Eczacıbaşı Vitra’nın iki gün önce kazandığı maçın ardından final serisinin ikinci maçında mükemmel bir başlangıç yapması, serinin fazla uzamayacağı düşüncesini uyandırdı izleyenlerin zihninde. Ancak turuncu beyazlı takımın oyunun tüm gerçeklerini bir andan unutup sahada ne kadar yanlış varsa sergilemesi, Vakıfbank’ın ummadığı kadar kolay bir galibiyet almasına sebep oldu sevgili voleybol severler.
Veda
İki gün önce kötü bir performans sergileyen Lonneke Sloetjes, Giovanni Guidetti tarafından tribüne yollanmış, Chiara Di Lulio formayı sırtına geçirmişti. Hollandalı pasör çaprazının seneye takımda olmayacağı dedikoduları daha bir konuşulur olmuştu maç öncesinde. Böylesi bir kumar oynayan Guidetti, ilk setteki garabeti çözüp takımının oynaması gerekeni oynatınca, tercihinin sorgulanmasının önüne geçmiş oldu. Sloetjes’in maç sonrası arkadaşlarıyla ve tribünlerle olan diyalogu, adeta bir vedayı andırıyordu.
Acı ders
İki gün önce kazanan Ayazağa ekibi, rakibinden çok daha az hata yapmış, Vakıfbank’ın kendisine hediye ettiği sayılarla galibiyete uzanmıştı. Bu rakamlardan ders çıkarmış olan Guidetti, rakibinden daha düşük hücum gücüne sahip takımının topu önce oyunda tutması gerektiğini iyi öğretmiş oyuncularına. Bunun neticesinde Vakıfbank rakip hatalardan 27 sayı kazanırken topu oyunda tutmak yerine zorlayarak basit hatalar (fileye yakın topa vurmaya çalışırken fileye dokunmak, zorlayarak auta vurmak, blok çıkılmayacak topa çıkarak dışarı giden topu blok-auta çevirmek, vb.) Eczacıbaşı Vitra sadece 18 sayı kazanabildi.
İlk set çok iyi servis atan ancak sonrasında duran konuk takım, Vakıfbank’ın düzelen servislerine hiç ayak uyduramadı. Servis attıkça kazanan, kazandıkça kendine güveni artan sarı siyahlı oyuncular karşısında hata yaptıkça çözülen turuncu beyazlılar, her setin kırılma anında yaptığı ekstra hatalarla geri dönüşü imkansız hale getirdi.
Buna karşın özellikle defanstan dönen toplarda ortayı pek düşünmeyen Gamze Kılıç ve Ezgi Dilik, birinci set haricinde sahada dökülen köşe oyuncularının (Tijana Boskovic %36, Yeon Koung Kim %32, Jordan Larson %48) üzerine fazla düşmekle mağlubiyete giden yolun taşlarını döşedi. Büşra Kılıçlı’nın düşük performansının üzerine sakatlıktan henüz dönen ve maç eksiği açıkça gözlenen Beyza Arıcı’nın hücum ve blokta 0 çekmesi, Axa Sigorta Kupa Voley kahramanı Merve Atlıer’in neden oyunun sonuna dek kenarda bekletildiği sorusunu akla getirdi.
Bu tarz basit hatalar ve farklı kazanılan set sonrası “Ne vursak sayı olur” düşüncesinin yanlışlığı, Eczacıbaşı Vitra’ya acı bir ders niteliğindeydi. Eğer turuncu beyazlılar bundan gereken dersleri çıkarabilirse, normal sezonun lideri yeniden serinin favorisi durumuna gelebilir. Yok eğer bu yolda devam ederse, Şampiyonlar Liginden sonraki ikinci büyük darbeyi birkaç gün sonra alır.
