreninde oldukça yorgun ancak mutluydular.

Voleybolcularımızla gitmeden önce yaptığım sohbette kızların hepsi ilk dört arasına gireceklerini söylüyorlardı… Bana göre de Türk bayan voleybolunun yeri burasıydı… İlk dördün içi ve yarı finalden sonra final ve kürsü neden olmasın?

Futbolcular nasıl 2002’de Kore-Japonya’daki dünya kupasında devler arasında üçüncü olmuştu?…

Basketbolcular nasıl birkaç ay önce İstanbul’da Dünya ikincisi olmuşlardı?…

‘’Bayan voleybolcularımız neden böylesine tecrübeli (Neslihan. Esra, Gülden, Eda, Seda, Neriman, Gözde) ve genç (Bahar, Gizem ve Naz ) oyuncularla bir ilke imza atmasın,  kürsüye çıkmasın? diye düşünüyordum. Hele hele 2006 en skorer oyuncusu da bizde idi ve performans olarak istim üzerinde idi. Takımın başına da bu oyuncuları yakından tanıyan Mehmet Bedestenlioğlu vardı…

TVF Başkanımız İtalya’daki Grand Prix maçlarından sonra ‘’Bizim için önemli olan Dünya Şampiyonası’’ diyerek sporculara moral verirken kendilerine hazırlık amacıyla her türlü desteği vermişti… Almanya gibi sıkı ve iddialı rakiple 3 maç yapmış ve 3’ünü de galip bitirmişti… Moraller iyi idi kısacası…

İstanbul’da son antrenmanı yapıp akşam da Cemile Sultan Korusu’nda yemek vardı. Ben de son fotoğrafları çektim. Ve kendileri bana sözleşmişçesine hepsi birden ‘’ilk dört’’’ derken ben kendilerine ‘’final oynarsınız’’ demiştim. Ve ‘’Tek rakibiniz kendinizsiniz’’ diye eklemiştim. Nitekim kızlarımız Sultanlar gibi oynadılar kazandılar. Oynamayınca da kaybettiler… Hangi takımlara ? Güney Kore’ye ve Polonya ardından Japonya’ya… 

Kore, ilk 12’de bile yok… Yenildikleri Polonya ise 9. sırada yer aldı…

Bana göre voleybolcularımız 4 sıra daha yukarılara çıkıp dünya altıncısı olmuşlardı… Esasen sevinmek lazım…
Madalyonun öteki yüzüne baktığımızda da dünyanın güçlü ülkeleri ile aramızdaki makasın iyice kapandığını ve iyi bir Türkiye’nin yarı final ve finalini de oynayacağını görmüştüm ve Japonya’da da gördük… Bana göre madalya kaçtı… Sevineyim mi, ağlayayım mı hala düşünüyorum…

Futbolcuların, basketbolcuların yaptığını yapamadık… 4 yıl sonra Neslihan aynı formda olur mu, yeni oyuncular ne yapar? Bir sürü soru işareti var… Neslihan’ın 251 sayı ile 2006’da olduğu gibi en skorer oyuncu olarak kürsüye çıkması, dünya starları arasında bir Türk sporcusu, Türk kızı olarak yer alması bir başka keyifti… Tüm kızlarımızı Türkiye’ye yakışan bir şekilde temsil ettikleri, Türk kızlarını dünyaya en iyi şekilde tanıttıkları için başta antrenörleri Mehmet Bedestenlioğlu olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ediyorum… İnşallah bu hızla, alınacak bazı tedbir ve takviyelerle 2012 olimpiyatlarına da gideriz…

NTV SPOR’UN GÜZELLİKLERİ VE AYIPLARI

Karşılaşmaları NTV Spor Tüm Türkiye’ye yayınladı. Ulusal kanal olması nedeniyle ve kızların ortaya koyduğu voleybol yanında aldığı sonuçlar 2003’ten sonra voleybolu bir kez daha sevdirdi… Böylesine önemli dünya şampiyonası için Vakıfbank gibi güçlü sponsor da bulunmuştu… Nitekim herkes gibi ben de maçların çoğunluğunu NTV Spor’dan izledim. Heyecanlandım… Tabii ki Türkiye de aynı heyecanı paylaştı…  Dünya Şampiyonası’nı yerinden Japonya’dan yayınlamalarını beklerdim… Bu önce yayıncılığa ardından voleybola ve sponsorlara olan saygıdan dolayı olmalıydı..