Oynamasan da olur, yeter ki oynatma
İlk set sahada dökülen Vakıfbank’ta ikinci setle birlikte en büyük silah ortaya çıktı, servis. Rakibiyle aşık atamayacak bir kadro yapısına sahip olan sarı siyahlılar, Zhu Ting ile başlayan bir servis üstünlüğü yakaladı. Kelsey Robinson ve üçüncü sette Zehra Güneş’in de katılımıyla rakibinin manşetten hücuma geçiş düzenini bozan son şampiyon, sabırla defans yaptığı toplara %48 ile hücum ederek (27/56) rakibinin ilk toplardaki hücum avantajını sıfırladı. Toplamda %14 ile ortadan hücum eden ve Cansu Özbay’ın akıllı tercihleriyle bunu en optimal defanslarda ortaya koyan Vakıfbank, Eczacıbaşı Vitra’nın defanstan yalnızca %29 (17/59) ile top öldürmesini sağladı. Toplamda ortadan %9.6 (12/125) ile top kullanan Ayazağa ekibi, voleybolun basit gerekliliklerini uygulamamanın cezasını çekti.
Üçüncü maç
İlk iki maç gösterdi ki, servisi daha iyi atan, rakibinden mutlaka bir adım daha önde oluyor. Takımların Ting ya da Boskovic gibi en üst düzey silahlarına sahip olması dahi değiştirmiyor bu durumu. Akan oyunda ise Vakıfbank bir kez daha aynı taktiği uygulayarak topu bir şekilde karşı sahaya yollamalı ve bloktan defansa geçiş sekansında rakibine mutlaka bugünkü gibi hata yaptırmalı. Bunu yaparken kontra toplarda Milena Rasic ve Zehra Güneş’i kullanarak rakibinin blok koordinasyonunu bozmalı.
Eczacıbaşı Vitra ise ilk topta sayıya gitme anlayışını terk edip oyunun akışına göre bugün yapamadığı blokları kovalamalı. Elbette ortayı daha fazla kullanarak Boskovic ve Kim’in üzerindeki baskıyı azaltmalı.
Değişken Amerikalılar
Vakıfbank adına ilk maça göre en fazla gelişen, A.B.D.’li milli libero Kelsey Robinson’un oyunuydu. İki gün önce son derece zayıf bir performans gösteren ve sorumluluktan kaçan Robinson, bugün filenin üzerinde bir canavar gibiydi. Çok iyi servis attığını yukarıda söylediğimiz smaçör, çok kritik anlarda yaptığı zor hücumlarda da plase ya da hataya meyilli çaresiz toplar yerine vurup kırdı adeta. Üçüncü setten itibaren açık saçını da toplayan Robinson, sanki hafiflemişçesine daha yukarı ve daha güçlü mottosuyla takımının itici gücü oldu. Bu tarz maçlarda pek rastlamadığımız şekilde geri hücumlara dahi daha istekli geldi.
Buna karşın maça mükemmel başlayan vatandaşı Jordan Larson, ilk sonrası takım arkadaşlarına uydu ve sahada tel tel döküldü. Sahanın her iki tarafında yer alan A.B.D.’li oyuncular, bir maç içerisinde ne denli değişkenlik olabileceğini gözler önüne serdi adeta.
Motta işi öğrenmiş
Maçın hemen başında skor 1:2 iken Gamze Kılıç’ın plasesi yere değdiği halde düdük çalınmadı. Neyse ki sayıyı Eczacıbaşı Vitra kazandı ve hata önemsiz kaldı.
İkinci sette ise ilk rallide Zhu Ting, karşı sahadaki topu yönlendirip sayıyı takımına kazandırdı. Turuncu beyazlıların yardımcı antrenörü Hasan Çelik, Marco Aurelio Motta’ya file itirazında bulunmasını önerdi ancak Brezilyalı baş antrenör bunu kabul etmedi. Zira yapılacak bir itirazda filenin üzeri gösterilmeyecek, Eczacıbaşı Vitra yardımcı antrenörünün bir hataya itirazla başka bir kuş vurma ümidi gerçekleşmeyecekti. Bunu öğrenmiş olan Motta, teklifi kabul etmeyerek setin hemen başında bir itiraz hakkının boşa gitmesini engellemiş oldu.
Voleybol dolu günler dileğiyle,
Kayhan Kösem
kkayhan@hotmail.com
Comments are closed.