Voleybolu bilmeyenler yada biraz uzak olanlar bazı şeyleri fark etmediler ama yıllarını voleybol içinde geçirenler pek çok olayın yansıtılamadığını görüp hayıflandılar. Mehmet Sevinç spiker Aylin Üstündağ da yorumcu olarak sadece ekranda gördüklerini biz seyredenler gibi anlatmaya çalıştılar… Maçların ardından  Burcu Hakyemez ve Alev Anakök’ün de katılımıyla Son Set’te maçların analizleri yapıldı…  Alev Anakök ‘’Ben ekrandan izleyip yorum yapmam’’ deyince iş Türkiye’nin maçlarında Aylin Üstündağ, diğer maçlarda ise Alper Erdoğuş’a (Uzun süre A Bayan Milli takımlar ve Eczacıbaşı’nda görev yaptıktan sonra Yeşilyurt Altyapı sorumluluğuna geldi) görev düştü… Yayıncılık etiği olarak futbol ve basketbolu böyle stüdyodan yapabilirler miydi acaba?  Bu iki branşın medyası ve camiası başlarına yıkardı dünyayı vesselam… Bu birinci ayıp…

Federasyon milli takımın adını değiştirdi de bizim mi haberimiz yok… Ligin adı Aroma Bayanlar Ligi…. Milli takımın adı da A Bayan Milli Takımı… Gel gör ki; Bizim NTV ve bir iki gazete Kadınlar Dünya Şampiyonası, Kadın milli takımı  deyip durdu… Kısacası kafalarına göre takıldılar…  Bu da ikinci ayıp..

Benim bir teklifim var:

Anadolu’da adama herif, bayana da karı diyorlar… İsterseniz bundan sonra böyle diyelim… Daha Türkçe…  TVF’yi, koskoca voleybol camiasını takmayın, aldırmayın. Siz yine bildiğinizi okuyun, Voleybola biraz bulaştınız kafanıza göre takılıyorsunuz…

Bana biraz ters gelen bir olay da çok sevdiğim ve her zaman saygı göstermeye çalıştığım (Türk voleyboluna 50 yıldan fazla hizmet edip bugün bu başarıda en büyük pay sahibidir) Cengiz Abi’nin (Göllü) böylesine önemli bir turnuvaya, Japonya’ya gitmemesi… Ardından Bayan Milli Takımlar Koordinatörü olarak sadece ‘’bir’’ gazeteye maçları yorumlaması… Diğer gazetelere haksızlık yapılmıştır… Haksız rekabete neden olunmuştur… Bu hatadır, yanlıştır…

Futbolda dünya şampiyonasına 150, basketbola 50 medya mensubu giderken voleybola nedense medyamız gereken önemi vermemiştir… Sadece Anadolu Ajansı’nın geçtiği haber ve fotoğrafları kullanmakla yetinmiştir… Kendilerini büyük, süper, en çok satan, en çok okunan gazete olarak ilan edenlerin voleybola gönderecek ya muhabiri yok yada parası yok… Ancak Sultanlar derece yaptıkça, NTV Spor’dan yayınlandıkça haberler sür manşet verilmeye başlandı ve yayın yönetmenleri hata yaptıklarını anladılar… Ama çok geçti… Hele kızlarımız final oynayıp şampiyon olsalardı, patronlarına ne söylerlerdi? bayağı merak ediyorum… Bu da Ayıbın üçüncüsü…

Medya göndermedi, TVF bir sponsor bulup kalabalık bir medya grubunu götürebilirdi… Böylesine önemli şampiyonalarda paranın lafı olmaz… (Bakınız: FB Acıbadem şampiyonlar Ligi dörtlü finali ve Mehmet Ali Aydınlar…)

Ayrıca hemen her gününü voleybola hizmet için geçiren federasyon üyelerinden sadece Ahmet Bey ve Başkan Erol Bey Japonya’da idi… Diğer üyeler ceplerinden para vermediği için mi, gitmek istemedikleri için mi yoktular çok merak ediyorum… Böyle organizasyonda olmayacaksın da hangisinde olmak ister insanlar?… Yanlış iki

RUSLAR HAKETTİLER, ŞAMPİYON OLDULAR

Rusya 2006’dan sonra 2010’da da Dünya Şampiyonluğuna imza atarken hücumdaki başarısına defans ve servis başarısı da eklenince şampiyonluk kaçınılmaz oldu. Rusya üst üste 2 kez dünya şampiyonu olurken tarihinde 7. kez bu mutluluğu yaşadı… Brezilya ise çok yaklaştığı şampiyonluğu kaçırmanın üzüntüsünü yaşadı.

Filenin Sultanları Japonya’daki 2 haftalık mücadele sonunda tüm ülkeye güzel anlar yaşattılar, tabii ki yaşadılar… Yarışın sonunda dünya 6’ncısı olarak ülkemize bir ilki daha yaşattılar. Kendilerini kutluyorum… Sultanlar önce gruptan çıkmayı başararak ilk 16 ülke arasına kalmayı başardılar. Ardından 8’erli 2 grup halinde oynanan maçlarda yine başarılı olarak ilk 8 arasına kaldılar. 5-8 mücadelesinde ilk maçta resmi maçlarda yenemedikleri Almanları bu kez yendiler. Oynadıkları maç tam bir heyecan fırtınası içinde geçti. Sultanlar 2-0 öne geçtiler. Ancak Almanlar 2-2 yaptılar. 5. setten mutlu ayrılan ise Sultanlarımız oldu. Almanları böylesine önemli turnuvada yenerek 5.lik mücadelesi yapmaya hak kazandılar. Sırbistan galibi İtalya ile oynadıkları maça iyi başladılar ama tecrübeli İtalya karşısında  iyi mücadele verdiler ancak güçleri set almaya yetmedi ve 25-23, 25-20 ve 25-21’lik setlerle İtalya’ya 3-0 yenilerek dünya 6. olarak turnuvayı bitirdiler. 2006’da ilk kez katıldığımız dünya şampiyonasında 10. olmuştuk. Bu kez 6. olup 4 basamak birden yükselerek başarı grafiğini yükselttik. Yenildiğimiz Çin, Kore ve dünya devlerinden Küba, Sırbistan, Almanya , Polonya ve Hollanda gibi ülkeleri de geride bıraktık.

15 günlük mücadele sonunda Rusya finalde Brezilya’yı 3-2 yenerek 2006’dan sonra bir kez daha şampiyon olmanın mutluluğunu yaşadı. Rusya’da geçen sezon Fenerbahçe Acıbadem’de oynayan Ekaterina Gamova en değerli oyuncu MVP seçilirken Neslihan Demir Darnel de 251 sayı ile en skorer oyuncu oldu. Neslihan 2006’da da en skorer oyuncu olmuştu… Neslihan’ı bir kez daha kutluyorum. 1999’da Eskişehir’de Balkan Şampiyonu olduktan sonra  TV 8’de yaptığım Spor Manşet programında geleceğin starı olacak diyerek Adnan Kıstak’la beraber programa konuk etmiştim. 11 yıl sonra kendisiyle hala gurur duyuyorum. Eline, koluna, aklına sağlık Neslihan…

Rusya’nın başında yıllarca Eczacıbaşı, Güneş Sigorta ve Milli takımda da görev yapan Vladimir Kuzitgin koç olarak görev yaptı ve takımını başarıya taşıdı. Yine geçen sezon Eczacıbaşı forması giyen orta oyuncu Borodakova da kaptan olarak görev yaptı. Ve Fenerbahçe Acıbadem’in yeni transferi Sokolova da başarılı voleybolu ile Rusya’nın şampiyonluğunda rol oynayan  bir başka tanıdık isimdi…

Şampiyonluğu kaçıran Brezilya’nın başında ise yine Fenerbahçe Acıbadem’i çalıştıracak olan Jose Roberto vardı ve üzülen taraf oldu. Sokolova bir anlamda yeni antrenörünü üzdü.

Japonya’daki dünya şampiyonasında ev sahibi Japonya ABD’yi yenerek bronz madalyayı kazandı ve kürsüye çıktılar. Olimpiyat şampiyonu ABD’li kızlar ise 4. lükle yetindiler…

BURHAN FELEK VOLEYBOL SALONU HİZMETE GİRDİ

TVF Başkanı Erol Ünal Karabıyık verdiği sözü bir kez daha tuttu ve 8 ay gibi kısa sürede 7000 kişilik voleybol salonunu bitirdi ve açılış törenini Ankara Beşevler Başkent Spor Salonu’nunda olduğu gibi muhteşem bir törenle  hizmete açtı… Kendisini ve emeği geçenleri kutlarım… Tüm voleybol camiası için hayırlı olsun… Bu konudaki geniş yazımı diğer yazımda bulacaksınız…

Sağlıcakla kalın.

Yüzünüzden gülme eksik olmasın.

Enver Bağlarbaşı


Haberi Paylaş

Comments are closed.